Cuma

TÜRKİYE GENÇLİK ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU-YILMAZ PARLAR

TÜRKİYE GENÇLİK ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

22 ülkeden ve Türkiye genelinden 15 milyon oyun kullanıldığı ve rekor bir katılımla gerçekleşen ‘Türkiye Gençlik Ödülleri’ sahiplerini buldu.



MCD Gençlik Ajansı ve Dünya Gençlik Politikaları Derneği işbirliği ile Türkiye’nin en büyük gençlik hareketi olan “Gençlik Otobüsü” projesi kapsamında düzenlenen ve 15 milyon oy kullanılarak en iyilerin seçildiği, Türkiye Gençlik Ödülleri için sonuçlar açıklandı ve ödüller sahiplerini buldu.


Dün gece Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılan ödül töreninde, en iyi erkek sinema oyuncusu seçilen Ahmet Kural’a ödülünü Yönetmen Emre Budak verirken, en iyi kadın sporcu seçilen Merve Aydın’a ödülünü Oyuncu Eda Özyurt verdi. En iyi sosyal medya fenomeni seçilen Alaattin Çağıl’a ödülünü Koru Medya’dan Furkan Kaya takdim etti. Bir Dileğim Var en iyi sosyal sorumluluk projesi seçilirken Alper Türedi ödülünü, İş Adamı Turgay Kıran’ın elinden aldı. En iyi çıkış yapan sanatçı ödülünü Buray alırken, gecenin sunuculuğunu yapan Ceyhun Yılmaz, izleyicilere  eğlenceli dakikalar yaşattı.


Medya Pano, Sabırtaşı Restoran, Golden Reklam, New York Academy, Tatil Bus, Türsab, Termal Belediyesi, Vizyon Koleji, Tarihi Beyoğlu Kahvecisi, Koru Medya, Nevada Telsiz,  Önce Reklam, Crown Yurt Dışı Eğitim, Host Avrupa, Klass Magazin,  desteği ve sponsorluğunda, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda yapılan ödül törenine sanat, müzik, siyaset ve iş dünyasının önde gelen isimleri katıldı.


Bu yıl ikincisi düzenlenen Türkiye Gençlik Ödülleri’ne katılanlara teşekkür eden, Genel Koordinatör Maksut Coşkun Dokunulmaz, ödüle bizzat ödül sahibinin katılması gerektiğini, ödüle katılamayanların 2 yıl aday gösterilemeyeceğini söyledi. Oylama sonuçlarının rekor bir katılımla gerçekleştiğini ve oylama ve süreçlerini anlattı ve şöyle konuştu: “Türkiye Gençlik Ödülleri” 2016 adaylarının belirlenmesi, web sayfamızda kategori başlıkları açılarak, tüm kategorilerde gençlerin istedikleri ismi yazıp göndermeleriyle belirlenmiştir. Gençler, 25 günlük aday belirleme sürecinde 42 kategoride 1.186,141 kişi 76.219 aday ismi
göndermiştir. Her kategoride en çok ismi yazılan 420 kişi aday gösterilmiştir. 15 Aralık 2015 - 15 Şubat 2016 tarihleri arasında yapılan oylamada 14.695,387 oy kullanılmıştır. “Türkiye Gençlik Ödülleri” oylamasında her bilgisayar veya Cep telefonundan 24 saatte bir oy kullanılmıştır. Oylamanın güvenliği HostAvrupa tarafından 24 saat denetlenmiştir. Oylama sürecinde hileli oy tespiti durumunda hileli oylar silinmiştir. 


TÜRKİYE GENÇLİK ÖDÜLLERİ
OYLAMA SONUÇLARI VE EN İYİLER


EN İYİ ŞARKI: KORAY AVCI 133.077 %36,85
EN İYİ MÜZİK GRUBU: ATHENA 168.461 %52,23
EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN SANATÇI: BURAY 131.868 %36,16
EN İYİ ERKEK SANATÇI: MUSTAFA CECELİ 169.521 %49,22
EN İYİ KADIN SANATÇI: SILA 144.713 %46.50
EN İYİ REKLAM FİLMİ: DERİMOD 236.970 %54,48
EN İYİ KADIN DİZİ OYUNCUSU: TUBA BÜYÜKÜSTÜN 669.875 %44,11
EN İYİ ERKEK DİZİ OYUNCUSU: BARIŞ ARDUÇ 357.938 %53,59
EN İYİ YÖNETMEN: BARIŞ YÖŞ 200.482 %47,94
EN İYİ SENARİST: MERİÇ ACEMİ 191.044 %49,31
EN İYİ DİZİ FİLM: KİRALIK AŞK 306.884 %52,28
EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU: SALİH BADEMCİ 232.166 %49,23
EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU: SİNEM ÖZTÜRK 232.645 %50,58
EN İYİ YAPI / İNŞAAT FİRMASI: DUMANKAYA 162.572 %39,92
EN İYİ SİNEMA FİLMİ: DÜĞÜN DERNEK 2 146.545 %48,85
EN İYİ KADIN SİNEMA FİLMİ OYUNCUSU: EZGİ MOLA 145.899 %48,30
EN İYİ ERKEK SİNEMA FİLMİ OYUNCUSU: AHMET KURAL 159.974 %49,08
EN İYİ MÜZİK TV KANALI: POWERTÜRK 134.380 %61,04
EN İYİ TV KANALI: STAR TV 166.488 %41,30
EN İYİ ANA HABER: ATV ANA HABER 205.332 %42,80
EN İYİ TV SHOW PROGRAMI: BEYAZ SHOW 177.995 %57,86
EN İYİ SHOWMEN: BEYAZIT ÖZTÜRK 192.297 %59,64
EN İYİ SPOR PROGRAMI: 100%FUTBOL ( NTV SPOR ) 113.220 %60,53
EN İYİ RADYO: ÂLEM FM 113.988 %42,98
EN İYİ RADYO PROGRAMCISI: ÂDEM METAN 108.589 %39,64
EN İYİ SPOR KULÜBÜ BAŞKANI: MEHMET SEPİL ( GÖZTEPE SK ) 89.063 %33,26
EN İYİ GİRİŞİMCİ: ACUN ILICALI 136.603 %59,90
EN İYİ ERKEK SPORCU: ARDA TURAN 131.188 %40,04
EN İYİ KADIN SPORCU: MERVE AYDIN 106.311 %51,25
EN İYİ MARKA: ÜLKER 177.665 %57,20
EN İYİ E-TİCARET SİTESİ: SAHİBİNDEN.COM 100.572 %50,66
EN İYİ GİYİM MARKASI: KİĞILI 74.232 %37,61
EN İYİ GENÇ MARKASI: MAVİ 95.574 %42,97
EN İYİ AVM: ZORLU CENTER 73.361 %46,34
EN İYİ VAKIF VEYA DEVLET ÜNİVERSİTESİ: ANADOLU ÜNİVERSİTESİ 156.606 %44,52
EN İYİ BANKA: ZİRAAT BANKASI 101.542 %51.39
EN İYİ SEYAHAT ŞİRKETİ ( ULAŞIM ) : THY 113.469 %44,23
EN İYİ SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ: BİR DİLEĞİM VAR 20.535 %40,03
EN İYİ CEO: KAAN TERZİOĞLU ( TURKCELL ) 83.999 %50,01
EN İYİ İŞ ADAMI: SEDAT PEKER 176.497 %39,45
EN İYİ İŞ KADINI: GÜLER SABANCI 113.596 %70,11
EN İYİ SOSYAL MEDYA FENOMENİ: ALAATTİN ÇAĞIL 114.193 %42,13
EN İYİ KAMU KURULUŞU: TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ 169.216 %74,58



ÖDÜL ALANLAR
ÖDÜL VEREN

Bir Dileğim Var – En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi - ALPER TÜREDİ
TURGAY KIRAN ( İŞADAMI )

Alem Fm – En İyi Radyo - MEHMET AYAN
HALİL KAYA ( MCD GENÇLİK KULÜBÜ YÖNETİM KURULU ÜYESİ )


Adem Metan – En İyi Radyo Programcısı
MAKSUT COŞKUN DOKUNULMAZ ( DÜNYA GENÇLİK POLİTİKALARI DERNEĞİ BAŞKANI )
Merve Aydın – En İyi Kadın Sporcu
EDA ÖZYURT ( OYUNCU )


Alaattin Çağıl – Sosyal Medya Fenomeni
FURKAN KAYA ( KORU MEDYA )

Powertürk – En İyi Müzik Tv Kanalı
CENGİZHAN GÜLOĞLU ( GENÇ GİRİŞİMCİ )
Ziraat Bankası – En İyi Banka
TAHSİN BECAN ( YALOVA TİCARET VE SANAYİ ODASI BAŞKANI )


Sedat Peker – En İyi İş Adamı
MAKSUT COŞKUN DOKUNULMAZ ( DÜNYA GENÇLİK POLİTİKALARI DERNEĞİ BAŞKANI )
Ahmet Kural – En İyi Erkek Sinema Filmi Oyuncusu
EMRE BUDAK ( YÖNETMEN )

Atv Ana Haber – En İyi Ana Haber
CEM TOPAL ( MCD GENÇLİK KULÜBÜ YÖNETİM KURULU ÜYESİ )

Beyaz Show – En İyi Tv Show Programı
RECEP PALİÇ ( YAPIMCI )

Kaan Terzioğlu (Turkcell) – En İyi Ceo 
NURİ BUĞRA BAŞGÜL ( OYUNCU )

Buray – En İyi Çıkış Yapan   Sanatçı
BURCU CENGİZ ( DÜNYA GENÇLİK POLİTİKALARI DERNEĞİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ )

Düğün Dernek 2: Sünnet – En İyi Sinema Filmi
ÇAĞLAR PALİÇ ( YAPIMCI )


Kiğılı – En İyi Giyim Markası
ÖZHAN GÜL ( SANATÇI )
Dumankaya - En İyi Yapı & İnşaat Firması
MAKSUT COŞKUN DOKUNULMAZ ( DÜNYA GENÇLİK POLİTİKALARI DERNEĞİ BAŞKANI )

Koray Avcı - En İyi Şarkı
MUSTAFA YILMAZ ( BOSNA HERSEK ÜNİVERSİTESİ )





yilmazparlar@yahoo.com 

Pazartesi

Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi Messerschmitt Lansmanı-Yılmaz Parlar

Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi Messerschmitt Lansmanı

Dünya tarihinin en büyük savaşı olarak tarihe geçen 2 Dünya savaşına damgasını vuran, dönemin hava harplerinin efsanesi çift jet motorlu efsane ilk savaş ucağı “ Messerschmitt” yepyeni müzecilik anlayışıyla kapılarını açmış olan, Hisart Canlı Tarih Ve Diorama Müzesi’nde 30 nisan 2016 cumartesi cemiyet hayatının ünlü simalarının katılımıyla gerçekleştirilen özel bir gece ile lansmanı yapıldı.

Çuhadaroğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurul Başkanı ve Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi kurucusu Nejat Çuhadaroğlu yaptığı konuşmada tarihin önemine dikkat çekerek “Tarih aptallar için tekerrür eder”dedi

Nejat Çuhadaroğlu “Türkiye dünyanın merkezindedir; hem jeolojik hem stratejik hem ekonomik hem de kültürel ve tarihsel olarak.” Bizans’ın sözünü etdiği “Dünya merkez taşının” Sultanahmet’de olduğunu söyleyen Çuhadaroğlu “Anadolumuz gezildiğinde dünyanın çok yerinden daha üstün zengin bir kültüre sahip tarih geçmişini yaşadığımızı anlarız. Göbeklitepe M.Ö. 12.000 sene öncesine kadar devam eden medeniyetimizin göstergesi. Dünya medeniyet tarihini değiştirecek olan arkeolojik çalışmalar devam ediyor. 200 yıllık geçmiş tarihi olan ülkeler abartılı bir şekilde tarihlerini anlatıyorlarsa, biz neden anlatmayalım. 12.000 yıl tarih geçmişimizden neden övünmeyelim. Zengin kültüre sahip tarihinden övünen ama tarihini bilmeyen tek ulus biziz. 

Her yaştan her kesimden her dinden her insanın tarih merakını aşılamalıyız. Tarihini bilmeliki doğru anlatsınlar doğru gerçek tarih bilgisine erişelim. Müzedeki ünlü devlet büyüklerin bilim insanların tarihle ilgili yazıları bulunmaktadır. Tarihini bilmeyen geçmişine sahip çıkmayan geleceğinede sahip çıkamaz. Sadece, Osmanlı -Türkiye tarihi değil Dünya tarihini de iyi bilmeliyiz.  Mademki Dünyanın merkezindeyiz. Böyle bir sorumluluğumuz var. Üç tarafı denizlerle çevrili dört tarafı savaşlarla çevrili bir ülkede yaşıyoruz. Bu savaşların neden çıktığını çok iyi anlamamız, çok iyi anlatmamız gerekiyor ki; savaşların durması azalması için önlemler alalım.  Tarih tekerrürden ibaret olmasın. Tarih aptallar için tekerrür eder.” Açıklamalarında bulundu.
Arkalarında hiçbir devlet desteği olmadan kendisi dahil eğitimini almamış beş altı kişiyle yaptığı müzeden bahsederek, böyle bir müzeyi yarattıklarını bundan dolayı müzeye  hayat veren ruh veren arkadaşlarını tebrik etdi.

“Ben dahil tarih- sanat tarihi eğitimi almadım. Ben ekonomi okudum. Gönülden gelenle bir yerlere geliniyormuş. Müze gün geçtikce çok büyüyor ziyaretciler her gelişlerinde dünyanın hiçbir yerinde olmayan veya sergilenmeyen paha biçilemez eserle karşılaşacaklardır. Dünya var oldukça, bizler olmasak da müzemiz yaşayacak. İlk ve tek olmanın gururunu bayrağını taşıyacakdır.”

Nejat Çuhadaroğlu Messerschmitt Bf (Me) 109-G6 model uçak hakkında Efsane Alman savaş uçağının 2. Dünya Savaşı’nda önemli görevler üstlendiğini belirtdi. Çuhadaroğlu “1937-1945 yılları arasında devamlı üretilen uçağın çok özellikleri var. Her türlü hava şartlarında her cephede kullanılan kıvrak en önemli savaş uçağı    Efsane bu uçağı önemli yapan 2. Dünya Savaşı’nın hava harekatlarında Alman Hava Ordusu’nun en güçlü silahlarından biri olarak tek başına 300’den fazla uçak düşürmesi ve Türkiye’de ilk ve tek 2. Dünya Savaşı’na ait bir Alman savaş uçağı olması” bilgileri paylaştı. 
 
Lansman sonrası davetlilere bir resepsiyon verildi.
Ayrıca aynı güne rastlayan yaş günü kutlaması ve Lansman için Messerschmitt’in aslına uygun özel yapılmış pasta kesimi yapıldı. Hak eden bir kutlama ile etkinliğe devam edildi.

İki ayrı grup tarafından Latin dansları göz kamaştırdı.
Geceye ayrıca sahne alan Hayko taverna şarkılarıyla renk katdı. Ziyaretciler ilk ve tek olan Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi’nde tarihi bir kez daha gördükleri objelerle yaşarken birde mükemmel tank gösterimini izlediler.  


yilmazparlar@yahoo.com 

Pazar

E-Mülteci.com-Ece Dorsay-Yılmaz parlar

ECE DORSAY’DA SİNEMADAN KOPAMIYOR
Dünyamın Haritası albümüyle zirve yolculuğundaki Ece Dorsay, Babasının izinde sinema-tiyatro tutkusundan kopamıyor. Her fırsatda filme tiyatroya müzik yapıyor.
Jingle Tasarımı ve Performansı Ece Dorsay tarafından yapılan  3-28 Mayıs tarihleri arasında yapılacak İstanbul Tiyatro Festivali'nin öne çıkan oyunlardan “E-Mülteci.com” Üsküdar stüdyo sahnede tiyatro sever izleyicileriyle buluşacak
Duayen Sinema yazarı Atilla Dorsay’dan ozanlık ve Annesi Leman Dorsay’dan da müzik sevgisi alarak, kendi müziğinin ve sesinin peşinde, ozan-şarkıcı-müzisyen olarak 90’lı yıllardan beri sanat dünyasına adım atan sanatcı pek çok festival ve müzik mekanlarında, sözlerinide kendisinin yazdığı kendi şakılarını icra ediyor
2010 yılı Kırmızı Karanlık albümüyle, ruhundaki evrim ve devrimleri, farklı renkleri cesurca bize sunmuş olan genç sanatçı, şarkılarını yazan, besteleyen, çalan ve özel stüdyosunda kayıt yapan çok yönlü sanatcı her fırsatda yaptığı film müziklerinden büyük keyif alıyor.
İstanbul Tiyatro Festivalinde 9 Mayıs 10 mayıs 2016 tarihlerinde Üsküdar Stüdyo Sahne de gösterimi yapılacak ortak yapım tiyatronun kimliği;
Ortak Yapımcılar: Compagnie Sur le seuil, Istanbul Theatre Festival, Théâtre du Peuple, Médiathèque Françoise Sagan, MEO, L'Avant-Scène Théâtre
Yazan ve Yöneten: Sedef Ecer
Müzik Tasarımı ve Canlı Performans: Richard Dubelski
Jingle Tasarımı ve Performans: Ece Dorsay
Video Tasarımı: François Roman, Mümin Güven
Işık Tasarımı: Yüksel Aymaz
Kostüm Tasarımı: Bahar Korçan
Yapım Müdürü: Barbara Thoma
Oynayanlar: Meltem Cumbul, Fehmi Karaarslan
Ekrandaki Oyuncular (alfabetik sırayla): Ahu Türkpençe, Ece Dizdar, Fırat Tanış, Gizem Soysaldı, Mathilda May, Okan Bayülgen, Tilbe Saran
yilmazparlar@yahoo.com

Pazartesi

VİCTOR HUGO “DOĞULULUKLAR”-YILMAZ PARLAR


VİCTOR HUGO “DOĞULULUKLAR”

Notre Dame de Sion Fransız kız Lisesi  “La Galerie”
Victor Hugo “Doğululuklar” konulu şiirler ve resimler sergi açılışı gerçekleştirdi. 

Belçika İstanbul Konsolosu M. Henri Vantieghem, Konsolos eşi Marie Liévain-Vantieghem’ın da icabet etdiği açılışa iş birliği yapan Fransız-Türk iş adamları, akademisyenler, sanat edebiyat dünyasının ünlüleri ve yerli yabancı elit bir sanatsever ziyaretci katıldı. 

Kuratörlüğünü Anne Baradel-Sanat Yönetmenliğini Mireille Sadege yaptığı sergide Victor Hugo’dan şiir derlemesi yine kendi çizimleri arasından bir seçki oluşturdu.

Dünya klasikleri arasına giren “Sefiller” romanını yazan, Fransız yazar ve şairin   “Doğululuklar” sergi açılışında Okul Müdürü Yann De Lansalut’ın Fransızca konuşmasını Türk Müdürü Suzan Sevgi Türkçe çevirisi yaptı.

“İstanbul’da Notre Dame de Sion Fransız Lisesinin açılışının tarihi 1856, aynı zamanda Victor Hugo’nun yazdığı Fransız edebiyatının en büyük başyapıtlarından biri olan Düşünceler’in yayınlandığı yıl olduğunu, 2016, NDS Frankofoni İlkbaharında, lise  kuruluşunun yüz altmışıncı yıl dönümü vesilesiyle,  yazı dehası olarak sıfatlandırdığı Victor Hugo’nun bir yönünü daha keşfettirmek istediklerini söyledi.

“Satirik, lirik, epik şair; romancı, tarihçi, eleştirmen, oyun yazarı, çizer, akımların öncüsü, gazeteci, politikacı, sürgün,  isyancı Victor Hugo tüm alanlarda yer almıştır. 19. yüzyıldan bu yana, dünyanın gözünde tüm evrenselliğiyle Fransa’nın bir sembolü olmaya devam etmektedir.”dedi
Dünyası çocukluğundan itibaren çatışmacı olduğunu söyleyerek  “Hugo’nun, döneminin canlı bir sentezini temsil etmiş olduğu çok söylenmiştir. Tüm eserleri, tüm hayatı, ortak tarihle bireysel tarihçesinin aykırılıkları arasında bir çekişme biçimindedir. Dünyası çocukluğundan itibaren çatışmacı olmuştur.”ifadesinde bulundu.

Victor Hugo’nun eserlerindeki boyut için , “«Doğululuklar» da da görülecektir. O gelgitler, o karşıtlama, o karşıtlıkları birbiriyle dengeleme arzusunu burada da görürüz. Kitapta çoğu zaman çelişkili terimlerin ittifak oluşturduğu görülür. Bu, zihninin bir oyunudur ve dünyanın dönüşümleriyle bu dönüşümlerin çelişkileri bu zihne daima çarpıcı gelir. Bu zıtlıklar bugün bizim düşüncelerimizde büyük yer tutan, felsefedeki ötekilik kavramını ortaya çıkartır. İşte burada, vizyon sahibi olan Hugo’yu görürüz.

Hugo, kendisine bol miktarda düşünce ve görüntü geldiği, bunlar birbirine yanıt verdiği için çizim de yapmaktadır. O, olağanüstü bir şiirsel yeteneğin farklı alanlarda kendini ifadesidir.” açıklamalarında bulundu. 

“Notre Dame de Sion'da, Rousseau'yu anlatan  büyük bir sergi düzenledikten sonra, öğrencilerimize ve ziyaretçilere Fransız edebiyatının bu devinden bir «kesit» bile olsa keşfettirmek, gerçekleştirmeyi çok istediğimiz bir çalışmaydı. Burada bilinçli olarak «kesit» terimini kullanalım, çünkü Hugo’nun zaferi edebiyatın ve toplumun tüm alanlarında parlamaya devam etmektedir. Şair, «Ben meşalelik işimi yapıyorum» diye yazar. Kesit, çünkü yazı en küçük yaşından itibaren onun içindedir ve 85 yaşına kadar da devam edecektir. Şiirin en büyük temsilcilerinden biri olan Hugo’yu, biz burada yalnızca birkaç yönüyle tanıtıyoruz. «Doğululuklar» bu açıdan, iyi bir sergi düzenleme fırsatı sunmakta; aynı zamanda şairin şiirlerinin bir bölümünü daha tercüme etme olanağı yaratmaktadır.” Sözlerinden sonra sergi sorumlusu  Anne Baradel  ve  Ulya Tabaklar, Christine Duquenne, Ece Sutra, Gülüş Arsoy, Profesör Delphine Gleizes, Profesör Franck Laurent, Profesör Florian Rodari ve Profesör Nami Başer’e, Fransa Millî Kütüphanesi’ne ve ’a tüm ekibe teşekkürlerini bildirdi.  

yilmazparlar@yahoo.com
                                                 

SESSİZ OYUN-YILMAZ PARLAR

SESSİZ OYUN

Kuratörlüğünü Ayşe Pınar Akalın'ın üstlendiği, Sibel Kocakaya’nın “Sessiz Oyun” isimli sergisi 27 şubat 2016 cumartesi günü Bebeköy Backyard'da koleksiyonerlerin, sanat severlerin ve elit konukların yoğun ilgisiyle açıldı. 

İtalyan sanatcıların danışmanlığını yapan, pek çok sanat projesini hayata geçiren, sanat dünyasının ünlü ismi Ayşe Pınar Akalın'ın "Flashback" projelerindede imzası var. 

Proje yönetimini ve kuratörlüğünü, üstlenen Ayşe Pınar Akalın'ın bu kez “Sessiz Oyun” isimli serginin sanatçısı Paris’de yaşamını sürdüren Sibel Kocakaya. 

Bebeköy Backyard'da genç fotoğraf sanatçılarına alternatif ve doğal bir mekan içinde sergi imkanı sunmak üzere sosyal sorumluluk içeren sanat projeleri gördüğü yoğun ilgiyle birbirini takip ediyor. 

Paris’de sanat adına istediği özgürlük imkanını bulan sanatcı, aldığı ilhamla sınırlarına sığmıyor. Cıvıl cıvıl hayata bakış açısıyla İşlerinde tinselliği ön planda tutan sanatçı, beden mekan ilişkisini dengeli şekilde kurgularken denge sürecinde planı ihmal etmiyor.

Fotoğraf, resim, video gibi farklı disiplinlerle çalışan başlangıç noktasını fotoğraf olarak seçen, Sibel Kocakaya kendini ifade etmesini istediğimizde şöyle açıklıyor.

Fotoğrafda elde ettiğim görüntüler üzerinden hayata bakıyorum ve fotoğrafın bilinçdışı olanı ve çevreyle kurduğum deneyimle ortaya çıkarıyorum.
 
Kendi bedenimi kullanmamın en önemli sebebi söylemek istediklerimi en iyi bu şekilde anlatmaya olan inancımdan kaynaklanıyor.

Algıladıklarımızı, içselleştirdiklerimizi gerçekten de en samimi ve doğal kendi bedenimiz ile dışsallaştırırız. Şeklinde fikrini ifade ediyor. 

Kocakaya'nın, Doğa içindeki bedeni konu aldığı fotoğrafları gizlilik, geçmişin referanslarını alan mitsel bir kurgu ve bir oyun içeriyor. Süpürgenin üstüne atlayarak özgürlüğünü aramaya çıkan bireyin, doğa içinde çeşitli formlara soktuğu soyut bedeni aracılığı ile belki de yeni bir kimlik arayışının hikayesi bu.
 
Sanatçının yağlı boya tuval üzerine olan işleri ise, doğayla kurduğu temasın bir uzantısı ve yeniden o süreci yaşadığı bir dışa vurma eylemine dönüşüyor. Bu çalışmalarda yine doğayla temasta olan bireyin iki farklı ruh halini görmek mümkün; beyaz beden bu kurguda daha soyut ve tinsel kalırken, siyah mesafe ve gizemi temsil ediyor.

Fotoğraf ve tuvallerinde bir daha tekrarlanmayacak anları ve anıları ölümsüzleştirirken, kırmızı babet ayakkabıların dikkati çektiği stop motion video işinde ise bedeni, bir kasın ancak dikkatle bakıldığında fark edilebilen minik hareketi ile yaşama döndürüyor.

Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Ana Sanat Dalı’nda yüksek lisansını tamamlıyan, bu süreç içerisinde École Nationale Supérieure des Beaux-Arts Lyon' da eğitimine devam eden, Fransa’da Galerie Dukan’da ve İsviçre’de grup sergilerine katılan  sanatcı, Sibel Kocakaya, etrafında bulunan, karşılaştığı nesnelerle düşünsel ve felsefik bir ilişki oluşturuyor. Bulduğu bir süpürge, bir çubuk, yatak veya kırılmış bir tabak onun işlerinin merkezine oturup bizi hafızasının derinliklerine veya hayal gücünün yaratıcılığına götürebiliyor.

yilmazparlar@yahoo.com

Cumartesi

RenArt Galeri-Nasuh Mahruki’nin Ruhsal yolculuk sergisi-Yılmaz Parlar

Nasuh Mahruki’nin Ruhsal yolculuk sergisi

Buddha’nın 4 Kutsal Hac Mekanı konulu 2 Şubat – 5 Mart 2016 tarihleri arasında kadar sürecek fotograf sergisi, Teşvikiye’de RenArt sanat 
Galerisi’nde açıldı. Sadece fotograf sergisinin güzellikleri değil ziyaretle alabileceğiniz çok olgu var. Güçlü olabilmenin, güvenin gizli ilhamıyla pozitif olabilmenin izlerini her karesinde hissetdiren fotoğraflar.

İstanbul’dan Katmandu’ya, iki kişi olarak  gerçekleştirdiği gidişi ve tek olarak dönüşüyle   yaptığı 4 ay süren 21.000 kilometrelik zahmetli, riskli, zorlu, tehlikeli yolculuğun Dünyanın en yüksek dağına Everest’e çıkan ilk türkün birikmiş olan anıların toplandığı Asya Yolları, Himalayalar ve Ötesi kitabın sunumu ve foto sergisi ziyaretcileri büyüledi.
Buddha’nın 4 Kutsal Hac Mekanı Sergi
Nasuh Mahruki’nin ruhsal yolculuğu
Budistlerin en önemli 4 hac mekanında çektiği fotoğraflar. Buddha’nın doğduğu yer; Lumbini, aydınlanmaya ulaştığı yer; Bodh Gaya, ilk dersini verdiği yer; Sarnath ve öldüğü yer; Kushinagar. Bu dört yerin biri, doğduğu yer Nepal’de, diğerleri Hindistanda yer aldığını yine kendisinden bilgileniyoruz. 
Pek çok alanda kişisel gelişim üzerine değerli konferanslar veren Nasuh Mahruki’nin birde insanların çok yönlü hobileri olmasını kendini keşfetme bunları biriktirme hayatın her alanına taşımayı her zaman dile getirmektedir.
Önce Nişantaşı Akkavak Sokak’ta sonra Teşvikiye Hüsrev Gerede Caddesi faaliyetlerine devam eden, yurtdışında ve yurtiçinde projeler geliştirmeye yönelik gösterdiği performans ile gözde mekan haline gelen RenArt Çağdaş sanatı desteklemek adına genç sanatçılara, sanat arenasında var olabilecekleri platform oluşturmak, exchange programları ile onları yurtdışına göndermek, workshoplar yapmak ve usta sanatçıları temsil ederek, onlara kapsamlı sergi projeleri geliştirmek misyona sahip olması, sanatcı Nasuh Matruki’nin düşünceleri ve icratları örtüşmektedir. Temelinde bu nedenle RenArt galeriyi tercih etmesini anlıyoruz.  

Çok yoğun ilgiyle sergi açılışın yapıldığı galeri RenArt Gallery sahibi sanatcı Berrin Akmanlar Kerpiç galerisi hakkında Küratör, sanatçı ve yatırımcı ağını yeniden düzenlemek ve tanımlamak, interdisipliner bir dil geliştirmek onlara platform yaratmak ve çağdaş sanat marketi olarak düşünülen galeri konsepti usta sanatçı temsilciliği ile geniş bir çerçeveye oturmak olarak yola çıktık şeklinde açıklamalarda bulundu.


yilmazparlar@yahoo.com

Salı

MAGAZİN PARLAR: Asfalt Art Gallery’deki Sessiz Diyaloglar Sergisi...

MAGAZİN PARLAR: Asfalt Art Gallery’deki Sessiz Diyaloglar Sergisi...:  SESSİZ DİYALOGLAR    Nazan Azerı̇, tarafından düzenlenen ismi gibi konusuda Sessiz Diyaloglar olan sergide Arzu Arbak, Nazan Azerı̇ Uğ...

Asfalt Art Gallery’deki Sessiz Diyaloglar Sergisi-Yılmaz Parlar





 SESSİZ DİYALOGLAR

  
Nazan Azerı̇, tarafından düzenlenen ismi gibi konusuda Sessiz Diyaloglar olan sergide Arzu Arbak, Nazan Azerı̇ Uğur Çolak, Gül Ilgaz, Rüçhan Şahinoğlu Altınel, Pınar Yeşı̇lada, Akif Ergüleç, Derya Yücel gibi sanatcılar eserleriyle katıldılar.
Eserlerde resim, heykel ve fotoğrafa dökülmüş iç seslerinin diyalogları yansıtan üretimleri ile Akif Ergüleç -Derya Yücel’in Asfalt Art Gallery de önceden gerçekleştirdikleri " Dada sinema ve videoarta etkileri" başlıklı söyleşiler dizisinin yeni sunumunun karşılaşması enstalasyonlar yer aldı.


Farklılıkları yanısıra benzerlikleri de olan iki zaman diliminin üretimler üzerinden diyaloğu, izleyiciyi yeni yorumlara açık bırakmasına imkan sağladı.

Pınar Yeşı̇lada’ın heykelleri eserinde insan-Hayvan karışımı bir yaratık olarak sergilenirken, hayvanlarmı insanlaştı İnsanlarmı hayvanlaştı yorumunu akla getiriyor. Fotoğraf sanatcısı Arzu Arbak gönderdiği fotolara karşılık fotoğraf gönderme isteğinde bulunarak bir nevi fotograf dilinden diyaloğ kurmuş.

Elektrik lamba ve teller yalnızlıklarana rağmen çok olaya tanık olan bir yorumu ortayaçıkarıyor.
Asfalt Art Gallery’deki  Sessiz Diyaloglar Sergisi 26 Şubat 2016 tarihine kadar açık kalacaktır.
.Asfalt Art Gallery sahibi  Nazan Azerı̇ ile yaptığımız söyleşide galeri hakkında aldığımız bilgiler; Asfalt galeri şimdiye kadar pek çok grup serginin yanısıra sinema, edebiyat ve görsel sanatlar- gibi sanatın her türü üzerine  söyleşiler ile  monokl yayınları ile işbirliği yaparak yerli ve yabancı filozoflarla felsefe konuşmaları gerçekleştiren Sergilerinde, farklı kuşaklardan sanatçıları biraraya getirmeye özen göstererek onların karşılaşmalarını önemseyen Asfalt Art Gallery nin Kuruluş amacı 2011 yılında sanatın özgür üretim  ortamını beslemek,  sanatı öne alan, yaratıcı ve yeni görme, algılama ve ifade biçimleri arayışları içindeki sanatçılara alan yaratmak, onları desteklemek amacıyla Senkron Çeviri Dil Hizmetleri, Yayıncılık, Eğitim, Sanat Ltd. tarafından kuruldu. Yalnızca sergileme değil, yanısıra estetik, felsefi  tartışma ve disiplinlerarası fikir alışverişinin mekanı olmak istedi.

İlk etapta ciddi bir entellektüel ve sanatsal birikim taşıyan ve İstanbul’un önemli merkezlerinden biri olan Kadıköy’ün ihtiyaç duyduğu yeni sanat alanlarına katkı amacıyla, yalnızca Kadıköy’de yaşayan ve üreten sanatçılarla  faaliyete geçen Asfalt’ın sergileme planı, yerli ve yabancı sanatçılara da açık olarak yoluna devam edecek.


yilmazparlar@yahoo.com


Pazartesi

DİPLOMATDAN "EXLİBRİS SERGİSİ-YILMAZ PARLAR

DİPLOMATDAN "EXLİBRİS SERGİSİ"

Örneklerine papirüslerin korunduğu sandıkların dışına çakılan levhalar olarak rastlanan, Osmanlı dönemlerde tuğralar olarak karşımıza çıkan, en eski sanat olan exlibrisi, yıllardan beri icra eden exlibris sanatcısı Emek Gizem Meral Nişantaşı’nda Juno Sanatsal mekan olarakda hizmet veren dünya mutfaklarından seçme tatlarıyla ünlü restaurant’da kişisel sergisini açtı.
Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi, İspanyol Dili ve Edebiyatı bölümünün ardından Madrid CECO Enstitüsünde Dış Ticaret MBA’i tamamlamış olan Emek Gizem Meral İstanbul Konsolosluğu Ticaret Ateşeliğinde Dış Ticaraet Ekonomi Uzamanı olarak görevini yürütmekdedir.

Çocuk resim eğitim uzmanı ressam olan annesi Ayşe Seda Meral ile resim eğitimine başlayan,   Washington Çocuk Resimleri Müzesinde bir eseri ömür boyu sergilenme hakkı kazanan ve pek çok uluslararası ödül alan sanatçı Emek Gizem Meral ile özel söyleşimizde öncelikle sanatı hakkında bilgi alıyoruz ve Exlibris anlamını tarihçesini soruyoruz. “Ex Libris, kitapseverlerin kitaplarının iç kapağına yapıştırdıkları üzerinde adlarının ve değişik konularda resimlerin yer aldığı küçük boyutlu grafik çalışmalardır. Çok uzun bir geçmişe sahip bu sanat dalı, yapıldığı döneme ait kültürel, tarihsel özellikleri günümüze taşıması nedeniyle de ilgi çekmekte, sanatçılar ve koleksiyoncular arasında önemli bir değiş tokuş objesi olarak kullanılmaktadır. Exlibrisin ise kitapsever sanatçı Emek Gizem Meral’in günümüz teknolojisini de kullanarak yapmakta olduğu kişiye özel tasarım çalışmalarını içeren otomatik kaşelerdir. Kişiye özel olarak tasarlanan Exlibrisin kaşesi, kitap sahibi tarafından kitabın iç kapağına veya uygun başka bir yerine basılır böylece kitabı ödünç alan kişiye, geri vermesi gerektiğini hatırlatır.”

Hemen aklımıza eskiden çalıntı riski bugün ise yazarın istemi dışında kayıt dışı bandrolların bir şekilde teknolojiyle yapılmasına karşı sanatcının yazara uygun özel figür içeren exlibris’in ne kadar güvenli olduğunu getiriyor. 
Tarihini soruyoruz eski Türklerde "tamga" ya da bugünkü ismiyle "damga"lara Orta Asya yazıtlarında  Selçuklu ve Osmanlı kütüphanelerindeki kitaplarda ve hatta Endülüs Emevilerinin kitaplarında da genellikle tipografik mülkiyet işaretlerine olarak rastlandığını öğreniyoruz.
 İlk sergisinde büyük beğeni toplayan, Emek Gizem Meral günümüz teknolojisini de kullanarak yapmakta olduğu kişiye özel tasarım çalışmalarını içeren otomatik kaşelerinin manifestosunu açıklıyarak birkaç örnek veriyor. “Çağdaş Türk fotoğrafçılığının önemli ismi Murat Germen, Türkçe Cazın masalsı haliyle sadece kulağa değil kalbe de hitap eden Asena Akan,”  Saksafon virtüözü İlhan Erşahin için yaptığı işlerin yanı sıra; samimi ve dürüst habercilik anlayışıyla özellikle annelerin gönlünü fetheden İsmail Küçükkaya, dost canlısı, neşeli Flamenko dansçısı ve eğitmen Manuel Reina, çok özel bir müzik adamı Burç Bora Uyan ve donanımı ile hep bir adım ötede, gençlere yol gösteren yapımcı Mehmet Çam için yaptığı nefis çalışmaları gösteriyor.

Sanatla ne zaman tanıştığını soruyoruz. Ex Libris ile lisedeyken katıldığı Kesik Köprü Gençlik kampında, Prof. Dr. Hasip Pektaş’tan aldığı serigrafi baskı dersinde tanıştığını, lise yıllarında Cezmi Orhon ve Mehmet Ali Doğan ile desen çalışmaları yaptığını, çocukluğunu Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisinde, Eşref Üren, Şefik Bursalı, Osman Zeki Oral, Nuri Abaç, Tuncay Betil, Prof. Dr. Oya Kınıklı, Prof. Dr. Nazan Sönmez, Prof. Dr. Hasan Pekmezci, Prof. Dr. Vildan Çetintaş gibi Türkiye’nin önemli ve fark yaratan sanatçıları ile sohbet ederek ve eser izleyerek geçtiğini anlatıyor.
Ama ilk denemeleri Üniversite yıllarında, tutkusu olan kitapları satın alabilmek için tercümanlık ve rehberlik ile iş hayatına başladığını, İlk bale öğretmeni, rol modeli, oyuncu, yönetmen ve çok kitap okuyan Yasemin Alkaya için kişiye özel, kullanışlı ve sanatsal bir hediye hazırlamak istediğinde Ex Libris çalışmalarını otomatik kaşeye uygulama fikri doğduğunu ve 2000 yılından bu yana çalışmalarına devam etmekte olduğunu ifade etti.

Otomatik kaşeye uygulanmış çalışmalarına Exlibrisin adını vermiş ve en çok yeni okumaya başlayan çocuklar için Exlibrisin yapmayı seviyor.
İzleyici ile buluşan sergi mekanı, Nişantaşı Mim Kemal Öke caddesinde yer alan sakin bahçesi, rahat atmosferi ve yaratıcı menüsüyle günün her saati hizmet veren,   Juno restaurant’ın’ ortağı Selin Günter Tümer ile ilginç bulduğumuz sanatsal hizmet vermesini soruyoruz. (İTÜ) Teknik üniverisite Endüstri ürünleri tasarım bölümü mezunu olduğunu öğrenince sanata yakınlığını öğrenmiş oluyoruz. Çeşitli sergilerle duvarlara    anlam geldiğini tabloların oluşturduğu dekorun aslında sanatcıya verdiği değeri simgelediğini  dile getiriyor. Menü hakkında bilgi almak istiyoruz.  “Juno’nun menüsünde Juno burgerden, bonfileye, odun fırınında pişen çıtır pizzadan salatalara birçok farklı alternatif sunuyoruz. Ayrıca her sezona özel mevsimsel malzemelerden hazırlanan çeşitli lezzetler ile menümüz güncelleniyor. İç mekânda 55, zeytin ağaçlarının süslediği bahçede ise 50 kişiye hizmet verebiliyoruz. Duvarlarında her ay farklı bir sergiye ev sahipliği yapan Juno’restaurantımızda özel davet ve organizasyonlar için öğlen ve akşam yemekleri için de değişik menüler hazırlanabiliyoruz.”

"Exlibris Sergisi" 13 Şubat 2016 tarihine   kadar sanatseverlere kapılarını açık tutacak.

yilmazparlar@yahoo.com 

Perşembe

61. Eurovision Serhat Hacıpaşalıoğlu San Marino-Yılmaz parlar

EUROVİSİON TARİHİNDE  İLK

Eurovision tarihinde bir ilk oluşuyor ve bir türk başka ülke adına yarışmaya katılıyor. Türkiye’nin katılmadığı 61. Eurovision Şarkı Yarışması'nda başka bir ülke adına San Marino'yu temsil edecek olan sanatcı Serhat Hacıpaşalıoğlu,  20 Ocak 2016 Çarşamba günü Ortaköy Tarihi Feriye Lokantasında basın toplantısı düzenledi.
“İsveç'in başkenti Stockholm'da gerçekleştirilecek yarışmada, ‘’Hem Türkiye adını geçireceğim hem de San Marino’yu temsil edeceğim. Çifte sorumluluk taşıyorum Aynı zamanda bir meydan okuma.”

Yoğun ilgi gören basın toplantısında sanatcı "Kendi ülkemde en doğru bilgileri paylaşmak istediğim için burada toplandık" süreci ve teklifi açıkladı. “Son yaptığım Fransızca şarkı Je M’adore geçen sonbahardan beri Avrupa’da dans ve DJ listelerinde bir numara oldu. Ve medyada yer aldı. San Marino yetkilileri, kendi adına Avrupa’da yükselen bir yıldız arayışıyla menajerimle bağlantıya geçtiler. Ekim ayından beri konuşuyoruz. Sonunda kabul ettim.’’dedi

Bu süreçte TRT ile bağlantılarının olduğunu ve sürekli temasta olduklarını belirtdi.
‘’7 Ekim’den beri TRT ile bağlantıdayız. TRT ile irtibata geçtik. Ancak bütün girişimlere rağmen cevap bile alamadık. Bana bu teklif geldiğinde benim Almanya’daki şirketim TRT’yazılı olarak hem e-mail, hem de müzik dairesine ve genel müdürlüğe, eğer Türkiye yarışmaya katılmayı düşünüyorsa bizi de değerlendirin şeklinde ciddi bir yazışma oldu. Ama herhangi bir cevap gelmedi. Arkasından da zaten Türkiye yarışmaya katılmayacağını duyurdu. 7 Ekim’de TRT ile tek taraflı yazışmalar oldu. Her kurumun tercih ettiği bir davranış biçimi olabilir. Herkesin tercihine saygı duymak gerekiyor. Biz üzerimize düşeni yaptığımıza inanıyoruz. Çünkü çok ayrıntılı bir dosya iletildi kendilerine. Ama taktirleri zaten bu sene yarışmaya katılmamakmış. Yarışma belki Türkiye’de yayınlanmayacak ama bir şekilde izlenecek biliyorum. Yakın zamanda Avrupa’da basın toplantıları düzenleyeceğiz." Bilgilerini verdi.

Basının soru sorması şeklinde toplantıyı devam ettirme niyetinde olmasıyla ortak merak şarkı oldu.  'En çоk merak еdilenin şarkı olduğunu biliyorum. Şuna inаnabilirsiniz, çok sağlam bir şarkıyla geliyоruz. Şarkının prodüksiyonu devam ediyor. Uluslararası biri tarafından hazırlanıyor. Şarkıyı ve kimin hazırladığını şimdilik açıklamıyoruz. Şarkımızı, İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca olmak üzere 4 ayrı dilde ve 4 farklı versiyonda hazırlıyoruz. Dünyanın önemli DJ’leri tarafından Tamamıyla yeni bir prodüksiyonla remixleri yapılıyor.’’cevabını verdi.
Kaybetme riski sorusu üzerine ‘’ Hаyatta risk almadan başarı olmaz. Dolayısıyla dereceye giremezsem diyе hiç korkmаm. Tаbii ki yarışmаya katılаn 43 ülke vаr. Onların temsilcileri kazanmak için orayа gidiyor. Duruşunuz, bıraktığınız iz önemli. Biz güçlü olduğumuza inаnıyoruz. Eskiden faturalar kariyerlere mаl olabilirdi. Artık zaman değişti. Eurоvison ne hеr şeyin bаşlangıcı ne de sonu.

Hayatta her zaman risk aldım. Bu da benim için bir risk ama kendime inanıyorum. 43 ülkenin yarışacağı yarışmada alacağım başarı sadece San Marino’da değil Türkiye’de de mutlulukla karşılanacak.”  

Eurovision tarihinde sadece 1 kez finale çıkma başarısı göstermiş San Marino için elinden geleni yapacağını ve Türkiye’nin adının da en iyi şekilde duyulmasını sağlayacağına inandığını söyleyen Serhat Hacıpaşalıoğlu ‘’Bu konu standart bir konu değil. Standart olmayan şeylerin de hayatı güzelleştirdiğine ve bu konunun da hayatımıza bir renk ve güzellik katacağına inanıyorum.’’ 

Türkiye’nin 3 yıldır Eurovision’da olmamasına  ‘’Eurovision’da çok başarılı işler yaptık. Çok güzel şarkılar yapıldı. Semiha Yankı’nın Seninle Bir Dakika şarkısı en sevdiğim Eurovision şarkısıydı.’’  

 Türkiye’nin bu yarışmada olmaması hakkında  "Sanat ortamları bütün ülkeleri kaynaştırıp birleştiren, politik yaklaşımlardan uzaklaşmış çok daha temiz ve naif şekilde bir araya getiren ortamlardır. Türkiye’nin burada olması kendi imajımız açısından da çok değerlidir diye düşünüyorum. Türkiye bu yarışmada aslında çok sevilen ve merakla beklenen bir ülkedir. Ben mesela sonuncu olmasına rağmen Semiha Yankı’nın Seninle Bir Dakika isimli şarkısını çok beğenirim. Katılım konusunda farklı nedenler olabilir, sonuçta bir yayın kurumu buna karar veriyor. Kendi nedenleri vardır, onu da saygıyla karşılamak lazım. Ama ümit ediyorum ki Türkiye bu yıl bu vesileyle, gelecek yılda Türkiye olarak yer alır." 

 Birinci olduğunuz takdirde hangi mesajı verirsiniz sorumuz üzerine "Türkiye’de ve dünyada gündem çok çabuk değişiyor. 14 Mayıs günü nasıl bir mesaj veririm bilmiyorum ama inşallah o anı yaşarız. Türkiye yarışmayı bence bu sene izleyecek. Şarkımı zaten sadece Türkler, sadece Almanlar şeklinde yapmıyorum. Eurovision şarkı yarışmasında böyle bir tuzağa düşmek büyük hata olur. Popüler bir müzik yapıyoruz ve bunun da hedefine ulaşmasını istiyoruz." Cevabını alıyoruz.
Şarkıcı ilk elemeleri 10-12 Mayıs 2016 tarihlerinde yarı finalde yapacak. Buradan başarı ile çıkarsa finalde yarışma hakkı kazanacak  14 Mayıs 2016 tarihinde San Marino adına finalde zirveyi zorlamaya çalışacak.

yilmazparlar@yahoo.com

Cumartesi

Pascal Nouma’nın PN21 by Hummel 2016 koleksiyonu -Yılmaz Parlar


SPORDAN MODAYA PASCAL NOUMA

Pascal Nouma’nın PN21 by Hummel 2016 koleksiyonu için sanat ve spor dünyasının ünlü isimleri podyuma çıktı. PN 21 by Hummel 2016 yaz koleksiyonu, Banu Noyan koreografisiyle moda takipçilerinin ve basın mensuplarının beğenisine sunuldu.


Ünlü sunucu Burcu Esmersoy, futbolcular Ahmet Dursun ve İbrahim Yattara, şarkıcı Keremcem, Anıl İlter, Melih Gümüşbıçak, Anıl Tetik, Önder Açıkbaş ve Manga’nın solisti Ferman Akgül ilk kez mankenlik yaparak podyum deneyimi yaşadılar.


Spor camiasının sevilen ismi Pascal Nouma, moda dünyasına hızlı bir giriş yaptı.  Dünyaca ünlü Danimarkalı spor giyim markası Hummel ile işbirliği yapan Nouma’nın tasarladığı kıyafetler, 15 Ocak 2016 Cuma akşamı Maslak Steigenberger Hotel’de gerçekleşen  lansman defilesiyle görücüye çıktı.


Defilede, 20 profesyonel modelin yanı sıra spor ve sanat dünyasının ünlü isimleri de podyuma çıkarak Nouma’ya destek verdi.



Pascal Nouma​, ‘PN21 by Hummel 2016’ koleksiyonu ile moda dünyasına hızlı bir giriş yaptı.
Defilede sanat ve spor dünyasının ünlü isimleri podyuma çıktı.
2010 yılından itibaren Akbulut Tekstil’in profesyonel bakışı ve girişimleriyle kısa sürede Türkiye'de en önemli spor giyim markası haline gelen dünyaca ünlü Danimarkalı Hummel, ülkemizdeki sportif life- style boşluğunu doldurarak ve sokak modasında alışa gelmiş renklerin dışına çıkarak, gençler için bir ikonik marka olmayı başardı.
Kuruluşunun 92. yılını kutlayan Hummel, spor ve televizyon dünyasının sevilen renkli ismi Pascal Nouma'yla muhteşem bir işbirliğine imza attı.
Change the world through sport', yani 'Dünyayı sporla değiştir' sloganıyla, spor dünyasına farklı branşlarda sponsor olarak da destek veren Hummel, ülkemiz televizyonlarında birçok TV şovuna ve dizi filmlere kıyafet sponsoru oldu. İşte bu çalışmaları bugün güzel bir işbirliği sonucu 'PN 21 by Hummel'in doğuşuna neden oldu.
Türkiye’deki Spor ve televizyon dünyasının renkli ve sevilen ismi Pascal Nouma'nın giydiği her şeyin takipçileri tarafından ilgi görmesi ve dünyanın neredeyse her köşesini gezen Pascal'ın modayı takip ederek, çevresinde bir moda ikonu olarak tanımlanması Hummel'ın dikkatini çekerek güzel bir iş teklifini sağladı ve vitrinlere taşınacak bir koleksiyonu oluşturdu. Hummel'in Pascal Nuoma'yla yaptığı iş birliği sonucu yaklaşık 6 ayda ortaya çıkan koleksiyon, muhteşem bir defileyle görücüye çıktı.
Defile sonunda Burcu Esmersoy'la izleyenlerin karşısına çıkan Pascal Nouma'nın heyecanı görülmeye değerdi. Nouma, çok heyecanlı olduğunu belirterek, "Zaten çok yakından takip ettiğim modayı şimdi daha farklı gözle ve işim olarak görüyorum" diyerek yanında olan tüm dostlarına teşekkür etti.
Danimarkalı spor giyim markası Hummel ile yaptığı işbirliği kapsamında üyelerine kaçırılmayacak fırsatlar sunmaya başlarken, kampayanın yüzü Pascal Nouma oldu.

Spor giyim dünyasının popüler markası Hummel'in gözde ürünleri,  sportif kreasyonu ve yüzlerce ürünü, Sportif yaşam tarzına uygun giyimi sevenlere cazip fiyatlar ve özel hediyelerle birlikte giyim mağazalarında yerini aldı.

yilmazparlar@yahoo.com

  

Pazartesi

GALERİBU “AYAKLANMA”-Yılmaz Parlar



GALERİBU “AYAKLANMA”



Turizmin gözde mekanlarından Galata Kulesinin bulunduğu Galata semtinde yer alan Galeribu sanat galerisi “Göçebe Bağımsız Sanatçı İnisiyatifi” proje doğrultusunda “AYAKLANMA” isimli sergiyi sanat severlerin ziyaretine açtı

.

Galeribu Genel koordinatörü Şevval Ateş sergi hakkında şu ifadelerde bulundu.

“Yankı odası etkisi; kapalı grupların sadece kendi aralarında konuştuklarını genel norm sanarak daha fazla konuşması, konuşulduğunu duydukça kendi dediklerine daha da güvenmesi ve daha çok konuşması, konuşmanın daha çok konuşma yaratması ve sadece konuşmalardan oluşan, gerçekten uzak bir portrenin gerçek sanılmasıdır.
Globalleşen dünyada; kitle iletişim araçları hep bir ağızdan ortak bir mesajı bağırmaya başladığında, bir anda bir toplumun, hatta bütün dünyanın gündemi değişir. Günümüzde artık bu etkiyle modern devrimler oluşmakta, sistemler güdülmektedir.
Biz de Göçebe Bağımsız Sanatçı İnisiyatifi olarak bu gerçekliği; davetli sanatçılarla birlikte, kendi malzeme ve tekniklerimizdeki farklılıklarla ortaya koyduğumuz figürler aracılığı ile sorgulamayı amaçladık.”

Galeribu sanat galarisinde “AYAKLANMA” isimli sergide yer alan sanatçılar: Ayla Dündar, Belgin Şen, Çetin Pireci, Denizhan Özer, Gazi Sansoy, Hilal Can, K. Deniz Pireci, Kirkor Sahakoglu, Nesren Jake, Serra Mübeccel Gültürk, Umut Yalım.


Sergi açılışıda önceki sergi Mitoloji, psikoloji ve inanç sistemleri gibi bir çok alanı temel alan Gîtî-nümâ isimli ilk kişisel sergisini Galeribu’da açan  İzgi Özant ile Nişantaşı’nda açacağı Workshop Center hakkında söyleşide bulunduk.

Yastık Kılıfı ( Kırlent ), Çanta, T-shirt, Seramik, Ayakkabı Dekoratif Boyamadan, Kolay Seramik, Ahşap Süs, Kağıt Damga Oyuncak Mum, Keçe Aksesuar Yapımına  ve Şablon Baskı ( Serigrafi ), Kağıt Oyma Sanatı, Deri İşleme sanatına kadar çalışmaların yapılacağı yakın zamanda açacağı merkez Workshop hakkında bilgileri alıyoruz.
“AYAKLANMA” isimli sergi 31 ocak 2016 tarihine kadar Galeribu galeride açık kalacak.
yilmazparlar@yahoo.com