Pazar

Winter Wonderland 2019-Yılmaz Parlar

 Başarı iletişimle Başlar

Günümüzde kişilerarası iletişim, insanlar arasındaki etkileşimlerde çok önemli bir faktördür, çünkü onsuz tek bir psikolojik işlev oluşturmak imkansızdır. 




Konuşma sırasında karşılıklı anlayışı geliştiriyoruz ve karmaşık sistemindeki tüm dinamikleri ile birçok yönden ilişkiler kuruyoruz.


Etkili iletişim psikolojisi için yeteneğini belirleyen birkaç seviye vardır. Yüksek uyumluluk, esneklik ve temas olduğunu varsayarsak, özgürlüktür; cesaret ve onur gösterisi ile aktif liderlik; ortak düzeyinde, fikri dinlemenizi ve en iyi çözümü bulmanızı sağlar. Sosyallik, tanışma ve iletişim kolaylığı ve kolaylığını sağlayan bir kişinin iyi niyetli duygusal durumu ile doğrudan ilgilidir.




Londra merkezli 19 ülke, 23 şehir”de faaliyet gösteren kadın platformu "Global Woman Club”  Türkiye kurucusu İş Kadını Sevda Kaya “Başarı iletişimle Başlar, İletişime sarıl markanı yarat” sloganıyla, kurumsal ve kişisel, özellikle kadın girişimcilerin genç tasarımcıların, markası olan ya da yeni marka yaratmış tasarımcılar icin iletişim stratejisi, marka yönetimi, satış, pr ve network konusunda hizmet veriyor.




Çeşitli iş kollarını bünyesinde bulunduran kurumsal şirketlere kurumsal iletisim, eğitim ve organizasyon, hizmetleri sunan, ayrıca farklı temalar’da butik fuar organizasyonları düzenleyen Blissevent-Pr kurucusu Sevda Kaya, Elif Gönlüm koordinatörlüğünde Winter Wonderland 2019 düzenleyerek Nişantaşı St. Regis Hotelde yerli-yabancı bir çok seçkin ünlü markaların, tasarımcıların ürün ve hizmetini biraraya getirdi.


Her etkinlikde farklı uyguladığı gibi, Winter Wonderland 2019’da sosyal sorumluluk projesi kapsamında, Yaratıcı Çocuklar Derneği’ne çocukların hayal güçlerini ve yeteneklerini sergilemelerine destek verdi.




TAV Passport ana sponsorluğunda, Dünya mutfağının lezzetlerini tattıran DİO Nişantaşı’nın hizmet sponsorluğunu ve Global Gayrimenkul pazarında Ingiliz markası Gred-Knight Frank’ın destek sponsorluğunu üstlendiği etkinlikde özgün, çağdaş, modern koleksiyonların ve aksesuarların sergilendiği elit katılımcılar ve elit ziyaretciler vardı. 


Doğal ve taze ürünleri hijyenik ve sağlıklı ambalajlarda tüketime sunan Mehmet Kemal Yerlioğlu tarafından kurulan Nutta marka kuruyemişler yılbaşına özel gün hazırlık içinde olduklarını söylerken gıda ürünlerinin sergilendiği standları, ilgi çeken yoğunluk gösterenler arasındaydı




Ethica Sağlık Grubu’nun bir parçası olan estethica; Ataşehir, Bakırköy ve Levent lokasyonlarında hizmet veren; gelişmiş teknolojiler, alanında uzman doktorlar ve tecrübesiyle, Türkiye’deki en güvenilir estetik cerrahi hastanesi olduğunu, Estetik ve plastik cerrahi, saç ekimi ve saç sağlığı, sağlıklı yaşam ve beslenme, dermatoloji ve medikal estetik, ağız ve diş sağlığı, varis ve akupunktur kliniklerinde hizmet verdiği bilgilerini iletişim müdürü Gülşah Sadık, Dermatoloji Bölüm yöneticisi Zeynep Akbaş ve misafir ilişkiler müdürü Evrim Eryılmaz’dan alıyoruz.


İngiliz gayrimenkul pazarlama devi Knight Frank ile “Global Vitrin” (The Global Showcase) adı altında inovatif bir işbirliği projesi yapan, Türk yatırımcılara konut ve perakende gayrimenkul konularında danışmanlık ve aracılık hizmeti veren Londra merkezli Türk Girişimi GRED (Global Real Estate Development), kurucusu, ABD’de sürdürülebilirlik üzerine akademik çalışmalar yapmış Türk kadın girişimci Meltem Türker ile şehir planlama ve gayrimenkul geliştirme konularında sohbet ediyoruz. 




Nefes koçluğu,Yaşam koçluğu, NLP Practitioner Master programları konusunda danışmanlık yapan, İletişim becerilerinin önemine dikkat çeken iş kadını Sevda Kaya ile kısa bir söyleşi gerçekleştiriyoruz.


İnsanlarla iletişim kurmanın kurallarını sorduğumuzda; Sevda Kaya “Her şey iletişim ile başlar, eğer iletişim ilginç ise, huzur, memnuniyet ve başarı getirir. Etkili iletişim stratejileri, çalışanları iyi bilgilendirilmiş ve üretken tutabilir. Profesyonel ve yüksek kaliteli iletişimin tek bir tuvali, rahat, kolay bir atmosfer yaratmanıza yardımcı olacak bir dizi basit kurala uymalı İletişimin temellerine hakim olmak için, bir kişinin ilk bakışta bu süreçle ilgisi olmayan becerileri birbirine bağlaması gerekir.” bilgeliğin incilerini  içeren  cevabı alıyoruz.


yilmazparlar@yahoo.com


Büyükelçiler Karadeniz Mutfağında-Yılmaz Parlar

 Büyükelçiler Karadeniz Mutfağında


Brezilya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Çek Cumhuriyeti, Sırbistan, Demokratîk Kongo, Pakistan, İzlanda, Kazakistan Büyükelçileri ve eşleri Ankara Sheraton Hotelde düzenlenen Karadeniz Yemeklerinin yer aldığı “Cooking Class” etkinliğine katıldı. 

Ankara Sheraton Hotel Genel Müdürü Ali Sarı 'nın ev sahipliğinde ve Uluslararası Sağlık Derneği Genel Başkanı Dr. Fulya Sağlık ile Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkanı Zeki Açiköz' ün işbirliğiyle Karadeniz Yemeklerinin yer aldığı Cooking Class gerçekleşti. 




Karadeniz'in geleneksel meşhur lezzetlerinden Kuymak, Hamsi kuş ve hamsili pilav Samsun'dan gelen aşçılar tarafından, Büyükelçi eşlerine demonstre edildi. 


Büyükelçi eşleri şefleri ilgiyle izleyip, onlarla birlikte öğrendiklerini tatbik etti. Daha sonra da bu lezzetleri tatdılar.


Karadeniz'e çıkan hamsiyi çok sevdiklerini, hamsili pilavı ilk kez yediklerini belirten Büyükelçi eşleri, evlerinde de öğrendikleri Karadeniz yemeklerini hazirlayacaklarını ifade etti. 




Samsun Sanayi ve Ticaret Odası'nın destekleri ile gerçekleşen, Sheraton Ankara Hotel & Convention Center' da 15 Aralık 2019 tarihine kadar devam eden Karadeniz Yemekleri Haftasında Uluslararası Sağlık Derneği Genel Başkanı Dr. Fulya Sağlık açıklmada bulundu.  





Türk mutfağının dünyada tanınırlığının artması için diplomatik misyona bu tarz etkinlikler düzenlediklerini belirten Dr. Fulya Sağlık “Dünyada Gastronomide üç ilimiz;  Gaziantep, Hatay ve bu yıl Afyon UNESCO listesinde, bizim bir çok ilimiz bence UNESCO'ya girmeyi hak ediyor. 




Yakın gelecekte Karadeniz yemeklerinin de UNESCO listesine dahil edileceğini ümit ediyorum. Türkiye'de olduğumuz için çok şanslıyız. Ülkemizde zengin, bol, kaliteli ve çok çeşitli sebze ve meyveler, yiyecekler yetişmektedir. 





Bu yiyecekler hijyen kurallarına uygun ortamda ve sağlıklı bir şekilde pişirildiğinde vücut açısından önem teşkil eder. Burada şeflerimizle birlikte hijyen kurallarına uygun mükemmel Sheraton mutfağında lezzetli Karadeniz yemeklerini hep beraber öğrendik, yaptık,tadına baktık. Etkinlik çerçevesi içinde önümüzdeki ay görev süresi dolan ülkemizden ayrılacak olan 





Brezilya Büyükelçi eşi Diva Gradilone, için bir de sürpriz veda partisi gerçekleşti.”dedi


yilmazparlar@yahoo.com

Pazartesi

Altın Koza 2019-Kısa Film Atölyesi-Yılmaz Parlar

Mükemmel Yönetmen Nasıl?


Ustalığın sırları, Altın Koza Kısa Film Atölyesinde ortaya çıkarıldı.

Herhangi bir film, betiğin belirli film dilinde ifade edilmesi gereken bir fikirle başlar. Bir senaryoyu okumayı, anlamayı ve görselleştirmeyi öğrenmek bir yönetmen için vazgeçilmez bir niteliktir.
23-29 Eylül 2019  tarihleri arasında gerçekleştirilen 26. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali kapsamında, yönetmen ve senarist Işıl Özgentürk yönetiminde düzenlenen Kısa Film Atölyesinde; Ödüllü yönetmen Kıvanç Sezer mükemmel bir senaryonun ve yönetmenliğin sırlarını paylaştı.



Atölye çalışmasının teorik kısmında özet olarak; Verdikleri Genç Yönetmenler için tavsiyeleri arasında; Her projenin pratik olduğunu, bir kamera alıp çekime başlamaktan korkmamak gerektiği, senaryo ile acımasız olmayı, çekimi planlama için fazla zamanlamayı, bir ekiple nasıl çalışılacağını öğrenmeyi, her yerden öğrenebileceğini, festival gönderileri, film festivallerine katılma yer aldı. Kendinizi tanıtmanın iyi bir yolu bir film festivaline katılmak. Yer aldı.



Yönetmen, film yapımcılığındaki tüm çekim sürecinin dayandığı bir kişidir. Filmde aktörlerin, kameramanların, ses mühendislerinin, kıyafetcilerin, makyaj sanatçılarının, editörlerin ve diğer tüm katılımcıların çalışmalarını organize eder. Tek başına, nihayetinde, nihai üründen - başarısı veya yankılanan bir başarısızlıktan sorumludur. Bu yüzden sinemaya aşık olan birçok insanın yönetmen olma hayali - bu, tüm film endüstrisindeki en sorumlu, prestijli ve ilginç meslek. Yeteneklere ve yaratıcı vizyona ek olarak, iyi bir yönetmen yaşam tecrübesini ve vizyonunun genişliğini sete katar ve yeteneklerini geliştirir.


Oyuncular, yönetmenin ana aracıdır. Tüm filmin başarısı, onlarla ne kadar iyi bağlantı kurabileceğinize bağlıdır. Konuşmacıyı anlamanın en iyi yolu derisine girmektir. Kısa oyunculuk dersleri, retorik dersler veya en azından amatör bir tiyatro grubuna gidin. Her durumda, oyunculuk becerileri günlük yaşamda sizin için kullanışlı olacak ve sette onlarsız yapamazsınız.
Aynı kamera çalışması, ses mühendisliği ve kurgu için de geçerlidir. Neyin mümkün olduğunu anlamak ve bu araç setini en iyi şekilde kullanmayı öğrenmek için bu alanlarda en az asgari becerilere ihtiyacınız olacak.


Senaryo hakkında; Harika bir fikir geliştirme ve senaryo yazımın   üretileceği, harika bir fikirden yola çıkmak. Film yapımcılarının Film Komut Dosyası yazımında neler aradığını anlamak. Senaryo senaryosunu doğru formatta düzenlemek nasıl bir film senaryosu yazılacağını öğrenmek. Hareket yapısını film senaryosu yazmaya nasıl uygulanır. Film senaryosu yazma örnekleri nasıl analiz edileceğini bilmek, Senaryo yazımında yardımcı olacak çevrimiçi araçlar nasıl kullanılacağı gibi konular açıklandı.


 Uygulamalı çalışmada Yönetmen ve senarist Işıl Özgentürk’ün ışık tuttuğu senaryo yazıldı. Sinema film çekimine başlandı. Tüm film ekibi ve oyuncular oluşturuldu. Belediye kültür merkezi parkında çekimler yapıldı. Tüm oyunculer ve tüm çekim ekibi üstün performans gösterdiler. Sinemanın geleceğinin meşalesinin devamlı yanacağının umudunu verdiler.
yilmazparlar@yahoo.com  

Çarşamba

GastroANTEP Le Cordon Bleu Farkı-Yılmaz Parlar

GastroANTEP Le Cordon Bleu Farkı

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin Gaziantep Valiliği koordinasyonunda ve Gaziantep’i Geliştirme Vakfı’nın (GAGEV) işbirliğinde düzenlediği 2’nci Uluslararası Gaziantep Gastronomi Festivali (GastroANTEP)   Festival kapsamında organize edilen yarışmalarda, Le Cordon Bleu’nün işbirliği yaptığı Özyeğin Üniversitesi kazandı.




“Local Chef Üniversiteliler Yarışıyor” isimli yarışmaya katılan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Akdeniz Üniversitesi, İstanbul Özyeğin Üniversitesi, İstanbul Gelişim Üniversitesi, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi ve Ankara Atılım Üniversitesini temsil eden aşçı adayları, yarıştılar. 3 kişilik ekipten oluşan “Local Chef Üniversiteliler Yarışıyor” Yarışma sonunda birinci olan, Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özge Sabancı’nın da bulunduğu, İstanbul Özyeğin Üniversitesi’nden Zeynep Özgüler, Emre Özgüler ve Korhan Kızıltan’dan oluşan ekip, 10 bin TL para ödülü kazandı.  Özyeğin Üniversitesi işbirliği ile eğitim veren Le Cordon Bleu Türkiye Direktörü Defne Ertan Tüysüzoğlu yarışmayı izledi.,

Dereceye giren, ikinci İstanbul Gelişim Üniversitesi    üçüncü Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) dördüncü Akdeniz Üniversitesi dikkat çeken standlardan doğal tohum  buğdaydan un ve ekmekler herkesin durak yeri oldu.   
    


Local Şef Uluslararası Mutfak Yarışması’nda; Hotel Palacio Tondon şeflerinden Sara Peral Sanchez, Llorenç Sagarra Garcıa, Dubai Versace Hotel’den Harun Keskin, Gaurav Khurana, Sunaryadı Kosasıh, Barcelona Le Meridien’den Imma Güell Bolano, Vıctor Herreranın, Jordı Guıllem Munoz, İstanbul Fairmont Hotel’den Yusuf Kızılırmak, Necati Barış Gümüş, Volkan Aydın, Hilton İstanbul Bosphorus’tan Hasan Aykut Kala, Yasin Ersin, Serdar Çakır, Swissotel The Bosphorus’tan Yunus Sidar Işıklı, Zeki Güray Arıkan, Şahan Çalışcı gibi isimler yarıştı. 

Barcelona Le Meridien, Hotel Palacio Tondon ile İstanbul Fairmont Hotel’de çalışan şefler dereceye girdi. 



Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan Türkiye’de yerel yönetimlerin hayata geçirdiği ilk korumalı işyeri olan Glütensiz Bir Başka Kafe’de çalışan 9 zihinsel ve ruhsal engelli, yaptığı melemen yemeğiyle yarıştı. "Geleceğin Şefleri Yemek Yarışması"nda down sendromlu 9 çocuk birincilik için mücadele etti. Yarışmaya katılan down sendromlu 9 çocuk, menemen yaptı. Çocukların hazırladığı menemenler, jürinin takdirini toplarken, yarışma sonucunda 9 yemek de birinci seçildi.


Festivalde uzmanların sunumlarıyla düzenlenen panellerde, yöresel yemekler ilk öncelikdi. Gaziantep yemeklerinin lezzeti ve sağlığına yararları paylaşıldı.




Doğal beslenme faydaları lesunuldu.   Dilara Koçak’la Gelecek Gelenekte, Ömür Gedik’le Sinema ve Müzikte, Yemek ve Sofralar, Ender Saraç’la Gaziantep Yemekleri ve Şifa konulu paneller yoğun ilgi gördü. 

  
yilmazparlar@yahoo.com

Soroptimist Başkan Leman Dorsay'dan Foto Sanatı-Yılmaz parlar

Soroptimist Başkandan Foto Sanatı

ilk 1921 yılında California, Oakland’da kurulan, 1924 yılı Avrupa’ da Londra ve Paris’te devam eden, 126 ülkede, 3.000’ in üzerinde Kulübü ve yaklaşık 90.000 üyesi olan iş ve meslek kadınlarının ortak olarak yürüttükleri hizmetin kadın ve genç kızlara dünyada yaygınlaştırılma amaçlı, Türkiye İstanbul Soroptimist Levent Şube geçmiş dönem Başkanı Leman Dorsay’ın muhteşem fotograf sergisi Beşiktaş Belediyesi Kültür sanat Galerisinde sanatseverlere kapılarını açtı.




Tüm dünyada çiçek açan Türk Soroptimist üyelerin, Notre Dame De Sion Fransız Kız Lise mezunların, ve Sinema dünyasının ünlü isimleri sergide Sanatcı Leman Dorsay’ın yanında oldular. 


Resimler sadece bazı anları durdurmak, bir kişinin olduğu olayların veya yerlerin hafızasını korumak için çekilir. Bazen anıdan bağımsız olarak duyguları uyandıracak kadar sanki başka bir dünyada bir yolculuk yapar gibi duvarda asılı kalacak Sanat dünyasına açılan pencere oluşturur.




Duayen Sinema Yazarı Atilla Dorsay’ın eşi ozan pop sanatcı Ece Dorsay’ın Annesi Leman Dorsay tüm aile fertleri gibi on parmak on marifet dolu dolu sanat yetenekleriler.

Küçük yaşlardan itibaren fotoğraf çekime merakı olan, en klasik makinelerden tüm açıları, tüm ayarları, fonları yakalamaya alışkın Sanatcı Leman Dorsay sergilediği fotoların büyük bir kısmı en zor çekim olan bulut, deniz, gökyüzü temaları. Sadece zor sanatın keşfi değil değil ruhlara hitap eden yüzlerce kelimenin ifade edemeyeceği bir hikaye anlatıyor çektiği resimler.

Adadığı temada niyet sanat yaratmak olarak değil nesneyi galvanize ederek, titizlikle çalışılmış ince zarif bir şekilde işlenmiş tonları yakalamış, geniş formatı ve analog kompozisyonunun fotoğrafsal yaratıcılık örneğidir.






Bu görülmeye değer, bulanık kenarları, açık liladan koyu maviye kadar uyumlu, ancak güneş ışınlarından kırmızımsı veya altın renkte görünen, anıtsallık niteliğini kazanan, belirli bir duygusal ton belirliyen, bulutlar, saf ritmin çerçevelerinde yer alıyor.

Ruh getirebilecek sonsuz bir ilham kaynağı gökyüzü ve deniz dalgaları, arzu edilen, birkaç saniye sürecinde çekimin zorluğu, sanatın anı yakalamak olduğunun en büyük kanıtıdır. An tüm çekimlerin kilit bir unsurdur. 

Gerçekten detaylara göz atdığınızda ışık -gölge oyunu, Nötr yoğunluk gradyanlı filtreler veya basamaklama gibi, renklerle yaptığınız yolculuk, kalbinize de en derin anlam, duygu ve güzellik yüklüyor.





Zor sanatda çekim için her zaman gökyüzüne güvenemezsiniz. Bir dahaki sefere harika olabileceğini düşündüğünüz fotoğraf çekimi uyumsuzluk getirir, o nedenle o an çekim duygusal ani karar gerektir 


Çekim öncesinden, derin hisleri, düşünceleri ve empatileri olan sanatcının, insanlara anlatan, harika sanat dili olan bu fotoğraf sergisi kısa süre 14 Eylüle kadar ziyarete açık olacağından zaman geçmeden ilham almanızı öneririm.


Uluslararası Soroptimist -Türkiye (Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu (Union)


İlk Kulüp olan İstanbul Soroptimist Kulübü 1948 yılında aydın Türk kadını, yazar Müfide Ferit Tek tarafından 1948 yılında kurulmuş. 1953 yılında İstanbul ve Ankara Kulüpleri “Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu”nu kurmuşlardır. Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu kamu yararına bir dernektir. Uluslararası Soroptimist Avrupa (SI/E) üyesidir. 16 şehirde, 37 Kulübü ve 1.000’i aşkın üyesi vardır. Soroptimist  Adını Latince “soror - kız kardeş” ve “optima – iyi niyet” kelimelerinden almış olup, genellikle "en iyiyi amaçlayan kadınlar" olarak yorumlanmaktadır. Uluslararası Soroptimist Federasyonu her biri kendi içinde ünyon/bölge ve kulüplere ayrılmış, Amerika, Avrupa, Büyük Britanya -İrlanda ve Güney Batı Pasifik olmak üzere dört federasyondan oluşmaktadır. 


yilmazparlar@yahoo.com

Cuma

XBilen’in “Çingene Kızı”-Yılmaz Parlar

XBilen’in “Çingene Kızı”

Antik çağlardan beri göz kamaştıran renkleri, kendine özgü estetiği ve zengin detayları ile büyüleyen mozaik sanat eserlerden aldığı ilhamla, Türkiye Picasso’su olarak bilinen, büyük sanatcı ressam ve heykeltıraş İsmet XBilen, ilk mozaik çalışması olarak Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’ndeki Buğulu Bakışlı “Çingene Kızı” Maenad Mozaiğin benzerini Sultanahmet Vamos Restaurant’da uyguladı.

Maenad Villası'nın yemek odasının dikdörtgen tabanına ait taban mozaiğinin 78x 52 cm ebatlarındaki orijinalini, 130x120 cm ebatlarında, aslına uygun ancak mermer parçalarla yaptığı çalışmayı Restaurant’a gelen yabancı turistlerin beğenise sunarken, Anadolu kültür sanatın muhteşemliğini yansıtıyor.  



Sanat ve dekorasyona göz alıcı bir yaklaşım sunan, süslü tasarımları ve görünüşte gizemli yöntemleriyle, titizlikle düzenlenmiş renkli karolardan yapılmış mozaik yapımını, İsmet XBilen çalışmasında mermer parçalar kullanmış.


Hijyenik ve lezzetli mutfağıyla yoğun turist müşterisi olan, İspanyolca ve Portekizce haydi anlamına gelen, Sultanahmet’deki Vamos isimli restaurant’da İsmet XBilen ile söyleşide bulunduk. 


İsmet XBilen Zeuğma panosu hakkında; “Hayatımda ilk defa bir mozaik işi yaptım. Fakat enteresandır, ilk yapmama rağmen Antep müzesindeki Zeugma eserinden daha kaliteli oldu ve onu geçti. Nedenmidir?” Açıklama getiriyor.  

“Çünkü Antep müzesindeki mozaik çakıl taşlarından yapılmış, ben mermerleri keserek ve yontarak yol aldım. Önüme gelen tüm engelleri hep düşünerek mantık yürümesinde en kaliteli malzemeleri kullandım. Mesela ördüğüm mermer taşların altına çelik ızgara file kullandım. Bu cesaret isteyen bir iş. Çelik kullanırsan mozaik bombe yapabilir. Tüm riskleri göze aldım ve en altına en sağlam Alman mdf'si kullandın tam 11 milimlik; yapıştırıcı olarak fayans ve ağır teknoloji olarak en kaliteli silikon yapıştırıcısını kullandım. Şunu da söylemeliyim baya baya zehirlendim. Zeugma eserini bitirdikten sonra, zemini seramik yapıştırıcısı baya seramik bileşenli kalekim betonu kullandım”



Bu yöntemleri nerden biliyorsunuz, danışmanlıkmı aldınız sorumuza; “Tüm bunları niçin bu kadar iyi başardığımı soruyorsunuz, çünkü profesyonel bir seramiker ve heykeltıraşım. Tüm bu işlerin ve buna benzerlerinin alt yapılarını çok iyi biliyorum. Dünya harikası Antep müzesinde bulunan bu muazzam eseri yaparken baya zorlandım.” Şeklinde eserin zorluğunun altını çiziyor.

İsmet XBilen mozaik taş konusunda dertli “Tarihin en büyük mozaik ülkesinde yaşarken mermer mozaik taşlarını zor elde edebilmek çok üzücü. Anadolu Dünyanın en önde gelen ve birinci derecedeki müzeleri mozaik eserlerine sahip. Dünyada ilk, yine önemli ilk hiristiyan kilise mozaiklerine sahiptir. Bu ülkede bu konuda  bundan daha önemli ne olabilir. Gerçekten mozaik çok zevkli ve sevimli, estetik değerleri çok yüksek bir sanat. Domino taşları gibi, taşları gediğine koyuyursunuz ve doğanın renkleriyle portre yapıyorsunuz. Zeugma mozaikini yaparken Anadolu'da yaşamış olan Romalıların ve tarihi antik halklarının ne kadar zevk sahipleri olduğunu duyumsadım ve bu olayı yaşadım.” Şeklinde duygularınıda dile getiriyor.

Ayrıca XBilen “En önemlisi, Dünyada en büyük medeniyetlerin ilk çıkış noktalarının Anadolu olması. Anadolu bir renkler mozaikidir. Ben böyle bir ülkenin üstünde yaşamaktan o kadar gurur duyuyorum ki; tüm bize mal olmuş, bizim olmuş bu medeniyetlerin daha iyi korunması ve restore edilmesi düşüncesindeyim.”  




Bundan sonra mozaik sanatına devamı sorumuza; “Artık önüm açıldı ve ben bu işi en iyi şekilde başardığıma inanıyorum. Piyasada camdan mozaikler yapılıyor; bunlara birşey demiyorum. Fakat Romalılar o yıllarda renkli cam şişeleri ve camlarda yapıyorlardı. Neden camdan mozaikler yapmadılar? Mozaik mermerden yapılır. İşin aslı olanı ve etik olanı budur. Çakıl taşdan da yapılır. Fakat çakıl taşlardan yapanlar avam kamarasından olanlardı. Romayı idare edenler ve aristokratlar. Zeugma zaten “Çingene kızı” Saray'da değil bir ev zemininde yani orta halli halkın yaşadığı bir yerleşkede bulunmuştur. Çakıl taşlarından yapıldığı halde görülmeye ve takdire şayandır. Anadolu arkaik eserlerin basiti olmaz. Çünkü hepsi Dünya tarihinin ilki ve il çıkış noktasındaki ilk model ve öncüsüdür.”şeklindeki eserin gücünü vurguluyor.


Mozaikler; Küçük cam parçaları, taş veya diğer doğa temelli malzemelerden oluşan sanat türüdür. Karolar veya fragmanlar daha sonra bir yapıştırıcı ve harçla bir arada tutulan desenler, resimler ve diğer dekoratif tasarımlar şeklinde düzenlenir. Teknik içgörü, mozaiğin yaratılmasının ve takdir edilmesinin anahtarıdır ve sanatın teknik yönleri özel bir vurgu gerektirir. Ayrıca, Batı sanatında önemli bir rol oynayan ve diğer kültürlerde ortaya çıkmış olan mozaiğin önemli stilistik, dini ve kültürel yönleri de vardır .

Mozaikler dünyadaki çeşitli kültürlerde popüler bir sanat formu olmuştur. Bilinen en eski mozaikler M.Ö. 3. bin yıllara dayanan bir Mezopotamya tapınağında bulundu . Fildişi, deniz kabuğu ve taşlardan oluşan bu dekoratif, soyut parçalar, binlerce yıl sonra Antik Yunanistan ve Roma İmparatorluğu'nda yapılan mozaiklerin temelini attı. Ancak Mezopotamya'daki mozaik yapımcılarının aksine, Klasik sanatçılar mozaiklerinde resim, desen ve motifler oluşturmayı seçti.

Çingene Kızı Mozaiği; Oryantal mozaiklerde, en meşhurları Zeugma Belkis müzesinde günümüz Türkiye'sinde bulunan Zeugma mozaiğidir .


yilmazparlar@yahoo.com

Cumartesi

Muğlalı çiftçiye alım garantili “süs bitkisi” desteği-Yılmaz Parlar

Muğla'da Süs Bitkisi Teşviki

Muğlalı çiftçiye alım garantili “süs bitkisi” desteği


Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen “Alım Garantili Süs Bitkisi projesi kapsamında, yerel üreticiye önemli teşvik sunuldu. 15 milyondan fazla süs bitkisini üreterek, belediyeye satış yapan çiftçiler ise memnuniyetlerini, dile getiriyor.




Narenciye, tütün, arpa, buğday, zeytin gibi pek çok ürünle Türkiye’de tarımsal ekonomiye önemli katkı sağlayan Muğla’da, büyükşehir belediyesi yerel üretimi yeniden canlandırmak için kolları sıvadı. Muğla Büyükşehir Belediyesi, hayata geçirdiği “Alım Garantili Süs Bitkisi”, “Koku Vadisi” , “Tıbbi aromatik bitkiler ve Yerel Tohum Merkezi” , “MELSA” ,  “Tarım Laboratuvarı” ve “Kurutma Tesisi” projeleriyle şehrin dört bir yanında üreticiyi teşvik ederek, yerel üretime yeniden hayat veriyor.




Üreticiye Alım Garantisi


Köyceğiz’e bağlı Beyobası Mahallesinde hayata geçirilen “Alım Garantili Süs Bitkisi Üretimi Projesi”, 2015 yılı Mart ayında uygulanmaya başlandı. Köyceğiz Beyobası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile 2 sera olarak başlatılan ve şu an 24 serada üretimi devam eden 15 milyondan fazla süs bitkisi, ilk etapta Muğla Büyükşehir Belediyesinin peyzaj çalışmaları için satın alınırken bugün, Muğla’nın 13 ilçesinin yanı sıra Burdur, Isparta, Antalya, Afyon gibi illere de satılıyor.  




Koku Vadisi


Menteşe Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile iş birliği protokolü imzalayan Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin Menteşe’de hayata geçirdiği “Koku Vadisi” projesi kapsamında da, tarımsal üretim sıkıntısı çeken bölgelerde fide dağıtımı yapılıyor. Tıbbi-aromatik bitki yetiştiriciliğinin desteklendiği projede ilk etapta, 27 dönüm araziye bin 850 lavanta fidesi dikildi. Belediye ayrıca üreticiye 100 bin adet kekik, adaçayı ve biberiye fidesi teslim etmeyi amaçlıyor.




Yerel Tohum Merkezi


Muğla Büyükşehir Belediyesi çiftçilere yönelik olarak ayrıca, “Yerel Tohum, Ulusal Güç” sloganıyla Yerel Tohum Merkezi’ni de hayata geçirdi. Muğla’ya özgü yerel tohumların kaybolmaması ve genetik çeşitliliğinin aratılması amacıyla 2016 yılında açılan merkeze bugüne kadar, 774 yerel tohum bağışlandı. Muğla Büyükşehir Belediyesi Yerel Tohum Merkezi, kuruluşundan bugüne, hem tohum envanteri açısından, hem çalışma şekli bakımından hem de bünyesinde barındırdığı 3 laboratuvar (Tohum Test Laboratuvarı, Tıbbi-Aromatik Bitkiler Laboratuvarı, Kriyoprezervasyon ve Doku Kültürü Laboratuvarı) bakımından Türkiye’nin en büyük ve kapsamlı Yerel Tohum Merkezi olma özelliğine sahip. Belediye bu merkezle, genetik mirasın garanti altına alınmasını sağlamayı amaçlıyor. Ayrıca bu laboratuvarda yapılacak çalışmalarla sadece yerel tohumlar değil; narenciye, armut, incir vb. yerel meyve grupları ve bölgede endemik olarak yetişen doğal bitkiler de koruma altına alınacak.


yilmazparlar@yahoo.com



Cuma

Etiyopya Mutfağı-Habesha Restaurant-Yılmaz Parlar

İstanbul’daki Afrika

Gastronomi ve Eğlence Turizmi 


Muhteşem Masa, Sağlığa çok yararlı glutensiz yiyecekler, bedeni ruhu çoşturan müzik, kardiyovasküler sistemin verimliliğini, kanın oksijenlenmesini artıran aerobik egzersiz tarzındaki tüm hücrelerin birlikde yaptığı dans.

Yeşilçam sinema oyuncusunun Turizmci oğlu

Türk sinemasının yükünü çeken, Yeşilçam’ın unutulmaz, değerli karakter oyuncularımızdan Kudret Karadağ’ın, Beyoğlu film setlerde büyüyen oğlu Can Korudağ turizme hizmet veriyor.
Tüm hayatının geçdiği Beyoğlu’nun eğlence mekanlarında tecrübe kazanan Can Korudağ, Dünya gecelerindeki en popüler mekanlarda kültürünü canlı dinamik tutarak birikimli değerli turizmci olarak Beyoğlu-Galatasaray’da Habesha Restaurant ile özellikle Amerika, Avrupa ülkeleri başda olmak üzere yabancı turistlerden ülkeye döviz kazandırıyor.

Habesha Restaurant, Afrika'ya binlerce mil seyahat etmeden, size ilk ve tek otantik Etiyopya Mutfağını burada en iyi şekilde sunuyor.


Afrika yemekleri sahnesi Etiyopya mutfağının merkezlerini oluşturuyor ve mükemmel örnekleri arasında unutulmaz tatlar deneyimliyorsunuz.

Tarifler doğruca Anne kalbinden geliyor. Yemeklerin içine sevgi katıyorlar.
Geleneksel olarak, tüm mezeler, payetlerden oluşan yuvarlak bir Etiyopya masası etrafında toplanarak özel dokumalı sepet Mesob içinde yemekleri masa arkadaşlarınızla paylaşmaya imkan veren geniş bir yuvarlak tepside servis ediliyor.



Can Korudağ, Etiyopya yemekleri Çoğunlukla komşu kültürlerden ayrı olarak evrimleşmiş olan mutfak. Hem Sahra altı Afrika'da bulunan standart yemeklerden hem de Kuzey Afrika'nın Orta Doğu temellerinden farklı olduğunu söylüyor. 


Can Korudağ’dan aldığımız bilgilere göre Etiyopya'da çeşitli et, tavuk, kuzu, balık ve ithal bitki ve baharatlarla birlikte sebze yemekleri ile en popüler yemekler olarak seçiliyor. Etiyopya yemeklerinin çoğu hem et hem de sebze yemeklerine şaşırtıcı tatlar getiren organik egzotik baharatlarla yavaşça pişirilen bir güveç ve taze pişmiş sote yemekler biçimindedir. Etiyopya yemekleri geleneksel olarak parmaklarla Injera'nın (Etiyopya yassı ekmeği) bir kısmını koparak ve yiyecekler onunla kepçe edilerek yeniyor.

Korudağ “Injera dünyanın en küçük tanesi olan endemik bir taneden yapılan tef unu su ile karıştırılır ve pişirilmeden önce üç gün fermente edilir. Injera doğal olarak glütensiz, lif, demir ve protein bakımından çok zengindir. Karbonhidrat bakımından düşük olduğu bilinmektedir.

Tef Etiyopya ve Eritre'de bulunan ilk yerli bitkilerden biridir. Üretimi yalnızca yeterli yağış alan alanlarla sınırlıdır, bu yüzden çoğu Afrika hanesi için nispeten pahalıdır.” Şeklinde otantik injera’yı ayrı bir yere koyuyor



Herhangi bir yemeğin en temel bileşeni ekmek olduğu için bu kültürlerde yemek sürecinin merkezinde yer almaktadır

İnjera krep görünümünde benzersiz gözenekli ve hafif süngerimsi dokusu olan üst kısmı, güveç ve sosları toplamak için ideal kılan çok sayıda gözenek geliştirirken, tabanı pürüzsüzdür.

Etiyopya'nın ünlü baharatlı tavuk yahnisi Doro Wat, veya dana eti versiyonu olan Sega Wat türünde sağlığa çok yararlı baharatlardan elde edilen soslu birbirinden lezzetli çok zengin mutfağa sahipdir.


Korudağ “Etiyopya yemeklerinin çok sağlıklı olduğu bilinmektedir. Yemeklerimiz bitkisel yağ ve ithal organik bitki ve baharatlarla hazırlamak için taze sebze ve onaylı et kullanılıyoruz. Konserve, işlenmiş veya donmuş ürünler kullanılmıyoruz.” dedi



Kahve; Etiyopya, Arabica  kahve çekirdeğinin orijinal evi olduğunu iddia ediliyor. 

Yodet Dimesse, özel kahveyi hazırlarken, keçi çobanı ile ilgili efsane anlatıyor. 
“Keçi çobanı keçilerinin heyecanlandığını ve neredeyse arka ayakları üzerinde dans ettiklerini keşfettikten sonra, kahve bitkisinin parlak kırmızı meyvelerle asılan birkaç kıvrılmış dalını fark ediyor. Meyveleri kendiside deniyor. Keşişlere söylüyor. Rahipler, günahkâr ilacı olarak kahveyi alevlere fırlatıyorlar. Kısa bir süre sonar, herkesin aşina olduğu, kokudan sonra gelen bir eylem, fasulyeleri eziyorlar, onları ateşten çıkarıyorlar ve uyarıcı maddeyi kaynar suda damıtıyorlar. Bütün gece oturduktan sonra, kutsal ibadetlerine yenilenmiş bir enerji buluyorlar.” Bir kaç efsane daha olduğunu söylüyor.

Yodet Dimesse, mangalda özel kömür üzerinde tavada taze kahveyi kavurdukdan sonra bir kaç damıtma işleminden geçiriyor inanılmaz kahve zevkini tatdırıyor.




Müzik; Doğal yemeklerden kahveden sona başlayan, Baş döndürücü güzellikde çoşkulu, her bir tarafınızın eşlik etdiği doğal, yaratıcı müzikleriyle tanışıyorsunuz.

Dans grubu her gece bir kabile dansın show’unu yapıyorlar.

Renkli uzun atkılar, aynı uzunlukda kemerli elbiseler giyen, yüzlerinde kocaman gülümsemeli bayanlar showlarına başlıyor. Dans tarzı belden, omuzlara ve kafayla bütünlük sağlayarak,figürlerini sıralıyorlar. Hünerli ritmik hareketlerle sihirbazlar gibiler. 

Etiyopya'nın farklı kabilelerce müziğin farklı stilleri ile aynı şekilde ilişkili danslarınında farklı olduğunu öğreniyoruz.

Galatasaray Beyoğlu Ekrem Tur Sokakdaki, Kadir Bozkurt’un menagerliğini Yodet Dimesse’nin Etiyopya koordinatörlüğünü yaptığı, iş adamı Can Korudağ’a ait Habesha Restaurant’da sağlığa yararlı geleneksel Etiyopyalı Harika yemeklerin, kahvenin, kültürlerin, müziğin ve dansın tadını çıkarın. MK Travel Direktörü Hülya Kurmuş, tam not vererek Habesha Restaurant'a acenta olarak gönül rahatlığı ile grup göndereceklerini açıkladı.


yilmazparlar@yahoo.com


Pazar

Rezonans Koro-Marktoberdorf Koro Yarışmasında-Yılmaz parlar



Milli Koromuz Uluslararası Yarışmada


Müzik elçilerimiz  “Rezonans Koro” Direktörlüğünü Zeynep Bora’nın yaptığı Summart Sanat Merkezinde yarışma öncesi verdiği son konseriyle tüm takdirleri topladı. Moral toplayarak enerjisini doruk seviyeye getirdi.





25 mayıs 2019 Cumartesi gecesi Summart Sanat merkezinde, yarışma konserin orijinal repertuvarı konseriyle, aralarında kompozitörler, müzik otoriteleri, üniversite konservatuvar öğretim görevlilerinde bulunduğu seyirciler tarafından ayakda alkışlandı.


Almanya’nın Marktoberdorf kentinde 7-12 Haziran 2019 tarihlerinde gerçekleştirilecek, koro dünyasının en prestijli yarışmalarından biri olan Marktoberdorf Koro Yarışması için dünyadan tercihli olarak davet edilen 14 korodan biri olan “Rezonans Koro” ülkemizi temsil etmek için tüm hızıyla çalışmalarına devam ediyor.


2010 yılında Burak Onur Erdem tarafından kurulan Rezonans, birkaç sezon içerisinde Türkiye'nin uluslararası alanda tanınır korolarından biri oldu. Koro, düzenli olarak Avrupa’nın önde gelen festivallerinde sahne alıyor ve dünyaca ünlü şeflerin yönetiminde konserler vermeye devam ediyor.





Koro aralıksız çalışırken, müzik elçilerimize destek verelim. Yarışmaya gitmeleri ve destek vermeleri için, Tüm Almanya’da yaşayan dostlarımıza haber verelim. Bayraklarla yarışmada destek versinler. Yalnız Bırakmıyalım. Unutmayalım ki; Turizm kültür ve Sanatla sürdürebilirlik kazanır. Ülkenin olumlu imajı kültür ve sanatıyla eş değerlidir…


Başkalarından üstün olmanın asaleti yok; asalet dün olduğunuzdan daha üstün olmaktan kaynaklanmaktadır. İşte Rezonans koro her yıl değerine değer katıyor.


Hepimiz biliriz ki, “Sanatla, özellikle müzikle uğraşan çocukların standart testlerde daha yüksek puanlar aldığı” Ne anlama geliyor? Önemli ölçüde yüksek test puanlarının yanı sıra müziği bu kadar önemli yapan ne var? 





Dünyanın hangi bölgesinde yaşadığımız veya nereye gittiğimiz önemli değil. Müzik her yerde. Nerede olursan ol, müzik bulacaksın. Kentsel şehirlerde, kırsal şehirlerde, uzak köylerde, büyük mağazalarda, müzelerde, asansörlerde, metrolarda, restoranlarda, akşam yemeklerinde, şehir otobüslerinde, taksilerinde, kendi araçlarımızda vs.


Müzik her ülkede zengin katkılarıyla farklı şekillerde kutlanmaktadır. Tarihin ve dünyanın evrensel dilinin anahtarıdır. Zevk, ibadet, terapi, eğlence, şifa ve daha fazlası için kullanılır. Müziğin en önemli katkılarından biri, yaşamın sınırları (yani etnik, ırksal, yargı vs.) üzerinden iletişim kurabilmesidir. Dil ne olursa olsun, iletişim müzik aracılığıyla kolayca yapılır. Bir müzikal toplulukta yer alan, müzik aracılığıyla iletişim kurmayı öğrenir. Bu yeni bir dil olur ve sınırlar kaybolmaya başlar. Müzikal bir toplulukta yer almak, dünyanın tamamen yeni bir bölgesini tecrübe etmesini sağlar. Müziğin sınırları yok.


Hepsinden önemlisi, müzik özveri, azim ve ekip çalışması öğretir. Sonuç olarak, ihtiyaç duydukları özgüvenini sağlayarak topluluğu daha iyi hale getirecektir. Bunu yaparken, koronun, grubun veya orkestranın ilerlemenin tek yolu var. Dünkü çalışmayı asla tekrarlamak istemeyiz. Daha fazla çalışmak ve her gün daha fazla şey öğrenmek istiyoruz. Mükemmeliyet için çalıştıklarında ertesi gün yeni bir mükemmellik seviyesinin sunulduğunu fark edeceklerdir. Büyüme, yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Bu süreç en tatmin edici deneyimlerden biri olacakdır.





Okulların, orkestraların ve koroların performans becerilerini geliştirmelerini sağlayacak yeni kültürleri  keşfederken eğitim hedeflerini geliştirirler. Yani bunun için seyahat ederler. İşte müzik kültürünüzün sanatınızın olması, tanınması gerekir ki;  Ancak bu şekilde, sadece öğrencinin eğitim amaçlı değil, müzik sevgisini barındıran her turistin hedeflediği destinasyon olursunuz.

Avusturya turistlerin iki günlüğüne konser izlemek için Almanya’ya geldikleri örnekler çokluğu gibi, isim yapan müzik orkestralarını ve korolarını operasını dinlemeye giden potansiyel, ülkeye kazandırdığı ekonomik değer haricinde paylaşımlarıyla olumlu imajı sağlamanın birer parçası oluyorlar.
Bu bilinç içinde olan, şimdiye dek ülkemizin önemli müzik festivalleri arasında yer alan Rezonans koro, Hasan Uçarsu ve Özkan Manav bestelerinin dünya prömiyerlerini gerçekleştirmiş olup, çağdaş dönem eserleri, Alman romantik dönem eserleri ve Türk bestecilerin 20. ve 21. yüzyıl eserleri üzerinde yoğunlaşarak geniş bir repertuvara sahiptir.

Şef Burak Onur Erdem’in verdiği bilgiler göre; Rezonans, Avrupa’nın en büyük koro festivali olan Europa Cantat Festivali’nde Türkiye’yi temsil ederek tam 5 bin müziksever ile birlikte ülkemizin müziklerini seslendirdi. Bunun yanı sıra, dünyanın en prestijli koro yarışmalarından biri sayılan Cork International Fleischmann Trophy’e Türkiye'den katılmaya hak kazanan ilk koro olarak ikincilik ödülünü ülkemize kazandırdı.


Bu müzik elçilerimize ev sahipliği yapan kapılarını açan prestijli sanat merkezi Summart, Mete Bora tarafından kurularak, bağımsız ve kar amacı gütmeyen, görsel sanatlar, performans sanatları, müzik platformu olup; müzisyenler, koleksiyonerler, sanat danışmanları, küratörler, eleştirmenler, akademisyenler, galeriler, müzeler, sanat vakıfları, yazarlar, gazeteciler, sanatseverler ile yerli ve yabancı sanatçıları bir araya getirmeyi amaçlamaktadır.

Summart Sanat merkezi Direktörlüğünü Zeynep Bora, Koordinatörlüğünü ve projeler sorumluluğunu Özlem Aleçakır yürütmektedir.




yilmazparlar@yahoo.com