Pazartesi

SESSİZ OYUN-YILMAZ PARLAR

SESSİZ OYUN

Kuratörlüğünü Ayşe Pınar Akalın'ın üstlendiği, Sibel Kocakaya’nın “Sessiz Oyun” isimli sergisi 27 şubat 2016 cumartesi günü Bebeköy Backyard'da koleksiyonerlerin, sanat severlerin ve elit konukların yoğun ilgisiyle açıldı. 

İtalyan sanatcıların danışmanlığını yapan, pek çok sanat projesini hayata geçiren, sanat dünyasının ünlü ismi Ayşe Pınar Akalın'ın "Flashback" projelerindede imzası var. 

Proje yönetimini ve kuratörlüğünü, üstlenen Ayşe Pınar Akalın'ın bu kez “Sessiz Oyun” isimli serginin sanatçısı Paris’de yaşamını sürdüren Sibel Kocakaya. 

Bebeköy Backyard'da genç fotoğraf sanatçılarına alternatif ve doğal bir mekan içinde sergi imkanı sunmak üzere sosyal sorumluluk içeren sanat projeleri gördüğü yoğun ilgiyle birbirini takip ediyor. 

Paris’de sanat adına istediği özgürlük imkanını bulan sanatcı, aldığı ilhamla sınırlarına sığmıyor. Cıvıl cıvıl hayata bakış açısıyla İşlerinde tinselliği ön planda tutan sanatçı, beden mekan ilişkisini dengeli şekilde kurgularken denge sürecinde planı ihmal etmiyor.

Fotoğraf, resim, video gibi farklı disiplinlerle çalışan başlangıç noktasını fotoğraf olarak seçen, Sibel Kocakaya kendini ifade etmesini istediğimizde şöyle açıklıyor.

Fotoğrafda elde ettiğim görüntüler üzerinden hayata bakıyorum ve fotoğrafın bilinçdışı olanı ve çevreyle kurduğum deneyimle ortaya çıkarıyorum.
 
Kendi bedenimi kullanmamın en önemli sebebi söylemek istediklerimi en iyi bu şekilde anlatmaya olan inancımdan kaynaklanıyor.

Algıladıklarımızı, içselleştirdiklerimizi gerçekten de en samimi ve doğal kendi bedenimiz ile dışsallaştırırız. Şeklinde fikrini ifade ediyor. 

Kocakaya'nın, Doğa içindeki bedeni konu aldığı fotoğrafları gizlilik, geçmişin referanslarını alan mitsel bir kurgu ve bir oyun içeriyor. Süpürgenin üstüne atlayarak özgürlüğünü aramaya çıkan bireyin, doğa içinde çeşitli formlara soktuğu soyut bedeni aracılığı ile belki de yeni bir kimlik arayışının hikayesi bu.
 
Sanatçının yağlı boya tuval üzerine olan işleri ise, doğayla kurduğu temasın bir uzantısı ve yeniden o süreci yaşadığı bir dışa vurma eylemine dönüşüyor. Bu çalışmalarda yine doğayla temasta olan bireyin iki farklı ruh halini görmek mümkün; beyaz beden bu kurguda daha soyut ve tinsel kalırken, siyah mesafe ve gizemi temsil ediyor.

Fotoğraf ve tuvallerinde bir daha tekrarlanmayacak anları ve anıları ölümsüzleştirirken, kırmızı babet ayakkabıların dikkati çektiği stop motion video işinde ise bedeni, bir kasın ancak dikkatle bakıldığında fark edilebilen minik hareketi ile yaşama döndürüyor.

Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Ana Sanat Dalı’nda yüksek lisansını tamamlıyan, bu süreç içerisinde École Nationale Supérieure des Beaux-Arts Lyon' da eğitimine devam eden, Fransa’da Galerie Dukan’da ve İsviçre’de grup sergilerine katılan  sanatcı, Sibel Kocakaya, etrafında bulunan, karşılaştığı nesnelerle düşünsel ve felsefik bir ilişki oluşturuyor. Bulduğu bir süpürge, bir çubuk, yatak veya kırılmış bir tabak onun işlerinin merkezine oturup bizi hafızasının derinliklerine veya hayal gücünün yaratıcılığına götürebiliyor.

yilmazparlar@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder