Pazar

Altın Tepsi Birincisi-Sibel Doğan-Yılmaz Parlar

Altın Tepsi Birincisi

Unlu Mamüller Börek Üreticileri Derneğinin Geleneksel olarak düzenlemiş oldukları “Altın Tepsi” Yarışmalarının 2018 yılı Birincisi “Meleğim Çiğ Börek” isimli böreğiyle Sibel Doğan oldu.

Yarışma Birincisi Sibel Doğan    rüyasında Meleklerden Tarif almış.




Ödülünü Gastronomi Turizm Derneği Başkanı Gürkan Boztepe’den alan Sibel Doğan “Meleğim Çiğ Börek tarifini rüyamda meleklerden aldım.” dedi.

Yan yana kıvrılmış börek içindeki lezzetli inovatif  buluş. rüyasında melekler tarafından tarifi verilmiş. Meleğim çiğ börek olarak adlandırılmlş.



Her yıl, düzenlenen yarışmaya ilk kez katılan prestijli ödülü kazanan Sibel Doğan “Çok sevinçliyim. Sevincimden kanat takar melek gibi uçabilirim .” şeklinde sözü tüm katılımcıları ve izleyicileri gülümsetdi.





Etkileyici katılım ve rekor kıran giriş sayısından yola çıkarak, beklenti tüm zamanların en yüksek seviyesinde görünüyordu. Sekiz kategoriye yaklaşık yüz yarışmacı girdi. Bu yıl düzenlenen yarışmanın özel börek ​​kategorisinde kazanan Sibel Doğan’ın “Meleğim Çiğ Börek” sosu, gıda sektörü hakemlerinden ve gastronomi uzmanlarından oluşan tüm jürinin beğenisi kazandı  Geçtiğimiz yılda, tuzlu tarçınlı ballı börek  kazansada bu sene değişiklikle katıldığı yarışmada rekabete dayanamadı.





Buna bir hamur işi diyemezsiniz lezzetle yorumlanmış bir buluş diyebilirsiniz. Kendi işini açma hayali gerçekleşen Sibel Doğan beş altı seneden beri gastronomi girişimci iş kadını. Ancak o süre içinde devamlı lezzet avcıcı gibi yeni lezzetler peşinde..  Otantiklik için belirli bir çerçeve içinde olmak gerekli. Ancak fark yaratmak niyetiyle değil damak tadına en iyi lezzeti yakalamak adına sınırları aşıyor. Bu da kendisine has bir başarı getiriyor. İlk yarışması olan ve birincilik ödülü alan Sibel Doğan’a sorumuz Bahçelievler Basın sitesindeki Meleğim Cafe ve Böreğiniz, Meleğim Çiğ Börek marka olacağı muhakkak franchise verecekmisiniz.?





Sibel Doğan “ Birkaç gün içinde değişik kategoride bir yarışmam daha var. Mekanımda ön plana çıkardığımız üç temel ana menü seçenek sunuyoruz. Sürdürebilir eşit performansı yakaladığımızda. Yani potansiyelde eşitlik sağladığımızda, elbetde. Hedefimizde Türk mutfağının çok zengin çeşitliğinden hiç olmazsa üç çeşidi ile yerli - yabancı kişilerin beğenisini kazanarak. Gastronomi turizme hizmet verebilmek.” Cevabını alıyoruz.






yilmazparlar@yahoo.com

Salı

Güldürürken Düşündüren Tiyatro-Binbir Gece Masalları-Yılmaz Parlar

Güldürürken Düşündüren Tiyatro

Çiğdem Tunç Tiyatrosu'nun “Binbir Gece Masalları” büyük keyif içinde izlenen oyundaki klasik masallar günümüz günceline örtüşen bölümleri seyirciyi hem güldürdü hem düşündürdü.




17 Aralık 2018 Pazartesi günü, Çiğdem Tunç Tiyatrosu'nun yeni oyunu “Binbir Gece Masalları”nın galası Sahne Maslak'ta muhteşem bir atmosfer içinde gerçekleşti.




Gala öncesi kokteylde Şehrazat karakterini oynayan Çiğdem Tunç’un Tahtırevanda olduğu oyun kıyafetleriyle kortej halinde, tiyatro sever dostlarıyla buluşan tiyatro ekibi galaya renk katdı. 


Kısa söyleşide Çiğdem Tunç, "Çok severek oynuyoruz. Yetişkinlere masallar anlatıyoruz. Binlerce yıl geriden gelen hikayeleri sahneye taşıyoruz. Çok mutluyum” Dedi.

Müzikal türündeki fantastik oyunda müzik, dans, koreografi, dekor canlandırma gerçekden mükemmel bir uyum içindeydi.




Son derece mükemmel şehrazat rolünü oynayan Çiğdem Tunç başarısına birde zarif hareketleri ekleyince tiyatronun tüm özelliklerini üstünde toplayan profesyonel bir performans sergilemiş oldu.


Eray Yasin Işık tarafından yazılan, Çiğdem Tunç'un hem yönettiği hem de Şehrazat karakterine hayat verdiği oyunun diğer rol arkadaşları; Ergün Demir, Sema Aras, Abidin Yerebakan, Deniz Salman, Alper Çorumluoğlu, Soykan Kişioğlu, Ezgi Küçük, Savaş Özkartal, Derya Yıldız, Gökmen Göçbeyli, Gülben Başer, Tunahan Çilingir ve Balca Aydoğdu.




Tiyatroda birde vefa örneği vardı. Çiğdem Tunç, yıllarca aynı sahneyi paylaşan, her oyunun galasında kendisini yalnız bırakmayan Mehmet Ali Erbil'e özel yıldızlı koltuk ayırdı. Yoğun bakımda olan Erbil için “İyileşecek, gelip yerine oturacak” inancında olduğunu söyledi.


Ayrıca, Tunç, öğle saatlerinde hastaneye kaldırılan Ayşen Gruda ile ilgili de "Ayşen çok eski dostumdur. Yeri doldurulamayacak bir sanatçıdır. Acil şifalar diliyorum. Bir an önce sevenlerinin arasında olması en büyük temennim" şeklinde mesaj gönderdi.




Tuğba Özay, Engin Çağlar, Abdullah Şahin, Betül Arkın, Kaan Cüreklibatur, Banu Noyan, Parla Şenol, Hazım Körmükçü, Zeynep Tandoğan, Nevra Serezli, Murat Parasayar, Acelya Elmas, Murat Evgin, Ruhsar Öcal, Ece Gürsel, Neslihan Yargıcı başda olmak üzere galada  pek çok ünlü isim vardı.




Çiğdem Tunç’un göz kamaştıran Şehrazat kıyafetlerini duayen ünlü modacı Yıldırım Mayruk hazırlamış.


Akademi saha eğitim yöneticisi Musa Fırat yönetimineki Bereket Döner ve Hacı Şerif'in sponsor olduğu galada irmik helvası, dönerin lezzeti ve içecekler konukları memnun etdi.

Tiyatro kimliği;
Yazan: Eray Yasin Işık
Yöneten: Çiğdem Tunç
Oyuncular: Çiğdem Tunç (Şehrazat/Anka Kuşu)
Ergün Demir (Şehriyar/Kırkharami/Denizci Simbat)
Sema Aras (Sultan)
Abidin Yerebakan (Balıkçı Baba)
Deniz Salman (Vezir)
Alper Çorumluoğlu (Haberci)
Soykan Kişioğlu (Haberci)
Ezgi Küçük (Dünyazat)
Savaş Özkartal (Köle)
Derya Yıldız (Harem Kızı)
Gökmen Göçbeyli (Cellatbaşı)
Gülben Başer (Harem Kızı)
Tunahan Çilingir (Şahzaman)
Balca Aydoğdu (Harem Kızı)
Kostüm Tasarım: Yıldırım Mayruk
Kostüm Sorumlusu: İpek Sağlam
Afiş Fotoğrafı ve Tasarım: Tamer Özbek
Müzik: Nida Şan
Koreografi: Veysel Aymaz
Dekor ve Sahne Tasarımı: Cihan Aşar
Işık Tasarımı: Yüksel Aymaz



yilmazparlar@yahoo.com

Pazartesi

SE-SAM-104. Yıla 104 Ödül-Türk sinemasını geçmişten geleceğe taşıyanlar-Yılmaz parlar

104. Yıla 104 Ödül

Başkanlığını Yılmaz Atadeniz’in yaptığı Se-Sam (Sinema Eseri Meslek Sahipleri Birliği) 15 Aralık 2018 Cumartesi günü Grand Pera Emek Sahnesi’nde muhteşem törenle, “Türk Sineması’nın 104. yıla 104 ödül” sloganıyla ’a ödüllerini verdi. 





Aynı zamanda SE-SAM’ın 32. yılı olan geceye Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’da katıldı.




İş, sanat ve akademi dünyasının önde gelen isimlerinin katıldığı gecenin sunuculuğunu Hakan Türkşen ile Nur Türkşen üstlendiler.




1987 yılında Türk yapımcıları – sinemacılar ve video kaset dağıtımcılarının korunmaya alınması için devlet tarafından kurdurulmuş yarı resmi bir meslek birliği olan SE-SAM, Türkiye Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği Başkanı Yılmaz Atadeniz ve Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan tarafından çok anlamlı açılış konuşması yapıldı.

Simema merkezi Beyoğlunun geçmişden günümüze uzun ve pek çok imkanlardan yoksun zorlu süreçleri dile getirildi.



İlk ödül alan Cüneyt Arkın hakkında; büyük yapım şirketlerin hep güvendiği, zamanının en gözde yönetmenleriyle tarihi filmlerinde sirk sanatcısı gibi ata binişleri setlerde ölümüne gerçekci rolleri yaparken kırılmadık kemik kalmadığı, çok fazla seyirci kitlesine hitap etmesi hatırlatıldı. Zamanında bu filmlerdeki aksiyonlara daha başarılı ve kareografik zenginlikler katabilmek için Medrano sirkinde akrobasi öğrendiği özel karate dersleri aldığı açıklandı.

Ödülü alan Cüney Arkın pek çok dostlarını görmekden memnun olduğunu ebediyete intikal edenler için çok üzüldüğünü ifade ederek “Azrail Beni Unutdu” espirisiyle bir başka gözde aktör İzzet Günay’a ödülü sundu.



120 civarında filme imza atan tiyatro ve sinema oyuncusu İzzet Günay’da Cüney Arkın ile ilgili bir anekdotu paylaştı. Ediz Hun’a ödülünü verdi. Espiri yaparak “Ediz’cim yanlış adama düştün. Ediz, hep hanımlardan ödül almayı tercih eder” dedi.

Ediz Hun Türk sineması hakkında sözlerinden sonra  “Sanata değer vermeyen toplumlar asla yükselemez”sözü yoğun alkış aldı.





Türk sinemasına ciddi emekler veren, diğer sanatcılardan başda yönetmen –yapımcı Temel Gürsu ve eşi Canan Perver, Aydan Şener, Orhan Gencebay, Sevim Emre, Serdar Gökhan, Engin Çağlar, Selda Alkor, Belkıs Özener, Süleyman Turan, Şemsi İnkaya, Suzan Avcı, Suna Selen, Meral Konrad, Devlet Devrim, Nilüfer Aydan, Şükrü Avşar ve daha pek çok isimle birlikde sinema yazarlığında duayen Atilla Dorsay katıldı.




100’ün üzerinde uzun metrajlı sinema filmine imza atan, çekirdekten yetiştiği sektörde duayen isim haline gelen Yapımcı-Yönetmen-Senarist Temel Gürsu 56 yıl boyunca gönülden sinemaya bağlı bir isim. Gerçekden ödülü hak eden emektarlardan.





Türk ve Dünya sinemasına ışık tutacak ellinin üzerinde eseri bulunan, kitap ve yazılarıyla Türk sinemasına şekil veren emektarlardan, yüzyılda bir gelecek duayen yazar Atilla Dorsay’da ödülünü aldı. Mesleki hayatının sinema yazarlığının elli yılını geride bırakan Duayen Atilla Dorsay kitap yazdıkca dinleniyor, gençleşiyor aslında dahada devleşiyor.


Türk sinemasına değer katan bu gün Dünyada sevilen Türk sinamasına emeği geçen değerleri hatırlamak adına proje sahibi Yılmaz Atadeniz’i iki türlü kutlamak gerekiyor. Kendi hizmetleri ve

böyle bir gecenin projesi için.



 yilmazparlar@yahoo.com

Macaristan İstanbul Başkonsolosluğu Kültür merkezi-Aç Gözlerini-István orosz-yılmaz parlar

 Aç Gözlerini
Anamorfoz tekniğiyle Atatürk

Macaristan İstanbul Başkonsolosluğu Kültür merkezinde, gerçeküstü yetenek Macar sanatcı István orosz'un inanılmaz görüntüleri arasında Atatürk’ün Anamorfik tasarımı da yer aldı.


Macaristan’ın İstanbul Başkonsolusu Balazs Hendrich’in katılımıyla gerçekleşen, küratörlüğünü sanat tarihçi Kemal Orta’nın üstlendiği, Dünyaca ünlü Macar sanatçı Istvan Orosz’un, “Aç Gözlerini” isimli sergisi Macar Kültür Merkezinde, sanatseverlerle buluştu.

Macaristan’ın İstanbul Başkonsolusu Balazs Hendrich, Macar Kültür Merkezi müdürü Gábor Fodor, Küratör sanat tarihçi Kemal Orta ve Macar sanatçı Istvan Orosz birer konuşma yaptılar.

Görme duyusuyla algılanamayan, belirli bir biçime sahip değilmiş gibi görünen çizim, fotoğraf veya nesnelerin, simgesel düzende bir yere oturtulabilir,  özel bir bakış açısından algılanabilir olması anlamına gelen anamorfik tasarımıyla tanınan, fantastik anamorfik sanatıyla bilinen, evre omurgası özerk sanatsal çalışması olan István Orosz'in gravür çizim stili eserleri göz için, zeka için potansiyel bir dünyanın sanatını temsil ediyor.

Hangi görüntünün gerçekliğe daha yakın olduğuna, Pencerelerin dışarıya mı yoksa içeriye mi açıldığını hangi yanılsama olduğuna karar vermeyi zorlaştıran István Orosz'in eserleri muhteşem.


Matematiksel olarak eserleri imkansız nesneler, optik yanılsamalar, çift anlamlı görüntüler ve anamorflar ile bilinen Macar ressam István Orosz, sanatın düşünce ve felsefesinin algısal yolunu göstermek, farklı bileşenleri olduğunu, birbirlerini zenginleştirtiğini, fotoğrafik ayrıntılı çizimler, doğa bilimi kitaplarının, ansiklopedilerin yüzyılın dönüm çizimlerini tasvir ediyor.

İnce havaya karışan güçlü taş sütunlar, tuğlaların duvarlarına sorunsuz bir şekilde yapışan kitap rafları ve aynı anda birden çok yönden mekanı yansıtan tablolar - tüm bu akla gelmeyen manzaralar, dünyaca ünlü Macar sanatçısı István Orosz'un hayranlık uyandırıcı eserlerindendir.


Macaristan'ın imkansız yapıları en iyi şekilde gösteren illüstratör olarak, geometrik ilkelerle deneylerin sonucu paradokslar yaratan sanatcı István Orosz, izleyicilerin bakış açısıyla sürekli olarak oynayan akıllara durgunluk veren düşünceye ilham yaratıyor. Gerçekten eşsiz bir stil, çift anlamlar, optik yanılsamalar ve dağınıklık gibi geleneksel baskı yöntemleri ile gizli varlıklar sunan gerçeküstü görüntüler yaratıyor.




Görsel algının mutlaklığını ve biçimin yol açtığı yanılgıyı sorgulayan Aç Gözlerini sergisinde sanatçının imkansız mimariler ve yapılar, labirent, anamorfoz ve optik ilüzyonlar serilerinden işleri bulunuyor. Orosz’un son dönem konularından olan Gergedan ve Fil temalı eserlerinden de örnekler yer alıyor. Perspektif kavramını özgün üslubuyla eserlerinde ele alan sanatçı, görsel açıdan oldukça ilgi çekici kompozisyonlar ortaya koyuyor.



Bunların yanı sıra, István Orosz sergide yer alan anamorfik çalışmalarında, Yunancada yeniden dönüşüm anlamına gelen “Anamorfoz” kavramını yorumluyor. Perspektif ile oynayarak yarattığı imajları, kavisli bir ayna yardımı ile sadece bir açıdan bakıldığında görünür kılan Orosz, izleyiciyi saklı gerçek olgusu ile karşı karşıya bırakıyor. Sanatçı bu teknikte yarattığı iki anlamlı kompozisyonlarla uluslararası birçok sanat otoritesi tarafından bu alanda öncü kabul edilmektedir.



Ulusal ve uluslararası birçok ödülün sahibi olan István Orosz, István Orosz 1951 yılında Kecskemét'te doğdu. Genç yaşta edebiyattan hoşlanıyordu ve güzel sanatlar da uzun bir süre geçmişti. Sanat tarihi, gençleri ile ilgilenmeye başladı: iki yaz gününü, altmışlı yıllarda Zebegény Yaz Güzel Sanatlar Koleji Yaz Üniversitesinde geçirdi.  2016 yılında Batı Macaristan Üniversitesinden emekli oldu. Üniversite konseyi tarafından kendisine Profesör Emeritus ünvanı verilen sanatçı çalışmalarına Budapeşte’deki atölyesinde devam etmektedir.

Aç Gözlerini Sergisi, 10 Şubat 2019 tarihine kadar ziyarete açık olacak.



yilmazparlar@yahoo.com

Pazar

Herkes İçin Kalkınmada Kadının Rolü-9.Bogazici zirve-Yılmaz parlar


Herkes İçin Kalkınmada Kadının Rolü


9. Boğaziçi Zirvesi, 200 ye yakını yabancı siyasetçi, akademisyen, özel sektör temsilcisi, sivil toplum yöneticisi olmak üzere, 300'ü aşan konuşmacı ve bin beş yüz konukla, 'Barışın sürdürülmesi ve herkes için kalkınma” 'nın koşullarını, fırsatları; bir o kadar da, bu hedefi tehdit eden gelişmeleri işledi.






Enerjiden savunmaya, gayrimenkulden finansa, Sanat, kadın erkek eşitliği, yabancı ve yerli uzmanlarca,  küresel ve bölgesel meseleler mercek altına alındı.


Ticaret savaşları, Yön arayan Dünyada sürdürülebilir geleceğin kodları, Ticaret ve barış yaratmak için enstrüman; Gümrük Birliği, Sürdürülebilir kalkınma hedefleri: Ekosistemlerin oluşturulmasın hızlandırmanın zamanı mı, Sürdürülebilir kalkinma hedefleri kapsamında yenilenebilir enerji, Projeleri Finansmanında İslami finans araçlarinin kullanımı, Dünya yönetişiminde değişim ihtiyacı, İş Dünyasinin yeni büyüme rotasi: BM Sürdürülebilir kalkinma Hedefleri, Genç girişimcilik ve para piyasaları,  Modada Sanat, Sporda şiddetin önlenmesi, Fair Play ve 6222 Sayılı Yasa, Turizm ve kültür paneli: Truva, Eğitim paneli gibi pek çok konuda sorunlar, çözümler dile getirildi.




Hem bir insan hakları meselesi hem de kalkınmayı tetikleyici bir etken olarak cinsiyet eşitliğini, kadınların güçlenmesini temel alan cinsiyet eşitliğine ulaşılabilmesi için çok boyutlu bir tutum izleyen “Barışın Sürdürülmesi ve Herkes İçin Kalkınmada Kadının Rolü” oturumlar yoğun ilgi gören toplantılardan biri oldu.


Zimbabve’dan Bilgi, Basın ve Yayıncılık Hizmetleri Bakanı Monica Mustvangwa’nın, Venezüella’dan Kadın ve Cinsiyet Eşitliği Bakanı, Caryl Bertho’nın ve Türkiye’den Kadının Sosyal Hayatını Araştırma ve İnceleme Derneği Başkanı Ayça Akpek’in ve Nijerya’dan Kadın İşleri ve Sosyal Kalkınma Bakanı Hajiya Aisha Abubakar’ın konuşmacı, İngiltere, Birleşik Krallık’dan Global Woman Kurucusu Mirela Sula’nın Moderatör, Türkiye’dan BEMES Yapı A.Ş. Yönetim Kurul Başkanı Mutlu Alkan,




Birleşik Krallık’dan Justina Mutale Foundation Başkanı Dr. Justina Mutale, Yunanistan’dan Gazeteci Alexia Tasouli’nin Be-Live in U Uluslararası NLP & Koç Eğitimi Inc. Kurucusu Shiny Burcu Ünsal’ın, Azerbaycan, Avrupa Konseyi Parlementer Meclisi Üyesi Ganira Paşayeva, Türkiye Özyeğin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Departmanı Doçenti Deniz Şenol Sert, UK COO, Success Resources, Veronica Tan’ın panelist olduğu oturumlarda


Kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılımını artırmak, kadınların iş arama süreçleri kolaylaştırımak, iletişim ağların genişletilimesi konuları masaya yatırıldı. Ekonomik büyümenin ve kalkınmanın yolunun kadınları iş gücüne katmaktan geçtiği vurgulandı.


Kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılımını artırmak çeşitli iletişim kanalları, sosyal medya grupları, dönemsel ve bölgesel buluşmalar aracılığıyla birbirlerine destek vermeklerini sağlamak konuları işlendi.


Kadının iş gücüne katılması ile ilgili faaliyetlerini sürdüren şirketler sayısını artırmak, toplumsal yaşamda kadın erkek eşitliğinin sağlanması ve eşit işe eşit ücret imkânının sağlanması, öncelikli konular masaya yatırıldı


Kadınların çok azının çalışma hayatı içinde yer alması, oranı artırmayı hedefledikleri söylendi. Kadınlarla erkeklerin eşit fırsatlara erişemediği her alan için dengelenmesi ve müdahale edilmesi gereken bir alan olduğu açıklandı.


Kadınların çeşitli iletişim kanalları, sosyal medya grupları, dönemsel ve bölgesel buluşmalar aracılığıyla birbirlerine destek verdiği, Bu destek sanal gruplar üzerinden, yüz yüze, dönemsel buluşmalar ve bölgesel buluşmalar şeklinde olmakta ve giderek artdığı. Kadının iş gücüne katkısını artırmayı amaçlayan proje, sürdürülebilir bir kalkınma modeli yaratılması açısından da çok önemli olduğu vurgulandı.




 Hedeflerin hepsinde cinsiyet eşitliğinin sağlanması için alınması gereken somut adımların yanı sıra, toplumsal normlar ve davranışlar ile cinsiyet kalıpları gibi kadınların eğitim ve iş hayatına katılımını sınırlayan, kadın ve erkeklerin cinsiyet rollerini aşmalarına engel olan sebeplere de eğilmek gerektiği koşulu gözler önüne serildi. Hükümetlerin, sivil toplum ve özel sektörün sürdürülebilir kalkınma için barışçıl ve kapsayıcı toplumları teşvik etmek konusunda beraber çalışmaları önem taşıdığı belirlendi.


Boğaziçi zirve kapsamında gala yemekleri ve ve öğle yemeklerinde yine konuşmacılar yer aldı. Verilen özel gala yemeğinde, yabancı konukların hayran kaldığı, Sait Halim paşa yalısında konuklar, gerek Boğazın doyumsuz manzarasında gerekse yalı içinde hatıra fotografları çektirdiler.


yilmazparlar@yahoo.com

Malatya 8. Uluslaraarsı Film festivali -Yılmaz Parlar

Malatya ! Film festivali Neyine

Ey Malatya!  “Malatya Film Festivali” senin neyine, sinema endüstrin mi var? Sinema platoların mı var? Film mi üretiyorsun?. Film marketin mi var?  

Festival demek şenlik demek. Şenlik demek hasatdan sonra ürünü alan üreticinin yorgunluğunu atıp paraya dönüştürme umuduyla eğlenmesi, diğer hasata geçebilmesi için moral depolamasıdır.


Film festivali furyası hızlandı ve seri üretime geçen firma gibi, Türkiye’nin Tüm şehirleri, ilçeleri Film festivali düzenlemeye soluksuz devam ediyor. Muhtar Sponsor bulsa; Film Festivali yapacak.


Film Festivali, kırmızı halı kopyası tüm ülkeyi sardı. Markalaşmış ve bünyesinde sinema endüstrisi bulunduran şehirler bile festivali çeşitli toplumsal sosyal konulara odaklanmayla çeşitlendirip inovasyon yaparak farklılaşma rekabet şansını artırırken, klasik düzenlenmeyle faydasız, masraflı, kimseye fayda getirmeyen, sonunda parası halkdan çıkan organizasyonlara niye girersiniz.


Uluslararası festival diyorsun yabancı tek gazeteci yok ki; böylelikle yaptığı haberle Ülkesine şehrin turizm tanıtımını yapsın. 


Ülkende bile festivali yazacak, Turizm yazacak gazeteciyi çağırmıyorsun. Çağırdığın film yazarı gazeteci, film izlemeye geliyor. Filmi İstanbul’da ki basın gösterimi filmlerle yazamıyor mu?. Festivalini yazan, yerel basın zaten kendi bünyendeki basın. Yani “Kendin pişir Kendin ye”. Sınırlarını aşamıyorki; Ülke çapında duyursun..


Organizasyondaki Basın ve Halkla ilişkiler, ne Basın yazarlarından haberi var ne de, Halkla ilişkiler nezaketinden..Kim sizlere bu isimleri tavsiye ediyor.


Malatya’da kayısı var. Ön planda bununla ilgili festival düzenlemiş olsan, Ekonomiye katkı sağlarsın. Dünya festival çeşitlerine baktığında birbirinden farklı yüzlerce binlerce çeşit festival görürüsün her biri bulunduğu coğrafyaya katkı sağlıyor. 


İtalya, Lavanta festivali yapıyor, 80 çeşit türev ürünü bünyesinde taşıyor, sağlıkdan 

(şurup- ilaç)  -gıdasına ( Bal-reçel), kozmetikden (krem parfüm)-bilime, tarım ilaçlarına kadar... 

Kayısının özelliklerini, Dünya pazarındaki yerini söylemeye gerek yok..Markalaşman marka şehir olman ancak ürününü markalaştırırsan mümkündür. Ancak ürünün ile  öne çıkarsın..kendine ait olmayan, sahip olmadığın film endüstrisi ile değil.

   
Sinema dünyasının ünlü isimleri ve yabancı aktörler festivaline gelse bile ne olur. Ayrıca, hem onur ödülü veriyorsun, hemde çok büyük paralar karşılığında geliyorlar. 
Kendi reklamını bile yapamıyorsun..Uluslarası Filmi bırak kendi ülkende ulusal sineman Tv dizi film sektörünün gerisinde seyrediyor.

Furya olumsuzluğu içinde yaptığın masrafları, Tarihi mekanların tanıtımına harcamış olsan; gelen turistlerle şehrine önemli katkı sağlarsın. Markalaşman kendine has özellikleri olan ürün ve kültürel varlıklar ile mümkündür.


Umarız Turizm ve Kültür Bakanlığımız bu Film Festival kirliliğine dur der. Milli servete zarar veriyorsunuz.


Film Festivaline son verip, Kayısı Festivali yaparsan, Bölgendeki, Turizm kültürel varlıkları tanıtımına gidersen çok yönlü katkıların olur. Şehrine dolayısıyle ülkene ekonomik fayda sağlarsın..

Sahip çıkarak- paylaşamadığınız, Adıyaman ile Nemrut dağı kültürel mirası ön plana çıkarın.
Bana göre Dünya harikalarına artı bir ekleyerek Dünya’nın sekiz harikalarından biri. Başka ülkede olsaydı, hikayesi ile Ülke için hedeflenen turist sayısını kendi başına elde ederdi.

yilmazparlar@yahoo.com

Perşembe

Sami Savatlı’nın ‘Katmanlı Rastlantılar Sergisi’ Açıldı

SAMİ SAVATLI’nın ‘KATMANLI RASTLANTILAR SERGİSİ’ AÇILDI

Tasarım ve mimarideki dokunuşlarıyla mekânlara değer katan Sami Savatlı, ilk kişisel sergisi ‘Katmanlı Rastlantılar (Layered Coincidences) ile sanatseverlerle buluştu. 


Sevil Dolmacı Art Consultancy’de 24 Ekim 2018 Çarşamba (dün) akşamı gerçekleşen Katmanlı Rastlantılar Sergisi açılış kokteyline iş, sanat ve cemiyet hayatından çok sayıda davetli katıldı.


Sami Savatlı, geleneksel hat ve kaligrafi sanatlarından edindiği formları, aldığı tasarım eğitimi ve günümüz sanatının diliyle harmanlayarak, video ve enstalasyon tekniğiyle disiplinler arası bir boyuta taşıyor. Yazının estetik değeri üzerine yaptığı uzun soluklu çalışmalar sonucu birleştirici ve yeni bir dil yaratan sanatçı, yazının sanattaki popüler yerini korumasından yola çıkarak geleneksel ve deneyseli birleştirdiği sergisinde, kalıcı olabilecek yeni bir üslup yaratıyor.


Sanatçı, ‘günümüz ve geleneksel’ arasındaki duygusal ve zamansal çok katmanlılığı fiziksel dünyaya çıkaran işlerinde, aşinalık ve yabancılık duygusunu aynı anda yaratırken, aynı zamanda bu dualiteden de besleniyor.


‘Katmanlı Rastlantılar Sergisi’ 13 Kasım 2018 Salı gününe kadar sanatseverleri ağırlamaya devam edecek.


yilmazparlar@yahoo.com

Medyanın Yıldızları Antalya’da Toplanıyor-Yılmaz Parlar

MEDYANIN YILDIZLARI ANTALYA’DA TOPLANIYOR

Bu yıl ilki düzenlenecek olan Doğru Hasar Merkezi Medya Ödülleri gala gecesi Antalya’da, Sherwood Exclusive Hotel’de gerçekleştirilecek.


 Türkiye’nin en büyük hasar danışmanlık firmalarından birisi olan Doğru Hasar Merkezi’nin ana sponsorluğunda 28 Ekim Pazar akşamı gerçekleştirilecek, 1. Medya Ödülleri töreni yıldızlar geçidine sahne olacak. 


Sanat, siyaset ve spor dünyasını bir araya getirecek olan gecede Sinema, Müzik, TV ve Gazete dallarında çeşitli ödüller dağıtılacak.


Geceye Çiğdem Tunç, Ali Erkazan, Nuri Alço, Bahar Öztan, Arif Selçuk gibi sinema dünyasının ünlü isimlerinin yanı sıra, ekonomi yazılarıyla gündeme yön veren Akşam Gazetesi yazarı Prof. Dr. Deniz Gökçe, Sabah Gazetesi spor yazarı Gürcan Bilgiç, A Spor yorumcusu Yetkin Etkin, ses sanatçısı Alex Tataryan, röpotajlarıyla son yıllarda büyük ses getiren Seran Vreskala, magazin gazeteciliğinin duayen ismi Burhan Akdağ, Beyaz TV’nin sevilen magazin programı yapımcı ve sunucusu Mert Doğan gibi isimler katılacak.



Organizasyonu düzenleyen IST Production & PR Ajans’ın Genel Koordinatörü Başar Büyükkol, “Amacımız, Antalya’ya Altın Portakal gibi yıllarca ev sahipliği yapacağı bir organizasyon kazandırmaktı. 


Bunun için de Doğru Hasar Merkezi aracılığı ile ilk adımımızı attık. Aslında burada verilmesi gereken çok önemli sosyal mesajlar da var.  


Vatandaşlarımızın yaşadıkları ya da yaşayabilecekleri ölümlü yada ağır yaralanmalı trafik kazalarından sonra sahibi oldukları pek çok hakları var. Ve ne yazık ki pek çok vatandaşımız da bu haklarından haberdar değil. 


Biz bu organizasyon ile Doğru Hasar Merkezi adına bir farkındalık yaratmak ve vatandaşları da bu organizasyon aracılığı ile bilgilendirmek istiyoruz” dedi.


Doğru Hasar Merkezi Genel Müdürü Tamer Tezcan ise, “Bu organizasyon için çok büyük emek harcadık ve uzun zamandır hazırlık içindeyiz. 


Türkiye’nin dört bir köşesine yayılmış acentelerimiz ile gelecek olan değerli isimleri Antalya’da ağırlamaya hazırlanıyoruz. 


Amacımız bu organizasyonu geleneksel hale getirerek her yıl, medyamızın değerli isimlerini ağırlayabilmek” ifadelerini kullandı.


yilmazparlar@yahoo.com

Pazar

INTERFRESH Yaş Sebze Meyve, Depolama, Ambalaj ve Lojistik Fuarı-Yılmaz Parlar



Göze Çarpan Standlar

Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in hazır bulunduğu 17-20 Ekim 2018 tarihleri arasında, ANFAŞ Expo Center’de, Birincisi gerçekleşen, INTERFRESH Yaş Sebze Meyve, Depolama, Ambalaj ve Lojistik Fuarı Uğur Fora’nın Yönetici ortağı ve Murat Özer’in Genel Müdür olduğu ANTEXPO Fuarcılık Hizmetleri LTD. ŞTİ. Tarafından düzenlendi.


Başarılı Fuar Organizasyonunda, mevcut pazar paylarını artırmak, uluslararası alıcılara etkin bir şekilde tanıtmak, güçlü bağlantılar kurmak amaçlı fuar katılımcılardan, yerli ve yabancı farklı ülkelerden, binden fazla ürün markalardan gözümüze çarpan standlardan biri BAİB Batı Akdeniz İhracatcılar Birliği standı oldu.

BAİB Batı Akdeniz İhracatcılar Birliği standında,  BAİB Batı Akdeniz İhracatcılar Birliği Yönetim Kurul Başkanı Hakkı Ergin Civan, ANSİAD Antalya Sanayiciler ve İşadamları Derneği Yönetim Kurul Başkanı, M.Sadi Kan, Antalya Bilim Fakültesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, ANFAŞ Genel Müdürü Hüseyin Özdamar birlikde INTERFRESH fuar ve ANFAŞ Food Product fuar hakkında konuşur bulduk.
 

Ortak olarak Marka yaratmada bu tür ihtisas fuarlara ihtiyaç olduğunu dile getirdiler özetle Yerli yabancı çok fikirli ortam yaratmak dünya pazarındaki yerimizi daha da sağlamlaştırarak ve mevcut pazar paylarındaki payımızı artırmak, paydaş kurumların ve kişilerin katkı, destek ve girişimleri sonucunda, yeniliklere paralel olarak geliştirilen, üreticilerin mal ve mamullerini müşterileriyle buluşturma mekânlarında düzenlenen organizasyonlarla, gıda, tarım, değerlerimizin dışarıya açılması farklı bir kimlikle anılmasına, ürünlerini uluslararası alıcılara etkin bir şekilde tanıtmak, güçlü dağıtım ağlarının temsilcileri ile tanışma ve sağlıklı bağlantılar kurmak, pazarı yerinde görmek yoluyla etkili satış stratejileri belirleyebilmek ve önemli firmaların yöneticileri ve satın almacıları ile doğrudan temasa geçmek bakımında önemini vurguladılar
 

Üretimde Tohumun önemini ve Tohumla ilgili şehir efsanesinin olduğu günümüzde Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) standını ziyaret ederek bilgi istedik.

Başkanlığını Kamil Yılmaz’ın yaptığı, TÜRKTOB standında  “Ülkemizde GDO’lu tohum üretimi yoktur, ithalatı da yasaktır, bu konu Biyogüvenlik Yasası kapsamında çok sıkı denetim altındadır.”  Dediler.

Bakanlığın aldığı karar doğrultusunda 2018 yılından itibaren tüm tohumlukların sertifikalı olması ile Milli Tarım Projesi’nin varlığını söyleyerek projeyi açıkladılar. “Birliklerin ve üyelerin kurumsal kapasitelerinin arttırılması, Kaliteli ve yeterli sertifikalı tohumluk üretiminin sağlanması, Ar-Ge alt yapısının geliştirilmesi, Markalaşmaya önem verilmesi, İhracat imkanlarının geliştirilmesi Rekabetçiliğin artırılması, Kayıt dışılığın önlenerek haksız rekabetin önlenmesi, Bütün bunların yapılabilmesi için ihtiyaç duyulan gerekli yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesi. Projenin ana omurgasını teşkil eden maddelerdir. “açıklamalarında bulundular.


 Hibrit tohumları sorduk.  “Hibrit tohumların sağlığa zararlı olduğunu net bir şekilde ispatlayan bilimsel bir kanıt yoktur. Çünkü hibrit tohum üretimi doğal bir yöntemdir. Hele GDO ve GDO teknolojileri ile uzaktan yakından ilgisi yoktur.”  Bilgilerini aldık.

Dünya nüfusu hızla artarken insanları besleyecek topraklar azalıyor. Toprağın tüm dünyada çeşitli sosyal, ekolojik, kültürel, iktisadi etkileri Toprağı verimli kılmakdan geçiyor. Bu da doğru sulamayla ilgili Standımız BASUSAD oluyor.
 
BASUSAD Modern sulamanın Ülke ekonomisine katkısı bilgilerini veriyor. “Sektörün en büyük problem olan KDV ve merdiven altı üretim. Gün geçtikçe sağlıksız, kontrolsüz plastik atıklar kullanılarak üretilen özellikle yuvarlak sulama boruları ve yağmurlama boruları, insan sağlığını ve tarımı tehdit etmektedir. Piyasada faturasız, KDV’siz satışı yapılan bu ürünler sektöre büyük zarar vermekte, devletede vergi kaybına sebeb olmaktadır. BASUSAD bu konuda yetkililere destek verebilir ve bu tehlikeli gidiş durdurulabilir.”


THY Kargo Tüm ihraç ürünleri % 50 indirimli taşıma müjdesini Antalya Valisi Münir Karaloğlu açılış konuşmasında söylemişti. Bir kerede Kargo şefi Murat Yaşar Yıldız’dan duyduk.

NarSeb ve Mira Fresh ilginç ürünlerini sergilerken oldukça ilgi gördüler. Mersin Büyük Şehir Belediyesi  ve Çukurova Kalkınma Ajansı yine ziyaretci akınına uğradı.

DSV Deniz Hava Kara Taşımacılığı yoğun ilgi gören lojistik standların başında geliyordu.

16-19 Ekim 2019 tarihinde ikincisi gerçekleşecek fuarda fuar katılımcıları kendi yerlerini şimdiden kiralıyacaklarını söylediler.