Çarşamba

PART Gallery-Benzersiz Anlar, Resim Yaparak Şifalanmak-Yılmaz Parlar

Benzersiz Anlar, Resim Yaparak Şifalanmak
 PART Gallery sahibi ve Küratör Pınar Kanber, ‘Benzersiz Anlar’ isimli karma sergiyle yeni sezona başlangıç yaptı.

Küratör ve galery sahibi Pınar Kanber ve Ressam Eda Uyman ile bu vesile ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Pınar Kanber genel anlamda sergi konusunu sorduğumuzda "Beynimiz, günlük yaşantımızdaki olaylardan önemsiz olanları silerken, önemli gördüğü anları bilinçaltına işler. Genel kültür, kavramlar, kurallar, travmalar, genellemeler ve benzersiz anlar her zaman belleğimizde yer alır. Ta ki önemli bir his ve duygu ile devinime geçene kadar."şeklinde açıklıyor.
Ressam Eda Uyman "Meğer benim hayat amacımmış resim, resim yaparak şifalanırmışım , şifalarmışım"
‘Benzersiz Anlar’ karma sergiye çeşitli disiblenlerden beslenen, soyut sanattan illüstrasyona kadar birçok üslubun iç içe olduğu, çeşitli disiblenlerden beslenen 13 sanatçı bir araya gelerek Kadın-Eş-Bellek-Anı-Şiddet" gibi konuları işlediler.
Eda Uyman kendisini şöyle ifade ediyor;"Yaşım "yolun yarısı" dediği andan itibaren evrenden farkındalık diledim . Dilediğim andan itibaren akışı değişti. Hayatımında, karşıma çıkan insanlar, bulunduğum mekanlar, gördüğüm rüyalar, yaşadığım olaylar ve en önemlisi şamanla yaptığım çalışmalar. Bana bambaşka bir ruh verdi.
Meğer benim hayat amacımmış resim, resim yaparak şifalanırmışım , şifalarmışım. Bunu da şamanla yaptığım çalışmada Tanrı'nın Galata'nın tepesinde ressam kılığına girip "sanat yap dünyayı dolaş" demesiyle farkettim. Henüz dünyanın her bir köşesini dolaşamasam da cennetin burası olduğunu  bana hatırlatan bir kaç kıtada yıldızları izleme fırsatı buldum. Resim her anı benim diyebileceğim emek, his ve dokunuştu , o yüzden de çok fazla dışavurumcu (expresif)resimler yapıyorum. Belki biraz spirütüel, biraz içsel,  biraz da isyankar. " Başarılarını buna yorumluyor.

Pınar Kanber'in Küratörlüğünü yaptığı, Özgenaz Küçük'ün Asistan Küratör olduğu
Kamil Açıkgöz, Haydar Akdağ, Özlem Ayvaz, Ertuğrul Berberoğlu, Müge Ceyhan, Melike Çağıcı, Emine Dokumacı, Burak Erim, Pandora, Ahmad Read, Ağıt Uğur Uludağ, Eda Uyman, Erkan Yaprakkıran gibi isim ressamların resimlerini oluşturduğu sergi 3 Ekim 2017 tarihine kadar Dedeman Bostancı İstanbul Otel’de ziyaretçilere açık olacak.


yilmazparlar@yahoo.com

Cumartesi

54. Antalya Film Festivali-Yılmaz Parlar

Antalya Festivalinde Yeni Sayfa

Türkiye’nin ilk niteliğinde Uluslararası Antalya Film Festivali, Türk sinemasını kalkındırmak uluslararasında yüksek seviyelerde film yapımını desteklemek amacıyla festivali birleştirerek. Uluslararası Film Festivali olarak değiştirdi. Yeni açılan sayfayla Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel önderliğinde Belediye olarak Antalya’yı film sekörüyle, turizmle ve gastronomiyle anılan bir şehir haline getirmek hedefiyle, yola çıkdı.
 
54. Antalya Film Festivaliyle yeni bir kavram kazanacak Uluslararası Antalya Film Festivali’nin basın toplantısı Bosphorus Four Seasons Otel’de gerçekleşti.

Basın Toplantısına Festival Başkanı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Antalya Film Forum direktörü Zeynep Atakan, Avrupa’da pek çok festivalin yönetiminde yer alan, uluslararası alanda sayısız başarıda imzası bulunan  film yapımcısı Mike Downey, kültür-sanat girişimcisi ve Saraybosna Film Festivali direktörü Mirsad Purivatra katıldılar.

Sorularımıza Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, ve Antalya Film Forum direktörü Zeynep Atakan verdiği cevaplarda Çok mükemmel stüdyolar, sinema platoları, sinema vadisi kuracakalarını, endüstri 4.0 ile mükemmel kaliteli ürün elde edeceklerini, Film Marketing merkezlerden biri olma hedefine kilitlendiklerini açıkladılar.

Festivalin bu yılki önemli yeniliklerinden biri. Festivalin uluslararası alanda bir marka haline dönüşmesi, Avrupa’daki en önemli endüstri etkinliklerinden biri haline gelmesi, Antalya Film Forum” un büyümesi ve güçlenmesi.

Türk yapımlarına desteğini arttıracak olan Forum, 200’e yakın alanında uzman sinema profesyonelini, Türkiye’deki sinema profesyonelleriyle buluşturmayı hedefliyor. 
 
Basın toplanrısında, Festival Başkanı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel özetle “ Bu yıl festivalin yarışma bölümünü tamamen uluslararası hale dönüştürüyoruz. Ulusal ve uluslararası yarışmayı birleştirerek daha güçlü bir yarışma programı gerçekleştireceğiz. Türk sinemasının dünyaya açılımına katkı sağlayacağız. Artistik direktörlügünü Mike Downey’nin üstlendigi yarısmada, dünya sinemasının ustalarından olusan bir seçki yer alacak. Bu seçkide olan tüm filmler, aynı zamanda Türkiye prömiyerini yapacaklar.  Festival, geleneksel kortej ve gala gösterimleriyle Türkiye’deki sinema profesyonellerini ve sinemaseverleri yeniden biraraya getirecek. Galalarda, Türkiye’den ve dünyadan en ilgi çeken yapımlar ve bu yapımların yönetmenleri ile oyuncuları yer alacak.Yemek bölümleri ve çocuklar için hazırlanan özel bölümler, Antalya halkını festivalin bir parçası haline getirme misyonunu bu yıl daha da güçlendirecek. Çocukların vizyonlarını gelistirmek, sanat ve sinemayla sıkı baglar kurmalarını saglamak için önemli bir fırsat yaratacak olan -Çocuk Bölümünde çocuklara özel film gösterimleri düzenlemenin yanı sıra,  atölyeler ve sürpriz konuklarla sohbetler düzenlenecek.Yemek bölümünde ise, gastronomiyle ilgili seçilen dört film izlendikten sonra, dört ünlü sef bu filmlerden ilham alarak hazırladıkları tadım menüsünü katılımcılara sunacaklar.” dedi.

Film Forum Direktörü Zeynep Atakan “ Forum  3 yılda büyük gelişmeler gösterdi. Pek çok Türk yapımına ve sinemacıya destek verildi. Bu yıl, forum daha da büyüyecek, forumda yarışacak filmlere 450 bin lira destek verilecek.” Şeklinde   açıklamalarda bulundu.
Artistik Direktör Mike Downey, “Sanat, sevginin yanında insanlığın en büyük göstergesidir. Festivalin dünya sinemasına ulaşmasını, uluslararası yazarların dikkatini çekmesini ve Antalya halkını merkeze almasını istiyorum. Dünyada en iyi sinemacılara ulaşmamız gerekiyor. Benim en önemli amacım film yapımcıları ile halk arasında iletişim kurmak.” Diyerek hedeflerini vurguladı.

Festival Danışmanı Mirsad Purivatra   “Herkes Antalya’yı biliyor. Burayı tanınan bir festival şehri yapma imkanımız var. Yabancıların Antalya’ya gelmesini sağlamamız gerekiyor. Antalya için güzel bir şey yapacağımızı düşünüyorum.”  Dedi.


yilmazparlar@yahoo.com


  

Cuma

Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı-Yılmaz Parlar

Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nda Pazar günü, 1000’i yabancı 2 bin 200 yüzücü Asya’dan Avrupa’ya yüzecek.

İstanbul Boğazı Dünyanın En İyisi Seçilen

Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı

Coşkusunu Bir Kez Daha Yaşayacak


Türkiye'nin ve İstanbul'un tanıtımına 29 yıldır önemli katkı sunan ve geçtiğimiz yıl, “Dünyanın En İyi Açık Su Yüzme Organizasyonu” seçilen Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı için yerli ve yabancı toplam 2 bin 200 yüzücü Pazar gününü bekliyor.

Dünya Açık Su Yüzme Birliği (WOWSA) tarafından 2016 yılında verilen “Dünyanın En İyi Açık Su Yüzme Organizasyonu” ödülü bizzat WOWSA yetkilileri olan rekortmen yüzücüler Doug Woodring ve Lexie Kelly tarafından organizasyon komitesine verildi.

Yarıştan bir gün önce 22 Temmuz Cumartesi günü Kuruçeşme Cemil Topuzlu Parkı’nda geçtiğimiz yıllarda şampiyon olmuş yüzücülerin katıldığı bir “All Star Yüzme Gösterisi” etkinliği yapılacak ve kurulacak etkinlik alanından tüm misafirler ücretsiz olarak faydalanacak.

TMOK Başkanı Prof. Dr. Uğur Erdener, “Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı bu yıl 49 ülkeden 1200’ü yerli, 1000’i yabancı toplam 2200 yüzmeye gönül veren insanı bir araya getirerek onların eşsiz bir deneyim yaşamasını sağlayacak, toplumsal spor farkındalığı yaratacak ve ülkemiz için önemli bir tanıtım imkanı olacak.”

Samsung Electronics Türkiye Başkanı DaeHyun Kim, “TMOK organizasyonuyla yapılan ve 13 yıldır destek vermekten gurur duyduğumuz bu organizasyon sadece İstanbul ve Türkiye’ye değil; her iki kıtaya büyük değer sağlıyor.”

TMOK Başkan Yardımcısı ve Boğaziçi Organizasyon Komitesi Başkanı Nihat Usta, “Bu olağanüstü deneyimi yaşamak için dünyanın hemen her bölgesinden gelen yüzücüler; spor yapma, iki kıta arasında kulaç atma ve sporun birleştirici, rekabetçi değerlerini deneyimleme olanağı buluyor.”

Dünyanın çeşitli ülkelerinden binlerce yüzücüyü, dostluk, yarışma heyecanı ve en önemlisi iki kıta arasında yüzme deneyimi için buluşturan ve geçtiğimiz yıl, Dünya Açık Su Yüzme Birliği (WOWSA) tarafından “Dünyanın En İyi Açık Su Yüzme Organizasyonu” seçilen Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı, bu yıl 23 Temmuz Pazar günü yapılacak. Yabancı ülkeler için açılan kontenjanı sadece 16 saatte dolan ve 49 ülkeden yüzücülerin yer alacağı organizasyon için hem yarış günü hem de yarışlardan 1 gün önce Kuruçeşme Cemil Topuzlu Parkı’nda Samsung tarafından bir etkinlik alanı kurulacak. Alanda misafirler hem denizde hem de karada yarışın heyecanını 2 gün boyunca bir festival coşkusuyla yaşayabilecek.

WOWSA ödülü bizzat teslim alındı
Yarışlar öncesinde düzenlenen basın toplantısına, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Başkanı ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) Asbaşkanı Prof. Dr. Uğur Erdener ve Samsung Electronics Türkiye Başkanı DaeHyun Kim’in yanı sıra, TMOK Başkan Yardımcısı ve Boğaziçi Organizasyon Komitesi Başkanı Nihat Usta ile birlikte rekortmen yüzücüler Doug Woodring ve aynı zamanda WOWSA Yönetim Kurulu Üyesi olan Lexie Kelly de katıldı. Kelly basın toplantısında, WOWSA ödülünü bizzat organizasyon komitesine takdim etti. Törende konuşan Kelly, Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nın iki kıta arasında yüzülmesi nedeniyle dünyadaki benzerlerinden ayrıştığını ve en önemli açık yüzme yarışlarından biri olduğunu ifade etti. Woodring ise, açık su yüzme branşının son yıllarda hızla gelişen bir branş olduğuna dikkat çekerek, Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nın WOWSA ödülünü sonuna kadar hak ettiğini vurguladı.

“İstanbul’a ve her iki kıtaya büyük değer katıyor”
Yarışla ilgili değerlendirmelerde bulunan Samsung Electronics Türkiye Başkanı DaeHyun Kim, yarışmanın kıtalararası olması nedeniyle dünyada eşi olmadığına vurgu yaparak, “TMOK organizasyonuyla yapılan ve 13 yıldır destek vermekten gurur duyduğumuz bu organizasyon sadece İstanbul ve Türkiye’ye değil; her iki kıtaya büyük değer sağlıyor” dedi.
Dünyada bu tür yarışları takip eden pek çok kişi olduğuna dikkat çeken Kim, Samsung sponsorluğuyla birlikte yarışlara artan ilginin; kentin turizmine de büyük katkı sağlayacağına inandığını belirtti. “Samsung olarak, sporla özdeşleşen değerlerin toplumlara katkısının farkındayız. Bu bilinçle faaliyet gösterdiğimiz tüm ülkelerde sportif aktiviteleri desteklemeye büyük önem veriyoruz” diye konuşan Kim, hem Cumartesi günü gerçekleşecek olan “yemek atölyeleri, Flyboard gösterisi ve Gear VR sanal gerçeklik deneyimleri” etkinliklerine, hem de Pazar günü tüm İstanbulluları denizde ve karada bu büyük heyecana ortak olmaya davet etti.

“Binlerce yüzücü için eşsiz bir deneyim olacak”
TMOK Başkanı Prof. Dr. Uğur Erdener ise konuşmasında, Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nın yüzmeye gönül veren binlerce insanı bir araya getirdiğini ve ülkemizin tanıtımına önemli katkıları olduğunu belirtti. “TMOK olarak Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nı kitlesel bir etkinlik olarak geliştirmek için yıllardır çalışıyoruz. Bu çabalarımızın karşılığını da yarışa dünyanın farklı ülkelerinden binlerce yüzücünün katıldığını ve herkesin yarıştan mutlu ayrıldığını görerek alıyoruz” diye konuşan Erdener, Organizasyonun bu yıl 49 ülkeden 1200’ü yerli, 1000’i yabancı 2200 yüzmeye gönül veren insanı bir araya getirerek onların eşsiz bir deneyim yaşatacağını vurguladı. Erdener, “Yarış, toplumsal spor farkındalığı yaratacak ve ülkemiz için önemli bir tanıtım imkanı olacak. Bu süreçte sunduğu katkılarla yarışın yıllardır başarı ile düzenlenmesinde yanımızda olan paydaşımız Samsung’a, başta İstanbul Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm kamu kurumlarına, medya mensuplarına ve gönüllülere teşekkür ediyor, 23 Temmuz Pazar günü İstanbul Boğaz’ında yarışacak tüm sporculara başarılar diliyorum” dedi.

TMOK Başkan Yardımcısı ve Boğaziçi Organizasyon Komitesi Başkanı Nihat Usta ise konuşmasında, TMOK olarak, 29 yıldır “Herkes için Spor” teması altında binlerce kişiye Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı ile Asya’dan Avrupa’ya yüzerek geçme fırsatı sunduklarını vurguladı. “Bu olağanüstü deneyimi yaşamak için dünyanın hemen her bölgesinden gelen yüzücüler; spor yapma, iki kıta arasında kulaç atma ve sporun birleştirici, rekabetçi değerlerini deneyimleme olanağı buluyor” diye konuşan Usta, tüm paydaşlara teşekkür etti.

Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı hakkında…
İlki 1989 yılında 4 kadın, 64 erkek sporcunun katılımı ile başlayan geleneksel yarışın 29’uncusunda yer alabilmek için binlerce yerli ve yabancı yüzücü İstanbul, İzmir, Ankara ve Adana’da düzenlenen elemelerde kulaç attı. Sanatçılardan politikacılara, akademisyenlerden öğrencilere ve profesyonel yüzücülere kadar pek çok kişinin başvurduğu elemeler sonucunda; belli kriterleri aşan 1000’i yabancı toplam 2200 yüzücü, Asya’dan Avrupa’ya kulaç atmanın hazzını yaşayacak. Anadolu yakasında Kanlıca’dan başlayarak, Avrupa yakasında Kuruçeşme’ye doğru 6.5 kilometre kulaç atacak yüzücüler arasında 49 ülkenin vatandaşı bulunuyor.

Samsung etkinlik alanı misafirleri bekliyor
Samsung, 22-23 Temmuz tarihlerinde Kuruçeşme Cemil Topuzlu Parkı’nda bir etkinlik alanı kuracak. Pek çok farklı Samsung ürününü eğlenceli aktivitelerle deneyimleme imkanı bulabilecek olan misafirleri; aynı zamanda yemek şovları, flyboard gösterisi ve çocuk eğlence alanları gibi imkanlar da bekliyor.

Yabancı kotası 16 saatte doldu
Bu yıl yarışlara ilgi olağanüstü düzeyde gerçekleşti. Yabancı ülkeler için açılan kontenjan sadece 16 saatte dolarken; kendisine verilen 400 kontenjanı 1 saat içinde dolduran Rusya dikkat çekti. Asya ve Avrupa arasında yüzerek eşsiz bir deneyime imza atmak isteyen yüzücüler arasında Kolombiya, Amerika, Avustralya, Arjantin, Yeni Zelanda gibi ilginç ve Türkiye’ye uzak ülkelerin vatandaşları da bulunuyor.

WOWSA ödülü hakkında…
Dünya Açık Su Yüzme Birliği (WOWSA), her yıl farklı aday yarışlar arasından en iyi açık yüzme şampiyonasını belirliyor. Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı, geçtiğimiz yıl, Amerika, Japonya, İngiltere, Avustralya gibi ülkelerde düzenlenen benzer organizasyonları geride bırakarak; 2016’nın En İyi Açık Su Yüzme Organizasyonu seçildi. Değerlendirme, yarışların tarihi ambiyansı, benzersizliği, popülerliği, zorluk derecesi, emniyete verilen önem, katılımcıların coğrafi dağılımı ve etkinliğin açık su yüzücülerinin hedeflerine ulaşmalarına yönelik olarak sağladığı destek gibi kriterlere göre belirleniyor

yilmazparlar@yahoo.com

Cumartesi

Adil Salih ‘’Onikiden(m)’’ Sergi -Yılmaz Parlar

                 Adil Salih ‘’Onikiden(m)’’  Sergi


Beyoğlu, Asmalımescit Mah. Sofyalı Sokakda bulunan  Galatea–Art Sanat Galerisi 31 Haziran 2017 tarihine kadar Adil Salih’in ‘’Onikiden(M)’’ İsimli Resim Sergisine Ev Sahipliği Yapıyor.



Yoğun bir konuk katılımla açılış yapan sergide her resim göreceli ilgi olurken herkes kendisinde bir şeyler bulduğu, bütünleştiği eserler önünde hatıra fotografı çektirmekden kendini alamadı. Açılışda Toros-Barbaros ikilisinin sunduğu mini konseride ekleyince sanatseverler keyifli bir zaman geçirdi.

Kendisini ifade etmesini istediğimizde; Resmi kültürel referansların, tanıklıklarının, yaşadıklarının, hayatına giren, çıkan ve iz bırakan olayların bir karışımı olduğunu, Hayatın bizzat kendisinden beslendiğini,   Yaşadıkları birebir yer almasa da, renk olarak, duygu olarak mutlaka resmini etkilediğni, dönüştürdüğünü söylüyor. Galeri Sahibi ve kuratör felsefesi hakkında ağırlıklı olarak hep bu günü görüyoruz resimlerinde ama hep bir geçmiş tadı ve dün duygusuyla. O dünü bugüne dahil ederek ileriye bakıyor ve soruyor: ‘’ Yarına bugünden geçilmiyor mu?’’ diyor.

Yine sanatcı dostunun açıklaması; Eserlerinde ‘’Erken anıları’’ figür olarak uzaklaşıyor belki, ama davranış olarak çocukluğunun yalnız odalarını hala izlemek mümkün, belki en renkli, en kalabalık ve şenlikli resimlerinden birinin köşesinde  oturan dalgın bakışlı bir genç kızın yapayalnızlığında…

Gelenekten besleniyor disiplini eleştiren bir tarzi var. Bunu soyuta kaçmadan, formlarla oynayarak biçimleri zorlayarak deforme ederek yapıyor. Ve zorlayışı özellikle son zamanlarda resmiyle sınırlı kalmıyor, kadraja taşıyor. Elipsle, yuvarlaklar.T biçimli tuvaller, Adil Salih’in sorgulama, varolanı değiştirme, sığmama, taşma ve sonuçta duvarları yıkma çabaları… Dışarıda güneş var. “şekinde sanatcı dostu Adil Salih’I tanımlıyor.

Adil Salih ‘’ onikiden(m)’’ isimli kişisel resim sergisi 31 Haziran 2017 tarine kadar Galatea Art Gallery’de sanatseverlere açık olacak.

yilmazparlar@yahoo.com

Salı

Türkiye’nin İlk Bebek SPA’sına Yoğun İlgi-Yılmaz Parlar

Türkiye’nin İlk Bebek SPA’sına Yoğun İlgi;
Bebekler ve Anneleri Benebaby ile Rahatladılar!

Yenilikçi, anne & bebek dostu ve zengin bitkisel formülasyona sahip ürünleri ile annelerin bebek bakımına destek olan Benebaby, Türkiye’de bir ilki hayata geçirdi. ‘Benebaby ile SPA’, Türkiye’nin bebeklere özel, ilk ücretsiz SPA etkinliği oldu.

İlk günü anne ve bebeklerin yoğun ilgisi ile geçen etkinlik, 4 Haziran tarihine kadar sürecek. Hamile eğitmeni & bebek hemşiresi Esra Ertuğrul ve uzman hemşirelerin bebeklere SPA keyfi yaşattığı etkinlikte Benebaby, bebeklere eşlik eden anneleri de düşündü: Bebekleri ile gelen anneler el ve yüz masajı ile danışmanlık hizmeti alabiliyorlar.

Zorlu Center Boğaz Katı’nda gerçekleşen ücretsiz Benebaby SPA etkinliğinde, bebeklere özel masaj ve bakım hizmetleri, uzman bebek hemşireleri tarafından veriliyor. Etkinlik alanında hazırlanan üç masaj yatağından biri, randevu alınarak rezerve edilebiliyor. Benebaby SPA için randevular Benebaby’in facabook ve instagram hesapları (facebook/benebabytr - instagram/benebabytr) üzerinden alınabiliyor.

Bir Annenin İçi Ne Zaman Rahat Eder?
Annelerin iç huzurunun, bebeğinin sağlıklı, mutlu ve güvende olduğunu hissetmesiyle mümkün olduğunu bilen Benebaby, “İçimin Rahatlığı, Bebeğimin Sağlığı” ilkesiyle hem annenin hem bebeğin ihtiyaçlarına uygun, hayatı kolaylaştıracak, güvenilir ürünler sunuyor.

Etkisi klinik araştırmalarla kanıtlanmış ve sağlık otoritelerince onaylanmış, doğal içerikli, anne&bebek dostu Benebaby ürünleri, kullanım kolaylığına da önem verilerek geliştiriliyor. Annelerin iç rahatlığına, bebeklerin yaşam sağlığı ve kalitesine katkı yapmaya adanmış Benebaby marka ruhu, “Sen Varsan Her Şey Tamam” söylemiyle özetleniyor. Benebaby ürünlerinde paraben ve benzeri kimyasal koruyucu ve katkı maddeleri kullanılmıyor, doğal kökenli içeriklere yer veriliyor.

Benebaby, sağlık alanında 50 yılı aşkın köklü bir mirası, küresel iş birlikleri ve Anadolu’da alt yapı yatırımlarını sürekli geliştiren İLKO İlaç’ın tüketici sağlığı markası olan Wellcare’in bünyesinde faaliyet gösteriyor.

yilmazparlar@yahoo.com

NDS Edebiyat Ödülü 2017-Moskova Defteri-Bahar Aslan-Yılmaz Parlar

Moskova Defteri


Bu yıl 9’uncusu düzenlenen NDS Edebiyat Ödül Töreni 29 Mayıs 2017 Pazartesi akşamı Fransız Sarayı’nda, Fransa'nın Türkiye Büyükelçisi Ekselansları Charles Fries’nin yüksek himayelerinde ve Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu  Bertrand Buchwalter’in katılımıyla gerçekleşti. Törene, Başta Şişli Belediye Başkanı Erdal İnönü eşi Nazlı İnönü olmak üzere siyaset, iş dünyasının önemli isimleri, akedemisyenler, Konsolosluk temsilcileri, Öğretim görevlileri, NDS Dernek üyelerinden oluşan yoğun bir katılım oldu.
Törenin sunumunu Mireille Sadege üstlendi.

Notre-Dame de Sion Fransız Lisesi ile Notre-Dame de Sion'lular Derneği tarafından 2008 yılından itibaren düzenlenen NDS Edebiyat Ödülü Jüri Üyeleri; Tomris Alpay (Jüri Başkanı), Yazgülü Aldoğan, Liz Behmoaras, Emel Kefeli, Arzu Öztürkmen, Mayda Saris, Zeynep Sabuncu, Özlem Yüzak, Mine Haksal.tarafından ödüle layık görülen Moskova Defteri adlı öykü kitabıyla Bahar Aslan 2017 NDS Edebiyat Ödülü'nü kazandı,

Kitap, Can Yayınları tarafından Ocak 2015'te yayınlandı. Yazar Melisa Kesmez ise Sel Yayınlarından çıkan  Bazen Bahar  adlı romanıyla, Mansiyon Ödülü’ne layık görüldü.

İstanbul Başkonsolosu  Bertrand Buchwalter yaptığı konuşmasında ev sahipliği yapmakdan memnuniyet duyduğu Notre-Dame de Sion Fransız Lisesi edebiyat etkinliği edebiyatın gelişmesine başarının trendinin yükselmesine vesile olduğu anlamda kısa bir konuşma gerçekleştirdi.

 Törende konuşan  Jüri Başkanı Tomris Alpay ödül alan eserler hakkında;   “Bu yıl, NDS Edebiyat Ödülü’nü kazanan Bahar Aslan’ın  Moskova Defteri  adlı eserinde, bir umutla, Moskova’ya inşaat sektöründe çalışmaya giden emekçilerin yaşamlarından kesitleri, Nazım Hikmet şiirlerinin dizelerinde vurgulanan özlem, hasret ve gurbet ellerdeki yalnızlığı, soyut desenler eşliğinde bizlere sunuyor.
Öyküleri birbirleriyle ilişkilendirerek okuduğumuzda, soğuk ve karanlık bu şehirde çaycıdan mühendise, kahramanların acılar, yalnızlık ve hasretle nasıl bir dönüşüm geçirdiklerine şahit oluyoruz.
Hepimize dair, insana dair, kadına dair dudağımızın kenarında, kalbimizin derinliklerinde bazen hüzünlü, bazen mutlu bir tebessüm bırakan, adının da vurguladığı gibi « Bazen Bahar », adlı eseriyle Melisa Kesmez NDS Edebiyat Ödülü ilkeleri kapsamında Mansiyona layık bulunmuştur. Melisa Kesmez, üzerine bir örtü çektiğimiz, başa çıkamadığımız insana dair dertlerimizle bizi yüzleştiriyor, içtenlikle düşündürüyor.”dedi

Bahar Aslan: 1975 yılında İskenderun'da doğdu. ODTÜ Mimarlık Bölümü mezunu. Derin Uyku  adlı öykü kitabı 2003'te yayımlandı. 1993-1999 yılları arasında İzlek dergisinin kurucuları arasında yer aldı.

Melisa Kesmez: Eylül 1980’de İstanbul’da doğdu. Mimar Sinan Üniversitesi’nde Sosyoloji okudu. Bir dönem Londra’da yaşadı. Çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları ve söyleşileri yayımlandı. Çeviriler yaptı. İstanbul’da yaşıyor. Ayrıca Sabitfikir dergisinde yazmaktadır.

İlk olarak, 2009 yılı NDS Edebiyat Ödülü'ne  Kalenderiye  romanı ile Gürsel Korat layık görülmüştü.
Şehper Dehlizdeki Kuş adlı öykü kitabıyla Ayşegül Çelik, mansiyon kazanmıştı.

2010 yılı NDS Edebiyat Ödülü, Türkçeye çevirisi Yıldız Ademoğlu Atlan tarafından yapılan  Magnus   adlı romanıyla Fransız yazar Sylvie Germain'e verilmişti.

2011 NDS Edebiyat Ödülü'nü Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler adlı kitabıyla Yalçın Tosun kazanmıştı. Gaye Boralıoğlu  Aksak Ritim adlı kitabıyla mansiyona layık görülmüştü.

2012 NDS Edebiyat Ödülü’nü, Aysel Bora’nın Türkçeye çevirdiği   Savaşları, Kralları ve Filleri Anlat Onlara   adlı romanıyla Mathias Énard kazanmış, Jean-Louis Fournier ise Nereye Gidiyoruz Baba? adlı anlatı kitabıyla mansiyon almıştı.

2013 NDS Edebiyat Ödülü’nü  Baba, Oğul ve Kutsal Roman  romanıyla Murat Gülsoy kazanmıştı.

2014 NDS Edebiyat Ödülü’nü Türkçeye çevirisi Ebru Erbaş tarafından yapılan   Kahrolsun Dostoyevski  adlı romanıyla yazar Atiq Rahimi kazanmıştı.
2015 NDS Edebiyat Ödülü'nü Venüs adlı romanıyla Şebnem İşigüzel alırken ve  Musa’nın Uykusu  adlı romanıyla Tuğba Doğan mansiyon kazanmıştı.

2016 NDS Edebiyat Ödülü'nü, Türkçeye çevirisi Ebru Erbaş tarafından yapılan  Yaşayanı Onarmak  adlı romanıyla Maylis de Kerangal almıştı.

yilmazparlar@yahoo.com

Cumartesi

Arp Art Gallery-Hoşgörü Yaprakları-Yılmaz Parlar


Hoşgörü Yaprakları

ki sanatcı-girişimci iş kadını Pınar Kanber ve Yulia Ergene’nin yeni sanat galerileri “Arp Art Gallery” ilk sergisiyle sanat dünyasına merhaba dedi.

Hilton İstanbul Bosphorus’un ev sahipliği yaptığı yeni sanat galerisi Arp Art Gallery, Kuratörlüğünü Pınar Kanber ve Yulia Ergene’nin yaptığı Nick Merdenyan’ın ‘’Hoşgörü Yaprakları’’isimli sergisiyle kapılarını sanatseverlere açtı.
30 Haziran 2017 tarihine kadar açık olacak sergiye sanatseverler, Akademisyenler iş ve siyaset dünyasının önemli isimleri ile basın mensuplarının katıldılar.
Sergi açılışında isme uygun arp sanatcısı Melis Çom’un verdiği muhteşem  resital ile konuklar eserlerle adeta bütünleştiler derin duygu içinde keyifli zaman geçirdiler.
Serginin ilgileri ile yaptığımız söyleşide sergi hakkında;
“Yapraklar geçmiş çağlardan günümüze ulaşan sevgiyi ve barışı simgeleyen en önemli semboldü. Ünlü Roma imparatoru  Julius Caesar’ın barışı simgeleyen yapraklarla bezeli zeytin dalı tacı buna ait güzel örnektir. Hatta bugün bile elimizde tuttuğumuz demir paramızın arkasında bulunan defne yaprağı hiç dikkat etmesek de barış anlamı taşıyor. 
İnsanoğlu yeşille iç içe yaşamak ister. Çünkü yeşil, enerjiyi, doğallığı ve huzuru temsil eder. Ne var ki sonbahar gelir, yavaş yavaş sararıp solan yapraklar birer birer dallarından kopup süzülmeye yüz tutar. İnsanoğlunun içinde ister istemez bir hüzün belirir, bir daha ki mevsime kadar asla yeşillenmeyecek yapraklar Nick Merdenyan’ın hünerli ellerinde yeniden hayat bulur.
Bu misyon ve anlayışı farklı bir açıdan sanata döken hoşgörü  ve birliği çok anlamlı bir biçimde ilk defa işleyen Nick Merdenyan’dır.
Nick Merdenyan sürekliliğin enerjisini bulmuş yapraklarda. Rüzgârın ılık esintisiyle dalından kopan yaprakların  yok olmalarını istemiyor adeta. Kuruyan, solan yaprakları yeniden hayata döndürüyor fikir ve tasarımlarıyla. Nick Merdenyan’da sanatla bütünleşen öylesi bir yeşil tutkusu var ki, bunu kendisi bile farkında değilken içinde yeşeren bir duyguyla keşfediyor.” Açıklamalarında bulunuyorlar
Sevgi ve Hoşgörü Yaprakları ile ilgili olarak Nick Merdenyan 1968 yılından beri İstanbul Kapalıçarşı esnafı olarak çalıştığını, oğlunun vaftiz töreninde hediye olarak gelen bir saksı bitkisinin solan yapraklarını içinden gelen bir duyguyla koparıp kitap sayfaları arasına koyduğunu, o dakika içten gelen bir duygu olduğunu söylüyor.  
Hikayesine devam edem Nick Merdenyan Aradan geçen bir iki yıl sonra kütüphanesinde bir konuda araştırma yaparken tesadüfen kitap arasına koyduğu o iki yaprağı görüyor. Karşısında ipek gibi duran yapraklar Merdenyan’ın içinde bir heyecan duygusu uyandırıyor, pek de sebebini bilmediği bu heyecanla, karşısında duran ipeksi kurumuş yaprakların görüntüsü aklından bir türlü çıkmıyor. Kapalıçarşı’da komşusunun dükkânına gelen bir hat sanatçısının farklı malzemeler üzerine yaptığı çalışmalar dikkatini çekiyor ve elindeki kurutulmuş yapraklardan bahsederek, daha önce yaprak kullanıp kullanmadığını soruyor, hayır cevabını alınca birlikte bir çalışma yapmalarını teklif ediyor.
Epeyce uzun bir süreden sonra birlikte kararlaştırdıkları iki konu üzerinde anlaştıkları eserleri tamamlıyorlar, yaprakların birinde Kanuni’nin Tuğrası diğerinde ise Yunus Emre’nin sözlerinden “SEV SENİ SEVENİ’’ kufi yazı tekniği ile tamamlanıyor.
Eserlerin bittiği gün, yaptıkları eserlerini dükkânına gelen bir Amerikalı müşterisi ısrarla satın almak istiyor ve oldukça iyi bir fiyat teklif ediyor ve satın alıyor. Ve böylece macera başlıyor.
Dünyanın hiçbir yerinde örneğine rastlanmayan bir çalışmayı sürdürüyor Merdenyan. Görenlerin hayranlıkla karşıladıkları eserlerini çerçeveler içinde korumaya almış. Merdenyan çalışmalarının her geçen gün ülkemizde ve dünyada çok popüler olduğunu ve birçok müşterisinin koleksiyon amacı ile satın aldığını belirtiyor.
Çalışma başlayacağı zaman konuya uygun yapraklar seçiliyor. Bu konular genellikle üç semavi dinden İslam, Musevi, Hristiyan ancak dini içermeyen evrensel söz ve dileklerde çalışmalarının içinde yerini alıyor. Konuların içeriğinde yöntemlerle kendi öz suyu giderilene kadar kurutuluyor. Bir yıl boyunca kitapların arasında uyuyan yapraklar, uyandıklarında her biri farklı kültürlere ait mesajlar içeren kıyafetlerini giyiniyorlar ve gelen misafirlere kendilerini beğendirme yarışına giriyorlar.

yilmazparlar@yahoo.com



Pazar

can aydogmus-DÜsLE ıNAN YAsA-YILMAZ PARLAR

DÜŞLE İNAN YAŞA...


Spiritüel öğretmen, Bütünsel gelişim uzmanı,  Meditasyon eğitmeni Dünyaca ünlü John of God Türkiye uygulayıcısı Can Aydoğmuş, son kitabı “Düşle inan yaşa” için 12 mayıs 2017 Cuma günü Nişantaşı, BPR Guest House’da  imza günü düzenleyerek kitabını lansmanını yaptı.
Ressam ve 16 yıllık NY markası EmreNY ‘in kurucusu, Modacı Emre Ertürk, Nişantaşı’nda Merde Güzellik Merkezi Sahibi Filiz Merde,Şalom Gazetesi Yazarı Joelle Pınto, Jinemed Health Group’ta CCO Eylül Pınar Çamlıbel , Sosyal Medya Uzmanı Yesim Saydan, Opera Sanatcısı Didem Balık başta olmak üzere, Kozmik Enerji Uzmanları ve yakın dostları, kitap severler imza gününde yazarı yalnız bırakmadılar.

Yoğun basın mensupların ilgisini ceken neşeli, enerji dolu bir atmosferde gerçekleşen lansmandaCan Aydoğmuş “Düşüncelerin, duyguların ve sözcüklerin gücünü keşfet, yaşamının efendisi ol. Hepimizin hayatımızda ne yapacağımızı bilmediğimiz zamanlar olmuştur. Mutlu olmak için gerçekleşmesini beklediklerimiz vardır. Belki de en dibi gördüğümüzü hissettiğimiz noktada bir arayışa gireriz. Siz de çıkış için bir ışık arıyorsanız, şu an elinizde doğru kitabı tutuyorsunuz. Sadece eğitimlerden değil, aynı zamanda deneyimlerden elde edilmiş, pratik, uygulayabileceğiniz, birbirinden değerli pek çok bilgiyi bu kitapta bulacaksınız.“ şeklinde kitabını özetliyor.

Kitapda Yaşamdan istediklerin mi var? Bir düşün, ya onlardan çok daha fazlasına sahip olabileceksen? Ben oldum ve oluyorum. Sen de olabilirsin, Hem de hayal edebileceğinden daha iyisine... Yalnız şunu unutma, mutluluk kişinin kendi zihni ve becerisi ile yarattığı bir başarıdır. İstediğin yaşamı yaşamak mı istiyorsun? O zaman Düşle İnan Yaşa, .gibi kısa tanıtım özetleri var.

John of God- Sifanin eli ,Evliyalar ve Yücelerle Yaşamak -Aşka Yürü, Düşle Inan Yaşa kitaplarının yazarı Can Aydoğmus yakında dördüncü kitaba imzasını atacağını söylüyor.

Evliyaların enerjisini nasıl çağırılacağı, onların enerjisinden nasıl faydalanacağını, 29 günlük evliya meditasyonu anlatan, Aşka Yürü Evliyalar ve Yücelerle Yaşamak’ Kitaba göre, “Bazı ritüelleri yerine getirip, evliyanızı davet edebiliyorsunuz ve o size yardımcı oluyor,” Şeklinde ifadesi vardı.

John of God- Sifanin eli Şifaya giden yol John Of God’ı sadece Brezilya için değil tüm dünya için bir lütuf olduğunu söyleyen, Can Aydoğmuş  benzersiz bir varlık olarak tanımlıyor. “ Ona mucize adam diyorlar. Dünyanın dört bir yanından binlerce kişi onu ziyaret ediyor. Devlet adamlarından sanatçılara, dünyanın en ünlü isimleri şifa bulmak için ona koşuyor.”diyor.

Yazar Can Aydoğmuş, 7 yaşında meditasyon yapmaya başladığını, Mistik kanalları hep açık olduğunu, Anne-babasını erken yaşta kaybetdiğini, onların öleceğini gördüğünü, hayatının büyük bir bölümü İngiltere’de geçirmiş olduğunu söylüyor.

Can Aydoğmuş, kendi ifadesiyle Dört buçuk sene feng shui eğitimi ve Aylesbury College’de sosyoloji ve psikoloji eğitimleri almış.  Organizasyonel konstelasyon, kurumsal farkındalık, master regresyon, master hipnoterapi, NLP, bilinç altı uzmanlığı, lucid rüya, derin meditasyon eğitimleri, düşünce gücü Eğitimler veriyor. Brezilyalı efsanevi Jon of God’ın Türkiye temsilcisi. Dünya çapındaki hocaları Türkiye’ye getiriyor. IACT Türkiye Başkanı oldu. Faces dergisi Yayın Koordinatörlüğünü yaptı. Hürriyet.com.tr 'de haftada üç gün köşe yazısı yazan Aydoğmuş, kurumsal şirketlere seminerler veriyor.
IACT Türkiye Başkanlığı, Faces Dergisi yayın koordinatörlüğünde bulundu.

yilmazparlar@yahoo.com

Zeynep Oezbay’ın illüstrasyon ve çizgi roman sergisi-Yılmaz parlar

Annabel's of the Scared Heart 

Zeynep Oezbay’ın illüstrasyon ve çizgi roman sergisi

İstanbul'da yaşayan Romen-Türk Zeynep Oezbay’ın Annabel's of the Scared Heart” isimli illüstrasyon ve cizgi roman sergisinin açılışı 26 Nisan 2017, Çarşamba günü Romanya Konsolosluk, İstanbul "Dimitrie Cantemir" Romen Kültür Merkezinde,  gerçekleşti.
Sergi açılışına Romanya Konsolosluğu kültür ataşesi Nadia Tunsu Seila Suliman Başta olmak üzere Konsolosluk görevlileri İstanbul’da yaşayan Romenler, sanatcılar, sanatseverler katıldılar.

 Romanya Konsolosluğu kültür ataşesi Nadia Tunsu’nun Zeynep Oezbay hakkındaki konuşması Seila Suliman tarafından Türk ziyaretcilere tercüme edildi.
Nadia Tunsu “Çizgi roman veya resimli roman, çizgi ile hikâye anlatmak için birbirini takip eden panellerin (çerçevelenmiş resim) kullanıldığı bir sanat türüdür. Fakat bu sergide çizgi romanının ve illistrasyonun resim ile birleştiğini izleyiciye ortaya koymak istedik. Resimlerin sadece natürmort, manzara ve yağlı boyalardan ibaret olmadığını, aslında resim sanatının da illistrasyondan oluşabiliceğini sergilemek istedik. Sergimizdeki resimlerimiz akrilik boya ile çalışılmış olup, suluboya efekti verilmiştir.
Karışık teknikler de kullanılmıştır.”şeklinde konuştu.


 Ayrıca Nadia Tunsu’nun sanatcı hakkında verdiği bilgiye göre; Sanatcı Zeynep Oezbay 
Romanya’nın Köstence şehrindeki Ovidius Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Plastik ve Dekoratif Sanatlar Bölümü’nden mezun oldukdan sonra, Eğitimine Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi’nde devam ederek  İstanbul Moda Akademisi’nde Moda Tasarım Bölümü’nde öğretimiyle birlikde, Namık Kemal Güzel Sanatlar Üniversitesi, Resim Bölümü’nde Yüksek Lisans yapmakdadır.

 Londra’nın çeşitli yerlerinde duvar boyamaları ve çeşitli resimler yapan sanatcı tasarım ve resim için duyduğu tutkuyu birleştirerek vintage ve çağdaş tasarım stillerini bir araya kullanarak bir giyim koleksyonu ve çantalar da yapmıştır.

Birçok kişisel sergi açan genç sanatçı, aynı zamanda ulusal ve uluslararası karma sergilere de katılmıştır.

KİŞİSEL SERGİLER:
2016 Nisan - Arnavutköy, Dante (Naciye) – OLUŞUM adlı kişisel sergi
2016 Ağustos - Bebek, C-Zone – ANNABEL adlı kişisel sergi
2016 Eylül - Bebek, C-Zone – ANNABEL II adlı kişisel sergi
2016 Ekim - Bebek, C-Zone – The Girl From Mars, kişisel serge
2016 Aralık - Bebek, C-Zone – Madwoman Of The Sacred Comics, kişisel sergi

KATILDIĞI KARMA SERGİLER: 
2006 Mart - Ovidius Üniversitesi Karma Sergi
2010 Nisan - Lal Sanat Galerisi Karma Sergi
2010 Haziran - Lal Sanat Galerisi Karma Sergi
2010 Temmuz - Lal Sanat Galerisi Karma Sergi
2010 Ağustos - Lal Sanat Galerisi Karma Sergi
2010 Ağustos - Bodrum İstanbul Sanatçıları Karma Sergi
Ocak 2011 - 4. Levent Tenis Klübü Karma Sergi
Ekim 2011 - 4. Levent Tenis Klübü Karma Sergi
Mart 2015 – 1. Uluslararası Dünya Kadınlar Günü Karadeniz Ereğli Sergisi
Haziran 2016- Atanas Şarankov Müzesi Karma Sergi
Haziran 2016- 3. Uluslararası Niksanat Sergisi, Cemal Reşit Rey
Şubat 2017 - 4. Levent Tenis Klübü  Sevgililer Günü Karma Sergi



Sergi 26 Nisan - 7 Mayıs  2017 tarihleri arasında, Pazartesi'nden -Cuma'ya kadar, 09.00-17.00 arasında Kültür Merkezi’mizde  ziyaret edilebilir.

yilmazparlar@yahoo.com

Perşembe

TYD Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin-TYD’nin Hedefleri Büyük-Yılmaz Parlar


TYD’nin Hedefleri Büyük

Oya Narin “Türkiye turizmi bundan sonra 6’ncı sıradan daha yukarılara çıkmayı hedeflemeli” 

Başkanlığın  Oya Narin’in yaptığı TYD Turizm Yatırımcıları Derneği yönetim kurulu vefa örneği göstererek, Yüksek Danışma Kurulu Başkanı Turgut Gür'e 2013-2017 dönemi Başkanı Murat Ersoy’a, Ortaköy Feriye Palace’da özel bir davetle teşekkür plaketi verdi. 


TYD’nin yeni dönem Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin’in ev sahipliğinde, kokteyl daveti 19 Nisan 2017 Çarşamba akşamı boğazın büyülü eşsiz manzarası eşliğinde Ortaköy Feriye Palace’da gerçekleşti. 



Davete Turizm Yatırımcıları Derneği üyelerinin yanı sıra, Eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel TUROB Başkanı Timur Bayındır TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy başta olmak üzere, Turizm Sektörü örgüt Başkanları  -Temsilcileri katıldılar. Eski TTSİS ve TİSK Başkanı İş adamı Halit Narin ve Eşi Özden Narin’de davete katılarak kızlarına destek verdiler.


TYD Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin, yaptığı  konuşmasıda, TYD’ye yaptıkları çalışmalardan ve desteklerden dolayı, TYD’nin eski Başkan ve üyelerine teşekkürlerini sundu. 


Oya Narin, “2018 yılında turizmde yeni bir dönüşüm başlayacak. Türkiye turizmi bundan sonra 6’ncı sıradan daha yukarılara çıkmayı hedeflemeli. Turizmde yeni bir atak başlayacak. Yatırımcılar da Türkiye turizmdeki yeni atağın dinamosudur” sözleriyle umutlarını ve inançlarını dile getirdi. 


Oya Narin gelecek yıllarda, turizmde öncülük görevini üstlenmeye devam edeceklerini, görev üstlendiği süre içerisinde son derece önemli araştırmalara imza atacaklarını, buna ilişkinde tüm üyelerin desteğini beklediklerini söyledi.

TYD Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin’in yaptığı konuşma sonrası, Yüksek Danışma Kurulu Başkanı Turgut Gür’e ve geçmiş dönem Başkanı Murat Ersoy’a teşekkür plaketlerini  takdim etdi. 
Turgut Gür konuşmasının özetinde birlik ve beraberlik içinde biriken bilgilerini ve tecrübelerini Turizm Yatırımcıları Derneğiyle paylaşacağını dile getirdi. Eski dönem başkanı Murat Ersoy turizmde iyi yerlere gelmenin ancak pazarlamayla olabileceğinin altını çizerek pazarlamanın önemini vurguladı. Sadece yatırımlar değil yatırımlarla birlikde pazarlamaya önem verilmesi gerektiğini, ancak yatırımların bu şekilde etkin ve verimli olabileceğini ifade etdi. 
Stratejik Ekonomi Araştırma Uzmanı Tülin Hattat, Bloomberg News’den Fethiye Sarol ile birlikde Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Timur Bayındır ile yaptığımız sohbet toplantısında, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) Başkanlığı’na seçilen Oya Narin'i makamında ziyaret ederek tebrik ettiğini, TYD Yönetim Kurulu Üyesi Banu Dedeman ve TÜROB Genel Müdürü İsmail Taşdemir’in de katıldığı ziyarette, Oya Narin’i tebrik ederek, TYD’nin bundan sonraki faaliyetlerinde başarı dileklerini sunduğunu, turizm sektörünün bu iki önemli meslek kurumunun, Türk turizminin içinde bulunduğu sıkıtınların aşılması konusunda işbirliği içinde olacaklarını söyledi. 
Eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel’de Oya Narin’in çok başarılı bir grafik çizeceğine inandığını bizlerle paylaştı. 
yilmazparlar@yahoo.com

Çarşamba

İsmet X Bilen’in 66. kişisel sergisi-Moleküle Akış-Yılmaz Parlar




“Moleküler Akış”

İsmet X Bilen 66. kişisel sergisini Nişantaşı Scotch Club’da açtı.

Hiçbir zaman aramayı durdurmayan, hiçbir zaman bulamayacağı sonsuzluk yolunda  ışığı hisseden ruhlarımızdan günlük hayatdan söyliyeceğini resme döken,Türkiye’nin Pablo Picasso’su olarak bilinen dev sanatcı ancak kendisini farklı görüyor. 
Sanatcı kendisini “Resimlerimdeki figürlerimin üstüne vuran gizil estetiksel ışıklar düşünsel bilinçli düşünmenin bir merkezidir; ışık benim varlık anlayışımdaki aranmamdır. Resimlerimdeki estetik düzeyde kullandığım ışık oyunlarının renk skalaları kendi özünün toplamına girmiş yabancı ışıkları ayırt ederek atar. Ben salt renklerimi ve desenlerimi büyülü bir Dünya'dan yola çıkarak resimlerime yansayan ışığın yüreğine kabul ettirmeye çalışıyorum. Benim estetiğinin gizil olarak saklanmış olduğu resimlerimdeki şekillerinin içinde derin düzlemlemeler ve ikilem düzlem hamleleriyle birbirine bağlaçlar oluşturdum.”şeklinde ifade ediyor.
Sergi açılışına sanatsever dostları, koleksiyonerler, akademisyenler, iş ve sanat dünyasınında isim yapan kişiler katıldılar. Pek çok ünlülerin erkek berberi Sadettin Çelikoğlu aynı zamanda ressam İsmet x Bilen’in de berberi sanatcıyı bu güzel gününde işine ara vererek yalnız bırakmadı. Resepsiyonda ünlü barmen Yusuf Konaklı özel kokteylerini sundu.

İsmet X Bilen’in 50 yıl üstü sanat üretim sürecinde 66. kişisel sergisi 30 Aralık 2016 tarihine kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.

İnsanların koyduğu perspektif kuralları tarafından, önyargılara boğulmamış yönlendirilmeyen göz, tabloyu açıklamaya anlamaya çalışmak yerine, bakmak seyretmek içsel önemlerini kavramak daha doğru bir yaklaşım olur. Cisimleri gördüğü gibi değil, düşündüğü gibi boyayan sanatcı, düşleri, içgüdüleri, istekleri, düşünceleri, gün ışığına çıkartıyor. İlhamını fırcayı kalemini çizmeye boyamaya başlarken yakalıyor. Resim yaptığında rahatlıyor ve dinleniyor. 
Ana temel desen öğesinden yola çıkan sergideki resimler, Perspektif çizimdeki yeterliği gerçeğe uygunluğu, sergi mekanındakı sorgulaması özgürlük direniş, meydan okuma temalarından doğan kompozisyonlardan “Moleküle Akış” adını alıyor. İrrasyonel bilinçaltı göndermelerle direniş meydan okuma özgürlük her figürde desende size sesleniyor. 
Sanatcının kendisiyle yaptığımız kısa söyleşide; Sanatsal hayatının varoluşunu devam ettirecek 60. kişisel sergisinde 60 adet birbirine bakışlı ve hareket kabiliyeti özlemler arası figüratif soyutsal çizğileriyle kendisini ödüllendirdiğini söylüyor. 
Sanatcı “Bu sergimin asıl amacı insan özünde olan eglenebilme eglencesinin akıs diyalektiginin sekteye ugratmamak ve onların siirsel ve melodisel diskolardakı hareketlerini hür bırakmak ve bu türlü yerlere yapılan her türlü eylemsel
saldırıları protesto etmektir. Bu mekanda daha önceden yapmıs oldugum yukarıda arz ettigim resimleri satmaktan maada bu hususlara dikkat çekmek ve bu türlü cebirsel eylemleri kınamak ve bu yüzden 66. kisisel sergimi benim için degisik bir mekan olan tarihi bu meshur eski bir eglence kulübünü seçtim. Burada 9 büyük ebatta yaglı boya resimlerimi zorla sürdürülebilir bir ısık dogallıgında sergiliyorum. Bu is bir sentez olarak diskolardaki iradesi hür canlıların dans ederken el ve kol hareketlerinin resimlerimdeki kullandıgım biyolojik renklerimle; bir anlam olarak ritimle birlikte süzülmeyi birlestirmektedir.”açıklamalarında bulunuyor.



yilmazparlar@yahoo.com