Salı

ACE of M.I.C.E. ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU-YILMAZ PARLAR

ACE of M.I.C.E. ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

3 Nisan Pazartesi günü Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde beşincisi düzenlenen sektörün “Oscar”ları olarak bilinen ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri görkemli bir törenle sahiplerini buldu.
Kongre, toplantı ve etkinlik (MICE) sektörünün en prestijli ödülleri olan ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri bu yıl 4 ana başlık (Etkinlikler, Etkinlik Yönetimi Firmaları, Toplantı Destek Firmaları ve Proje Uygulamaları, Toplantı Otelleri ve Etkinlik Mekanları) ve 32 ayrı kategoride verildi.
Ödülleri takdim edenler arasında ünlü isimler; Özgün, Ece Seçkin, Ece Vahapoğlu yer aldı.İş, sanat ve MICE sektöründen birçok isimin bulunduğu geceye yaklaşık 2.200 davetli katıldı.
Davetliler, birbirinden renkli görüntülerin oluştuğu gecenin başlangıcında Turizm Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Volkan Ataman’ın karşılamasıyla kırmızı halı seremonisinden sonra kokteyl alanına geçtiler.
Sektörün nabzını tutan ve MICE endüstrisine büyük farkındalık kazandıran ‘ACE of M.I.C.E. Awards’ ödül töreni sonrası gerçekleşen after party ile tüm konuklar oldukçu keyifli vakit geçirdiler.

5. ACE OF M.I.C.E. KONGRE, TOPLANTI VE ETKİNLİK ÖDÜLLERİ KAZANAN LİSTESİ
Onur Ödülü: CEO Event Kurucusu Erol Olçok
Özel Ödül: Türk Hava Yolları
Başarı Ödülü: İstanbul Kongre Merkezi
En İyi Etkinlik Ödülü: Arzu Kaprol - Mercedes Benz Fashion Week Arzu Kaprol Defilesi
En İyi Etkinlik Jüri Özel Ödülü: Uluslararası Antalya Film Festivali-Pera Event
En İyi Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi Etkinliği: Bi’Kutu Dostluk-DİMİ
En İyi Gerilla Etkinliği: ATA’ya Saygı Yürüyüşü-Prestij Dijital
En İyi Stant: Loco Entertainment Group
En İyi Lansman Etkinliği: Mercedes-Benz Yeni Travego Türkiye- Capital Events
En İyi Lansman Etkinliği Jüri Özel: Mercedes-Benz Kamyon Lansmanı-Bluechip Creative Event
En İyi Çocuk Etkinliği: Cheetos Türkiye’nin En Hızlısı-Org Sports
En İyi Ses Görüntü Işık Uygulaması: G20 Liderler Zirvesi-Magicbox
En İyi Incentive Etkinliği: Demirdöküm Capetown Bayi Toplantısı-Pronto Mice
En İyi Dönemsel İnsan Kaynağı Firması: My Staff İnsan Kaynakları
En İyi AVM Etkinliği: Şişecam Akustik Lamine Cam Gürültü Kontrolü Deneyim Etkinliği-YOYO Events
En İyi Etkinlik Yönetimi Firması: DSM Group
En İyi Çıkış Yapan Etkinlik Yönetimi Firması: B’Event Trend&Eventsetter Company
En İyi Incentive Firması: Krea Mice
En İyi Etkinlik Teknesi: Kiralık Tekneler DenDen Denizcilik
Life Fitness Marmara Bölgesi En İyi Toplantı Oteli: Hilton İstanbul Bomonti Hotel& Conference Center
Akdeniz-Kıbrıs Bölgesi En İyi Toplantı Oteli: Elexus Hotel ve Maxx Royal Belek Golf Resort
Anadolu-Karadeniz Bölgesi En İyi Toplantı Oteli: Elite World Van Otel ve Nov Otel Konya
Ege Bölgesi En İyi Toplantı Oteli: Ramada Resort Kazdağları Thermal&SPA
En İyi Düğün Davet Mekanı: Lifepark
En İyi Butik Toplantı Hizmeti Veren Tesis: Museum Hotel
En İyi Spor Etkinliği: Arkas Turizm&Antrenmanyap – Global Run Series ve Global Run Bodrum 2016
En İyi Gençlik Festivali: Winterfest 2016-DİMİ
En İyi Etkinlik Prodüksiyonu: Vodafone Dijital Dönüşüm Zirvesi-Ouchhh Yeni Medya Ajansı
En İyi Mice Taşımacılık Firması: Türkkan Turizm
En İyi Belediye Festivali: Türk Telekom Prime Bebek Kültür Sanat Şenliği 2016-Ark Organizasyon
En İyi Davet Organizasyonu: Fox Networks Group Upfront 2016 Yeni Sezon Lansmanı-DSM Group
En İyi Sahne Tasarımı: Marka Konferansı – Eventmania
yilmazparlar@yahoo.com

Pazar

Gastronomi Turizmi Derneği ile Peru Gecesi-Yılmaz parlar



Gastronomi Turizmi Derneği ile Peru Gecesi
Son yıllarda geleneksel mutfak kültürü ve sağlıklı beslenmenin yanında lezzetli ürünleriyle de gastronomik alanda dünyada trend olan Peru mutfağı, dün gece Gastronomi Turizmi Derneği ve Peru Ticari Konsolosluğunun organizasyonu ile Hyatt Regency Vue Lounge Bar’da meraklıları ile buluştu.

23 Mart akşamı gerçekleşen, chef Lars Windfuhr ve perulu chef Bruno Santa Cruz’un seçimi geleneksel peru yemeklerinin tanıtıldığı kokteylde Cruz’un şovu ziyaretçilerden tam not aldı.



Gastronomi Turizmi Derneği Başkan Yardımcısı Ömer Kartın’ın Peru mutfağının neden bu kadar popülerleştiğini anlattığı gecede “Süper Peru Foods” ürünleri tanıtıldı. Sağlıklı yaşam furyasının temel taşlarından sayılan “Süper Peru Foods”, kinoa, mango, maça, mor mısır gibi Andean ürünlerini içeriyor. Peru müziği eşliğinde konukların keyifli vakit geçirdiği gecede, Gastronomi Turizmi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Boztepe gastronomi turizminin önemine vurgu yaptı.

Gastronomi Turizmi Derneği üyeleri, PeruKonsoslu Jak Hayim, Peru Ticari Konsolosu Fernando Alberada, Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu Derneği Başkanı Yalçın Manav, Sirha Türkiye Direktörü Abel Villemin, Eski Turizm Bakanı Bülent Akarcalı,OTSAD(Ortadoğu Seyahat Acentelri Derneği) başkanı Hüseyin Kırk,TURES (Tüm Restoran ve Tedarikçler Derneği)Başkanı Ramazan Bingöl,Sanatçı Nil Ünal, şef Rudolf Van Nunen, Gastronomi ve Turizm basını ve popüler yemek ve gezi bloggerlarının da yer aldığı gecede Peru Ticari Konsolosu Fernando Alberada PeruHükümeti sırayla yemek sunumları yaptı.


Dünyanın yeni foodie trendi peru mutfağının özel lezzetlerinin tanıtıldığı kokteylde, Gürkan Boztepe, 7 ayda büyük bir büyüme gerçekleştiren GTD’nin türk mutfağını dünyaya tanıtma misyonunun olduğu kadar, Türkiye’de de Peru gibi dünyanın önemli mutfaklarını tanıtmaya devam edeceklerini belirtti.

Quinoa salad, avocado, corn, tomatoes, Mango ceviche, Salmon tiradito, tangerine tiger’s milks Crispy quinoa chicken bites, avocado cream, Crispy Aji de gallina rolls, Cheese and shrimps empanadas, 


Chicken anticuchos, grill potato and relish, Cheese and asparagus bruschetta, Maca cake, golden berry jam gibi geleneksel peruyemeklerinin ikram edildiği gecede Gürkan Boztepe Gastronomi Turizmine değerli katkılarından dolayı Fernando Alberada ve chef Bruno Santa Cruz’a plaket hediye etti.
yülmazparlar@yahoo.com

Nilüfer Çolak “SANAT DUYGUSAL ONARIMDIR....”-Özlem Yılmaz Haberi


Nilüfer Çolak “SANAT DUYGUSAL ONARIMDIR....”
Dua Eden Ağaçlar, Dua Eden Balıklar,Teslimiyetle Dönen Semazenler... 

Teslimiyetle Dönen Semazenleri, Dua Eden Balıkları, Dua Eden Ağaçları, Bilge Baykuşları Pozitif Reel Umutlarla tuvale yansıtan Nilüfer  Çolak, Birbirinden farklı boyutta ve tarzdaki eserleriyle hem kolleksiyonerlerin yeni gözdesi, hem de alışılmışın dışında hediye almak isteyenlerinde ilk tercihi.

Reiki çalışmaları sırasında kendini bir tuvalin önünde görmesiyle keşfettiği ve rüyalarıyla da beslediği pozitif enerjisini, sanata dönüştüren Nilüfer Çolak, mutlu renkleri, koşulsuz sevgiyi, yeni başlangıçları, kendini akışa bırakmayı, yeniden başlamayı, büyümeyi, dönüşüme katkıda bulunabilmeyi, gelişmeyi, bereketi ve üretkenliği çiziyor... Halen uluslararası bir şirketin İnsan Kaynakları Departmanında da görevine keyifle devam ediyor.......

Anne ve Babanızın vefatından sonra katlanılması zor bir sürecin içindeydiniz. Ve sanat o dönemde, ruhunuzun gıdası oldu...   
Genelde hayatı pozitif algılayan biri olmama rağmen o dönemde içsel olarak hep “birşeylerin eksik olduğu, yolunda olmadığı” hissim vardı. Kendimi mutsuz hissediyordum ve enerjimi hayata aktaramadığım için seri halinde kazalar geçiriyordum. Biriken enerji bir şekilde kırılarak veya inciterek bedenden çıkıyordu. Hayalimde canlanan tüm olumsuzluklar gerçekleşiyordu. Ne düşünürsem başıma geliyordu ve o zaman anladım kendi enerjimle bu geri dönüşleri yarattığımı.

Evrensel Yaşam ve şifa enerjisi olan reiki çalışmalarınızda kendinizi bir tuvalin önünde görmenizle, gizli kalmış yeteneğinizi buldunuz... Ve ardından rüyalarınızla ilerlediniz...Ve özel çalışmalarınızda Reiki’den ve rüyalarınızdan halen destek alıyormusunuz?
Reiki’ye ilk uyumlandırğımdan beri neredeyse 20 yıl oldu. Ve bu süre içerisinde içimdeki şifayı unuttuğum, aklımda, ruhumdan Reiki’nin geçmediği tek bir an bile olmadı. Bu bir tür “Reiki” olmak, yani evrensel yaşam ve şifanın kendisi olmak gibi birşey. Benim nefesim.

Her resmimi şifaya niyetlenerek yapmaya başlıyorum. “Kalbimi  Reiki’ye açıyorum, enerji dönüşerek akıyor ve beni iyileştiriyor, bu resme bakan herkesin içindeki şifayı kendisine yansıtması ve iyileştirmesi, içindeki sevgiyi yansıtması niyetiyle” diye başlıyorum.

Resimlerimin içinde Reiki sembollerini nadiren kullanıyorum. Eğer birine özel bir resim yapıyorsam ve hangi konuda ruhsal desteğe ihtiyacı olduğunu biliyorsam bu konuda rehberlik istiyorum ve ona özel semboller geliyor. Formları aynı gibi görünsede yüzlerce resim yapmama rağmen birbiriyle aynı olan iki resmim yok. Bir mektup yazar gibi başlıyorum. Her resim bir hikaye, bir senaryo bana göre. Sonuçta, hayatı algılayış şeklim olarak her film mutlu sonla bitsin istiyorum ve bu nedenle koşulsuz severek yapıyorum resimleri, bunun pozitif yansıdığına inancım sonsuz. Kalpten sevgiyle akan enerjinin dönüştürmemesi mümkündeğil.

Çok ilgi gören çalışmalarınıza, Şifalı Tablolar denebilir mi?...

Özelikle birini düşünerek ve ona şifa vererek yaptığım resimlere aldığım olumlu tepkiler ve etkiler inanılmaz güzel ve zaman zaman şüpheyle sorgulasam da enerjinin gerekli olan yere ulaştığını görüyorum. Benim çalışmalarım sevgi yoluyla gerçekleşiyor bu nedenle hayatın anlamının sevgiyi koşulsuzca her şeye aktarmak gerektiğine inanıyorum. Tüm çalışmalarımın özünde sevgi var, aşkvar, kabullenme ve bütünlük var. Bazı sembolleri bir süre sonra yapmıyorum çünkü misyonunu tamamlamış oluyor ve yerini yeni sembollere bırakıyor. Düşünsel olarak istesem de bir resmin aynısını yapamıyorum.

Alışılmış dışı bir tarzınız var.Siz kendinizinasıl tanımlıyorsunuz?
Hergün teşekkür ediyorum, şükrediyorum. Tarifi anlatılmaz bir armağanı bana Yüce Rabbimin. Benim gibi tamamen sembollerden oluşan resimler olmadığını gördüm şu ana kadar. Sanat eleştirmenleri, art dealer’lar bu tarsi çok uniqe buluyorlar. Benim için  “meditative tarz” Şu anda hala yaptığım tarzın nasıl adlandırıldığını bilmiyorum. Bu benim enerjimin sembollerle forma dönüşmesi, Cenabı Allah tarafından verilen bir yetenek olduğunu düşünüyorum. Herkesin özünde farklı bir yetenek farklı bir güzellik vardır mutlaka. Ve bir şekilde forma dönüşüyor, dönüşmediği durumlarda insanlar kendilerini mutsuz, yorgun, tükenmiş ve depresif hissediyorlar. Enerjimi hayata aktarmama bir aracı olduğu için buruhsal farkındalığımın yani sanatımın artarak devam etmesini diliyorum. Çünkü bu olumlu  dönüşüm sadece resimlerime değil, işime, aileme ve arkadaşlarıma da aynıtempoda yansıyor.

Sanat çok emek ve zaman ister... Daha çokilgi uyandırmak için de farklı olmak gerekir. ..

"Sanatçı, sanatçıdan etkilenir mutlaka" denir...Etkilendiğiniz veya örnek aldığınız sanatçılar var mı? En çok beğendiğiniz Türksanatçılar kimler, neden? 

Mutlu resimlere bakmayı seviyorum. Enerjisini yansıtan, bulunduğu yeri aydınlatan, bakıldığında “bunu yapan ..’dır “ dedirten, tarzı imzası olan resimler çekmiştir beni hep.

Gustav Klimt’in eserlerine hayranım. Derinliğiyle beni içine çeken Adnan Çok ereserlerine bakmaya doyamam.  Abidin Dino, Fikret Mualla, Avni Arbaş, Devrim Erbil eserleri bana ilham verir.

Sanat fuarlarını ve galerileri takip etmeye gayret ediyorum.
Ergin İnan, Alaattin Aksoy, Selim Cebeci, Ertuğrul Ateş, Bayram Gümüş, Jale Yılmabaşar ve  İsmail Acar gibi daha bir çok kıymetli sanatçısının çalışmalarını takip ederim.


info@parlarmedya.com

Cumartesi

Atilla Dorsay 50. Meslek yıldönümü-Yılmaz Parlar

 DUAYENİN 50 YIL  GAZETECİLİĞİ  

Atilla Dorsay 50. Meslek yıldönümünde 50. yıl şarkısıyla Ailesi tarafından ödüllendirildi.

Eşi Leman Dorsay’ın sözlerini yazdığı, ozan, şarkıcı, müzisyen kızı Ece Dorsay’în bestelediği Atilla Dorsay’a 50 yılın ödülü…

SİYAD Sinema yazarları derneğini kurmuş, emek vermiş kurucu Başkan ve Onur Başkanı Atilla Dorsay’ı ne SİYAD Sinema yazarları derneği nede, ilk yazısı 11 Aralık 1966’da Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmasına rağmen, TGC Türkiye Gazeteciler Cemiyeti hatırlayıp Altın yıl plaketi takdim etdi.  

50. Meslek yıldönümünde sessiz sedasız kutlamayı ailesi yerine getirdi.

Gazeteciler Cemiyetinden ve SİYAD Sinema yazarlar Derneğinden 50. yıl Altın yıl kutlama beklenirdi, ve en azından yeni gençlerin çalışma şevkini kamçılamak adına hatırlanabilirdi.

Edebiyatı mükemmel Leman Dorsay sözlerini yazdığı,   90’lı yıllardan beri sanat dünyasında varlık gösteren yetenek sanatcı, ozan-şarkıcı-müzisyen Ece Dorsay’ın bestelediği Atilla Dorsay için 50 yıl şarkısı duayane sürpriz olurken yazarı çok duygulandırdı.
Düzensiz hayatın haksızlıkların cesur savunucusu rolü üstlenen yapısı, ruhundaki evrim ve devrimleri, sözlerine dökdüğü şarkıları çeşitli müzik mekanlarda icra eden Ece Dorsay bu bestelediği, Annesinin sözlerini yazdığı 50. yıl şarkısını çok anlamlı bulduğu gibi çok yürekden  
okuduğunu söylüyor.

Ece Dorsay ‘dan söz etmişken, 3. Yu tamamen evde aranje eden, Ece Dorsay’ın akustik gitar ve vokali Sezen Aksu'nun studyosunda kaydettiği, 3 solo albümü var.
Ajda Pekkan yorumuyla tanıdıgımız Sezen Aksu, Can Algec sarkısının “Vitrin” isimli klibini ceken sözü müzigi kendisine ait olan “Dünyamın Haritası” ikinci klibe imza atdı.

Projelerini sorduğumuz Ece Dorsay, İngiltere'de ufak bir turne, Amsterdam'da Jazz Mekanlarında konserler vermek, bağımsız plak şirketinden İngilizce albüm çıkarmak gibi hedeflere yönelmiş.
Ocak 2017'de Nişantaşı Aşk Kahve'de sahne alacağını açıklarken, global oluşumlar için video çekimleri, Budapeşte'de konser, Türkiye'de okul konserleri planları arasında.

Tarih boyunca isim yapan insanla özdeşleşen duayen sözcüğü vardır. Kültür hayatında değişmez bu olgu onurlu bir sıfatdır.
Duayen yazarlık diğer insanlardan diğer yazarlardan farklı olmaktır. Bu fark kendisini hatırlayan ve hatırlatan insan olmayı da içermekdir.
Zamana, kişiye göre değişen ortamlarda güç aslında iz bırakdığı zaman süreklilik arzetdiği zaman varlığını kaybetmez.
Dünü, bugünü, kültürel dünyasında sinema gibi görsel bir kültürde görmediğimiz şeyleri gösteren sinema dünyasından söz, yazı, görüntü üçgeninde somutlaşmış olanları soyut ve somutda sizlere sunan, yazılarında doğru, gerçek içerikle kurulu, seyirci ile dostluk köprüsü kuran bir yazardan bahsediyorum, Atilla Dorsay’dan… Zaman zaman her ortamda dile getirdiğim yüz yılda bir gelebilecek, değerlerimizden bahsediyorum.
Yılların tecrübesi ile gözlemlerini edebi anlatım diliyle yazıya dökmesi, böyle bir algılama ile yazılarıyla bütünleşen sinemanın bilgi örgüsüyle toplumu aydınlatmada bilgilendirmedeki yeri ve rolü ile sonraki nesillere aktaran yadsınamaz emekleri olan aynı zamanda 50 yıla sığmayan 60’a yakın kitaplar, başta Hindistan Sıcağından Norveç Buzuluna, Hepsi Senin İçin, Benim Beyoğlum, 12 Eylül Yılları ve Sinemamız, 50 yılı ele alıp bakacağımız o kitaplara imza atan Atilla Dorsay..

Başarının yolculuğunda 50 yılı geride bırakan, dünya sinema yazarlarının en köklü isimleri arasında yer alan Türk ve dünya sinemasının duayen eleştirmeni gazeteci-yazar Atilla Dorsay, “Yeşilçam’dan 100 Portre" kitabının lansmanında sergisiyle süslerken, onunla zenginleşen sinema yazıları kadar 100 yıla damgasını vuran sinema emektarları, starları onun sayesinde bir kere daha hatırlandı.

50 yıllık yazarlık yaşamına dair gösterdiği öyle örnek alınacak entrümanlar varki; Türk sinemasına ışık tutacak bilgi serveti emeğini unutmak mümkün olmıyacakdır.
Sözcüklere bu denli itibar eden saf, yalın, sade güzelliği, edebi anlayışı tartışılamaz bir dil ustasını yazmak gerçekden çok zor.  ..
Kitapları okuyan hangi kuşaktan olursa olsun mutlaka Atilla Dorsay’ın adını takdirle anacaktır.
yilmazparlar@yahoo.com

Chopard, -Audemars Pıguet-Patek Phılıppe Geneve mağazaların açılışı yapıldı.-Yılmaz Parlar

Atatürk portreli altın kapaklı saat

İsviçre İstanbul Başkonsolos Monika Schmutz Kırgöz katılımıyla Tektaş Jewellerry Tarafından, İstanbul’un hayat dolu gözde semti Nişantaşı Mim Kemal Öke Caddede, Dünyanın ünlü mücevher markalarından, eşsiz mücevherleriyle göz kamaştıran Chopard, -Audemars Pıguet-Patek Phılıppe Geneve mağazaların açılışı yapıldı.

Tektaş Saatçilik ve Mücevher Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Shelly Ovadia ’nın ev sahipliğinde Deik İsviçre-Türkiye Konsey Başkanı Ali Kibar-İsviçre-Türkiye Dış Ticaret Direktörü Mehmet Yıldırımlı-İsviçre-Türkiye Ticaret Odası Direktörü Eda Akalın icabet etdiği açılışda Shelly Ovadia, Ali Kibar, Başkonsolos Monika Schmutz Kırgöz birer konuşma yaptılar. 
İki ülke arasındaki ticaret potansiyelin, ilişkilerin gelişmesine rol oynayan iş birliklerin önemine vurgu yapan mesajlar verildi. Ekonomiğin zor bir dönemden geçmemize rağmen umut sergileyen dinamik yapının moral açıdanda ilham vereceği anlamında konuşmalar sonrasında mağazalar gezildi. 
Farklı simgelerin yer aldığı özel saatlerin  üretildiği İsviçre’nin önde gelen lüks saat üreticisi, İlk kez 20 yıl önce İstanbul’da mağazasını açan Chopard'ın, İsviçre’nin koleksiyonerlere dönük üretim yapan, statüden çok koleksiyon değeri hedefliyen, gelip geçici, modadan çok klasik özelliği bulunan modeller üretmeye özen gösteren köklü saat markası Patek Philippe’in ve yılda 50 bin üzerinde üretim yapan Audemars Pıguet’in nadide saatleri gezildi. 

Tektaş Saatçilik ve Mücevher Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Shelly Ovadia Darphaneden tek nadide Sevgili Atatürk’ümüzün portresi bulunan bir parçayı alarak saatin kapağını oluşturan özel olarak yaptırdıkları, saati işaretliyor.

 Fatih Altaylı’nın kolunda bu özel saati görüntülüyoruz. Genelde 15-20 Bin Euro dan 1 milyon Euro ya kadar fiyatları olduğunu bildiğimiz için fiyatını sormuyoruz. Uğur ve bereket sembollerin aksesuarların süslediği dekoratif biblolar arasında Fatima’nın eli dikkatimizden kaçmıyor.
Sevgileri yansıtan, kültürel değerleriyle, el sanatlarıyla bütünleşen nadide saatler sahiplerini bekliyor.

yilmazparlar@yahoo.com

Pazar

SKAL İstanbul Kulübü SKALİTE 2016 Ödülleri-Yılmaz Parlar


SKAL “Duayenlere Ödül”

1956 yılında kurulan üçyüz üstünde üyesi bulunan Dünyanın en büyük kulübü Skal International İstanbul klübü tarafından Turizme emeği geçen, ödüle layık, turizm oskarı olarak değerlendirilen SKALİTE Ödülleri bu yıl farklı bir yol çizerek 60. yılını kutlama kapsamında duayenlerini ödüllendirdi.

Dünya SKAL Başkanı David Fisher’ın de bulunduğu Şişli Radisson Blu Hotelde kutlanan geceye Turizmden Sorumlu Vali Yardımcısı İsmail Gültekin, Eski Dünya Başkanları, Hülya Aslantaş, Salih Çene, TÜROB Başkanı Timur Bayındır, TÜMAF Başkanı Yalçın Manav, Kovboy-Kızılderilerin showların sergileneceği Sioux-City kasabası kuracak  Er-tur sahibi Erkan Erdam, Türkiye SKALl Kulüplerinin Başkanları SKAL İstanbul Kulübü üyeleri ve turizm örgüt temsilcileri katıldılar.
SKAL İstanbul Başkanı Bahar Birinci turizm sektöründeki yaşanan sıkıntılar nedeniyle ödülleri otuz yıl ve üzerinde hizmet veren kulüp üyelerine vermeyi uygun gördüklerini söyledi. Bahar Birinci “Üyelerimiz geçmişte gösterdikleri başarılarla bu ödülleri çoktan haketmişlerdi.”dedi  Yaptığı kısa konuşma sonrası MNG Airlines’ın Platin, TAV Havalimanları, Çelebi Havacılık Holding A.Ş. ve SealedAir’in Altın sponsorluklarından dolayı teşekkürlerini iletdi.
Gelenekdel Toast için Başkan Bahar Birinci, Ata Eremsoy, Ayşe Önen, Yusuf Can Arınel, Elif Balcı Fisunoğlu, Selma Tatar, Dr. Özen Kırant Yozcu isimlerden oluşan yönetim kurul üyelerini, Eski Dünya Başkanları, Hülya Aslantaş, Salih Çene’yi, Türkiye SKAL Kulüp Başkanlarını sahneye davet etdi. Birkaç dilde SKAL sözleri söylenerek SJAL Toastu zenginlik kazandı.
82 yıllık dünyanın en etkin sivil toplum örgütlerinden biri olan Seyahat ve turizm sektörünün tüm branşlarını çatısı altında toplayan tek uluslararası organizasyon olan SKAL International’ın üyesi olan SKAL International İstanbul Kulübün ödül alan üyeleri; Somer Özkök 1962, Şükrü Ergur 1970,

 Ersin Özgündoğdu 1971, Yılmaz Tecmen 1972, Sinan Babila 1972, Savaş Gürsel 1973, George Kudyan 1973, Ferit Volkan 1974, Güner Şekercioğlu 1974, Hülya Aslantaş 1976, Sadettin Bülbül 1976, Orhan Başdoğan 1976, Mehmet Kunt 1976, George Rizof 1977, Nurdan Üstman 1977, Ceylan Pirinççioğlu 1977, Ömer Kayalıoğlu 1977, Melike Doğruer 1980, Talha Çamaş 1981, Timur Bayındır 1981, Kenan Mağripli 1981, Eliza Mizrahi 1981, Ünsal Şınık 1981, Ali Etingü 1981, Özkan Derbend 1982, Aydın İldem 1983, Tanaş Dukoviç 1983, Nadiye Tatar 1984, Bahattin Yücel 1984, Süleyman Blum 1986, Ali Kırgız 1986..

Cornelia Diamond Golf & Spa Hotel ‘Sealed Air Sürdürebilirlik -Turizm Özel Ödülü’nün ve Başkanlığını Dr. Arın Saydam’ın yaptığı Bersay İletişim Grubu Basın ve Halkla ilişkiler konusunda özel bir ödül sahibi oldular. Gecenin sponsorlarınada birer teşekkür plaketi takdim edildi.
Geçmişe yolculuk yapılan gece tüm hızıyla hiperaktif bir atmosferde neşeli eğlenceli geçti. Geçmiş yılların hafızadan silinmeyen dudak gülümsesen kesitleri, görsel, barkovizyon, video gösterileriyle gözler önüne getirildi. SKAL İstanbul Başkanı Bahar Birinci ego tanımıyan olgun kimselerden biri olarak geceye renk katmak eğlenceli geçmesini sağlamak adına tiyatro oyunculuğun performansını aratmayan yetenekliği içinde sanat yönetmenliğini Murat Ali Aydın’ın üstlendiği gecede Nebi Birgi ve Müzikalci Orkestrası dans grubu ile sahneyi paylaşarak unutulmaz keyifli bir skalite yaşattılar.DJ Emman Çiçek müzikleride bunun bir parçası oldu.
Radisson Blu Şişli mutfak ekibin hazırladığı görkemli 60. yıl pasta yine görkemli bir showla sunuldu. Ödül alan duayenler, Başkanlar ve Yönetim Kurulu Üyeleri birlikte pastayı kestiler.
Toplu fotoğrafla gece sona erdi.
yilmazparlar@yahoo.com

Perşembe

Madame Tussauds İstanbul 28 Kasım’da açılıyor -Yılmaz Parlar

Madame Tussauds İstanbul 28 Kasım’da açılıyor

Dünyanın en ünlü balmumu müzesi Madame Tussauds’nun 21’inci merkezi İstiklal Caddesi’ndeki Grand Pera binasında kapılarını açıyor. Türkiye’den ve dünyadan 55 ünlü ismin tıpatıp benzeri balmumu figürler 28 Kasım itibariyle ziyaretçileriyle buluşmayı bekliyor.

İstanbul, 22 Kasım 2016 – 250 yıllık büyüleyici tarihe sahip Madame Tussauds’nun İstanbul’daki merkezi, Türkiye’nin ve dünyanın yıldız isimlerinden oluşan balmumu figür koleksiyonuyla kapılarını 28 Kasım’da açmaya hazırlanıyor.

Açılış öncesinde Madame Tussauds’nun ve İstanbul’daki yeni merkezin açılış hikâyesini ve balmumu figürlerin yapım aşamalarını paylaşmak üzere LEGOLAND® Discovery Centre ve Madame Tussauds İstanbul’un Grup Genel Müdürü Sarper Hilmi Suner bir basın toplantısı düzenlendi.

Sarper Hilmi Suner: “Madame Tussauds müzeciliğe yepyeni bir perspektif getiriyor”
LEGOLAND® Discovery Centre ve Madame Tussauds İstanbul Grup Genel Müdürü Sarper Hilmi Suner Madame Tussauds İstanbul’un açılış sürecine ilişkin süreci tüm detaylarıyla anlattığı konuşmasında, şu görüşleri paylaştı:

“Türkiye’den ve dünyadan tarih, kültür sanat, bilim ve spor alanlarında 55 ünlü ismin balmumu figürleri, sevenleriyle buluşmak üzere merkezimizde yerlerini aldı. Her yıl 3-4 yeni sürpriz isimle koleksiyonumuzu genişletmeyi hedefliyoruz. Madame Tussauds müzeciliğe yepyeni bir perspektif getiriyor. Müzenin yanı sıra bir eğlence merkezi olarak ziyaretçilerimizin yıldızların birebir kopyası olan balmumu figürleri yakından inceleyebilecekleri, dokunabilecekleri, rahatlıkla birlikte fotoğraf çektirebilecekleri, interaktif bir ortam yaratmak için çalıştık. Madame Tussauds İstanbul için hem çok yoğun hem de çok heyecanlı bir hazırlık süreci geçirdik. Emeklerimizin ödülü, ziyaretçilerimizin merkezimizde geçireceği mutlu anlar olacak. Bunun için 28 Kasım itibariyle yıldızlara dokunmak isteyen herkesi Madame Tussauds İstanbul’a davet ediyoruz.”

Madame Tussauds İstanbul’un, dünyadaki 21’inci merkez olacağını söyleyen Sarper Hilmi Suner, “Bağlı olduğumuz ve 4 kıta ve 23 ülkede 111 merkezle hizmet veren Merlin Entertainments şirketinin en önemli hedefi insanların eğlenceli ve keyifli zaman geçirmesine vesile olmak. Bunu yaparken merkezlerimizi hizmete sunduğumuz şehirlerin turizm cazibesine de önemli katkıda bulunuyoruz. Coğrafi konumu, genç ve dinamik nüfusu ve önemli bir turizm merkezi olması nedeniyle Türkiye bizim için en önemli ülkelerden biri.Madame Tussauds İstanbul’un hem şehir sakinleri hem de turistlerin mutlaka ziyaret edilmesi gerekenler listesinde kısa sürede ilk sıralara yerleşeceğine inanıyoruz” diye konuştu.


Figürler, 6 farklı alanda karakterlerine uygun arka planlarla sergileniyor
Madame Tussauds İstanbul, 28 Kasım Pazartesi, saat 14:00  itibariyle ziyaretçilerini kabul etmeye başlayacak. İstiklal Caddesi üzerinde bulunan Grand Pera projesinin ilk 2 katında 2 bin metrekarelik bir alanda eğlenceli, interaktif ve eşsiz bir eğlence sunmaya hazırlanan merkez tarih, bilim, sinema, müzik, spor ve parti bölümlerinden oluşuyor. Her bölümde ilgili yıldızlar karakterlerine uygun özel arka planlar önünde sergileniyor.

Madame Tussauds İstanbul ve balmumu figürlerin hazırlık süreci
Sarper Hilmi Suner’in verdiği bilgiye göre, Madame Tussauds İstanbul ve balmumu figürlerin hazırlık aşamaları şu şekilde: Figürlerin belirlenmesi için uzun bir pazar araştırması ve fokus grup çalışmaları süreci yaşandı. Merkezdeki altı farklı bölümde yer alması muhtemel ünlülerden oluşan uzun bir liste oluşturuldu. Madame Tussauds Londra Stüdyoları tarafından kısa listenin belirlenmesinin ardından listedeki isimlerle, menajerleriyle ya da yasal temsilcileriyle bağlantıya geçildi.
Balmumu figürler için hazırlık sürecinde hayatta olan kişiler için İstanbul, Barselona ve Los Angeles’ta 3 saati bulan detaylı fotoğraf çekimi ve ölçüm süreci yaşandı. Üç boyutlu modelleme aleti ile ünlülerin yüzlerinin maskı oluşturuldu. Hayatta olmayan figürler için gerek görsel gerek yazılı arşivlerde uzun ve detaylı bir araştırma dönemi geçirildi. Aileleri veya yasal temsilcileri ile bir araya gelinerek yapılan toplantılar ve sohbetlerle o kişiyi daha iyi tanımak için titizlikle çalışıldı.”
Figür isimleri belirlendikten sonra hangi dönemimin, hangi duruşunun figürleştirileceği tartışmaları da oldukça zaman alan ve bir o kadar da önemli bir süreç.
Üretim aşamasında bir heykeltıraş tarafından üç boyutlu modellemeyle oluşturulan mask ve diğer ölçümler baz alınarak kilden büstler hazırlandı. Bu büst temel alınarak çıkarılan kalıpların içine balmumu döküldü.
Saç ve kaşlar gerçek saçlardan tek tek ekilerek uzman ekip tarafından aslına uygun saç stili oluşturuldu. Diş ve gözler için gerçeğe en yakın görüntüyü verecek materyaller seçildi. Göz rengi, Madame Tussauds’nun dünya üzerindeki bütün göz renklerini içeren geniş göz rengi tasarım skalası esas alınarak belirlendi. Özel bir teknikle uygulanan boyalarla kılcal damarlar, çizgiler tek tek elle işlendi.
Bazı ünlüler orijinal kıyafet ve aksesuarlarını bağışladı. Diğerleri için Londra Stüdyoları’ndaki moda ofisi figürün tasvir edildiği tarihe ve döneme uygun tüm kıyafet ve aksesuarların özel olarak üretilmesini sağladı. Örneğin Zeki Müren’in figüründe kullanılan kıyafet TEV tarafından sağlanan aslına uygun bir şekilde Londra’da yeniden üretilirken, Arda Turan ve Hidayet Türkoğlu orijinal formalarını, Beren Saat, Kıvanç Tatlıtuğ ve Kerem Bursin de kendi kıyafetlerini hibe ettiler.
Figürlerin üretim süreci boyunca ünlüler ya da temsilcileriyle sürekli iletişim korunarak, her aşamada onayları alınarak ilerlendi.

 MERLIN ENTERTAINMENTS plc, konum bazlı, aileye yönelik eğlencede öncü isimdir. Avrupa'nın 1 numaralı ve dünyanın ikinci en büyük ziyaretçi etkinlik alanı işletmecisi olan Merlin, bugün 23 ülkede ve 4 kıtada 111 eğlence merkezi, 12 otel/4 tatil köyü işletmektedir. Şirket, dünyaca tanınmış, global ve yerel markaları, yöneticilerinin ve 26.000'den fazla çalışanının bağlılığı ve tutkusu ile dünya çapında yaklaşık 63 milyon ziyaretçiye unutulmaz ve tatmin edici deneyimler sunmayı amaçlamaktadır.
Merlin'in eğlence merkezleri arasında SEA LIFE, Madame Tussauds, LEGOLAND®, Dreamworks Tours SHREK’s Adventure, The London Eye, Dungeons, Gardaland, LEGOLAND® Discovery Centres (Keşif Merkezleri), Alton Towers Resort, Warwick Castle, THORPE PARK Resort, Blackpool Tower, Heide Park Resort, Sidney Tower Eye ve SKYWALK bulunmaktadır. Hepsi de farklı, ilgi çekici ve yenilikçi - ve gelecekte büyük bir büyüme bir potansiyeli olan markalar. Daha fazla bilgi için www.merlinentertainments.biz sayfasını ziyaret edin.

yilmazparlar@yahoo.com

Cumartesi

Atların Büyülü Dünyası-Nazan pamuk-Yılmaz parlar

ATLARIN BÜYÜLÜ DÜNYASI

Nazan Pamuk, pamuk kadar ruh hafifliğiyle gizli bir özgürlüğü ilham eden atların oluşturduğu muhteşem koleksiyon “Atların Büyülü Dünyası” sergi gelirini Kan ve Kök Hücre Gönüllüleri Derneğine bağışladı.

Serginin VIP açılışı The Marmara Pera Hotelde gerçekleşti. Sergi açılışında sanatcının sanatsever değerli dostları, iş, sanat, akademi dünyasından isimler vardı.
12 Aralık 2016 tarihine kadar sanat severlerin ziyaretine açık olan sergide koleksiyonerler ve sanatseverler tarafından alınacak her eserin geliri Kan Ve Kök Hücre Gönüllüleri Derneğine bağış olarak gidecek.
Resimlerden alınan özgürlük enerjisiyle, tuvaldeki büyülü ortamın oluşturduğu doğa esini sembolleşen at figürü sakladığı sevgiyi, yaşamayı aralarındaki ruhu, vefayı, sanatcının insanlara aşılama misyonu üstlendiği belli.

Nazan Pamuk, ara vermeden koştuğu sanat hayatında yaşam felsefesini inci kolyesi gibi birbirini tamamlayan koleksiyonlarla ifade ediyor. Tabiatı tüm çıplaklığını sorgulatan yanlarıyla birbiri içinde saklı görünümleriyle
gözler önüne seriyor. Derinlemesine bakdığınızda fark ediyorsunuz. Bu nedenle uzun süre eser önünde tılsımı çözmeye odaklanıyorsunuz.
Büyük küçük her tuvalde çalışmayı seviyor. At figürü ve içindeki doğa renklerin seçimi başka bir olgunun dili oluyor.

Atdaki sevgi ve özgürlük dokusunu hücrelerinizde hissettikce, insanda tatmin edilemeyen kavram istenç özgürlüğünü, istemeye temel olmasını arzuluyorsunuz.

Atların Büyülü Dünyası koleksiyonu, hakkında Nazan Pamuk ve sanat danışmanı Canan Ardıç ile konuştuğumuzda, “Hayvanlar aleminde at  yüzyıllardır insanların en yakın yardımcısı olmuş, hizmetinde bulunmuş, duygularıyla hisleriyle insanoğlunun kendine en yakın hissettiği, aynı zamanda insana en çok vefa gösteren asil bir canlı olmuş, kah özgürlüğün sembolü olarak, kah terkedilmişliğin, işe yaramazlığın acısını hissettirmiştir. Birbirlerine olan vefa duygusu hayranlık uyandıracak derecededir.” Şekinde yorum alıyoruz.
Atların büyülü dünyası koleksiyonunun tüm ederlerinde.; okyanusun kıyılarında, yemyeşil çayırlarda, dumanlı dağların eteklerinde, başına buyruk yol almanın tadını çıkaran atlar, dünyanın çaresiz, vefasız sahiplerine, ürkek bir halde tedirgin felsefeyle bakış yatıyor
Kan ve Kök Hücre Gönüllüleri Derneği Başkanı Sema Savaş, Nazan Pamuk’a  ve Dernekleri yararına eser alanlara teşekkür plaketleri vererek minnetdarlığını gösterdi.

yilmazparlar@yahoo.com

Cuma

ARMAGGAN Art- Design Gallery- Content İstanbul-Yılmaz Parlar



“UYGARLIĞIN SONU”-

Nilgün Sabar“Uygarlığın Sonu”-Betül Cankara “Bırak Kendim Olayım”

ARMAGGAN Art- Design Gallery’nin keşfettiği ve desteklediği Genç sanatçı ve tasarımcıların eserlerini 3 Kasım 2016 Perşembe günü Maçka Content İstanbul’da sanatseverlerle buluşturdu.

ARMAGGAN Genel Müdürü Ebru Karaçam ve Content İstanbul Kurucusu Sami Savatlı ev sahipliğiyle, şirin sıcak ortamın atmosferinde sergilenen açılışda sanatcıların sanatsever değerli dostları, iş, sanat, akademi dünyasından isimler vardı.

Sergide; Arman Suciyan -Yiğit Dündar, Berk Saatçioğlu -Mehmet Ali Serhan, Yıldız, Betül Cankara, Canan Ustaoğlu Savaş, Dilek Aydıncıoğlu, Dinçer Güngörür, Egemen Kemal Vuruşan, Emre Kantaşlı, Güneş Özmen, Hülya Sözer, İrem Çamlıca, Lütfiye Kösten,  Mahmut Aydın, Mustafa Akkaya, Nilay Özenbay, Nilgün Sabar, Ozan Emre Han ve Şevket Arık. gibi sanatçı ve tasarımcılar yer aldı.

Resimlerin enerjisini aldığınız sanatcılar arasında Nilgün Sabar, Betül Cankara, ile resimleri hakkında sohbet ettik. 

Nilgün Sabar, eserlerini, Bozdağların büyülü ortamında oluşturduğu atölyesinde dört aylık çalışma sonrası ortaya çıkardığını ve tamamen dağa esini eser olarak tanımlıyor. Kullandığı hayvan sembolleri iş sembolleriyle kolllektifleşen semboller olduğunu yeni bir korumalı alan oluşturma arzusu ile çıkışını ifade ediyor. Nilgün Sabar “ Eser, izleyiciye ana rahmi koruması verme arzusuyla doludur. Dünyanın buna ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Eserin diğer adı -Uygarlığın Sonu” diyor. 
Nilgün Sabar, yaşamayı sevgiyi sakladığı sembollerinin aralarındaki ruhu, aşılama misyonu üstlendiği belli oluyor.  

Soluksuz koşan sanat hayatında yaşam felsefesi birbirini tamamlayan zincir halkaları gibi,biri aradan çıkartılınca bütünlüğü bozulan tılsım adeta. Sevgiyi bir solukta içine çeken, yaşam felsefesini altın tepsiyle tabiatı tüm çıplaklığıyla önünüze seriyor. Yaşadığınızı sandığınız hayatınızı tekrar sorgulatan, hayat yolunuzun çiçekli ve dikenlerinden tercih seçiminizle güzelleştirmek veya çirkinleştirmek elinizde olduğunu, çiçekten çiçeğe konan bal yapan arılar gibi resimlerde gezindikce yaşamınızın ballaştığı farketiyorsunuz.

Betül Cankara genelde büyük ve oval tuvallerde çalışmayı seviyor. Önceden tasarlamadığını fırca, boya tablet, tuval ve o günkü ruh hali renklerin seçimi eserin belirleyicisi oluyor. Her yapıtı evrensel bir olgunun dili oluyor. 
Hayatdan zevk almak, istek doğrultusunda yaşamak ancak güzel olumlu duygu optimist düşünce ve davranışlarla mümkün. Betül Cankara’nın beyin fırtınası yaptıran motifleri sizi düşünce girdabında felsefe çukuruna itekliyor sınavdan geçiriyor. Resmin sevgi dokusunu hücrelerinizde hissettikce yaşam duvarını örerken açıkta bıraktığımız üşüyen yanlarınız sıcak bir aşıyla veya dost bir serumla hayat buluyor.. Tamamen sessiz ve hareketsiz bir şekilde durduğunu düşündüğünüz moleküler, cisimler bir iç ses çıkarıyorlar. Özgürlüğe var olmaya saklı motifler yer yer tabakalar, Bir varlığın varoluş düzlemi ve plakaları katmanları oluyor.    

Eserler 3 Kasım 2016-7 Ocak 2017 tarihleri arasında Content İstanbul’da sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.


 yilmazparlar@yahoo.com