Pazartesi

Perşembe Sineması SALT Beyoğlu’nda başladı-Yılmaz Parlar

Perşembe Sineması

Perşembe Sineması ilkbahar gösterimleri, 28 Mart’ta SALT Beyoğlu’nda başladı.


SALT’ın Garanti Mortgage desteğiyle hazırladığı Perşembe Sineması’nın 2019 programı, 1990’lardaki toplumsal değişimlerin izini süren

bir şehir hikâyeleri seçkisinden oluşuyor.


28 Mart-30 Mayıs SALT Beyoğlu, Açık Sinema


SALT tarafından Garanti Mortgage desteğiyle sürdürülen Perşembe Sineması’nın altıncı yıl programı, 20. yüzyılın son dönemecinde şehirlere odaklanıyor. Yeni bir dünya düzeninin kurulduğu 1990’lar, nice toplumsal dönüşümün meydana geldiği, gündelik alışkanlıklar ve gelecek beklentilerinin değiştiği, şehir mekânının 21. yüzyıl tasarılarına göre biçimlendirilmeye başlandığı bir dönem oldu. Soğuk Savaş sonrası siyasi, ekonomik ve teknolojik gelişmeler “küresel kent” ve “markalaşma” etiketi altında yapılı çevreye yansıdı. Perşembe Sineması’nın şehir hikâyelerinden oluşan 2019 seçkisi, bir kırılma noktası olan 90’ların panoramasını sunmanın ötesinde; dönemin homojen olmaktan uzak, coğrafyaya göre ayrışan etkilerine güncel bir merakla bakıyor.


Berlin Duvarı’nın yıkılması ve SSCB’nin dağılmasının ardından Avrupa, iş birliği politikalarıyla ortak para birimi ve vatandaşlığa dayalı bir siyasi ve ekonomik örgütlenme etrafında yeniden tariflendi. Bireysel özgürlük alanları, internetin sivil kullanıma açılması ve mobil iletişimin artması kadar çeşitli seyahat serbestliği anlaşmalarıyla genişledi. Güney Afrika’nın ilk siyah devlet başkanı seçimle göreve gelirken kıtadaki etnik çatışmalar iç savaşlara neden oldu. Benzer şekilde Avrupa’da, AB’nin ancak 2000’lerde hukuki düzlemde tartışmaya açtığı savaşlar yaşandı. Toplumların ayrışma ve birleşme eğilimlerinin belirginleştiği, ABD’nin tek süper güç hâline geldiği söz konusu yıllarda, özellikle medya ve reklam vasıtasıyla tüketim kültürü gitgide yaygınlaştı.


Perşembe Sineması programındaki kurmaca ve belgesel filmler, 90’lardaki kritik değişimlerin şehir ve uzantısındaki izdüşümleri aracılığıyla yakın geçmişin bireysel ve toplumsal bellekte nasıl saklandığı ve yorumlandığı, hatta silindiğini sorgulamaya imkân tanıyor. “Demir Leydi” zamanında Kuzey Londra’da hayata tutunmaya çalışan bir işçi ailesi, 1993’te anne babasının ölümünün ardından Barselona’dan Katalonya kırsalına götürülen bir kız çocuğu ya da Texas şehirlerinden Austin’de 90’lar Amerika’sına dair söyleyecek sözü olan bir grup “tuhaf” insan gibi bambaşka karakterler üzerinden geçmişteki gelecek hissini arıyor: 90’lar bugüne ne kadar yakın, ne kadar uzak?


Perşembe Sineması’nın tanıtım toplantısında bir konuşma yapan Garanti Mortgage Genel Müdürü Murat Atay, kurum olarak bugüne dek dünyanın dört bir yanından şehir ve insan ilişkilerini sorgulayan filmlerin gösterimine destek sağladıklarını belirterek şunları ifade etti: “Birçok kişinin hayatında farklı pencereler açmasına ve ufkunu genişletmesine az da olsa katkımız olduğunu düşünmek dahi bizleri çok mutlu ediyor. SALT ile çıktığımız bu keyifli yolculuğun altıncı yılına girerken topluma değer katan işlere imza atmanın gururunu yaşıyoruz.”



SALT Araştırma ve Programlar Direktörü Meriç Öner ise, Garanti Mortgage’ın uzun soluklu iş birliğiyle süren Perşembe Sineması’nın SALT’a, şehir düzleminde çok çeşitli mesele ve dönemi inceleme olanağı sağladığını vurguladı: “SALT Beyoğlu’nda yer alacak ilkbahar ve sonbahar gösterimlerinde, 90’lardaki önemli dönüşümlerin birey ve yapılı çevreyi nasıl etkilediğine bugünün merakıyla bakacağız.”


SALT Beyoğlu’ndaki Açık Sinema’da gerçekleştirilen Perşembe Sineması kapsamındaki filmler, orijinal dilinde Türkçe ve İngilizce altyazılı olarak gösterilecektir.


PROGRAM;

28 Mart Life Is Sweet [Hayat Tatlıdır] Mike Leigh, 1990, 4 Nisan Extinção [Yok Olma] Salomé Lamas, 2018, 11 Nisan Estiu 1993 [93 Yazı] Carla Simón, 2017, 18 Nisan Camorra Francesco Patierno, 2018, 25 Nisan Slacker [Aylak] Richard Linklater, 1990, 2 Mayıs In Praise of Nothing [Hiçliğe Övgü] Boris Mitic, 2017, 9 Mayıs Nema-ye Nazdik [Yakın Plan] Abbas Kiyarüstemi, 1990, 16 Mayıs Mit Verlust ist zu rechnen [Kayıplara Hazır Olun] Ulrich Seidl, 1992, 23 Mayıs Terra Estrangeira [Yabancı Topraklar] Walter Salles ve Daniela Thomas, 1995, 30 Mayıs Berlin Babylon [Babil Berlin] Hubertus Siegert, 2001


Life Is Sweet [Hayat Tatlıdır] (1990) 28 Mart, 19.00



Margaret Thatcher’ın başbakanlığı döneminde Kuzey Londra’da geçen Life Is Sweet [Hayat Tatlıdır] (1990), işçi sınıfından bir ailenin yaşadığı olaylı birkaç haftaya dair trajikomik bir hikâye anlatıyor. Profesyonel bir şef olan, “kendin yap” meraklısı Andy, kendi işini kurma hayaliyle külüstür bir minibüs alır. Eşi Wendy, aynı günlerde, bir arkadaşlarının yeni açtığı restoranda işleri yoluna koymak için garsonluk yapmaya başlar. Çiftin 22 yaşındaki ikiz kızlarıysa bambaşka amaçlar peşindedir: Anoreksiya hastası Nicola erkekler ve Marksizm’e takıntılıyken kadına biçilen toplumsal cinsiyet rollerine karşı çıkan, tesisatçı çırağı Natalie Amerika’ya kaçmayı planlar.


Yönetmen Mike Leigh, günlük hayatın çıkmazları, mütevazı hayaller, yemek, arkadaşlık ve sevgi üzerine bu eğlenceli ve melankolik filminde, geleneksel aile yaşantısını romantikleştirmeyi reddederek incelikli bir yaklaşımla gerçek tatlarını ortaya çıkarıyor.


 Extinção [Yok Olma] (2018) 4 Nisan, 19.00



Portekizli genç sanatçı ve yönetmen Salomé Lamas’ın kurguyla gerçeklik arasında gidip gelen bir deneme niteliğindeki siyah beyaz belgesel filmi, Birleşmiş Milletler üyesi hiçbir ülkenin tanımadığı Transdinyester’den yola çıkıyor. 1990’da Moldova içinde tek taraflı bağımsızlığını ilan eden, Ukrayna sınırı boyunca uzanan ve nüfusu yarım milyon civarında olan bu de facto cumhuriyet odağında, dönüşen Doğu Avrupa coğrafyasına dair etkileyici bir görsel anlatım sunuyor.


Transdinyester’de yaşayan ve Rusya’nın desteğine güven duyan milliyetçi genç adam Kolya, sahip olduğu Moldova pasaportuyla film boyunca bir sınırdan diğerine geçiyor. Sovyet mirası anıt yapılardan ücra köylere bu garip yolculukta; kimlik ve aidiyet, yurt sevgisi ve yurttaşlık, ideoloji ve politikaya dair fikirler ve çatışmaların bulanıklaştığı bir araf hâliyle yüzleşiyor.


 Estiu 1993 [93 Yazı] (2017) 11 Nisan, 19.00



İspanya’nın AIDS’ten yaşamını yitiren kayıp kuşağının geride bıraktığı nice çocuktan biri olan Carla Simón, biyolojik annesine adadığı Estiu 1993 [93 Yazı] filmi için şöyle diyor: “Senin hikâyen olduğu gerçeğini unutmak zorundasın.” Uluslararası festivallerde birçok ödüle layık görülen 2017 yapımı film, altı yaşındayken anne babasını kaybetmiş bir kız çocuğunun sessizce yas tutarken yeni ailesi ve hayatına nasıl uyum sağlamaya çalıştığını samimi bir dille anlatıyor.


Katalonya’nın başkenti Barselona’da doğup büyüyen Frida, sık ağaçlarla çevrili dağlık bir bölgede çiftlik evleri bulunan dayısı ve yengesinin yanına götürülür. Ne ailesinin ölümünü ne de sürüklendiği yabancı çevreyi anlamlandırabilen çocuk, annesinin özlemiyle doldukça içine kapanıp hırçınlaşır. Fakat, çok sıcak geçen 93 yazı boyunca, yarı yaşındaki kuzeni Anna’yla beraber keşfettiği bu dünyada yerini bulmaya başlayacaktır.


Camorra (2018) 18 Nisan, 19.00



Napoli doğumlu yazar ve yönetmen Francesco Patierno’nun 2018 yapımı belgesel filmi Camorra (2018), Campania bölgesinin başkentinde sosyo-antropolojik açıdan organize suçun tarihine bakıyor. İtalyan Radyo-Televizyonu RAI arşivlerinden çoğu daha önce yayımlanmamış etkileyici görüntülerle hazırlanan film, suç ve yoksulluğun hüküm sürdüğü Napoli sokaklarında Camorra suç örgütünün hikâyesinin izini sürüyor.


Patierno’nun haber programları, söyleşiler ve raporlarla kurguladığı film, örgütün savaştan sonra Campania’da sigara kaçakçılığını kontrolü altına alan Mafya’ya bağlanmasından “Kutsal”, “Prens” ve “Profesör” gibi lakaplarla bilinen ve hâlen cezaevinde olan lideri Raffaele Cutolo’ya, Camorra’nın 1960’lardan 1990’lara gelişimini ayrıntılarıyla inceliyor.


Slacker [Aylak] (1990) 25 Nisan, 19.00



Texas eyaleti şehirlerinden Austin’de, çoğu 30 yaş altında, iyi eğitimli ama kariyersiz, toplumsal kalıplara uymayan, hayat hakkında birçok fikri bulunan ama katılımcı olmayan “tuhaf” karakterlerle bir gün... 1989’da 23 bin dolarlık bütçe ve 16mm Arriflex kamerayla çekilen Slacker [Aylak], 90’lar Amerika’sında alt kültür ve varoluşa dair sıra dışı yaklaşımıyla bağımsız kült filmler arasında yerini aldı.


Meşhur Before üçlemesinin yönetmeni Richard Linklater’ın, kurucusu olduğu Austin Film Derneği’nin müdavimlerinin desteğiyle çektiği film, birbirini takip eden kısa sohbetlerle şekilleniyor. ABD’nin 1950’lerden bu yana ayda üssü olduğunu savunan bir UFO meraklısından evini soymaya kalkışan hırsızla arkadaşlık kuran bir anarşiste bir dizi karakter, şehir hayatı, toplumsal sınıflar, dışlanma, işsizlik, medya gibi konularda aklından geçen ne varsa anlatıyor.


yilmazparlar@yahoo.com

Perşembe

Misafir Suriyelilere Algıyı Değiştirdi-Yılmaz parlar

Misafir Suriyelilere Algıyı Değiştirdi

"Misafir" Filmi Özel Gösterimi Beyoğlu Grand Pera'da Yapıldı

Yönetmenliğini Andaç Haznedaroğlu'nun yaptığı, başrollerini Saba Mubarak ve Şebnem Dönmez'in paylaştığı mültecilerin yol hikayesini anlatan, büyük ilgi gören, ödüllü film "Misafir"in özel gösterimi, 27 Mart 2019 Çarşamba günü Beyoğlu Grand Pera'da yapıldı.  


Dublin ve Montreal’de “En İyi Film”, “En İyi Aktris” ödüllerini alan, özel gösteriminde gerçekleşen söyleşide, Yönetmen Andaç Haznedaroğlu, “Filmi İzleyenlerin Suriyelilere Bakışı Değişti.” Misafir"in Misafiri Şebnem Dönmez, “Suriyeliler Hayatımızın Bir Parçası Oldu.” Dedi.


Mülteci Destek Derneği (MUDEM), Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ortaklığında hayata geçirdiği “Kadın ve Kız Çocukları için Güvenli Alan” projesi kapsamında düzenlenen “Misafir” filminin özel gösterimi öncesinde, fotoğraf eğitimi alan mülteci kadınların çektikleri fotoğraflardan oluşan sergi de katılımcıların beğenisine sunuldu. 

Vizyona girdiğinde büyük ilgi gören "Misafir" filmi özel gösteriminde filmin yönetmeni Andaç Haznedaroğlu ve oyuncu Şebnem Dönmez, basın mensuplarının karşısına çıkarak soruları yanıtladı. 



Şebnem Dönmez, “Ötekileştirmeye Hakkımız Yok”


Mülteci Destek Derneği (MUDEM) Genel Koordinatörü Safa Karataş moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide filmin oyuncularından Şebnem Dönmez, "Filmde ben de Misafirim... Zeynep karakteri bizi temsil ediyordu, ben de severek oynadım. Bu filmin bir parçası olmak çok güzeldi. Film bana hüzün hissettirdi. Yüzlerce yıldır göç ile ilgili hikayeler var, köklerini kaybedenlere dair . Nereli olursa olsun, dünya hepimizin ve hepimizin eşit yaşamaya hakkımız var. Ötekileştirmeye hakkımız yok. Mutlu göç hikayeleri de var ama geneli can acıtıcı. Suriyeli vatandaşların sayısı fazlalaştı. Artık bizim hayatlarımızın bir parçası haline geldiler.  İkiye ayrılmış durumdayız; bazıları hiç hoşlanmıyor.  Andaç gibi bazı insanlar var ki sanatını bütün kaynaklarını bu insanlara harcıyor. Umarım bu olumlu yönde değişir.  Sanat böyle durumlarda kalbe hitap eder. Kalbe dokunmaz ise politika olur.  Ben kalbimde hissettiğim duygularımdan dolayı bu film de yer aldım" sözleriyle duygularını ifade etti. 

Filmde yüzlerce mülteci çocuk arasından seçilerek Lina karakterini canlandıran küçük başrol oyuncusu Ravan Skef'i ile ilgili de konuşan Şebnem Dönmez, "Sette Ravan'la çevirmen aracılığıyla iletişim kuruldu. Ancak zamanla Türkçe'yi öğrendi" dedi. 


Yönetmen Andaç Haznedaroğlu, “Filmi İzleyenlerin Suriyelilere Bakışı Değişti.”


Filmin yönetmeni Andaç Haznedaroğlu ise "Hepimizin kafasındaki Suriyeli algısını yıkmak, 'onların da bir hayatı vardı; işin gerçeği budur' demek için çıktım yola... Suriye'de bombalar patlamıyor ama sıkıntılar çok. Hikayenin aslı filmden daha ağır. Yarın bizim başımıza gelse ne hisseder, ne yapardık. Bu filmi izledikten sonra birçok insan bana gelip algılarının değiştiğini söyledi. Bir toplumu sokakta yaşayan insanlarla değerlendiremeyiz" açıklamasında bulundu. 



Birleşmiş Milletler nüfus fonu (UNFPA) iletişim uzmanı Çelik Özüduru, “Mültecilerde şiddetin artması psikolojiktir.”


Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) İletişim Uzmanı Çelik Özüduru, "Sadece savaştan kaçıp, ülkeye sığınmakla bitmiyor. Orada dışlanıp, hor görülüyorsunuz.  Yardım alarak çok zor şartlarda yaşam mücadelesi veriyorlar. Kadınlara iş imkanı sağlanmalı ve ayakta kalmalarına yardımcı olunmalı. Her şeyden önce bu durumlarda kalplere dokunulmalı ve yardım edilmeli" diye konuştu. 




Özüduru ayrıca, "Mültecilerde şiddet artması psikolojiktir. Mülteci olduğunuzda, kimliğinizi kaybettiğiniz için toplumdaki otoriteniz de kaybolmuş oluyor. Sosyal hizmetlerden arkadaşlarımız ve psikologlar onlarla konuşmalı ve onları dinlemeli" dedi. 

Filmi sırasında duygusal anlar yaşayan ve gözyaşlarına hakim olamayan konuklar, filmi ayakta alkışladı.

Film özel gösterim öncesinde, uzmanlar tarafından fotoğraf eğitimi alan Ssuriyeli mülteci kadınların çektikleri fotoğraflardan oluşan sergi gezildi. 


yilmazparlar@yahoo.com

Salı

Cappadocia Cave Resort Hotel-Kapodakya turizm atak-Yılmaz Parlar


Kapadokya Turizminden  Atak

Türkiye’nin İlk Büyük Cave Resort Oteli Tanıtım Çalışmalarına Devam Ediyor.

Bilindiği gibi 2008 yılında Kapadokya Uçhisar bölgesinde bulunan,  dünyanın sayılı Luxury Otellerinden olan “Cappadocia Cave Resort” sektörde tanıtım atağına geçti!
Dünyada sayısız ödüle layık görülen, kısa adı “CCR” olarak geçen Otel, 2019 yılında TravelShop Turkey ile yaptığı işbirliği çerçevesinde Haziran ve Kasım ayında dünyanın en iyi Tur Operatörlerini ağırlıyor olacak.
Cappadocia Cave Resort Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Çankaya’dan, Otellerinin 120 lüks mağara tipi odası bulunduğunu bölgenin en büyük SPA merkeziyle müşterilerine kaliteli bir hizmet sunduklarını öğreniyoruz.
Otellerinin bünyesinde olan çiftlik sayesinde, doğal ve organik ortamında müşterilerine Gastronomik ve Ekolojik bir tecrübe yaşattıklarını, Yoga dersleri, Yemek Pişirme, dalından sebze & meyve toplama gibi aktivitelerle farklı bir deneyim sunduklarını görüyoruz.
Ayrıca Otelin geçmiş yıllara dayanan mahzeni sayesinde şarap imalatı yaparak bunu da misafirlerine sunduklarını anlıyoruz.
Bölgenin en büyük otellerinden olan tesisin, bölgede en büyük mağara tipi toplantı salonuyla M.I.C.E etkinliklerine farklı bir ayrıcalık getirdiğine şahit oluyoruz.
Mustafa Çankaya, Türkiye’de tanıtıma çok önem verdiklerini ve TravelShop Turkey yönetim Kurulu Başkanı Murtaza Kalender ile yaptıkları ortak çalışmaların neticesinde Haziran ayında Gastronomi, Ekoloji ve Tarih temalı Tur Operatörlerini Kapadokya’ya getireceklerini, Kasım ayında da Kültürel M.I.C.E ve Wedding organizatörlerini Kapadokya’da misafir edeceklerini müjdeledi.




Bu tip yerinde tanıtımların bölgemize çok faydalı olacağına inanıyoruz. Ayrıca 2019 yılında dünyanın çeşitli ülkelerinde düzenlenecek olan Workshop ve Expolara da katılacağız.

Amacımız; nitelikli müşteri portföyünün genişletilmesi, Kapadokya bölgesindeki konaklama ortalamasının 4 geceye çıkarılması, dünyada eşi benzeri olmayan Cave otellerimizin ve tesislerimizin tanıtımının layıkıyla yapılmasıdır. 



yilmazparlar@yahoo.com

Pazar

ÜNLÜ İSİMLER ACE of M.I.C.E. 2019 GALA YEMEĞİNDE BULUŞTU-YILMAZ PARLAR

ÜNLÜ İSİMLER ACE of M.I.C.E. 2019 GALA YEMEĞİNDE BULUŞTU

Etkinlik sektörü ve yöneticilerinin buluştuğu 20-22 Şubat tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi'nde yapılan Uluslararası Kongre, Toplantı ve Etkinlik Fuarı ACE of M.I.C.E. Exhibition by Turkish Airlines'ın gala yemeği önceki akşam İstanbul boğazının en muhteşem mekanlarından biri olan PORTAXE’da gerçekleşti. 




İş ve sanat dünyasından tanınmış isimler katıldığı gece Erol Büyükburç’un kızı Jeyan Büyükburç’un şarkıları ile renklendi.


Geceye Turizm Medya Grubu Başkanı Volkan Ataman, iş adamı Hayyam Garipoglu, MÜSİAD Başkanı Bayram Ali Bayramoğlu, TURSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, Türk Amerikan İş adamları Derneği Başkanı Ali Osman Akat, Mey Grubu CEO'su Levent Kömür, LOREAL Genel Müdürü Yalçın Çakır, ünlü sanatçılar Tuğba Özerk, Suzan Kardeş, Ege, Ahmet Şafak ve organizatör Banu Noyan katıldı. 




DEV MARKALARIN YARATICILARI ACE of M.I.C.E. 2019'DA 


Global MICE sektörünün en büyük marka ve isimlerini bir araya getirmeye devam eden ACE of M.I.C.E. by Turkish Airlines 2019 Konferans Programında, etkinlik endüstrisinin yeni iletişim teknolojileri ışığında geçirdiği değişim sürecinden esinlenerek deneyimsel pazarlama ve deneyim tasarım, destinasyon pazarlaması, etkinlik teknolojileri ve espor temalarını işledi.




AUDİ, GOOGLE VE LAMBORGHİNİ YETKİLİLERİ ACE of M.I.C.E.’ta


Deneyimsel Pazarlama ve Deneyim Tasarımı konularında dünyanın lider etkinlik ve yönetimi şirketi GES’in Uluslararası Genel Müdür Yardımcısı Jason Popp; PICO Global Marka Etkileşimi Direktörü Gregory Crandall; Sila Sveta’dan Anastasia Filatova; küresel pazarda lider deneyimsel pazarlama ajansları Jack Morton Worldwide’dan Caspar Mason ve Freeman XP’den Jordan Waid konferans programı kapsamında ACE of M.I.C.E.’a katıldı.





DÜNYANIN EN ÖNEMLİ MARKA TEMSİLCİLERİ İSTANBUL'DA 


Bunların yanında Kurumsal İletişimciler Derneği Paneliyse; SOCAR Türkiye, TAB Gıda, Pepsi Co, Sabancı Üniversitesi gibi markaların iletişim yöneticilerini buluşturdu. Çelebi Havacılık Holding sponsorluğunda düzenlenen Destinasyon Pazarlaması oturumlarında ICCA Paneli; Rusya, Seul, Sırbistan, Güney Afrika ve Abu Dhabi gibi destinasyonların turizm otoriteleri ve kongre bürolarının başkanlarını, ICCA Avrupa direktörünün moderasyonunda gerçekleşecek panelde buluşturdu





E-SPOR'UN EN ÖNEMLİ İSMİLERİ ACE of M.I.C.E.’ta!


Vestel sponsorluğunda düzenlenen E-spor oturumları ise Kaan Kural ve Tunç Berkman moderasyonunda iki farklı panele ev sahipliği yaptı. RIOT Games, Netmarble’ın yöneticileri ve Türkiye Espor Federasyonu gibi endüstrinin kilit aktörlerini bir araya getirecek panellerde, E-spor’un geleceği ve etkinlik endüstrisine ve markalara vaat ettikleri ele alındı. 


yilmazparlar@yahoo.com

Pazartesi

Lionel Hotel Evlilik Festivali-Yılmaz Parlar

Lionel Evlilik Festivali
Turizm açısından, düğün kutlama popülaritesiyle güçlü bir ekonomik etki yaşanır. Düğün kutlama satıcıları mekan haricinde de çok boyutlu belirgin etkileri olan endüstriye sahiptir.


16 şubat 2019 Cumartesi günü Kıdan A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Kıdan ve Demet Uğur Kıdan ev sahipliğinde Lionel  Hotelde 2.ncisi düzenlenen, Evlilik Festivali yoğun ilgi gördü. Elit konukların katılımıyla çok renkli atmosferde hiperaktif şekilde gerçekleşti. Festivalin sunuculuğunu Gökay Kalaycıoğlu üstlendi.

Hotelin çok çeşitli alternatifli düğün dekorasyonları, yemek masa takımları, çok göz doldurdu. Lionel Hotelde yapılacak, düğünler için Gelin-Damat ve çiftlerin ailelerine özel tasarlanmış süit odalar, konsepte uygun kişiye özel verilecek hediyeler  tanıtıldı.

Turizmin de yükselen değeri olan, Yaşamda bir kez kutlanan düğünün, festival etkinliğinde, tüm evlilik hazırlığı sahnede  2019 yılı modasıyla sergilendi. Saç ve makyaj şovlarıyla birlikde konuklar uzmanlardan püf noktaları aldı. Yeni trendler, görkemli konfor içinde şovlar, müzik performansı, çok beğeniyle izlendi.

Kına gecesi ritüeline paralel olarak, Hintli kınacı Shiva arzu eden bayanların ellerine muhteşem motifli sanatsal kına yaptı. Lionel Hotel Pazarlama ve Satış direktörü Burçak Atak’a uygulama yaparken izledik.

Modacı Esin Arıcan Haute Couture “Bahar Dalı Gelinlik Koleksiyonu” ve  Şinasi Günaydın Haute Couture  “Colourful Damatlık Koleksiyonu” defilesi muhteşemdi, gözleri kamaştırdılar.
Modacı Esin Arıcan verdiği bilgilere göre 26 özel parçadan oluşan koleksiyonu’nda yoğun olarak bahar dallarını kullanmış. Gelinliklerin üzerinde geometrik desenleri, danteller ile birleştirerek 2019 çizgisi belirlemiş. Bu yılın ruhunu temsil eden bahar ve yeniden uyanış temasıyla gelinlik dantellerindeki çiçekler yerine, daha asimetrik ve geometrik desenlere yer vermiş. Defilenin sonunda yer alan Prenses modelini özel hazırladığı tasarım olduğunu sözlerine ilave ediyor.  

2019 yılında daha sevgi dolu, daha barışçıl ve daha kucaklayıcı bir erkeği temsil eden Colourful Koleksiyonu ile modacı Şinasi Günaydın Smokinlerin içinde kullandığı danteller erkeğin çizgilerini koruduğunu belirtiyor. Azeri, Moğol, Rus, Alman ve pek çok farklı ülkeden gelen 22 erkek ve 14 kadın manken Colourful koleksiyonunda 60 kadar damatlık kıyafeti sergiledi.

Lionel Hotel Banket ve Ziyafet Satış Müdürü Oya Ulucan programda yer alan firma dahiplerine ve sanatcılara Hotelin plaketini takdim etdi.
Kıdan A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Lionel Hotel Genel Müdürü Engin Kıdan “Düğün günü  hayatımızın en özel günü. Biz de grup olarak bu günü unutulmaz kılmak için çalışıyoruz. Gelin ve damadı süit odalarda bir gece hediyemiz olarak ücretsiz konaklatıyoruz. Yemekli düzende 800 kişiye kadar hizmet verebildiğimiz balo salonumuzun yanı sıra  8'inci katta yer alan Haliç Terası'nda 500 kişilik düğünlere ev sahipliği yapıyor, evliliklerinin ilk yıldönümünde çiftlerimizin kutlamalarına ev sahipliği yapıyoruz. Biz evlilik ekonomisine katkı sunmak adına fiyatlarımızı TL bazında vermeye ve her ekonomiye, bütçeye uygun aralıklarda memnuniyet yaratmaya odaklı olarak çalışıyor, unutulmaz anları, unutulmaz anılar haline getiriyoruz.” Sözleriyle açıklama yaptı.

Turizm açısından önemi büyük olan, son yirmi yılda hızla yükselen trend düğün kutlamaları, bir günlük etkinlik olmaktan çıkmış, şimdi birkaç gün boyunca birden fazla etkinlik haline gelmiştir. Karşılama kokteyli, hoşgeldin partileri, kına gecesi veya-prova akşam yemekleri, turlar, grup etkinlikleri, düğün günü, düğün sonrası brunch, gezi, golf, bira - şarap tadımı için planlanan geziler ve diğer etkinliklerin yanı sıra, çok boyutlu programı olan turizm çeşididir.
Kendi şehirlerin dışında kalan misafirlerin çoğu en az üç gece konaklamalarıyla, otellerde, restoranlarda artış görülür. Alışveriş yapmak, ilgi çekici yerleri gezmek gibi harcamalarda bulunurlar. 
Mega iventler planlayarak küresel pazarı hedeflemek, turizm açısından çok fayda sağlayan farkındalık yaratan, bu tür etkinliklerin çoğalmasına kıvılcım olacak, Lionel Hotelin özgün Evlilik festivali organizasyonunu son derece yararlı ve başarılı buluyoruz.
yilmazparlar@yahoo.com


Çarşamba

Atatürk’ümüzün Çocukluk Resmi-Yılmaz Parlar


Atatürk’ümüzün Çocukluk  Resmi


Ortak değerimiz Atatürk’ün çocukluk resmini ilk yapan, Türkiye Picasso’su Ressam İsmet XBilen, hayalinde zenginleştirdiği Ata’mızın kimliğini iyi anlayan, yüz ifadesinde masumiyeti hassasiyetle canlandırarak, taş üzerine yazılan yazı gibi, Florya Akvaryum Wondera World Eğlence ve Eğitim Merkezi Kaşif Wondy Atölyeleri duvarına anlamlı eserini ölümsüzleştirmiş. Sadece bir göz atmak isterken, uzun süre kalacağınız, ayrıldığınızda kendinizi çok  mutlu hisseteceğiniz resim.



Ayrıca, sanatcı XBilen, giriş holünde 70 metrekarelik duvara Atatürk köşesi yapmanın yanı sıra; diğer okullara örnek teşkil etmesi kapsamında açılan, 2023 vizyon belgesinde yer alan eğitim tasarım ve beceri atölyelerine giden 50 metre uzunluğundaki koridorun toplam 100 metre iki devasa duvarınada. Einstein'dan – Galilei’ye, İbn-i Sina'dan Aristo'ya yaptıkları eserleri ile birlikde özgün olarak resimlerini yapmış.



Şüphesiz, Atatürk’ün bulunduğu her kare çok değerlidir. Ancak, sanatcı tarafından yapılan, ticaret yasaları, medeni kanunlar ve yeni yasalar gibi batılı hukuk sistemlerini uygulayan, derin bir etki yapan, Ata’mızın çeşitli resimleri arasında fen fakültesine ziyaret figürü öğrencilere bir meşale gibi ufuklarına ışık tutacakdır. Geniş düşünür, cesur  rehber, sıkı ahlak, mükemmel iletişimci, tutarlı beyan, açık görüşlü, barışçıl, tutarlı performans, oyun değiştirici, hızlı karar verici, sadık ortak, akılcı bilgelik, vizyoner hayal gücü, çekici İkna, fedakar hedefler, kesilmez güven, hesaplanmış stratejist, aydınlanmış esneklik öğrenen dönüşümcü lideri, liberal komutanlığı, gibi dah pek çok dizi liderlik vasıfların özellikleri bulunan Ata’mızdan öğrenciler ilham alacaklardır.



Kendine empoze ettiği disiplin nedeniyle, kendi bakış açısına göre, yalın, yalıtılmış bir şekilde kümülatif, zenginlik ve özgünlük içeren çalışmalarını sürdüren, tamamen sanatsal olarak, her türlü destek ve cesaretlendirmeyi hak eden, Ressam İsmet XBilen ile söyleşi gerçekleştiriyoruz.




Sanatsal, bilgesel bütünlük olan, yaratıcı başarısı ile nitelik kazanan çalışmaları hakkında sorumuza   “Mustafa Karatepe Mihar’a ait olan Florya Akvaryum Wondera World Eğlence ve Eğitim Merkezi Kaşif Wondy Atölyelerine giden koridordaki duvara konsepte uygun bilim ilim adamları resimlerini yapmam istendi. Bu aynı zamanda 40 yıllık duvar ressamlığımda 565O metre kareyi tutan klasik üslupla özgün çizilmiş resimlerimin burda devamıdır. Bunun 5 yılı Avrupa'nın değişik duvarlarında 950 metrekare olarak çizdim” şekline  duvar ressamlığını özetliyor.


5650 metrekarelik resim, sonuc olarak, bu esvapta duvar resmi çizen bir ressam galiba yok. Bu duvar ressamlığı, Dünyanın en büyük duvar ressamı olduğunuzu göstermez mi? sözümüzü tevazu göstererek cevabını gülümsemeyle onaylıyor.




Bilginleri ilim adamlarını koridorun iki duvarında farklı resmetmişsiniz “Medeniyet doğudan doğdu, fakat bunu batı, doğudan ödünç alarak geliştirdi. Bu olayı iki duvara resimleyerek, anlatmak istedim. İslamiyetin en yüksek olduğu devirlerde büyük İslam alimleri yaşamış, onların resimlerini özgün olarak resimleyip yanına yaptığı eserleri çizdim. 50 metre bir sıra büyük İslam alimlerini çizdim ve karşısındaki duvarada İslam alimlerinden faydalanmış, doğudan doğan bu medeniyeti almış ve onu en üst seviyede geliştirmiş batı alimlerini çizdim. Einstein'dan -Galileye kadar.”




Başka ressamın böyle bir çalışması varmı?  “Bu Türkiye'de ve Dünyada bir ilk oldu; mesela İbn-i Sina'yı resimlerken karşısına Aristo'yu kompozisyonladım. Çünkü İslam alimleri eski Yunan medeniyetinden etkilenmişlerdir.

Osmanlı'nın yıkılış sebeplerinden en önemlisi, bu büyük İslam alimlerinin yapıtlarını tercüme edip medreselerde okutulmamasıdır.”
Sanatcı devam ediyor. “Fakat batı İslam alimlerinin kitaplarını cilt ve ciltler dolusu tercüme etmiş, gelecek kuşak bilim ve sanat adamları için zemin hazırlayarak, Rönesansı inşa etmiştir.” Duvar resimlerinnin açıklamasını yapıyor.

Çok farklı tarz ve özgün resim çalışmalarınız olmasına rağmen, modern sanatın karakteristik olan tuhaf denatüre formlarından dolayı size Türkiye Picasso’su diyorlar. “Bir İtalyan resimlerimi gördükten sonra, Picasso senin yanında halt etmiş. Şayet Picasso'nun devrinde yaşasaydınız, ondan en az 5 kat büyük isim olurdunuz." Bana bu şekilde yazmış.


Öğrenciler için çok bilgiye ilham veren ifade eden vizyonel bir alan olmuş,

“Bu resimlerin hepsi eğitim sınıflarına giden öğrencilerin geçecekleri koridorda çizildi. Öğrenciler bu koridordan geçerken eğitimlerinin bir kısmını burda görsel olarak görerek tamamlayacaklar. Birde, Atatürk köşesinde özgün resimlerle donattık.
Ata’mızın büyüklük ve azamatini, fikirlerini yaşayarak çizdim. Benim için, hayatımdaki en önemli eserim. Hiç çocukluk resmi bulunmayan bu Dünyanın en büyük dahi liderinin çocukluk resmini hayal ederek çizmiş olmam. Herkesin gelip Atatürk'ün bu güzelim çocukluk resmini görmesini istiyorum.”sözleri en güzel nokta oluyor.

yilmazparlar@yahoo.com

Pazartesi

Turizm Promoteri Göksenin İleri-Yılmaz Parlar

Turizm Promoteri Göksenin İleri

Türk turizmine renk katan, etkili çok katkı sağlıyan, kültürel folklor etkinlikleri ile yerli-yabancı turistlere, kültürel turizmin en iyi performanslarını sergileyen, kültür turizmin temalarını sentez yaparak sunan, Anadolu Folk Topluluğu Yönetim kurul Başkanı Turizm promoteri Göksenin İleri ile, etno-folklor potansiyeline sahip müze niteliğindeki değerli mekanında, turizmde yeni trendler, yeni hedefler, projeler hakkında söyleşi gerçekleştiriyoruz.




Kültürünü muhafaza eden şehirler, her zaman turizm cazibe varlığını sürdürebiliyor, yaşıyabiliyor. Ancak yeni modern teknoloji tuzağına düşerek, kültürünü unutan şehirler, turizm destinasyonundan uzaklaşıyor.


Dünya çapında en gelişmiş endüstri, rekreasyon amaçlı seyahat eylemi olan, turizmin son yıllarda en iyi ürünü, kültürel-folklor argümanları olarak önceliği alıyor.



Aşırı arama çıktısı ve devlet sınırlarının kaldırılması çağında, kendimizi tanımamız ve tanımlamamız çok önemlidir. Kültürel folklor turizmi-festivalleri, bir ulusa özgü sosyal, etik, estetik, kültürel değerleri bütünleştirdikleri için bir simge olarak hareket eden, somut olmayan popüler kültürün en kapsamlı ve karmaşık unsurlarından birini temsil ediyor. Diğer insanların kültürünü ve yaşam tarzını bilmek, keşfetmek ve denemek isteyen çoğu turist bu simgeyi aramaya ve tatil ve seyahatlerinde keşfetmeye,   devam ediyor.



Turistleri veya turizm gelişimini çekmek, bir bölgenin farkındalığını, imajını veya profilini yükselmek, folklorun temel anlamlarını kullanmakla mümkündür. İşte bu ritüelleri, el sanatlarını ve diğer yerel ifade kültür biçimlerini, müzik, halk dansları, yeme-içme biçimleri, beslenmesi, gibi daha pek çok dizi kültürel folklor veya folkloristik, fenomenlerin, akademik disiplin içinde sunumuna kendini adamış, ödül zengini, Göksenin İleri, sayısız turizm seyahat acentasının getirdiği gruplara, Türk folklorunu  tanıtım hizmetini vermiştir.




Göksenin İleri’nin ilk hedefi, zihinlere önce folklorun bir sanat olduğu gerçeğini yerleştirmek. Bunun içinde Çalıştaylarına devam ediyor. Yine bununla ilgili, yakın tarihde, Ankara’da gerçekleşecek, çalıştay hazırlığı içinde.




Eylem olarak folklor argümanı, folklor performansı üzerinde olduğu ampirik düzeyde insanlar ve irfan arasında gerçek entegrasyon için anahtar durumundadır.. 

Bu folklorun sosyal temelini, irfanın sosyal ilişkilerde gerçek yeri ve iletişimsel etkileşimde kullanımı açısından kavram yapmaktadır. 

Performans teorisinde geçerli ve faydalı bir perspektifin, çeşitli kültür ve dinamikleri mevcut olan, folklorun halk ve irfanın bir sentez içerdiği unutulmamalıdır. Folklor organik bir fenomendir. Bir bilgi, bir düşünce tarzı veya bir tür sanat varlığıdır.

Folklor sanatsal bir süreç olarak, herhangi bir iletişimsel ortamda bulunabilir; pitoresk folklor, görsel, kinetik veya mim- dramatik oyunlar gibi küçük gruplar halinde sanatsal bir iletişimdir folklor. Yani Folklor Sanatdır.


Seyahat güzergahlarına eklenen çevresel cazibe, folklor kültürü gittikçe daha fazla katalizör oldu. Turist, kültürel folklorun yaratıcı dengesine odaklanarak, dairesel sistemini tanımasıyla, Ulusu, yöreyi, halkını daha iyi anlamaya çalışmaktadır. 


Folklor, sözlü iletişim ve davranışsal örnek yoluyla büyük ölçüde yayılan geleneksel sanat, edebiyat, bilgi ve pratiktir. Halk gelenekleri, müzik yapmak, dans etmek, giyim, mimarisi, sanat, zanaat, hikayeleri, bilmeceler, şarkı sözleri olan özel etkinliklerle, eşsiz bir turizm ürünüdür.


Planlama ve kapsamlı bir modele dayanması gereken, bu etkin turizm ürünü iyi kullanan, duayen isim Göksenin İleri, Turizm Oskarı olarak bilinen Skalite ödülünü ilk alanlarından biri. 



Festivaller ve özel etkinlikler toplulukların yaşamlarında önemli bir rol oynamaktadır. Yerel halk, hemde ziyaretçiler için önemli etkinlikler ve harcamalar sağlarlar. Yerel toplulukların turist imajını ve sosyal bütünlüğünü arttırırlar. Olayların arka planı ve içeriği çeşitlidir. Ancak en çekici olanı gastronomi ya da gelenekleri, folkloru ve el sanatlarını besleyenlerdir. Çok sayıda ekonomik ve eğlence içerikli olayın ortaya çıktığı otantik folklor ve mutfağa sahip çok medeniyetin hüküm sürdüğü, Etno-kültürel ve etno-folklor potansiyelli Anadolu bu çeşit açısından çok zengindir.


Kazancıyla, bu folklorik objeleri çeşitli yörelerden, müzayedelerden, elde ederek mükemmel koleksiyona sahip Göksenin İleri’nin Cibali’deki mekanında eski İstanbul sokak evleri ve sokak satıcıların aletleri, araçları mevcut. Yurt dışında da Türk sokağı-Sokak satıcıları altında gastronominin en güzel hizmetini veriyor.


Turizme katkı sağlıyan Göksenin İleri gibi isimlerin çoğalmasıyla Ekonominin umut beslediği turizm haketdiğimiz yerlere geleceği gerçeği unutulmamalıdır.


yilmazparlar@yahoo.com 

Pazar

Prof. Dr. Uğur Özgöker’e Onur Madalyası-Yılmaz Parlar


Prof. Dr. Uğur Özgöker’e “Onur Madalyası”


Kıbrıs Amerikan Üniversitesi Rektörü  Prof. Dr. Uğur Özgöker’e “Onur Madalyası”


Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı tarafından 22’ncisi yapılan “Avrasya Ekonomi Zirvesi,” bu yılda, 40 ülkeden katılan Cumhurbaşkanları, Meclis Başkanları, Başbakanlar, Din ve Siyaset Adamları ile Akademisyen ve İş insanlarıyla başarıyla gerçekleşti.


Türkiye’nin uluslararası arenada yüzakı olarak kabul edilen Avrasya Ekonomi Zirvesi, uluslararası sorunların ele alındığı bir platform olarak da kabul edilmektedir.


Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Başkanı Haydar Aliyev’in büyük destekleriyle, Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı tarafından 1997’de başlatılan Avrasya Ekonomi Zirvesi, her yıl küresel sorunların ele alındığı Devlet veya Hükümet Başkanları Zirvesi’ne dönüşmüştür.


22’ncisin 6-7 Şubat 2019’da Pullman Otel’de gerçekleştiği Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde bu yıl, Uluslararası düzeyde, çeşitli alanlarda yaptığı özel çalışmalar ve katkılardan dolayı önemli kişilere “onur Madalyası Tevdi” töreni düzenlendi.


Kıbrıs Amerikan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Özgöker’e uluslararası ilişkiler ve Avrupa Birliği üzerine yaptığı çalışmalar ve akademik hizmetlerden dolayı “Onur Madalyası” tevdi edildi.


Zirve’nin Açılış Seramonisi’nden sonra, düzenlenen törenle, TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Onur Madalyasını Prof. Dr. Uğur Özgöker’e verdi. 






MARMARA GRUBU VAKFI

1985 yılında bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olarak kurulan Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı, ülkemizin çözüm bekleyen ve gelecekte sorun olabilecek konularını belirleyerek seminer, konferans ve toplantılar düzenler, görüş, rapor ve analizler hazırlar.

Marmara Grubu Vakfı; Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi’nde istişari stadüde üye, Balkan Politika Kulübü’ne üye, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Parlamenterler Assemblesi’ne gözlemci üye, (IFSPD)- Uluslararası Sürdürülebilir Barış ve Kalkınma Vakfı, Dünya Moğol Genel Kurulu’na üyedir. Aynı zamanda Marmara Grubu Vakfı’nın Viyana Ekonomik Forumu, Slovenya Bled Stratejik Forumu, Slovenya Life Learning Akademi, Bulgaristan Slavyani Vakfı, Çin İnsan Hakları Geliştirme Derneği, Çin Uluslararası Dostane Temaslar Kurumu, Çin Halkı Barış ve Silahsızlanma Derneği, Moğolistan Barış ve Dostluk Organizasyonu, Sırbistan Uluslararası İlişkiler ve Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi, Macar Girişim Vakfı ve Romanya Yeni Strateji Merkezi ile de “Stratejik Partnerlik” anlaşması bulunmaktadır. Marmara Grubu Vakfı'nın Genel Başkanlığını Dr. Akkan Suver yapmaktadır.


MİSYON

Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı’nın Misyonu: Ülkemizin ekonomi, demokrasi, güvenlik konularındaki sorunları üzerinde düşünmek, tartışmak, sorgulamak, akılcı ve bilimsel çözümler üreterek kamuoyu ile paylaşmaktır.

Bu doğrultuda Orta Doğu, Balkanlar, Avrasya Ülkeleri, ulusal ve uluslararası düşünce kuruluşları ile çağdaş değerler, ortak hedefler doğrultusunda çalışmalar yapar, projeler uygular.


HEDEFLERİ

Ülkemizin dünyadaki gelişim ve çağdaş değerler doğrultusunda sosyo-ekonomik, demokratik kalkınmasını teşvik etmek.

Bilim, teknoloji, ekonomi, demokrasi gibi alanlarda görülen değişim ve gelişimlerin siyasi ve toplumsal yaşamımıza yansımasını, etkilerini incelemek.


Ülkemizde demokrasinin gelişmesi için şeffaflığın, hesap verilebilirliğin, Anayasa’da ve yönetim sisteminde denge-kontrol mekanizmalarının yer almasını desteklemek.


Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemek, AB kriterleri çerçevesinde değişimin gerçekleşmesini, kadın erkek eşitliğini teşvik etmek.


Ülkemizde toplumun ve bireyin demokrasinin bir parçası olabilmesi için gelenekten modernliğe geçiş sürecini, zihinsel dönüşümünü desteklemek.


yilmazparlar@yahoo.com