Perşembe

MALTEPEPARK AVM ZİYARETÇİLERİ RADYO İZLEDİ-YILMAZ PARLAR

MALTEPEPARK AVM ZİYARETÇİLERİ RADYO İZLEDİ…
 
EFSANE RADYOCULAR: BİZ BİLE ŞARKICI OLDUK YA GERİSİNİ SİZ İZLEYİN…
 
BİZİM İŞİMİZİ HALA MESLEK OLARAK GÖRMEYENLER VAR…
 
 
Radyoların sevilen isimleri Afrikalı Ali, Hop Dedik Ayhan, Gönül Dostu Şener ve Erkan Koç ‘Siz Hiç Radyo İzlediniz mi?’ isimli gösterileriyle Maltepe Park AVM de dinleyicileriyle buluştular.



Takipçileri tarafından yalnız bırakılmayan Efsane Radyocular gördükleri kalabalık karşısında şaşkınlıklarını gizleyemediler ve duydukları mutluluğu paylaşan radyocular, takipçileriyle de tek tek bayramlaşmayı da ihmal etmediler.
 
Bilinen birçok şarkıyı gösterilerine ekleyerek  izleyenleri eğlendiren efsane radyocular ‘Biz bile şarkıcı olduk ya gerisini siz izleyin’ diyerek birilerine gönderme yaptılar. Meslekte 20 yılı geride bırakan Kral FM’den Afrikalı Ali, Gönül Dostu Şener, Radyo VİVA’dan Hopdedik Ayhan ile Radyo 7’den Erkan Koç başlarına gelen ilginç olayları anlattılar.



Konuklardan soru alan radyocular ‘Yeni nesile mesleğinizi tavsiye eder misiniz?’ sorusu karşısında ‘Bizim işimizi hala meslek olarak görmeyenler var, ne iş yapıyorsun diye soranlara radyo programcısıyız deyince bilgisayar programcısı gibi bir iş sanıyorlar bunca yıldır anlatamadık nedense’ diyerek dert yandılar ve ‘tabii ki tavsiye ediyoruz vizyonu geniş, dünyayı takip eden ve her şey den önemlisi dinleyicileriniz sizi belki de hiç görmeden sesinizle seviyor. Radyoculuk Öğretilmez, Öğrenilir’ diyerek yanıtladılar.   
 
Almanya dan bir dinleyicinin sadece onları görebilmek için geliş tarihini değiştirdiğini öğrenen radyocular mutluluklarını dile getirirken ‘Ne güzel  vatan hasretinize biraz merhem olabilmek anlamayanlara anlatın da bizi üzmesinler’ diyerek sahneden sitem ettiler  .. 

Gösterilerinden sonra imza ve fotoğraf isteyen hayranlarıyla teker teker ilgilenen radyocular herkese teşekkür edip Maltepepark AVM’den ayrıldılar.

yilmazparlar@yahoo.com

MALTEPEPARK AVM’DE DÜMBÜLLÜ’NÜN HİKAYESİ AYAKTA ALKIŞLANDI-YILMAZ PARLAR


MALTEPEPARK AVM’DE DÜMBÜLLÜ’NÜN HİKAYESİ AYAKTA ALKIŞLANDI…

USTA OYUNCULAR, YOĞUN İSTEK ÜZERİNE SAHNEDEN İNEMEDİLER…



Bayramın 3. Günü Maltepepark AVM’de sahne alan Dümbüllü Orta Oyunu eski bayramların özlemini çeken ziyaretçiler unutulmaz dakikalar geçirdiler.


Banu Noyan Organizasyonuyla gerçekleşen orta oyunun da Usta oyuncular Çiğdem Tunç, Bora Gencer, Abdullah Şahin, Sema Aras ve Öykü Yiğit, oyunu seyretmeye gelen ziyaretçileri de oyuna dahil ettiler. Yoğun bir katılımla gerçekleşen orta oyunu 70 dakika içerisinde bitmesi beklenirken ziyaretçilerin yoğun istek ve talepleri üzerine 120 dakika sahne de kalan oyuncular bu ilgiden çok memnunuz, biz tiyatrocuların en büyük kazancı sizlerden aldığı alkış, hepinize sonsuz teşekkür ediyoruz dediler.


Oyun sonunda tüm ziyaretçilerle interaktif sohbet eden usta oyuncular, ziyaretçilerden gelen birçok soruları yanıtladılar. Keyifli sohbet ardından Yaz boyunca oyunlarına devam edeceklerini iletilen usta oyuncular alkışlarla sahneden ayrıldılar.

yilmazparlar@yahoo.com

Salı

METROCİTY’DE BAYRAM ŞENLİĞİ-YILMAZ PARLAR



Dümbülü Orta oyunu Metrocity’de ziyaretçilerle buluştu

Çiğdem Tunç: “Benim sunacağım program ders niteliğinde olur

Türkiye’nin bir numaralı şovmen’i Mehmet Ali Erbil”




Eski bayram anıları Metrocity AVM’de yeniden canlandı. Banu Noyan organizasyonuyla gerçekleşen etkinlikte eski bayramların simgesi haline gelen Dümbüllü Orta Oyunu sahnelendi.   Usta oyuncular Çiğdem Tunç, Bora Gencer, Abdullah Şahin, Sema Aras ve Öykü Yitiğit’ten oluşan kadro eski bayramların özlemini çekenlere unutulmaz bir akşam yaşattı. Yüzlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen etkinlik büyük ilgi gördü.  Ayakta alkışlanan sanatçılar, oyunu yaz boyunca sahneleyeceklerini söylediler.



Bir dönem Mehmet Ali Erbil ile birlikte ekranda efsane ikili olan Çiğdem Tunç neden uzun zamandır ekranda görünmediğiyle ilgili soruyu da yanıtladı. Tunç, “Herkes Mehmet Ali ekranda sen neden yoksun diyor. Ben uzun süredir sahnenin tadını çıkarıyorum.
Çok üretken ve yoğun bir sene geçirdim. Tiyatro yaptım, sunuculuk yaptım. Yaz boyunca da devam edecek. Ekranda her tarz programı sundum. Benim dünüme, bugünüme yarınıma yaraşacak bir program olursa sunmak isterim. Onu da sunarken artık ders niteliğinde olur.
Tevazu göstermeyeceğim. Otururum sunarım, ders niteliğinde olur bir işi yapmak isteyen diğer meslek adaylarına. Ben bir şey yapmam ders vermek için de beni seyretmek öyledir. 40 senesini devirmiş bir Sezen Aksu’yla, bir Cumhurbaşkanı, bir Başbakan’la Charlie Rose tarzı Exculisive röportajlar yapmak isterim. Türkçemiz için çok üzülüyorum.
Böyle güzel bir dilimiz varken, gerek televizyonda gerekse reklamlarda bozduk dilimizi. Atalarımızın kemikleri sızlıyordur” dedi.



Mehmet Ali Erbil’in Türkiye’nin en iyi şovmeni olduğunu da söyleyen Çiğdem Tunç, “Herkes efsanevi ikili olarak bilir bizi ama Mehmet Ali ne zaman ekrana çıksa yeni bir projeye başlasa ben onun adına çok mutlu oluyorum. Çünkü ekranda olması gereken Türkiye’nin en büyük şovmeni, olacak tabii ki…” dedi.



yilmazparlar@yahoo.com

İSTANBUL’DA 20 TEMMUZ MUTLU BARIŞ HAREKATI’NIN 41. YILDÖNÜMÜ MÜNASEBETİYLE RESEPSİYON DÜZENLENDİ-YILMAZ PARLAR

İSTANBUL’DA 20 TEMMUZ MUTLU BARIŞ HAREKATI’NIN 41. YILDÖNÜMÜ MÜNASEBETİYLE RESEPSİYON DÜZENLENDİ

Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi, KKTC İstanbul Başkonsolosluğu Himayelerinde kutlama etkinliği düzenledi. 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı’nın 41. Yıldönümü vesilesiyle bu yıl 20 Temmuz 2015 Pazartesi akşamı İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka Sosyal Tesislerinde bir resepsiyon tertipledi. 
Gelen konukları Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Bilge Eray ile birlikte KKTC İstanbul Başkonsolosu Fahri Yönlüer karşıladılar.
Etkinliğe başta İstanbul Vali Yardımcısı İsmail Gültekin, Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz ve III. Kolordu Komutanı Korg. Salih Ulusoy olmak üzere birçok üst düzey Askeri ve Sivil erkan yanında Kıbrıs Dernek yöneticileri, Gazilerimiz ve birçok vatandaşımız katıldı. 
Resepsiyonun başında Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Bilge Eray ve Başkonsolos Fahri Yönlüer birer konuşma yaptılar. 


Zehra Bilge “20 Temmuz 1974 Mutlu barış Harekatını 41. yıl dönümü Türk Ulusuna kutlu olsun

20 Temmuz 1974 mutlu Barış harekatının neden yapıldığını anlayabilmek için  Kıbrıs’ta 1974 öncesi neler yaşandığını bilmek gerekir.
Kıbrıs adasında yıllardan beri birlikte yaşadığımız Rumlar Büyük ülküleri Enosisi gerçekleştirmek uğruna Türklere karşı akla gelebilecek insanlık dışı davranışı yapmaktan geri durmadılar.1955  yılının 1 nisan günü kanlı terör örgütü Eoka silahlı saldırıları ile Enosis için faaliyete geçtiğini tüm Kıbrısa, dünyaya ve İngiliz sömürge yönetimine duyurdu. Başlangıçta saldırıları İngiliz sömürge yönetimine ve İngilizlere karşı idi. Ancak asıl hedeflerindeki Enosis için en büyük engel olarak gördükleri Türklerdi. 1960 yılına gelene kadar yaptıkları saldırılarda Kıbrıs Türkleri yaklaşık 110 şehit verdi. 1960 yılı barış yılı oldu. Tüm taraflar anlaşarak imza attıkları 1959-1960 Londra ve Zürih anlaşmaları ile Kıbrıs Halkları 82 yıllık İngiliz sömürge yönetiminden kurtulmuştu.
1959-1960 anlaşmalarının getirdiği güvenlik ve hürriyet ortamı ne yazık  ki sadece 3 yıl sürdürülebildi. Enosis saplantılarının esiri olan Rumlar Akritas katliam planını yürürlüğe koyarak Kıbrıs Türklerine 21 Aralık  1963 Kanlı Noelini yaşattılar.Kıbrıs Türk Halkı Hükümetten, Meclisten, Devlet dairelerinden silah zoru ile dövülerek,öldürülerek atıldılar.Anlaşmalardan gelen tüm hakları Rumlar tarafından gasp edildi.Türkler 21 Aralık 1963 den  31 Aralık 1963 e kadar 10 günde 134 şehit verdi. Türkler artık bir devlete sahip değildi.Adada savaş istemiyor, insanca yaşamak istiyordu. Rumun Türklerden barış için istediği tek sey teslimiyetti.Bu dönemde  Rumlar 103 köyden Türkleri silah zoruyla atıp, köyleri yakıp yıktılar. Türkler adanın %3 ü kadar kantonlara hapsedilmiş ve dünyanın en ağır ambargo ve izolasyonuna maruz bırakılmış, dünya ile olan tüm ilişkileri kesilmişti. 21 Aralık 1963 -18 Temmuz 1974 tarihleri arasında Türkler toplam 401 şehit verdi.
Rum lider Papadopulos ise 1963-1974 arasında bir tek Türk öldürülmedi iddiasında bulunabiliyordu. 15 Temmuz 1974 de  Rumlar bir kez daha Enosisi gerçekleştirme sevdasıyla  yeni bir katliam planı İFESTOS 1974 üuygulamaya koydular. Bu plana göre Rumlar süratle  Kıbrıslı Türklere son darbeyi indirecek, Adada Türk varlığı silinecek, Türkiye müdahale etmeden her şey bitmiş olacaktı. 15 temmuz 1974 de Makariosa yönelik darbe gerçekleştirdiler. Plan gereği Rum Muhafız birlikleri Türk köylerini top ateşine tutup saldırılara başladılar. Karşılarına çıkan Türkleri katlettiler. Bu olaylar sonucunda
 20 Temmuz 1974, 41 yıl önce bugün Kıbrıs ta 1963-1974 yılları arasında 11 yıl boyunca Adada ki  Rumlar tarafından, Dünya devletlerinin ve adadaki barış gücü askerlerinin  gözleri önünde her türlü mezalimin uygulandığı Kıbrıs Türk halkının, Anavatanımızın, 1960 Antlaşmalarından doğan garantörlük haklarını kullanarak Adaya yaptığı çıkartma harekatı ile gerçek bir soykırımdan kurtarıldığı, yeniden doğduğu, özgürlüğüne kavuşturulduğu gündür.
15 Temmuz 1974 günü Rumlar bir bomba gibi patlayan en son oyunlarını kendi aralarında yaptıkları bir darbe ile başlattılar. Oldu bitti ile Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlandığını ilan etmişlerdi. Darbenin esas yöneticisi  Yunan Alayının komutanı idi. Rum ulusal muhafız gücü ele geçirdikleri Kıbrıs Rum Radyosundan Cumhurbaşkanı Makarios’un öldürüldüğünü, yeni Cumhurbaşkanının Nikos Samson’un olduğunu ve Kıbrıs’ta  bir Helen Cumhuriyeti kurulduğunu ilan ediyordu. Darbeciler 1960 yılında kurulan Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyetinin bayraklarını resmi binalardan indirerek yakıyorlardı. Yunan Alayının Lefkoşa Havalimanını     da işgal ettiği haberini yayıyorlardı.
Kıbrıs Türk Halkı son derece kötü şartlar altında idi. Bayrak radyosu devamlı olarak Cumhurbaşkanı yardımcısı Sn. Rauf Denktaş’ın “ Türkler evlerinden dışarı çıkmasınlar” mesajını duyuruyordu. Kıbrıs’ı Yunan adası yapma ve enosisi gerçekleştirmek hayal ve arzusu ile Rumlar Türklere karşı saldırıya geçmişlerdi. Amaçları  Büyük idealleri ENOSİS için uyguladıkları Akridas planı ile Adadaki Türklerin topyekün yok edilmesi, Enosis’e hayır diyecek tek bir Türkün kalmamasıydı.
Anavatanımıza Yürekten bağlı olan halkımız 1964 yılında  Erenköy’de gerçekleşen efsane kurtuluşun tekrar edeceğine inanarak büyük bir azimle direniyordu. Kulaklarımız Ankara’dan gelecek seste,gözlerimiz Girne dağlarında idi.
Rumlar Türkiye’nin adaya çıkartma yapamıyacağına  inandırılmıştılar. 20 Temmuz 1974 sabahı Türk paraşütlerinin ve helikopterlerinin göründüğü Girne sahillerine çıkartma yapılacağı hiç kimsenin aklına gelmemişti. Türkleri yok olmak üzere olan moralleri bu yıldırım harekatı ile doruk noktasına erişmişti.Mutluluğumuz sonsuzdu. Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı Sn.Bülent Ecevit’in heyecan dolu sesi TRT radyolarından Silahlı kuvvetlerimizin adaya çıkartma harekatının başladığını bildiriyor ve adaya “savaş için değil barış için ve yalnız Türk halkına değil, Rum halkına’da  barış götürmek için gidiyoruz” diyordu.
Türkiye’nin müdahale edeceğine inanmayan uzun yıllar mevzilerinden Türk mücahitlerine ‘Ne zaman Geleceksin’ şarkılarını dinleten ve alay eden Rumlar şaşkına dönmüşlerdi. Her tarafı yakıp yıkmaya başladılar. Temmuz sıcağı da eklenince yeşil ada adeta cehenneme döndürülmüştü. Hiç kimse bir dakika sonra ne olacağını bilemiyor
Ateşkes sonrasında kurtarılan Türk bölgelerinde bulunan toplu mezarlar, acımasızca çocuk genç ihtiyar demeden Rumlar tarafından katledilen Türklerin görüntüleri, içinde bulunduğumuz durum, yapılan barbarlık, bütün dünyaya yabancı basın tarafından sergileniyordu. Kurtuluş savaşımızda olduğu gibi Rumlar Mehmetçiklerin önünden kaçarlarken geride kalan her şeyi yakıp yıkıyor öldürüyordu.
20 Temmuz günü başlayan harekatla ve yaklaşık bir ay sonra 14 Ağustosta adanın doğusunda bulunan halkımızı kurtarmak için gerekli görülen ikinci kurtarma harekatı yapılarak Türk halkının can güvenliği sağlanmıştır.
Türk ulusunun milli davası olan bu haklı dava hepimizin bildiği gibi yaklaşık yarım asırdan beri devam etmektedir. Kıbrıs’a  Barış ve ayni zamanda fiili çözüm, 1974 Mutlu barış harekatı ile gelmiştir. 41 yıldan beri Kıbrıs’ta iki halk arasında hiçbir olay yaşanmamıştır.
Kıbrıs meselesi hukuki bir mesele değildir diyerek 1960 antlaşmalarını yok sayarak, Kıbrıslı Türklerle Türkiye cumhuriyetinin haklarını inkar ederek atılan her adım Kıbrıs meselesinin çözümüne değil daha fazla halledilemez hale gelmesine yaramaktadır.  
Kıbrıs’ta arzulanan uzlaşma yıllardan beri yaşananlar göz önüne alınarak, Rum halkı kadar Türk halkının da eşit egemenlik hakkına sahip olduğunun kabulü ile mümkün olacaktır.
Adada köklü çözümden kaçan Türkler değil Rumlardır. Türk Halkının isteği yaşanan tüm zorlukları göğüsleyerek, şehitler vererek canları pahasına  15 Kasım 1983 yılında kurulan Milli benliği olan Bağımsız Egemen  KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’nin  yaşatılması  ve Anavatanımızın fiili garantör olarak, Türk halkının güvenliğini bu gün olduğu gibi her zaman  sağlamasıdır.
20 Temmuz 1974 mutlu barış harekatının 41. yıl dönümünde Milli davamıza inanan ve son nefeslerine kadar çaba gösterecek olan tüm vatandaşlarımız adına, Yüce Türk Ulusuna, Kahraman ordumuza , mehmetçiklerimize, gazilerimize, mücahitlerimize şükran ve minnetlerimizi sunar,Başta büyük kurtarıcımız Mustafa kemal Atatürk olmak üzere ebediyete intikal eden büyüklerimize, Toplum liderimiz Dr. Fazil küçük’e Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaşa, vatan uğruna canlarını veren vatanın gerçek sahibi olan tüm şehitlerimize  tanrıdan rahmetler dilerim.Sözlerime son verirken KTKD İstanbul şubesi yönetim kurulu olarak davetimize  katılarak bizleri onurlandıran siz değerli konuklarımıza sonsuz saygı ve sevgilerimizi sunarız. “



yilmazparlar@yahoo.com

Perşembe

BREZİLYALI'NIN GÖZÜNDEN TÜRKİYE

Brezilya İstanbul Başkonsolosu Luiz Henrique Pereira Da Fonseca'nın eşi Solange Greco,  İstanbul'un İSO İstanbul Sanayi Odası  Sanat Galerisi'nde  resimlerini sergiledi.


İstanbul Yabancı Konsolosları, temsilcileri ve eşlerini bir araya getiren etkinlikte sanatseverler bir resepsiyonla ağırlandılar.


Solange Greco, Bir Brezilyalı'nın Gözünden Türkiye, İtalya, Finlandiya, Brezilya, Ülkelerin çeşitli kültürlerini işleyen yapıtlarıyla bir koleksiyon oluşturdu.  Kendi köşelerinde kendi kültürüyle yoğrulmuş resimleri sanatseverler büyük bir ilgiyle izlediler.


Birleşik Krallık Başkonsolosu Leigh Turner, Solange Greco’nun çalışmasını takdirle karşıladığını ifade etti.  


Takriben 5000 civarında abonesi mevcut , yazılarında  Türkiye'yi ve uluslararası ilişkilerini politik, ekonomik ve kültürel olarak işleyerek, Türkiye dışında  Fransa’ Belçika İsviçre  ve Kanada gibi ülkelerde dağıtmı olan Aujourd’hui la Turquie    Gazetenin imtiyaz sahibi Hüseyin Latif ve Genel yayın Müdürü aynı zamanda Notre Dame de Sion Fransız Kız lise Halkla ilişkiler -Kültür müdürü Mireille Sadege Sanat danışmanı Yalçın Denizyılmaz ile sohbet ederken görüntüledik.


Yalçın Denizyılmaz, Hüseyin Latif’in “L’actualite comme un roman” Bir roman gibi haberler adlı kitab ismi altında “Joue un morceau pour mon amour” Aşkım için bir şarkı çal ifadesi yar alan  ve Mireille Sadege’nin “Temoin D’une Decennie de l’histoire” Tarihin on yıl Tanığı isimli kitaplarını hakkında bilgileri alırken bir taraftanda resimler hakkında yorumlarını yapıyordu.


Solange Greco’ya sanata ilk başlangıcını sorduğumuzda; Boli horizonte’de ilk kurs atölyesine katıldığını, daha sonra Güzel Sanatlar klasik Enstitüsü ve Modern Sanat Müzesi gibi akedemilerden beslendiğini o zamanın önemli ressamlarıyla birlikte çalıştıklarını öğreniyoruz.

Brezilya'da 1966 yılında ilk sergisini açtığını 1970 yılında Rio de Janeiro'da ve

başka bir sergiyle devam ettiğini sözlerine ilave  ediyor.

Solange Greco Diplomatla  evlenerek, birçok ülkeye seyahat etme fırsatı buldu .  Tuvallerine o yaşadığı yerlerden farklı kültürleri yansıtdı.
2011 yılında İstanbul'a gelen Greco, Metropolün kültürünü büyük bir coşkuyla  resimlerine taşımış“Ancak,  bir kedi veya bir köpek, bir köprü, balıkçılar, kuleleri, minaresi hatta harika camileri bırakarak İstanbul'un bir görüntüsü boyamak mümkün değildir" şeklinde ifade ediyor. Bu büyük Metropolü sadece ne görmek nede boyamak için yeterli değildir. Herhangi iyi bir kamera ile bunları yapabilsenizde, Bu çıplak gözler gibi göremezsiniz. İfşa etmek isteğinizin derinine gidemezsiniz. Önemli olan budur” diyerek sanat görüşünü ifade ediyor.

Felsefesinde ise; “Ben bir milletin kalbinde basit insanların yattığını  düşünüyorum, özellikle İstiklal Caddesi üzerinde, onların rutin işini gözlemlemek için çok zaman geçirdiğim bir yer, simit satıcısı piyango satıcısı ve diğerleri, gözlemliyerek tuvale taşımak” şeklinde. Sergi 31 Temmuz 2015 tarihine kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacaktır.




yilmazparlar@yahoo.com

Çarşamba

http://parlarmedya.blogspot.com.tr/2015/07/fransa-istanbul-konsoloslugu-14-temmuz.html

BASTİLLE GÜNÜ KUTLANDI

Fransa İstanbul Konsolosluğu 14 Temmuz Fransız ulusal bayramı kutladı.

Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach ev sahipliğinde 13 Temmuz 2015 Pazartesi akşamı14 Temmuz Fransız ulusal bayramı kutlamaları kapsamında resepsiyon verildi.

Resepsiyon, yabancı elçiler, konsoloslar, Konsolos ateşeleri, Garnizon komutanları, siyaset, İş, sanat, akademi, medya dünyasının önde gelen isimleri, STK Başkanları, İstanbul’da yaşayan Fransızlar elit bir katılımla gerçekleşti.


Fransa Ankara Büyükelçisi Laurent Bili’nin katıldığı kutlamada Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach bir sürpriz yaparak, Fransa'nın en üst düzey nişanı olan 'Legion d’Honneur' ile ödüllendirilen ünlü sanatçı ve yazar Zülfü Livaneli’ni sahneye davet etti.

Brezilyada görevini devam ettirecek olan Ankara Büyükelçisi Laurent Bili Türkiye’den ayrılma burukluğu gözlerden kaçmadı.
Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach eşi Olivier Bouquet  ile birlikte olarak kürsüde günün mana ehemmiyetini kısa bir konuşmada özetlerken  özgürlükle örtüştürdüğü barış, özgürlükler ve insan hakları adına verdiği mücadele için Zülfü Livaneli davet etti.
Sanat kariyeri ile barış, özgürlükler ve insan hakları adına verdiği mücadele nedeniyle  nişana layık görülen Zülfü Livaneli iki özel parçasını icra etti. İkinci parçası “Ey. Özğürlük” konuklar tarafından yüksek sesle söylendi.
Zülfü Livaneli, Fransa Ankara Büyükelçisi Laurent Bili ve İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach’a albümlerini  hediye etti.


Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ında hazır bulunduğu kutlamada konuklar, Fransız kültürü zengin yiyecek içecekleri zevkle tadarken, Kültürün her zaman koruyucusu ve sanatçılara değer veren ülke konumunda olan Fransa’nın sevilen popüler müzikleri eşliğinde dans ederek gece geç saatlere kadar gönüllerince eğlendiler.


Bilindiği üzere 1789 yılında Fransızlar krallığa karşı ayaklandılar. Halk Paris  Bastille Hapishanesi’ndeki siyasi tutukluları serbest bıraktırdı. Cumhuriyetin başlangıcı olan 14 Temmuz Fransızların ulusal bayramı. Dünya’nın her yanındaki Fransızlar 14 Temmuz günü Bastille Gün’ünde Fransız Cumhuriyeti’nin kuruluşunu kutlar.


Saray Bahçesinde çeşitli firmaların standlarda yer aldı. Göze çarpan standlardan europ assistance konuklara check up hediye çekleri verdi. 

yilmazparlar@yahoo.com





Pazartesi

İFTARDA SANATCI RUHU

Gecelerin Fenomeni olarak sloganlaşan sanatcı Ferman Toprak, sanatcı Hatice ile birlikte Ağaoğlu Eltes Gold Çekmeköy Adanalı Hasan Kolcuoğlu Restoranda 12 Temmuz 2015 Pazar günü iftar yemeği verdi.

Düzenlenen iftar yemeğinde Ferman Toprak ile yaptığımız özel söyleşide önce Ramazan iftar hakkında sorumuza “Ramazan bereketliği paylaşmak kardeşliği yaşamak merhametin tavan yaptığı içinizdeki ilahi sevginin potansiyelini açığa çıkaran insanlık ögesi bu nedenle yakın dostlarımla bir arada olmakdan mutluyum.
Yoğun gündemlerii olmasına rağmen birlikte iftar açmakdan, Sanat dünyasından nefes alan nefes veren tüm dostları bir arada görmekden büyük onur duymaktayım. Allaha karşı kulluk adına ortak iftara davete icabet eden dostlar bir araya gelmeli duygu düşünceleri paylaşmalı ilahi günü dolu dolu yaşamalı diye düşünüyorum.” Cevabı alıyoruz.

Yoğun sahne ve konser maratonuna son sürat devam eden ve dinlenmeye dahi fırsat bulamayan başarılı şarkıcı Ferman Toprak’ın ses telleri hakkında açıklama getirirken, Tanrının verdiği her biri lütuf olan sağlık kıymeti ortaya çıktığını, çıkmayan sesden hiçbir şeyin ifade edileme zorluğunu vurgularken, şakası espirisinide ihmal etmiyor. “Sevgilinize kızıyorsunuz, bağıramıyorsunuz bile.”
Ramazan ayı nedeniyle sahne programına ara veren sevilen sanatçıya yurt dışı konserlerini soruyoruz birkaç ülkede hayranlarıyla buluşacağı çok yoğun programı olduğunu söylüyor.

Bu kadar ilgiyle dinlenmesinin sevilmesinin sebebini soruyoruz. Şarkılara ruh vermek mi ? İletişim mi? “Sadece samimiyet-Dinleyicinin nabzına göre şerbet vermek.-Her türü okumamdan kaynaklanıyor.”
Müstakbel eşine şarkılarını güle benzetirsek Gül Bahçesinden hangi gülü verirsin sorumuza, gülerek “Tespih” cevabını veriyor. (Hayatı Tespih Yapmışım)

Önce Basın toplantısında basın mensupların imaj sorusuna Yakın arkadaşlarıyla Bodrum'da tatile çıktığını güneşten iz kalmaması için sakal ve bıyıklarını kestigini herhangi bir imaj değişikliği olmadığına açıklık getirdi.
Evlilik hakkında soruya “Bayram sonrası yakın bir tarihte. Herkes meşhur olunca boşanır. Ben meşhur olunca evleniyorum. Ne kadar kutsal evlilik kurumuna ciddi samimi ve iyi niyetli baktığımı gösteriyor.”

Proje Organizasyonu ve iletişim danışmanlığı Nerin Özden  Çağlar Tuncer tarafından yapılan iftar programda Restaurant  Adanalı Hasan Kolcuoğlu’nun iç mekanında sahne özel bir tasarımla iç mimarlar Sinem Aydın ve Soner Eren ile dekore edildi.
Sufi muzik eşliğinde Semazen tüm konukları büyüledi. Aynı zamanda Hanımeller Restaurant zincirinden tanıdığımız Adanalı Hasan Kolcuoğlu’nun sahibi Düriye Ünlü ve Oğlu Ünlü iki metrelik “Adana Kebab” ilk uygulayıcıları. Sırrını soruyoruz. Gülerek “Ustaların mahareti” diyorlar.
Konuklar nefis zengin iftar menüsü çok beğendiler. Sohbet geç saatlere kadar sürdü.

yilmazparlar@yahoo.com