Pazar

Herkes İçin Kalkınmada Kadının Rolü-9.Bogazici zirve-Yılmaz parlar


Herkes İçin Kalkınmada Kadının Rolü


9. Boğaziçi Zirvesi, 200 ye yakını yabancı siyasetçi, akademisyen, özel sektör temsilcisi, sivil toplum yöneticisi olmak üzere, 300'ü aşan konuşmacı ve bin beş yüz konukla, 'Barışın sürdürülmesi ve herkes için kalkınma” 'nın koşullarını, fırsatları; bir o kadar da, bu hedefi tehdit eden gelişmeleri işledi.






Enerjiden savunmaya, gayrimenkulden finansa, Sanat, kadın erkek eşitliği, yabancı ve yerli uzmanlarca,  küresel ve bölgesel meseleler mercek altına alındı.


Ticaret savaşları, Yön arayan Dünyada sürdürülebilir geleceğin kodları, Ticaret ve barış yaratmak için enstrüman; Gümrük Birliği, Sürdürülebilir kalkınma hedefleri: Ekosistemlerin oluşturulmasın hızlandırmanın zamanı mı, Sürdürülebilir kalkinma hedefleri kapsamında yenilenebilir enerji, Projeleri Finansmanında İslami finans araçlarinin kullanımı, Dünya yönetişiminde değişim ihtiyacı, İş Dünyasinin yeni büyüme rotasi: BM Sürdürülebilir kalkinma Hedefleri, Genç girişimcilik ve para piyasaları,  Modada Sanat, Sporda şiddetin önlenmesi, Fair Play ve 6222 Sayılı Yasa, Turizm ve kültür paneli: Truva, Eğitim paneli gibi pek çok konuda sorunlar, çözümler dile getirildi.




Hem bir insan hakları meselesi hem de kalkınmayı tetikleyici bir etken olarak cinsiyet eşitliğini, kadınların güçlenmesini temel alan cinsiyet eşitliğine ulaşılabilmesi için çok boyutlu bir tutum izleyen “Barışın Sürdürülmesi ve Herkes İçin Kalkınmada Kadının Rolü” oturumlar yoğun ilgi gören toplantılardan biri oldu.


Zimbabve’dan Bilgi, Basın ve Yayıncılık Hizmetleri Bakanı Monica Mustvangwa’nın, Venezüella’dan Kadın ve Cinsiyet Eşitliği Bakanı, Caryl Bertho’nın ve Türkiye’den Kadının Sosyal Hayatını Araştırma ve İnceleme Derneği Başkanı Ayça Akpek’in ve Nijerya’dan Kadın İşleri ve Sosyal Kalkınma Bakanı Hajiya Aisha Abubakar’ın konuşmacı, İngiltere, Birleşik Krallık’dan Global Woman Kurucusu Mirela Sula’nın Moderatör, Türkiye’dan BEMES Yapı A.Ş. Yönetim Kurul Başkanı Mutlu Alkan,




Birleşik Krallık’dan Justina Mutale Foundation Başkanı Dr. Justina Mutale, Yunanistan’dan Gazeteci Alexia Tasouli’nin Be-Live in U Uluslararası NLP & Koç Eğitimi Inc. Kurucusu Shiny Burcu Ünsal’ın, Azerbaycan, Avrupa Konseyi Parlementer Meclisi Üyesi Ganira Paşayeva, Türkiye Özyeğin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Departmanı Doçenti Deniz Şenol Sert, UK COO, Success Resources, Veronica Tan’ın panelist olduğu oturumlarda


Kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılımını artırmak, kadınların iş arama süreçleri kolaylaştırımak, iletişim ağların genişletilimesi konuları masaya yatırıldı. Ekonomik büyümenin ve kalkınmanın yolunun kadınları iş gücüne katmaktan geçtiği vurgulandı.


Kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılımını artırmak çeşitli iletişim kanalları, sosyal medya grupları, dönemsel ve bölgesel buluşmalar aracılığıyla birbirlerine destek vermeklerini sağlamak konuları işlendi.


Kadının iş gücüne katılması ile ilgili faaliyetlerini sürdüren şirketler sayısını artırmak, toplumsal yaşamda kadın erkek eşitliğinin sağlanması ve eşit işe eşit ücret imkânının sağlanması, öncelikli konular masaya yatırıldı


Kadınların çok azının çalışma hayatı içinde yer alması, oranı artırmayı hedefledikleri söylendi. Kadınlarla erkeklerin eşit fırsatlara erişemediği her alan için dengelenmesi ve müdahale edilmesi gereken bir alan olduğu açıklandı.


Kadınların çeşitli iletişim kanalları, sosyal medya grupları, dönemsel ve bölgesel buluşmalar aracılığıyla birbirlerine destek verdiği, Bu destek sanal gruplar üzerinden, yüz yüze, dönemsel buluşmalar ve bölgesel buluşmalar şeklinde olmakta ve giderek artdığı. Kadının iş gücüne katkısını artırmayı amaçlayan proje, sürdürülebilir bir kalkınma modeli yaratılması açısından da çok önemli olduğu vurgulandı.




 Hedeflerin hepsinde cinsiyet eşitliğinin sağlanması için alınması gereken somut adımların yanı sıra, toplumsal normlar ve davranışlar ile cinsiyet kalıpları gibi kadınların eğitim ve iş hayatına katılımını sınırlayan, kadın ve erkeklerin cinsiyet rollerini aşmalarına engel olan sebeplere de eğilmek gerektiği koşulu gözler önüne serildi. Hükümetlerin, sivil toplum ve özel sektörün sürdürülebilir kalkınma için barışçıl ve kapsayıcı toplumları teşvik etmek konusunda beraber çalışmaları önem taşıdığı belirlendi.


Boğaziçi zirve kapsamında gala yemekleri ve ve öğle yemeklerinde yine konuşmacılar yer aldı. Verilen özel gala yemeğinde, yabancı konukların hayran kaldığı, Sait Halim paşa yalısında konuklar, gerek Boğazın doyumsuz manzarasında gerekse yalı içinde hatıra fotografları çektirdiler.


yilmazparlar@yahoo.com

Malatya 8. Uluslaraarsı Film festivali -Yılmaz Parlar

Malatya ! Film festivali Neyine

Ey Malatya!  “Malatya Film Festivali” senin neyine, sinema endüstrin mi var? Sinema platoların mı var? Film mi üretiyorsun?. Film marketin mi var?  

Festival demek şenlik demek. Şenlik demek hasatdan sonra ürünü alan üreticinin yorgunluğunu atıp paraya dönüştürme umuduyla eğlenmesi, diğer hasata geçebilmesi için moral depolamasıdır.


Film festivali furyası hızlandı ve seri üretime geçen firma gibi, Türkiye’nin Tüm şehirleri, ilçeleri Film festivali düzenlemeye soluksuz devam ediyor. Muhtar Sponsor bulsa; Film Festivali yapacak.


Film Festivali, kırmızı halı kopyası tüm ülkeyi sardı. Markalaşmış ve bünyesinde sinema endüstrisi bulunduran şehirler bile festivali çeşitli toplumsal sosyal konulara odaklanmayla çeşitlendirip inovasyon yaparak farklılaşma rekabet şansını artırırken, klasik düzenlenmeyle faydasız, masraflı, kimseye fayda getirmeyen, sonunda parası halkdan çıkan organizasyonlara niye girersiniz.


Uluslararası festival diyorsun yabancı tek gazeteci yok ki; böylelikle yaptığı haberle Ülkesine şehrin turizm tanıtımını yapsın. 


Ülkende bile festivali yazacak, Turizm yazacak gazeteciyi çağırmıyorsun. Çağırdığın film yazarı gazeteci, film izlemeye geliyor. Filmi İstanbul’da ki basın gösterimi filmlerle yazamıyor mu?. Festivalini yazan, yerel basın zaten kendi bünyendeki basın. Yani “Kendin pişir Kendin ye”. Sınırlarını aşamıyorki; Ülke çapında duyursun..


Organizasyondaki Basın ve Halkla ilişkiler, ne Basın yazarlarından haberi var ne de, Halkla ilişkiler nezaketinden..Kim sizlere bu isimleri tavsiye ediyor.


Malatya’da kayısı var. Ön planda bununla ilgili festival düzenlemiş olsan, Ekonomiye katkı sağlarsın. Dünya festival çeşitlerine baktığında birbirinden farklı yüzlerce binlerce çeşit festival görürüsün her biri bulunduğu coğrafyaya katkı sağlıyor. 


İtalya, Lavanta festivali yapıyor, 80 çeşit türev ürünü bünyesinde taşıyor, sağlıkdan 

(şurup- ilaç)  -gıdasına ( Bal-reçel), kozmetikden (krem parfüm)-bilime, tarım ilaçlarına kadar... 

Kayısının özelliklerini, Dünya pazarındaki yerini söylemeye gerek yok..Markalaşman marka şehir olman ancak ürününü markalaştırırsan mümkündür. Ancak ürünün ile  öne çıkarsın..kendine ait olmayan, sahip olmadığın film endüstrisi ile değil.

   
Sinema dünyasının ünlü isimleri ve yabancı aktörler festivaline gelse bile ne olur. Ayrıca, hem onur ödülü veriyorsun, hemde çok büyük paralar karşılığında geliyorlar. 
Kendi reklamını bile yapamıyorsun..Uluslarası Filmi bırak kendi ülkende ulusal sineman Tv dizi film sektörünün gerisinde seyrediyor.

Furya olumsuzluğu içinde yaptığın masrafları, Tarihi mekanların tanıtımına harcamış olsan; gelen turistlerle şehrine önemli katkı sağlarsın. Markalaşman kendine has özellikleri olan ürün ve kültürel varlıklar ile mümkündür.


Umarız Turizm ve Kültür Bakanlığımız bu Film Festival kirliliğine dur der. Milli servete zarar veriyorsunuz.


Film Festivaline son verip, Kayısı Festivali yaparsan, Bölgendeki, Turizm kültürel varlıkları tanıtımına gidersen çok yönlü katkıların olur. Şehrine dolayısıyle ülkene ekonomik fayda sağlarsın..

Sahip çıkarak- paylaşamadığınız, Adıyaman ile Nemrut dağı kültürel mirası ön plana çıkarın.
Bana göre Dünya harikalarına artı bir ekleyerek Dünya’nın sekiz harikalarından biri. Başka ülkede olsaydı, hikayesi ile Ülke için hedeflenen turist sayısını kendi başına elde ederdi.

yilmazparlar@yahoo.com

Perşembe

Sami Savatlı’nın ‘Katmanlı Rastlantılar Sergisi’ Açıldı

SAMİ SAVATLI’nın ‘KATMANLI RASTLANTILAR SERGİSİ’ AÇILDI

Tasarım ve mimarideki dokunuşlarıyla mekânlara değer katan Sami Savatlı, ilk kişisel sergisi ‘Katmanlı Rastlantılar (Layered Coincidences) ile sanatseverlerle buluştu. 


Sevil Dolmacı Art Consultancy’de 24 Ekim 2018 Çarşamba (dün) akşamı gerçekleşen Katmanlı Rastlantılar Sergisi açılış kokteyline iş, sanat ve cemiyet hayatından çok sayıda davetli katıldı.


Sami Savatlı, geleneksel hat ve kaligrafi sanatlarından edindiği formları, aldığı tasarım eğitimi ve günümüz sanatının diliyle harmanlayarak, video ve enstalasyon tekniğiyle disiplinler arası bir boyuta taşıyor. Yazının estetik değeri üzerine yaptığı uzun soluklu çalışmalar sonucu birleştirici ve yeni bir dil yaratan sanatçı, yazının sanattaki popüler yerini korumasından yola çıkarak geleneksel ve deneyseli birleştirdiği sergisinde, kalıcı olabilecek yeni bir üslup yaratıyor.


Sanatçı, ‘günümüz ve geleneksel’ arasındaki duygusal ve zamansal çok katmanlılığı fiziksel dünyaya çıkaran işlerinde, aşinalık ve yabancılık duygusunu aynı anda yaratırken, aynı zamanda bu dualiteden de besleniyor.


‘Katmanlı Rastlantılar Sergisi’ 13 Kasım 2018 Salı gününe kadar sanatseverleri ağırlamaya devam edecek.


yilmazparlar@yahoo.com

Medyanın Yıldızları Antalya’da Toplanıyor-Yılmaz Parlar

MEDYANIN YILDIZLARI ANTALYA’DA TOPLANIYOR

Bu yıl ilki düzenlenecek olan Doğru Hasar Merkezi Medya Ödülleri gala gecesi Antalya’da, Sherwood Exclusive Hotel’de gerçekleştirilecek.


 Türkiye’nin en büyük hasar danışmanlık firmalarından birisi olan Doğru Hasar Merkezi’nin ana sponsorluğunda 28 Ekim Pazar akşamı gerçekleştirilecek, 1. Medya Ödülleri töreni yıldızlar geçidine sahne olacak. 


Sanat, siyaset ve spor dünyasını bir araya getirecek olan gecede Sinema, Müzik, TV ve Gazete dallarında çeşitli ödüller dağıtılacak.


Geceye Çiğdem Tunç, Ali Erkazan, Nuri Alço, Bahar Öztan, Arif Selçuk gibi sinema dünyasının ünlü isimlerinin yanı sıra, ekonomi yazılarıyla gündeme yön veren Akşam Gazetesi yazarı Prof. Dr. Deniz Gökçe, Sabah Gazetesi spor yazarı Gürcan Bilgiç, A Spor yorumcusu Yetkin Etkin, ses sanatçısı Alex Tataryan, röpotajlarıyla son yıllarda büyük ses getiren Seran Vreskala, magazin gazeteciliğinin duayen ismi Burhan Akdağ, Beyaz TV’nin sevilen magazin programı yapımcı ve sunucusu Mert Doğan gibi isimler katılacak.



Organizasyonu düzenleyen IST Production & PR Ajans’ın Genel Koordinatörü Başar Büyükkol, “Amacımız, Antalya’ya Altın Portakal gibi yıllarca ev sahipliği yapacağı bir organizasyon kazandırmaktı. 


Bunun için de Doğru Hasar Merkezi aracılığı ile ilk adımımızı attık. Aslında burada verilmesi gereken çok önemli sosyal mesajlar da var.  


Vatandaşlarımızın yaşadıkları ya da yaşayabilecekleri ölümlü yada ağır yaralanmalı trafik kazalarından sonra sahibi oldukları pek çok hakları var. Ve ne yazık ki pek çok vatandaşımız da bu haklarından haberdar değil. 


Biz bu organizasyon ile Doğru Hasar Merkezi adına bir farkındalık yaratmak ve vatandaşları da bu organizasyon aracılığı ile bilgilendirmek istiyoruz” dedi.


Doğru Hasar Merkezi Genel Müdürü Tamer Tezcan ise, “Bu organizasyon için çok büyük emek harcadık ve uzun zamandır hazırlık içindeyiz. 


Türkiye’nin dört bir köşesine yayılmış acentelerimiz ile gelecek olan değerli isimleri Antalya’da ağırlamaya hazırlanıyoruz. 


Amacımız bu organizasyonu geleneksel hale getirerek her yıl, medyamızın değerli isimlerini ağırlayabilmek” ifadelerini kullandı.


yilmazparlar@yahoo.com

Pazar

INTERFRESH Yaş Sebze Meyve, Depolama, Ambalaj ve Lojistik Fuarı-Yılmaz Parlar



Göze Çarpan Standlar

Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in hazır bulunduğu 17-20 Ekim 2018 tarihleri arasında, ANFAŞ Expo Center’de, Birincisi gerçekleşen, INTERFRESH Yaş Sebze Meyve, Depolama, Ambalaj ve Lojistik Fuarı Uğur Fora’nın Yönetici ortağı ve Murat Özer’in Genel Müdür olduğu ANTEXPO Fuarcılık Hizmetleri LTD. ŞTİ. Tarafından düzenlendi.


Başarılı Fuar Organizasyonunda, mevcut pazar paylarını artırmak, uluslararası alıcılara etkin bir şekilde tanıtmak, güçlü bağlantılar kurmak amaçlı fuar katılımcılardan, yerli ve yabancı farklı ülkelerden, binden fazla ürün markalardan gözümüze çarpan standlardan biri BAİB Batı Akdeniz İhracatcılar Birliği standı oldu.

BAİB Batı Akdeniz İhracatcılar Birliği standında,  BAİB Batı Akdeniz İhracatcılar Birliği Yönetim Kurul Başkanı Hakkı Ergin Civan, ANSİAD Antalya Sanayiciler ve İşadamları Derneği Yönetim Kurul Başkanı, M.Sadi Kan, Antalya Bilim Fakültesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, ANFAŞ Genel Müdürü Hüseyin Özdamar birlikde INTERFRESH fuar ve ANFAŞ Food Product fuar hakkında konuşur bulduk.
 

Ortak olarak Marka yaratmada bu tür ihtisas fuarlara ihtiyaç olduğunu dile getirdiler özetle Yerli yabancı çok fikirli ortam yaratmak dünya pazarındaki yerimizi daha da sağlamlaştırarak ve mevcut pazar paylarındaki payımızı artırmak, paydaş kurumların ve kişilerin katkı, destek ve girişimleri sonucunda, yeniliklere paralel olarak geliştirilen, üreticilerin mal ve mamullerini müşterileriyle buluşturma mekânlarında düzenlenen organizasyonlarla, gıda, tarım, değerlerimizin dışarıya açılması farklı bir kimlikle anılmasına, ürünlerini uluslararası alıcılara etkin bir şekilde tanıtmak, güçlü dağıtım ağlarının temsilcileri ile tanışma ve sağlıklı bağlantılar kurmak, pazarı yerinde görmek yoluyla etkili satış stratejileri belirleyebilmek ve önemli firmaların yöneticileri ve satın almacıları ile doğrudan temasa geçmek bakımında önemini vurguladılar
 

Üretimde Tohumun önemini ve Tohumla ilgili şehir efsanesinin olduğu günümüzde Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) standını ziyaret ederek bilgi istedik.

Başkanlığını Kamil Yılmaz’ın yaptığı, TÜRKTOB standında  “Ülkemizde GDO’lu tohum üretimi yoktur, ithalatı da yasaktır, bu konu Biyogüvenlik Yasası kapsamında çok sıkı denetim altındadır.”  Dediler.

Bakanlığın aldığı karar doğrultusunda 2018 yılından itibaren tüm tohumlukların sertifikalı olması ile Milli Tarım Projesi’nin varlığını söyleyerek projeyi açıkladılar. “Birliklerin ve üyelerin kurumsal kapasitelerinin arttırılması, Kaliteli ve yeterli sertifikalı tohumluk üretiminin sağlanması, Ar-Ge alt yapısının geliştirilmesi, Markalaşmaya önem verilmesi, İhracat imkanlarının geliştirilmesi Rekabetçiliğin artırılması, Kayıt dışılığın önlenerek haksız rekabetin önlenmesi, Bütün bunların yapılabilmesi için ihtiyaç duyulan gerekli yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesi. Projenin ana omurgasını teşkil eden maddelerdir. “açıklamalarında bulundular.


 Hibrit tohumları sorduk.  “Hibrit tohumların sağlığa zararlı olduğunu net bir şekilde ispatlayan bilimsel bir kanıt yoktur. Çünkü hibrit tohum üretimi doğal bir yöntemdir. Hele GDO ve GDO teknolojileri ile uzaktan yakından ilgisi yoktur.”  Bilgilerini aldık.

Dünya nüfusu hızla artarken insanları besleyecek topraklar azalıyor. Toprağın tüm dünyada çeşitli sosyal, ekolojik, kültürel, iktisadi etkileri Toprağı verimli kılmakdan geçiyor. Bu da doğru sulamayla ilgili Standımız BASUSAD oluyor.
 
BASUSAD Modern sulamanın Ülke ekonomisine katkısı bilgilerini veriyor. “Sektörün en büyük problem olan KDV ve merdiven altı üretim. Gün geçtikçe sağlıksız, kontrolsüz plastik atıklar kullanılarak üretilen özellikle yuvarlak sulama boruları ve yağmurlama boruları, insan sağlığını ve tarımı tehdit etmektedir. Piyasada faturasız, KDV’siz satışı yapılan bu ürünler sektöre büyük zarar vermekte, devletede vergi kaybına sebeb olmaktadır. BASUSAD bu konuda yetkililere destek verebilir ve bu tehlikeli gidiş durdurulabilir.”


THY Kargo Tüm ihraç ürünleri % 50 indirimli taşıma müjdesini Antalya Valisi Münir Karaloğlu açılış konuşmasında söylemişti. Bir kerede Kargo şefi Murat Yaşar Yıldız’dan duyduk.

NarSeb ve Mira Fresh ilginç ürünlerini sergilerken oldukça ilgi gördüler. Mersin Büyük Şehir Belediyesi  ve Çukurova Kalkınma Ajansı yine ziyaretci akınına uğradı.

DSV Deniz Hava Kara Taşımacılığı yoğun ilgi gören lojistik standların başında geliyordu.

16-19 Ekim 2019 tarihinde ikincisi gerçekleşecek fuarda fuar katılımcıları kendi yerlerini şimdiden kiralıyacaklarını söylediler.








Perşembe

Yüzyıl Sonra Çizgilerin Savaşı-Yılmaz Parlar

Yüzyıl Sonra Çizgilerin Savaşı 

Fransız Kültür Merkezi, 10 ekim 2018 Çarşamba günü, Yüzyıl Sonra Çizgilerin Savaşı isimli sergiye ev sahipliği yaptı. 


Sanatseverlerle buluşan serginin açılışında, Fransa İstanbul Başkonsolos Bertrand Buchwalter ve Fransa İstanbul Başkonsolos yardımcısı Aurélien Maillet’ de hazır bulundular.


Fransız Kültür Merkezi, müdürü Matthieu Bardıaux sergi hakkına bilgilendirdi. Fransızca konuşmasını Aslı Akıncı tercüme etdi.


Müdür  Matthieu Bardıaux “Birinci Dünya Savaşı’nın bitişinin yüzüncü yıl dönümünü anmak amacıyla, bu önemli bellek çalışmasından payımıza düşeni yerine getirmek istedik. Bu sebeple, İzzettin Çalışlar ve Mesut Yaşar Tufan’ın önerdiği bu sergiye ev sahipliği yapmaktan çok mutlu olduğumuzu belirterek, kendilerine teşekkürlerimizi sunarız. Hem yetişkinlere hem de genç kuşaklara hitap eden bu çalışmanın öğretici içeriği bizi oldukça etkiledi.”dedi.


Hiciv ve mizah dolu çizimler, Birinci Dünya Savaşı sürecine eşlik eden bir tür olduğunu, Basın gündemini işgâl ettiği gibi, cephede de ciddi bir ölçüde takip edildiğini söyleyen Bardıaux “ Yüzbinlerce kopya basılan kartpostallar, kamusal alanda yayınlanan posterler veya uçaklardan atılan broşürler şeklinde de yayılabiliyordu. Amaç, vicdanlara dokunmak, seferberliğe yardım etmek, karşı cehpede işlenen suçların dehşetini, aynı zamanda kendi kahramanlıklarını da sergileyebilmekti. Savaş toplarının patladığı bu zamanda, çizer, bir bakıma düşmanın işlediği zulüm hakkında “gerçeği” söyleyebilen bir kahramandı.” Şeklinde çizimlerin anlamını vurguladı.




Tasvir yarışı olan bu savaş süresinde çizimlerin, ressamlık eğitimi almış çizerlerin lirik yapıtlarından sıyrılıp modern siyasi karikatüre dönüştüğünü aktaran Matthieu Bardıaux. “Bu yeni eğilim, 1917 sonrası daha temel değişimlere uğrayacaktır. Vatansever, propagandacı bir üsluptan, eleştirel, yer yer anti-militarist ve hatta pasifist bir çizime doğru yönelme söz konusu. Siyasi karikatürde önemli bir unsur teşkil eden mizah, bu değişime yol açan sebepler arasında yer almaktadır. Fransa’da ilk mizah dergilerinin çıkışı da bu döneme rastlar. Bunlar arasında, ilk baskısı 10 Eylül 1915 tarihinde çıkan, Fransızlar tarafından iyi bilinen ve günümüzde hâlâ ifade özgürlüğü ve aynı zamanda iktidar karşıtlığının sembolü olan « Canard enchainé » dergisidir.”açıklamada bulundu.




“20. yüzyıl boyunca çizerler, Charlie Hebdo örneğinde olduğu gibi en ağır bedelleri ödeme pahasına, hoşgörüsüzlüğün ve sansürün sınırlarını mütemadiyen zorlamış, Birinci Dünya Savaşı sırasında doğan « kara » mizahtan bolca faydalanmışlardır. Basın özgürlüğü ile ifade özgürlüğü bir bütün oluşturur. Eğer düşüncelerimizi ifade etme hakkımız varsa, bu düşünceleri toplum önünde dile getirmeye özellikle de basın aracılığyla yayma hakkımız olmalı. Bu sergide ele alınan sorular hâlâ yakıcı bir şekilde gündemde. Demokrasinin sarsıldığı bir dönemde, gazetecinin rolü ne olmalı ? Hangi engelleri aşmalıdır ? Tarafsız kalması mümkün müdür ? Tüm bu sorular, Fransız Kültür Merkezi’nde 20 Ekim’de düzenlediğimiz, önemli Fransız ve Türk gazeteciler tarafından ele alınacaktır. Bu etkinlikte sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız.” Diyerek teşekkür etdi. Kuratörler İzzettin Çalışlar ve Mesut Yaşar Tufan’ı konuşmaları için davet etdi.




İzzettin Çalışlar ve Mesut Yaşar Tufan “20. yüzyılda karikatür sanatı önemli değişiklikler yaşadı, gazete ve magazin dergilerinde sıkça yer alır oldu. 1. Dünya Savaşı yıllarında dönüşen karikatür anlayışı, bu yüzyıldaki önemli siyasal propaganda araçlarındandı. 





Birinci Dünya Savaşı’nda tarih sahnesine çıkan kişiliklerin büyük bir kısmı karşı propaganda yöntemi olarak karikatürize edildi. 1914-1918 arasında yaşananlar ilk küresel vakaydı ve bu savaşı başlatıp bitiren etkenleri yüz yıl sonrasında karikatürlerle izlemek farklı bir deneyim vaat ediyor. Sadece bu sergideki seçki bile yüz yıl sonrasına net bir şekilde şu mesajı gönderiyor: Savaşın yücelttiği şiddet ve aşağılama, insanlığın tarih boyunca kazandığı tüm erdemlere karşı duruyor; insanı olması gerekenden farklı bir varlığa dönüştürüyor. Dünyanın bir daha böyle bir deneyim yaşamaması dileğiyle yüz yıl öncesinin çizgileriyle buluşuyoruz. Aradan yüz yıl geçtikten sonra bu dönemi bir kez de karikatürler aracılığıyla takip etmenin izleyici için farklı bir deneyim olacağını umuyoruz.” Açıklamalarda bulundular.


yilmazparlar@yahoo.com

Çarşamba

Annemin Şarkıları Açıkhava”da-Yılmaz parlar




ESKİ SEVİLEN SANATÇILAR SAHNEDE


Annemin Şarkıları Açıkhava”da İsimli eski sevilen şarkıları   icra eden sanatçılar vereceği konser hakkında basın toplantısı düzenledi.


CVK Bosphorus Hotelde 08 ekim 2018 salı günü gerçekleşen toplantıda, Çiğdem Tunç gelemeyince Burhan Akdağ moderatörlüğü üstlendi. Katılan sanatcılar, Cahit Berkay, Gülden Karaböcek, Ercan Turgut, Bilgen Bengü, Ersan Erdura, İskender Doğan ve Dilek Arman kısa konuşma yaptılar. Birer kuble liste başı olmuş şarkılarından okudular. Hiperaktif geçen Basın toplantısı tecrübeli sanatcıların keyifli konser gerçekleştireceklerin bir işaretiydi.
45’lik Plaklardan Canlı Yayın…Annenize Gençliğini Hatırlatmak İçin Alın Ve Gelin! Sloganlarla mevsimim son konseri olsada bundan sonra bu tür dizi konserlerle sanatsever dinleyicelerle buluşacakların ilki olacağını söylediler.
İstanbul Harbiye Açıkhava Tiyatrosu, 16 Ekim’de çok farklı bir geceye ev sahipliği yapacak şeklinde vurgulanan konser, Türk Müziği’nin son 50 yılına damga vurmuş sanatçılar, o yılların en sevilen şarkılarını canlı olarak seslendirecekler… 

 “Annemin Şarkıları” konserinde o yıllara damga vuran Cahit Berkay, Gülden Karaböcek, Semiha Yankı, Ercan Turgut, Bilgen Bengü, Ersan Erdura, İskender Doğan, Rana Alagöz, Selçuk Alagöz ve Dilek Arman en popüler şarkılarını seslendirecek. Gecenin sunuculuğunu ise Çiğdem Tunç yapacak…

İki şarkıyla sınırlandırılan, Alfabetik sırayla sahne alacak sanatcılar “Annemin Şarkıları”, o döneme imza atan şarkılarla nostalji gecesi yaşatacak. 


Akdeniz Organizasyon’un çabalarıyla CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul ‘da bir araya gelen sanatçılar, aşklarını, hüzünlerini, coşkularını o dönemin şarkılarıyla yaşayan tüm sanatseverleri konsere beklediklerini söyledi. 


Katılan sanatçıların, popüler olan şarkılarından kısa bölümler söylemesi basın toplantısına ayrı bir renk kattı. Cahit Berkay’ın da, “Ben o dönemde şarkı söylemezdim, sadece müziğimle eşlik ederdim. Gitar sesi çıkaramayacağıma göre burada konuşmamla bu değerli dostlara eşlik ediyorum” demesi salondakileri kahkahaya boğdu.

‘’Annemin Şarkıları’’ adlı proje; ‘’nerede o eski günler’’ ifadesinden ‘’nerede o eski şarkılar’’ kısmını pay alarak hazırlandı. 1950-1980 aralığında yaklaşık 30 yıllık bir dönemi ele alacak olan program, o yılların; şarkıları, türküleri ve Türkçe sözlü hafif müzikleri, modası, magazini ve elbette o şarkıları seslendirenler sanatçılar ile çok özel bir atmosfer yaratacak.


Nostaljik, magazinel, hatta biraz kültürel, müzik ve eğlence amaçlı bir program 16 Ekim 2018 Tarihinde Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde saat 21:00’de gerçekleştirilecek.


yilmazparlar@yahoo.com



Cuma

25. Uluslararası Adana Film Festivali kapsamında sevgi korteji-Yılmaz arlar

Sinemacılar Sevgi Korteji'yle Adana Halkını Selamladı

25. Uluslararası Adana Film Festivali kapsamında sevgi korteji düzenlendi.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü başta olmak üzere, aralarında Yusuf Sezgin, Süleyman Turan, Selma Güneri, Nuri Alço, Tuğrul Meteer, Mustafa Alabora’nın da bulunduğu çok sayıda ünlü sinema sanatçıları, yapımcılar, yönetmenler üstü açık klasik arabaların oluşturduğu konvoyla, Hilton Hotelinden hareket ederek Adana Caddelerinde, sinemasever Adana halkına kırmızı karanfil çiçekler sunmayla sevgilerini ifade ettiler. 

Sinemaya ömrünü adayan sanatcıların sığınağı olarak zikredilen Adana’nın bereketli topraklarının sıcacık samimiyeti ile ağırlayan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün öncülük ettiği sevgi Korteji sadece Adana’ya değil Tüm Türkiye coğrafyasına da sanata verilmesi gereken değeri vurguladı.



Büyükşehir Belediye önünde konfetilerle karşılanan konvoyu oluşturan sinemacılar, Adana Halkının sinemaya olan aşkının verdiği ilhamın minnettarlığını dile getiren güzellikteydi.

Festival kapsamında sinemacılara oyunculara duygularını sorduğumuzda tek kelimeyle, harika, mükemmel cevaplarını aldık. Festivale her katılışlarında aynı heyecanı duyduklarını söylediler.
Yine konvoy içinde sinema karakter tiplemeleri halkın ilgi odağı oldu. Sinemasever Adana’lılar, ünlülerle şov sanatcılarıyla bol bol hatıra fotografı çektirdiler, selfie yaptılar.

Sevgi Korteji’ni Adana Büyükşehir Belediyesi önünde halk durdurdu. Konvoyda yer alan dansçılar muhteşem dans gösterisi sundular. Show’a eşlik eden davullarda çok ilgi gördü.
Kortej sonrası tüm hızıyla devam eden festival Sertab Erener’in Konseriyle dahada renklendi.
Türk Müziğinin sevilen sesi Sertab Erener, İstasyon Meydanı’ndaki konserle Adanalılara unutulmaz gece yaşattı.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ve MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy’un da katıldığı konserde ünlü sanatçı Erener’e çiçek ve plaketini de Başkan Sözlü, kızı Gökçen Sözlü ve MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy verdi.


yilmazparlar@yahoo.com

Çarşamba

25. Uluslararası Adana Film Festivali Onur Ödülleri töreni-Yılmaz Parlar


Yerli, milli olmadan evrensel olunmaz  
24 Eylül 2018 Pazartesi günü Adana Hilton Hotelde, gerçekleşen, 25. Uluslararası Adana Film Festivali Onur Ödülleri töreninde, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, "Bir şeye inanıyoruz ki yerli olmadan, milli olmadan evrensel olunmaz"dedi
Düzenlen törende Vizyon Sahibi Yönetmen ödülü Rus yönetmen Aleksey Fedorchenko’ya Yaşam Boyu Başarı Ödülü Şerif Gören'e, Onur Ödülleri Cüneyt Arkın, Muhterem Nur, Ahmet Mekin ve Süleyman Turan'a "" takdim edildi. 
Nefise Karatay ile Oktay Kaynarca'nın Sunuculuğunu üstlendiği törende, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, “ Festival Yeşilçam'dan, Türk sinemasının geleneğinden aldığı güçle 1969 yılında başladı.

Hem yerli sinemamıza hem uluslararası sinemaya ev sahipliği yapıyoruz. Bugün onur ödülleri vereceğiz ama şunu ifade etmek istiyorum ki onurlu Türk sinemasının zaten onurlu olan değerli sanatçılarına onur ödülü vermek tabii ki haddimize değil, bizimki bir vefa örneğidir. Ne mutlu ki onlarla Türk sineması yücelmiş ve bugün dünya sinemasında önemli bir yer edinmiştir. Uluslararası camiaya baktığımızda kendi sineması yabancı filmlere yenilmeyen, en fazla seyirci çeken sinemalardan bir tanesi Türk sinemasıdır. İşte biz o sinemaya, Türk sinemasına, Türk sanatına, Türk sanatçısına Adanalılar adına bereketli topraklardan hizmet etmekten büyük şeref duyuyoruz."ifadelerini kullandı.

Sözlü, "Sanat tabii ki aynı zamanda bütün dünya insanlığının ortak dilidir" diyerek, Vizyon Sahibi Yönetmen ödülünü Rus yönetmen Aleksey Fedorchenko’ya takdim etdi.
Yaşam Boyu Başarı Ödülü"nü alan Şerif Gören “ilk filmimi Adana'da çekmiştim. Çok uğurlu geldi.”dedi Şerif Gören Adana’yla bütünleşmiş Adana ‘nın simgesi olmuş Büyük sinemacı  Yılmaz Güney hakkında "Yılmaz Güney bana Şerif kardeş ben ona Yılmaz abi derdim. Beraberliğimiz yaklaşık 10 yıl sürdü. Tabii ki Yaşar Kemal ile sohbetlerimizi, Orhan Kemal'ın tavla oynayışını, tespihini hiç bir zaman unutmadım. 25. yılda bu ödül önemli bir şey. Bu ödülle de beni onurlandırdınız, gururlandırdınız ve bu ödülü şerefle saygıyla taşıyacağım" sözleriyle şükranlığını ifade etdi.

Ahmet Mekin, Adana Vali Yardımcısı Mustafa Aydın'dan ödülünü aldı. 
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Sözlü sağlık sorun nedeniyle törene gelemeyen Cüneyt Arkın'ın ödülünü, eşi Betül Cüreklibatur ile oğlu Murat Arkın'a verdi.
Cüneyt Arkın, görüntülü olarak ekrana bağlandı. "Uzun süredir ayrı kaldım sizlerden. Sevgi dolu içten gelen bakışlarınızı, sımsıcak hareketlerinizi, o candan yaklaşmalarınızı çok özledim. Hepinizi sevgi ve saygıyla kucaklıyorum" dedi.

Ödülü babası adına alan Murat Arkın, bir gerçeği gözler önüne serdi. Telif Hakları.
Murat Arkın babası hakkında "Çok ter döktü yetmedi kanını döktü. Vücudunda kırılmadık kemik kalmadı, ölümlerden döndü ama yine de hiç kimseden bir şey istemedi. Artık 82 yaşında istediği bir tek şey var. Mümkünse telif haklarını hakkını istiyor. Bunu niye istiyor. Bunu Yeşilçam emekçileri ve aileleri için istiyor. Çünkü o sadece filmlerinde değil gerçek hayatta da bir Battal Gazi, bir Kara Murat, Malkoçoğlu. Aslına baksanız o Vatandaş Rıza'nın ta kendisi. Öğretmen Kemal, Komiser Cemil. İnsanlığıyla adamlığıyla 82 yaşında olmasına rağmen delikanlılığıyla milliyetçiliğiyle vatanseverliğiyle halkına olan aşkıyla askerine olan saygısıyla ve daha da önemlisi bütün bu değerleri bağrında barındıran gerçek Atatürkçülüğüyle Cüneyt Arkın."Şeklinde babasının kişiliğinide özetledi.

MHP Adana Milletvekili Muharrem Varlı, Muhterem Nur’a ödülünü sundu.
Aktörlüğü "mahcup adamın intikamı" olarak değerlendirilen Süleyman Turan Ödülünü Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Sözlü'den aldı.
Turan, "Bundan sonra da ne kadar mahcup olabilirim gerçekten bilmiyorum ama yine de mahcup olmaya hazırım ne olursa olsun" diye konuştu.
Törende ABD’li şarkıcı Della Miles Türkçe ve yabancı şarkılardan oluşan konseriyle devam etdi. 
yilmazparlar@yahoo.com