Cumartesi

seramik sergi-Akgun Hotel-Yılmaz Parlar haberi


AKGÜN HOTELDE HARİKA SANAT 
3200 Yılında Troıa, Seramik Sergi
Dünyaca bilinen çok önemli kültürel marka Troya’nın, Turizmde 2018 TROİA yılı ilan edimesi kapsamında seramik sanatçısı İsmail Faris Öncel,  Akgün İstanbul Hotel ev sahipliğinde, TÜROB Türkiye Otelciler Birliği destekleriyle açtığı “3200 Yılında Troıa” isimli Seramik sergisiyle dikkat çekti. 

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Troya Antik Kenti'nin UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi'ne kabulünün 20'nci yılı nedeniyle 2018'i Troya yılı ilan etmesiyle daha da önem kazanan muhteşem serginin açılışına İstanbul’un turizmden sorumlu Vali Yardımcısı İsmail Gültekin, TÜROB Başkanı Timur Bayındır, Turizm ve Kültür Bakanlığı Baş kontrolör Zişan Turp başta olmak üzere turizm örgüt temsilcileri, akademisyenler, iş ve sanat dünyasının önemli isimleri, sanatcı dostları ve elit sanatseverler katıldılar. 

Türkiye Otelciler Birliği-TÜROB destekleri ile Akgün İstanbul Hotel Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Akgün, Başkan Yardımcısı Ali Akgün’ün ev sahipliğinde, gerçeklesen sergi açılışında Akgün Hotel Genel Müdürü Sevda Yılgaz konuşmasında 
“Anadolu’lu ozan Homeros anlatmasaydı yazmasaydı  Homeros aşığı Arkeolog Alman Schliman Ilyada destanından yola çıkarak Hisariıktepe ‘de kazıları başlatmasaydı  ; Truva’ya hep antik çağın efsanesi gözüyle bakılacaktı.”  sözleriyle Akgün Hotelin konumuna atıf yaparak, “Topkapı Ulubatlı‘dayız, Bizans surları arkamızda . 564 yıl önce; İstanbul‘un fethinde bu surlara ilk bayrağı asarak canını veren Ulubatlı Hasan ne için savaştıysa; 3200 yıl önce; Yunan coğrafyasından gelen Akha’lar ile Truva‘yı savunmak için gelen Anadolu Devletlerinin top yekun  savaşına dönen Truva savaşı‘da bu toprakların Anadolu’nun aynı mücadelesiydi.” Şeklinde tarihin benzeliğini dile getirdi
Genel Müdür Sevda Yılgaz, Troia’nın 2018 Yılı olduğunun önemine değinerek emeği geçenlerin yaptıkları sürdürülebilir olmasını, istenen hedefe ulaşmasını, 2018 yılı dışında yüzyıllara taşınmasını, eğitim ve kültürün içine aktarılmasını umut ettiğini söyledi. 
Ilgaz, “İçine savaşçıların girdiği tekerlekli bir atın sergilenmesinin ötesine geçilerek, Truva’nın Anadolu algısı kalıcı olur.  Daha öteye nasıl geçelim. Sanatçı  İsmail Faris Öncel; 4, 5 yıl süren araştırmaları sonrası kronolojik sıraya göre derlediği eserlerini  , süreci  özetleyerek materyaller ve seramik tablolarla günümüze aktarıyor , aydınlanıyoruz. Dünya aydınlık Olsaydı Sanat Olmazdı  diyor ( yazar  Albert Camus) ; bizde bugün 100 ve daha yüzlerce kişiyi etkileyecek bu sergiyle 2018  e geçelim dedik .”dedi.
Protokol konuşmalarında; TÜROB Başkanı Timur Bayındır Turizmde kültürün önemini vurgulayan sözleriyle, tarih ve kültürün Çanakkale’deki Troya’nın elimizde  bir değer olduğunu, Troya 2018 yılı için   memnuniyetle katkıda bulunmak istediklerini söyledi.
İstanbul’un turizmden sorumlu Vali Yardımcısı İsmail Gültekin, Troya 2018  ile Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde ulusal ve uluslararası alanda Troya temalı spor, kültür, sanat, eğitim ve bilim dallarında çalışmalarının yapılması planlandığını aktardı.  
Troya seramik sanatçısı İsmail Faris Öncel ve Vitray sanatcısı Nuray Ortaç tarihi canlandıran kostümleriyle Truva hikayesini mizansenlediler.

Anlattıkları hikaye ise;  “3200 yıl öncesi antik çağlardan kopup gelen bir Anadolu efsanesi ; Argos’lu Sparta Kraliçesi Helena’nın Troya prensi Paris ile destansı aşkı, Günümüzden 3200 yıl önce, antik çağda,( MÖ 1184-1182 ) yaşadıkları destansı aşk sonucu Sparta Kraliçesi Helena’nın , Troya Prensi Paris tarafından kaçırılmasını bahane eden istilacı Akha’lar, Çanakkale boğazı girişindeki Kutsal İlion’a topluca saldırmışlar. Süratle büyüyen ve on yıl süren savaş, kısa zamanda bir Yunanistan coğrafyasından gelen Akha’lar ile Anadolu devletlerinin top yekün savaşına dönüşmüş. Efsanelere göre kahredici savaşa Yunan ve Anadolu tanrı ve tanrıçaları da fiilen karışmışlar. O çağda Anadolu’da yaşayan bütün kavimler Troya’ya yardıma gelmişler.” devamla tüm tarihi özetlediler. 
Yine verdikleri bilgiye göre ; “MÖ 850’lerde İzmir de doğan Homeros’un İlyada destanında anlattığı olaya binlerce yıl hep antik çağın bir efsanesi gözüyle bakılmış. 1870 yılına gelindiğinde, Homeros aşığı Alman Heinrich Schliemann, Homeros’un İlyada’sında belirttiği detaylardan yola çıkarak, gaflet tanrıçası Ate’nin Zeus tarafından fırlatıldığı Hisarlıktepe’de yaptığı kazılar sonunda efsanelerdeki Troya’yı gün ışığına çıkarmış.” 
Kutsal İlion’un hikayesi, çini ve seramik sanatçısı İsmail Faris Öncel tarafından, savaşın 3200’üncü yılına yetişecek şekilde, dört yılı aşan bir araştırma, seçme, değerlendirme ve çalışma sonucu taş karo çiniler ve seramik objeler üzerine yorumlanarak resimlenmiş.
Tablolar ve objeler oluşturulurken, MÖ 670-400 yılları arasında yaklaşık 270 yıllık süreçte yapılmış antik vazolar, amforalar, duvar resimleri, gravürler, heykel kompozisyonları, daha sonraki çağlarda batılı ressamlarca yapılan karakalem, yağlı boya tablolardan faydalanılmış. 
Gaflet Tanrıçası Ate’nin Hisarlıktepe’ye düşüşü ve İlios’un İlion şehrini kuruşu, bilahare on yıllık savaşı, savaş sonrası kahramanların uzun yıllar süren evlerine dönmeleri sırasında başlarından geçenleri anlatan çini tablolar ve açıklayıcı bilgi levhaları,sergide kronolojik sıraya göre teşhir edilmektedir.
En önemlisi sergideki resimlerde yer alan mitolojik efsane, açılış günü çağına uygun kostümlü sunucular tarafından teatral sunum yapılarak anlatılıyor. Bu da izleyiciyi serginin teması içine çeken ilginç detaylardan biri
Troya tabloları ilk olarak 19 Kasım 2014 ten itibaren 4,5 ay süre ile İstanbul Hasköy’deki Rahmi M.Koç müzesinde, Koç Grubunun değerli destekleri ile sergilenmiş.
Mevcut koleksiyon 2 yıl süren ilave çalışmalar ile zenginleştirildikten sonra ikinci Troya Sergisi 14-19 Kasım 2016 tarihleri arasında, Ankara Barosu Av.Atilla Sav Sanat Galerisinde gerçekleşmiş. 
Ozanın Söz sanatını, resime, seramiklere, çinilere, objelerden sahne sanatına tiyatroya aktaran Homeros aşığı sanatçı İsmail Faris Öncel ‘in eserleri 10 Aralık 2017 tarihine kadar Akgün İstanbul’da ziyaret edilebilir.
yilmazparlar@yahoo.com


 

Pazartesi

Design Week Turkey- Tasarım haftası zirvesi 2017 -Yılmaz Parlar


TASARIMIN POTANSİYELİ  




Ekonomi Bakanlığı ve TİM işbirliğinde düzenlenen “Design Week Turkey” Tasarım haftası zirvesi 8-12 Kasım 2017 tarihleri arasında Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşti.

Teması; “Tasarımın Potansiyeli”olan, Design Week Turkey’e 103 konuşmacı, 32 konferans ve panel, 17 sergi, 52 tasarım ofisi ve bireysel Tasarımcı,13 firma standı,14 atölye katıldı.

Design Week Turkey’de Konferanslar, sergiler ve atölyeler yaptıkları programlarla, tasarımın farklı disiplinlerini buluşturdu.


Tasarımcıların, tasarım ofislerinin, sanatçıların, üniversitelerin, tasarım okullarının, tasarım platformlarının sergileri ve Türkiye Tasarım Haftası’na özel hazırlanmış enstalasyonlar oldukca yoğun ilgi gördü.

Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) iş birliğinde Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen Türkiye Tasarım Haftası kapsamında yapılan Design Turkey 2017 Endüstriyel Tasarım Ödülleri törenine Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci katıldı.

Zeybekci, Türkiye'nin fason üretim merkezi olmak istemediğini belirterek, "Artık böyle devam edemeyiz. Bilgiyi, tasarımı satın alan değil, üreten bir ülke olmalıyız. Türkiye'nin büyümesiyle tüketim alışkanlıklarını belirleyen, dağıtım ve tüketim kanallarına hakim olan bir ülke olmalı, bilgiyi, tasarımı satın alan değil, üreten bir ülke olmalıyız." dedi


TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi  "Tasarıma para harcamaktan çekinmeyin. Geçtiğimiz sene ilk kez düzenlenen Tasarım Haftası'na 24 bin tasarım tutkununun katıldı. Birliklerimiz tarafından 25 yıldır 200’ün üzerinde tasarım yarışması düzenledi.   Design Week Turkey’de de finalistlerin tasarımlarını sergiliyoruz. Tasarım alanında istihdam edilenler için ve tasarım merkezi açan firmalar için muazzam devlet destekleri var.”şeklinde teşviklerin olduğunu söyledi.

Gözümüze çarpan standlardan biride Uşak’ı Tasarım Merkezi yapmaya hedefli Uşak üniversitesi oldu.
Uşak üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda Tasarımı Bölümü öğrencileri stantlarında tasarladıkları deri ürünlerini tantma fırsatı buldular.

Güzel Sanatlar Fakültesinin gerek öğrencileriyle gerekse öğretim görevlileriyle yaptığımız söyleşide tasarladıkları ürünleri tanınmış firmalar tarafından alındığını pek çok tanınmış firmalara özel çalışmalar hazırladıklarını belirtiler. 
Bunun bir göstergesi olarakda, Bir öğrencinin Matraş firmasına özel yaptığı tasarımı görüntüledik. 
Bu yıl ilk mezunlarını verecek olan Moda Tasarımı Bölümü deri ve tekstil sektörlerine genç tasarımcılar kazandıracak olmanın heyecanı içerisindeler.
Söyleşide öğretim görevlileri “Uşak üniversitesi olarak Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından koordine edilen ve Kalkınma Bakanlığı ile eşgüdüm halinde yürütülen, Üniversitelerimizin Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve Ihtisaslaşması temalı program kapsamında deri, tekstil ve seramik alanlarında ihtisaslaşmak üzere seçilmesinin ardından, bu alanlardaki çalışmaları yoğunluk kazandı.” Dediler.
Ayrıca Tasarım merkezi hakkında “Söz konusu program kapsamında üniversitede kurulması planlanan tasarım merkezi ile bu sektörlerin ihtiyaç duyduğu genç tasarımcıların desteklenmesinin yanısıra inovatif tasarımlarla üniversite sanayi işbirliği güçlendirecektir.” Açıklamalarında bulundular.
Böylelikle “Üstlendiği bu misyonla Design Week Turkey etkinliklerinde kendilerini tanıtma fırsatı bulan genç tasarımcılar alanlarında öncü kurum ve kuruluşlarla bir araya gelme imkanı buldular.”şeklinde yakaladıkları fırsatı ve memnuniyetlerini belirtdiler. 
yilmazparlar@yahoo.com

Suriyeli ve Türk sanatçılar Unıq Gallery Turkmall Sanat'da-Yılmaz Parlar

Suriyeli ve Türk sanatçılar Unıq Gallery Turkmall Sanat'da  
 "Together" isimli sergi  Unıq Gallery Turkmall Sanat'da  iki hafta boyunca bir üretim ve paylaşım mekanı komşu iki kültürün etkileşimi içerisinde ürettikleri eserler  19 ekim’de turkmall sanat’ta açıldı.

Mimar Deniz Biber ve mimar Kerim Kürkçü tarafından kurulan  Unıq Gallery’de  İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı desteğiyle gerçekleşen çalıştaya 5 Suriyeli 5 Türk sanatçı katıldı 
Sergi açılışı çalışma hazırlıkları ve yapılan çalışmalardan özet kesitlerle video gösterimi ile başladı. Projenin küratörü Kerim Kürkçü yaptığı açıklama konuşmasında sanatcıların birbirleriyle geçirdikleri zamanın son derece faydalı verimli olduğunu bunun benzerinin  İstanbul Bienalinde komşu etkinlikleri kapsamında on sanatçının eserlerin yer aldığını etkinlikde olduğunu söyledi.  
Yaptıkları çalıştaya bazı sanat galericilerin, küratörlerin  geldiklerini sanatcılara siparişlerin verildiğini dile getirdi. 
Mimar Deniz Biber kendi mekanlarında gençlere imkan hazırlamak fırsat yaratmak amacıyla çeşitli Konsolos kültür departmanlarıla hayata geçirdikleri projelerinden söz etdi. ABDBaşkonsolosluğu Kültür İşleri Sorumlusu Sevil Sezen’inde hazır bulunduğu açılışda Mimar Deniz Biber ve Kültür İşleri Sorumlusu Sevil Sezen ile eski projeleri hakkında konuştuk 

Turkmall Sanat’ta. Çalıştayda yer alan  sanatçılar   Abdulrazzak Alsalhani, Emel Ülüş, Emre Çalış, Eyas Jaafar, Falak Al Ghazzi, Hale Arslan, Hiba Aizoug, Nehir Sağdıç, Rand Ramadan, ve Sevim Kaya.

Emel Ülüş ile yaptığımız kısa söyleşide yapıtlarında doğuşu ve hayatda karşısına çıkanları anlatan bir dil oluşturduğunu söylüyor.

Sanatçılar ve sanat uzmanları arasında, sanatsal iletişim ve paylaşım kadar, gelecek dönemde olabilecek işbirlikleri için fırsat yaratmayı amaçlayarak yola çıkan, kişisel birlikteliklerin yanısıra toplumsal ve kültürel temaları besleyerek sürdürülebilirliği sağlamayı hedefleyen proje 20 Ekim-24 Kasım arasında sergilenecek

yilmazparlar@yahoo.com



Pazar

24.’sü düzenlenen ‘Uluslararası Adana Film Festivali Ödül Töreni-Yılmaz parlar

Sanata hizmet, sanatçıya hürmet

Bu yıl 24.’sü düzenlenen ‘Uluslararası Adana Film Festivali Ödül Töreninde Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, “Adana, sinema, edebiyat ve kültürel hayata çok büyük katkılar sundu. Festival hiçbir ayrışmaya izin vermedi. Sanata hizmet, sanatçıya hürmet ilkesiyle hareket ettik. Cumhuriyetimizin kurucusunun da istediği gibi sanatın ve sanatçının hak ettiği yere gelmesi için çalıştık”  dedi


Uluslararası Adana Film Festivali’nde ‘En İyi Film Ödülü’nü Onur Ünlü’nün yönetmenliğini yaptığı ‘Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yoktur’ filmi aldı. En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü ‘Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok’ filmiyle Fatih Artman alırken en iyi kadın oyuncu ödülü ise ‘İşe Yarar Bir Şey’ filmiyle Başak Köklükaya’nın oldu.

Dizi ve sinema oyuncusu Hazar Ergüçlü  'Umut Veren Genç Kadın Oyuncu' ödülünü aldı.

Ayşe Arman ve Meltem Cumbul'un sunduğu ödül tören gecesinde Erden Kıral'ın jüri başkanlığını ve  Algı Eke, Fırat Yücel, Hüseyin Karabey, Murat Hasarı, Uğur İçbak, Selma Güneri’nin jüri üyeliğini yaptığı, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması'nda Onur Ünlü 'nün 'Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok', Semih Kaplanoğlu'nun 'Buğday', Onur Saylak'ın 'Daha', Orhan Oğuz'un 'Eksi Bir', Pelin Esmer'in 'İşe Yarar Bir Şey', Emre Erdoğdu'nun 'Kar', Emre Yeksan'ın 'Körfez', Özgür Sevimli'nin 'Murtaza', Ümit Ünal'ın 'Sofra Sırları' ve Orhan Eskiköy'ün 'Taş' filmleri yarıştı.


Törende ilk olarak uluslararası, öğrenci ve kısa film yarışmalarında kazanılan ödüller verildi. Adana Maratonu Kısa Film Yarışması Muzaffer Özgü 3'üncülük ödülü Beni Yılmaz Güney'e Benzetiyorlar Biraz filmiyle Engin Yıldırım'ın, Yaşar Kemal 2'ncilik ödülü Kebapçı Mehmet filmiyle Nevzat Hız'ın, Orhan Kemal 1'incilik ödülü de Suda Zaman Yok filmiyle Ali Akdemir'in oldu.


Hemen Hemen tüm ödüllerin atfedildiği Yılmaz Güney’in adına verilen Ödülde Onur Saylak’a (Daha filmi) ödülü Yılmaz Güney’in kızı Elif Güney Pütün ve Yılmaz Güney’in Kardeşi Yaşar Pütün, Yaptığı konuşmalarla yoğun alkış aldılar


 Sahiplerini bulan, 24. Uluslararası Adana Film Festivali’nin ödülleri;

Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda verilen ödüller En İyi Film: Onur Ünlü (Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yoktur)

Yılmaz Güney Ödülü: Onur Saylak (Daha)

Adana İzleyici Ödülü: Onur Saylak (Daha)
En İyi Yönetmen: Onur Ünlü (Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok)
En İyi Senaryo: Barış Bıçakçı- Pelin Esmer (İşe Yarar Bir Şey)
En İyi Kadın Oyuncu: Başak Köklükaya (İşe Yarar Bir Şey)
En İyi Erkek Oyuncu: Fatih Artman (Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok
En İyi Müzik: Mustafa Biber (Buğday)
En İyi Görüntü Yönetmeni: Gökhan Tiryaki (İşe Yarar Bir Şey)
En İyi Sanat Yönetmeni: Naz Eraydağ (Buğday)
En İyi Kurgu: Ayris Alptekin (Kar)
Yardımcı Rolde En İyi Kadın: Hare Sürel (Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok)
Yardımcı Rolde En İyi Erkek: Ahmet Varlı (Taş)
Türkan Şoray Umut Veren Genç Kadın Oyuncu: Hazar Ergüçlü (Kar)
Jüri Özel Ödülü: Emre Yeksan (Körfez)
Umut Veren Genç Erkek Oyuncu: Hayat Van Eck (Daha) -Halil Bahadır (Kar)
Film - Yön En İyi Yönetmen Ödülü: Semih Kaplanoğlu (Buğday)
Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) En İyi Film: Onur Saylak (Daha)



yilmazparlar@yahoo.com

Perşembe

Sevgi Korteji'yle sinemacılar Adana halkını selamladı-Yılmaz Parlar


Sevgi Korteji'yle sinemacılar Adana halkını selamladı.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü başta olmak üzere, sinema sanatçıları, yapımcılar, yönetmenler üstü açık klasik arabaların oluşturduğu, Sheraton Oteli'nden hareket eden konvoyla, kırmızı karanfil çiçekler sunarak sinemasever Adana halkına sevgilerini ifade ettiler
Türk Sineması Dayanışma Gecesi Nifüfer’in, Aleyna Tilki, Grup Pandora, Hadise, Yaşar, Ahmet Selçuk İlkan, Feridun Düzağaç, Zeynep Casalini, ve Grup Mega Adanalılarla buluştuğu ve buluşacağı konserle birlikde tüm hızıyla devam eden 24'üncüsü gerçekleştirilen Uluslararası Adana Film Festivali kapsamında, çeşitli sebeplerle yapılamayan yeniden hayat bulan Sevgi Korteji'yle sinemacılar Adana halkını selamladı.
Festival kapsamında "Onur Ödülü" alan duayen yönetmen Temel Gürsu’ya sinema oyuncusu Canan Perver’e ve Süleyman Turan’a duygularını sorduğumuzda tek kelimeyle, harika, mükemmel cevaplarını aldık. 
Büyükşehir Belediye önünde havai fişek gösterisi sonrası konvoy Sinema kasabasına geldi.
Sinema kasabasında, Büyük Ata’mızın köşesindeki bulunan meşalenin "Sanat Ateşi’nin Adana’dan yakılması" sloganıyla meşale yakıldı. Konfetilerle havai fişeklerle rengarenk el meşaleleriyle, devam eden “Sanat Ateşi”  Ata’mızın sanata sinemaya olan aşkını verdiği ilhamın minnettarlığını dile getiren güzellikteydi.
Adeta Türkiye’ye ışığını verecek hiç sönmeyecek ruhu oluşturdu.
Sinema kasabasında meşalenin yakılmasıyla birlikde, birbirinden renkli ve etkin faaliyetlerle program devam etdi.
Uluslararası Sinema Karikatürleri Sergisi, Mehmet Turgut Sinemanın Usta Yüzleri Fotoğraf Sergisi, Ali Özgentürk En İyi Filmim Hayatım Sergisi, Dünden Bugüne Uluslararası Altın Koza Adana Film Festivali Arşiv Sergisi, gibi mükemmel sanat köşelerini oluşturuyordu.


  
Dublör şovları, dans gösterileri ve canlı heykel şovları halkın ilgi odağı oldu. Sinemasever Adana’lılar, ünlülerle şov sanatcılarıyla bol bol hatıra fotografı çektirdiler, selfie yaptılar.
yilmazparlar@yahoo.com  
  

Salı

24. Uluslararası Adana Film Festivali'nde onur ödülleri töreni-Yılmaz Parlar



HAYAL TACİRLERİYİZ

Adana Büyükşehir Belediyesince düzenlenen 24. Uluslararası Adana Film Festivali'nde onur ödülleri töreninde, ödül alan Hümeyra "Hayal kurmayı bırakmayın, inatla devam edin. Sanat güzeldir" Temel Gürsu "Ben de genç arkadaşlara bol hayal kurmalarını tavsiye ediyorum. Bizler hayal tacirleriyiz, çok güzel filmler yapmalarını öneriyorum."şeklinde hayal taciri olduklarını söylediler.

Adana Büyükşehir Belediyesince düzenlenen, sunuculuğunu Dolunay Soysert'in üstlendiği, 24. Uluslararası Adana Film Festivali onur ödülleri töreni 25 Eylül 2017 Pazartesi akşamı Adana Sheraton Otelde gerçekleşti. Törene Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, .Adana Vali Yardımcısı Mustafa Aydın başta olmak üzere, İş, Sanat, siyasi hayatın önemli isimleri, bürokrat, akademisyen, çok sayıda ünlü isim katıldı.

1980'de aktris olarak girdiği sinema sektöründe önemli başarılar elde eden Hümeyra, 250 kadar filme imza atan yapımcı-yönetmen-senarist Temel Gürsu, Türkiye'de akademik düzeyde örgün sinema televizyon eğitimini başlatan Prof. Sami Şekeroğlu, sinema ve televizyonunun unutulmaz oyuncusu Şemsi İnkaya, yönetmen Arif Keskiner ve Nijerya asıllı Amerikalı yönetmen Andrew Dosunmu 24. Uluslararası Adana Film Festivali'nde onur ödülleri sahipleri oldu.

Festivalde yarışacak filmlerin kısa bir gösterimi sunuldu.  Kerem Görsev ve Elif Çağlar kısa konser verdi.
Sunucu Dolunay Soysert, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü'yü konuşmasını yapmak üzere sahneye davet etdi.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü konuşmasında Adana film festivalinin kısa bir ufuk turunu atdırdıkdan sonra geçen yılın siyasi ve olumsuz ortamıyla yapılamayan açılışın hakkında açılış yapılmasada, festivalin sinema ve yarışma bölümlerine, sanata hiç ara vermediklerini söyledi. "Belediye olarak Türk sanatına, Türk sanatçısına hürmet ilkesiyle Mustafa Kemal Atatürk'ün de ifade ettiği gibi 'Türk milletinin, devletinin temeli kültürdür' inancıyla kültür çıtamızı daha yükseklere taşımak, ulaştırmak noktasında üzerimize düşenin yapması çabası içerisinde olduk." dedi.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü Sanatçı Hümeyra'ya ödülünü takdim etti. Hümeyra, "Sanat hayatıma 1969 yılında başladım. Festivalin ilkinin de Adana Belediyesi ve Adana Sinema Kulübü öncülüğünde 1969 yılında ''Adana Altın Koza Film ve Sanat Şenliği'' adıyla yapıldı. Geçen süre içinde kimi zaman bilfiil 18 yıl üst üste olmak üzere çeşitli sebeplerle yapılmayan festivalin bu durumunda, Festivalle yaşıtız, yani 24 yaşındayım." Sözleriyle dudaklara gülümse getirdi.

Hümeyra "Sanata bu kadar şevkatle sarılan ve saygıyla kucaklayan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı ve çok sevdiğim Adanalılara teşekkür ediyorum. Ödülü genç meslektaşlarım için alıyorum. Hayal kurmayı bırakmayın, inatla devam edin. Sanat güzeldir." dedi.
Yapımcı-yönetmen-senarist Temel Gürsu ödül almadan önce hakkındaki yapıtlarından kesitler sunulan tanıtım kısa filmini izlerken duygulu anlar yaşadı. Gözleri doldu. Ödülünü Adana Vali Yardımcısı Mustafa Aydın verdi. Gürsu, "Tam 56 yıl boyunca gönülden sinemaya bağlıyım, Bunu hak ettiğimi düşünüyorum. Ben de genç arkadaşlara bol hayal kurmalarını tavsiye ediyorum. Bizler hayal tacirleriyiz, çok güzel filmler yapmalarını öneriyorum." şeklinde mesaj verdi.
Sinema mesleğin ömür boyu öğrenmeye ihtiyacı olduğunu söyleyen, oyuncu Şemsi İnkaya  ödülünü oyuncu Yusuf Sezgin'in elinden aldı. 

Adana'lı duayen yönetmen Arif Keskiner ödülünü yönetmen Erden Kıral'dan aldı. Keskiner "79 yaşında hatırlanmak güzel. Çok ödüllü filmler yaptım, bundan onur duyuyorum. İyi bir sinemacı olduğumu düşünüyorum. Fakat, sinemacılık kollektif bir iş." dedi.
Türkiye'de akademik düzeyde örgün sinema televizyon eğitimini başlatan Prof. Sami Şekeroğlu, Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreteri Düsen Kaseinov'dan ödülünü aldı. Şekeroğlu,rahatsız olduğu için sahne önünde aldığı ödülün sonrası yaptığı konuşmasında "Bu halde olduğum için özür dilerim Aslında gelmemem lazımdı ama ben bu festival için heyecan duydum ve geldim. Çünkü bu festivalin kurucusuyum ben bir ve ikincisini ben hazırladım. Çok güzel bir festival oldu. Ne yazık ki ben programın tamamını izleyemeyeceğim. 80 yaşındaki insanın hatırlanması güzel bir şey."şeklinde minnetdarlığını ifade etdi.
Türkiye ve dünyada hak ettiği değeri yeterince göremeyen sinemacıların onurlandırılması ve keşfedilmesi amacıyla ilk kez verilmeye başlanan Vizyon Sahibi Yönetmen Ödülü de Nijerya asıllı Amerikalı yönetmen Andrew Dosunmu’ya verildi.
Ödül alanların toplu fotograf çekimiyle ödül töreni son buldu.
yilmazparlar@yahoo.com


Çarşamba

42 Maslak Art!SPACE Gallery-"Nereden Geldik?, Biz Kimiz?, Nereye Gidiyoruz?"-Yılmaz Parlar



"Nereden Geldik?, Biz Kimiz?, Nereye Gidiyoruz?"

42 Maslak Art!SPACE Gallery, Gama Art Gallery işbirliğiyle  "Nereden Geldik?, Biz Kimiz?, Nereye Gidiyoruz?" heyecan verici sergiyi sanatseverlerle buluşturdu.


Sanat konusunu bir çekim merkezi olarak kurgulayan, klasik ile modern dengesinin estetiğiyle, tüm sanatcıları aynı çatı altında toplamayı ve sanata değer katmayı amaç edinen 42 Maslak Art!SPACE Gallery, iş birliği yaptığı Gama Art Gallery ile, güçlü mesajlar içeren, resim, heykel çalışmalarının yer aldığı bu sergisiyle, farklı seçenekler arayan sanatseverlere zengin bir dünya sunuyor.


"Nereden Geldik?, Biz Kimiz?, Nereye Gidiyoruz?" Sergi ismini şu şekilde açıklıyorlar;   “Afrika’da Ubuntu felsefesine göre, “İnsanlar sadece diğer insanların varlığıyla var olabilir”. Hiç olmadığı kadar birbirimize bağımlıyız. Eşitsizlik ve iletişimsizlik kargaşasında İnsanlık; hızla gelişen bilim ve teknolojiye, çevresel değişimlere adapte olmaya çalışıyor. Bilinmez bir geleceğin kaygısı kaosa dönüşebiliyor.


Bu bağlamda sergi temel kavramsal değerlerin sorgulandığı görsel bir platform oluşturmayı amaçlıyor. Serginin çekirdeğinde, “Nerden geldik?”, “Biz kimiz?” ve “Nereye gidiyoruz?” kavramlarıyla güncel sorunlara bir çözüm arayışı ve aynı zamanda pozitif bir yaklaşımla tartışmalara açık bir davet var.”

Üç başlık altında işlenen sergide ‘Nereden Geldik?’ başlığı altında Beril Gülcan ve Havva Marta'nın, ‘Biz kimiz?’ başlığı altında Yiğit Dündar, Emile Gotmann ve Burcu Urgut'un, ‘Nereye gidiyoruz?’ başlığında ise Nilay Özenbay, Melike Uçku ve Yiğit Yazıcı'nın eserleri yer alıyor.

Birbirinden değerli sanatcılar arasında, Nilay Özenbay ve Havva Marta iki sanatcıyla sohbet etme fırsatımız oldu                                                                            
Eserleri felsefeden öte filozofi değer taşıyan,soluksuz koşan sanat hayatında hayallerini heykellerine yansıttığını her zaman dile getiren, Dünyayı içinde gören heykeltıraş Nilay Özenbay, öncelikle, renkli düşünce ve duygularını eserlerine aktaran bir sanatcı.
Tema olarak, gizem ilham eden zarif heykellerinde, sorgulamanızı içinizden yaparak içsel gözlemlerinizle yapıtla bütünleşiyorsunuz. Birbirinden farklı benzersiz eserlerini gezindikçe ruhu olduğunu hissediyorsunuz. Beyin fırtınası yaptıran motifler düşünceye felsefeye davet ediyor.
Genelde büyük tuvallerde çalışmayı sevdiğini sandığımız, Havva Marta doğa esini eserlerinde, kullandığı çeşitli sembollerin birbirleriyle kolllektifleştiğini, aralarındaki ruhu, aşılama misyonu üstlendiğini anlyorsunuz. Evrensel bir olgunun adeta dili olmuş her yapıtında, ana rahminden uygarlığına geçişi görebildiğiniz bir tablosunda doğurganlık ve hareketsiz şekilde durduğunu düşündüğünüz moleküler, cisimler bir iç ses çıkarıyorlar sanıyorsunuz.
Sergi 19 Eylül-10 Ekim 2017 tarihlerine kadar sanatseverlere kapılarını açık tutacak.

yilmazparlar@yahoo.com

Pazar

7 eylül Brezilya Bağımsız günü kutlandı-12 eylül 2017-Yılmaz parlar

Brezilya Bağımsız günü kutlandı

İstanbul Brezilya Baş Konsolosu Paulo Roberto França 7 Eylül Brezilya Bağımsızlık günü kapsamında 12 Eylül 2017 tarihinde Ritz Carlton Hotelde verdiği resepsiyonda yaptığı açılış konuşmasıyla " Ankara Büyükelçiliğimiz ve Başkonsolosluğumuzla birlikde İstanbul, Brezilya ve Türkiye arasındaki kültürel, ekonomik ve politik alanlarda bağları güçlendirmek için birlikte çalışıyoruz. O zaman birlikte daha güçlü oluruz" şeklinde ilişkileri belirtdi.
 
Brezilya Bağımsızlık günü kutlamaları için, İstanbul Vali Yardımcısı İsmail Gültekin,İstanbul Belçika krallık vize baş konsolosu Suzanna van Crombrugge, konsolos ve Fahri Konsoloslar; Bursa -Silvyo Benbassat, Izmir-Ali Tamer Bozoklar, Nevşehir- Ömer Tosun, Antalya-Cemal Özgörkey, Mersin- Cengiz Sonmez, Eskişehir- Muharem Özgüven, iş dünyasının temsilcileri, İstanbul’da yaşayan Brezilyalılar ve elit bir katılım davete icabet etti.
İstanbul Brezilya Baş Konsolosu Paulo Roberto França ve eşi misafirleri karşılamaları ardından iki ülke Milli Marşları çalındı.
 
İstanbul Brezilya Baş Konsolosu Paulo Roberto França ve İstanbul'da bulunan yabancı ülke konsolosluklardan, İstanbul'da Temsilciliği Bulunan ülkelerin ulusal günlerini takip ve Valiliği temsil etmekden sorumlu İstanbul Vali Yardımcısı İsmail Gültekin birer konuşma yaptılar.
 
Brezilya İstanbul Baş Konsolosu Paulo Roberto França  hedefleri, kurulmuş olan Türkiye Brezilya arasında iş ve kültürel bağları güçlendirmek bağlamında; "Ankara Büyükelçiliğimiz ve Başkonsolosluğumuzla birlikde İstanbul, Brezilya ve Türkiye arasındaki kültürel, ekonomik ve politik alanlarda bağları güçlendirmek için birlikte çalışıyoruz. O zaman birlikte daha güçlü oluruz . Biz yalnızız. Bunun için iki insanın arasındaki bilgiyi derinleştirmeliyiz ve ilişkimizin düzeyini de yükselttik. Milli Gün için tanınmış Brezilya müzik grubu Quinteto Violado topluluğu davet ettik. 30'dan fazla kayıt yaptık. Grup ulusal ve uluslararası albümler, birçok uluslararası sunumlar yaptı ve birkaç ödül aldı. Farklı mekândaki performanslarını sergileyecekler.Umarım eğlenceli bir akşam geçirirsiniz"dedi
Brezilya İstanbul Baş Konsolosu Paulo Roberto França  Ritz Carlton, Beşiktaş ve Maltepe işbirliğinin bir sonucu olarak, Belediye Sponsorlarına, (Türk Hava Yolları, Anadolu Etap, Ritz Carlton, Votorantim Çimento, Demak Gıda, Numara On Kahve, Banvit, Kötücüler ve Berndtson) ve buna katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu.
"Tüm Fahri Konsoloslarımızı görmekten mutluluk duyuyorum. Brezilya ve Türkiye için en iyisini diliyorum. İstanbul'u ve bu güzel ülkeyi ne kadar çok sevdiğimi söylemek istiyorum."sözleriyle konuşmasını noktaladı.
.İstanbul Vali Yardımcısı İsmail Gültekin Türkiye-Brezilya iki ülke siyasi, ekonomik, kültürel ilişkilerin geliştirilmesinden olan inancını dile getirdi. Gültekin "Brezilya, Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde ilişkilerimizin en ileri düzeyde olduğu ülke olup Güney Amerika’daki ilk stratejik ve bölgedeki en büyük ticari ortağımızdır."açıklamalarında bulundu.
Gecenin sürprizi yaptığı brezilya müzik elçiliğinden dolayı Devlet sanatcı nişanına sahip Jozi Levi’nin samba ritm öğretisiyle yine kendi atölyesinden getirdiği davetlilere dağıtılan ritm aletlerinin samba ritmlerin çalınmasıydı. Çok güzel bir atmosferle sambalı kutlama yapıldı. Doyasıya gece yaşandı.

Brezilya konsolosluk ilgililerin verdikleri bilgilere göre; “1822'de Portekiz parlamentosu ilk koloni statüsüne geri dönmek isteyince, Brezilyalılar, Dom Pedro Jose Boni Facia de Andrada Silvan'ın liderliğinde bağımsızlık hareketlerini başlattılar ve 7 Eylül 1822'de bağımsızlıklarını ilan ettiler. Brezilya İmparatorluğu 1889 yılına İkinci Dom Pedro zamanında darbe ile krallık idaresi yıkılarak cumhuriyet idaresi kuruldu. Darbe lideri Manuel Deodoro da Fonseca ülkenin ilk cumhurbaşkanı oldu. 1914'te siyasi birliği temin eden Brezilya, bütün dünya ülkeleri tarafından tanındı.”


yilmazparlar@yahoo.com


 

Çarşamba

Türk Telekom’un Tablolar Konuşuyor -Yılmaz parlar

Türk Telekom’un Tablolar Konuşuyor
Türk Telekom’dan görme engellilere özel sergi: Tablolar Konuşuyor, Dünya çapında tanınmış eserlere sesleriyle hayat verdiler
Türk Telekom’un, sosyal sorumluluk projesi Telefon Kütüphanesi kapsamında hazırladığı, Türkiye’nin görme engellilere yönelik ilk betimlemeli resim sergisi Tablolar Konuşuyor, 11 Eylül tarihinde gerçekleşen gala gecesi ile İstanbul’da sanatseverlere kapılarını açtı.
Türk Telekom CEO’su Dr. Paul Doany’nin ev sahipliğinde gerçekleşen açılışta, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Haluk Bilginer, Arzum Onan, Mustafa Sandal, Jülide Ateş, Nazlı Çelik, Arda Türkmen, Gülay Afşar, Cem Öğretir, Özge Uzun, Şeref Oğuz ve Arzum Onan gibi ünlü isimlerin sesleriyle hayat verdiği dünyaca ünlü 20 tablo sergilendi.
Geceye; Ayşen Zamanpur, Coşkun Aral, Jülide Ateş, Tuvana Büyükçınar, Behzat Gerçeker gibi isimler katıldı.
Türkiye’nin lider bilgi ve iletişim teknolojileri şirketi Türk Telekom, kurumsal sosyal sorumluluk projesi Telefon Kütüphanesi kapsamında bir ilke daha imza attı ve ülkemizin görme engellilere yönelik ilk betimlemeli resim sergisi Tablolar Konuşuyor’u hayata geçirdi.
11 Eylül akşamı Türk Telekom’un CEO’su Dr. Paul Doany’nin ev sahipliğinde Uniq İstanbul’da ve Özge Uzun sunuculuğunda gerçekleşen serginin açılış gecesine; Ayşen Zamanpur, Coşkun Aral, Jülide Ateş, Tuvana Büyükçınar, Behzat Gerçeker gibi isimler katıldı.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan’dan anlamlı destek

Sesli Betimleme Derneği tarafından metinleri hazırlanan toplam 20 unutulmaz tablonun yer aldığı Tablolar Konuşuyor projesine medya, sanat ve siyaset dünyasından isimler de sesleriyle destek verdi. Bu isimler arasında yer alan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Gentile Bellini’nin Londra’daki Ulusal Galeri’de sergilenen Fatih Sultan Mehmet tablosunu seslendirdi. Projede yer alan diğer tanınmış isimler ise; Haluk Bilginer, Arzum Onan, Mustafa Sandal, Jülide Ateş, Nazlı Çelik, Arda Türkmen, Gülay Afşar, Cem Öğretir, Özge Uzun ve Şeref Oğuz oldu.
Dr. Paul Doany: “Telefon Kütüphanesi projesi, Türkiye’ye verdiğimiz değerin açık bir göstergesi”
Türk Telekom’un CEO’su Paul Doany gecede yaptığı konuşmada: “Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ ne sağladığı katkıdan ötürü BM tarafından da tüm dünyaya örnek olarak gösterilen Telefon Kütüphanesi projemizi, bugün bir adım daha öteye taşıyor ve görme engellilere yönelik ülkemizdeki ilk betimlemeli resim sergisini hayata geçiriyoruz. Tablolar Konuşuyor adını verdiğimiz projemizle, her biri sanat tarihinde ayrı bir öneme sahip 20 unutulmaz tabloyu, sesli betimleme yöntemiyle görme engelli sanatseverlerin beğenisine sunuyoruz” dedi.
Görme engelli ünlü ressam Eşref Armağan’dan ilgi gören performans
Doğuştan görme engelli olmasına rağmen perspektif kurallarına uygun resimlerle, dünya çapında otoritelerin dikkatini çeken ressam Eşref Armağan da gala gecesine canlı performansıyla katıldı. Herhangi bir resim eğitimi almadığı halde, maket modellerine parmak uçlarıyla dokunarak nesneleri resmetme yeteneğine sahip olan Armağan’ın, bir masa telefonunu canlı olarak tuvale yansıttığı performansı gecenin en çok ilgi gören performansı oldu.
Fatih Sultan Mehmet tablosu Türk Telekom ile dile geldi
Tablolar Konuşuyor sergisi, Türkiye’den ve dünyadan birçok ünlü eseri bir araya getiriyor. Bellini’nin Fatih Sultan Mehmet tablosundan Hoca Ali Rıza’nın İftar Sofrası’na, Picasso’nun Yaşlı Gitarist tablosundan Ahmet Hamdi Bey’in Kaplumbağa Terbiyecisi’ne kadar dünyaca ünlü 20 eser, sesli betimlemeli olarak görme engelli sanatseverler için sergileniyor.
Proje kapsamında; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan Bellini’nin Fatih Sultan Mehmet tablosunu seslendirirken, oyuncu Haluk Bilginer Salvador Dali’nin Belleğin Azmi tablosuna, şarkıcı Mustafa Sandal Picasso’nun Yaşlı Gitarist tablosuna, oyuncu Arzum Onan ise Johannes Vermeer’in İnci Küpeli Kızı tablosuna ses verdi. Gazeteci Şeref Oğuz Namık İsmail’in Son Mermi tablosuna sesiyle hayat verirken, Gülay Afşar Rene Magrittees’in İnsanın Oğlu, Nazlı Çelik Diego Rivera’nın Çiçek Taşıyıcısı eserini, Jülide Ateş Ivan Ayvazovski’nin Ayışığında Galata tablosunu, Cem Öğretir ise Georges Seurat’ın, La Grande Jatte Adası’nda Bir Pazar Öğleden Sonrası tablosunu betimledi. Şef Arda Türkmen ise Hoca Ali Rıza’nın İftar Sofrası tablosunu seslendirdi.
Tablolar Konuşuyor sergisi 17 Eylül’e kadar devam edecek
Türk Telekom’un sanatta engelleri kaldırmak ve bilgiye erişimde fırsat eşitliğine dikkat çekmek üzere hizmete sunduğu Tablolar Konuşuyor sergisi 17 Eylül’e kadar Uniq İstanbul’da ücretsiz ziyaret edilebilecek. Serginin, İstanbul’un ardından Türkiye’nin farklı illerinde de sanatseverlerle buluşturulması hedefleniyor. Görme engelliler, bu eserlere ayrıca Telefon Kütüphanesi kapsamında sabit telefonlar ve projenin mobil uygulaması üzerinden de ücretsiz ulaşabilecek.
 yilmazparlar@yahoo.com

PART Gallery-Benzersiz Anlar, Resim Yaparak Şifalanmak-Yılmaz Parlar

Benzersiz Anlar, Resim Yaparak Şifalanmak
 PART Gallery sahibi ve Küratör Pınar Kanber, ‘Benzersiz Anlar’ isimli karma sergiyle yeni sezona başlangıç yaptı.

Küratör ve galery sahibi Pınar Kanber ve Ressam Eda Uyman ile bu vesile ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Pınar Kanber genel anlamda sergi konusunu sorduğumuzda "Beynimiz, günlük yaşantımızdaki olaylardan önemsiz olanları silerken, önemli gördüğü anları bilinçaltına işler. Genel kültür, kavramlar, kurallar, travmalar, genellemeler ve benzersiz anlar her zaman belleğimizde yer alır. Ta ki önemli bir his ve duygu ile devinime geçene kadar."şeklinde açıklıyor.
Ressam Eda Uyman "Meğer benim hayat amacımmış resim, resim yaparak şifalanırmışım , şifalarmışım"
‘Benzersiz Anlar’ karma sergiye çeşitli disiblenlerden beslenen, soyut sanattan illüstrasyona kadar birçok üslubun iç içe olduğu, çeşitli disiblenlerden beslenen 13 sanatçı bir araya gelerek Kadın-Eş-Bellek-Anı-Şiddet" gibi konuları işlediler.
Eda Uyman kendisini şöyle ifade ediyor;"Yaşım "yolun yarısı" dediği andan itibaren evrenden farkındalık diledim . Dilediğim andan itibaren akışı değişti. Hayatımında, karşıma çıkan insanlar, bulunduğum mekanlar, gördüğüm rüyalar, yaşadığım olaylar ve en önemlisi şamanla yaptığım çalışmalar. Bana bambaşka bir ruh verdi.
Meğer benim hayat amacımmış resim, resim yaparak şifalanırmışım , şifalarmışım. Bunu da şamanla yaptığım çalışmada Tanrı'nın Galata'nın tepesinde ressam kılığına girip "sanat yap dünyayı dolaş" demesiyle farkettim. Henüz dünyanın her bir köşesini dolaşamasam da cennetin burası olduğunu  bana hatırlatan bir kaç kıtada yıldızları izleme fırsatı buldum. Resim her anı benim diyebileceğim emek, his ve dokunuştu , o yüzden de çok fazla dışavurumcu (expresif)resimler yapıyorum. Belki biraz spirütüel, biraz içsel,  biraz da isyankar. " Başarılarını buna yorumluyor.

Pınar Kanber'in Küratörlüğünü yaptığı, Özgenaz Küçük'ün Asistan Küratör olduğu
Kamil Açıkgöz, Haydar Akdağ, Özlem Ayvaz, Ertuğrul Berberoğlu, Müge Ceyhan, Melike Çağıcı, Emine Dokumacı, Burak Erim, Pandora, Ahmad Read, Ağıt Uğur Uludağ, Eda Uyman, Erkan Yaprakkıran gibi isim ressamların resimlerini oluşturduğu sergi 3 Ekim 2017 tarihine kadar Dedeman Bostancı İstanbul Otel’de ziyaretçilere açık olacak.


yilmazparlar@yahoo.com