Pazartesi

Kozmetikde Arıcılık Ürünleri-BEE O propolis-Yılmaz Parlar

Kozmetikde Arıcılık Ürünleri

Bal, arı sütü, polen, arı ekmeği, propolis, balmumu gibi biyolojik olarak aktif maddeler bakımından zengin içeriğe sahip doğal ürünler olan arıcılık ürünleri, sadece gıda ilaç değil, aynı zamanda mükemmel bir kozmetik ürünüdür. 


Arıcılık, türev ürünleriyle tedavi (apiterapi) medikal sektörün ve gıda sektörün yanı sıra kozmetik sektöründe gözbebeği durumunda yaygın olarak gelişmiştir.

Türkiye'nin ilk ve tek en büyük propolis üreticisi BEE’O ürün gamını, içeriğin temeli arıcılık olan yeni cilt bakım ürünlerinleriyle zenginleştirdi.

Günümüz arıcılık ürünleri, tüm dünyada tıp endüstrisinde ve diyet beslenmesinde ve kozmetikte güçlü bir yer edinmiştir.
Arı ürünlerinin yüksek biyolojik aktivitesi, onları birçok kozmetik ürününün vazgeçilmez bir bileşeni haline getirmiştir.

“Sözleşmeli Arıcılık Modeli” ile Anadolu’nun değerli arı ürünlerinden oluşan inovatif ve katma değerli % 100 doğal karışımlar, tabletler, damlalar, sprey, shot ve şuruplar üreten, Türkiye’nin ilk ve tek yerli inovasyon ödüllü propolis üreticisi BEE’O Propolis, yeni Apicare cilt bakım ürünleri serisini tanıttı.


Zoom Basın toplantısında, BEE’O Propolis’in kurucularından, Genel Müdür Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, yeni ürünlerin sunumunu gerçekleştirdi. 


Uluslararası Bal Komisyonu üyesi, TSE Ayna komite üyesi ve Uluslararası Standartlar Organizasyonu (ISO) arı ürünleri standardı komisyonu üyesi olan Aslı Elif Tanuğur Samancı, Türkiye’de arıcılık sektörüne yaptıkları yatırımları, propolis, arı sütü, polen, arı ekmeği ve ham bal gibi değerli arı ürünlerinden ve bunların insan sağlığı ve beslenmesindeki önemini vurguladı.


BEE’O Propolisi, 2013 yılında, Ziraat yüksek mühendisi- arıcılık uzmanı Taylan Samancı ve Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu ile birlikte İTÜ ARI Teknokent'te KOSGEB AR-GE desteği ile kurduklarını belirten Aslı Elif Tanuğur Samancı, 2013 yılında 10 arıcı ile başladıklarını, bugün 4000 sözleşmeli üretici ile 450.000 arı kovanına ulaştıklarını belirtdi.


6.000 metrekarelik tesisleri, 160’tan fazla çalışanı ile Türkiye'nin en büyük propolis, arı sütü, arı ekmeği, polen ve ham bal üreticisi olduklarını ve 14 farklı ülkeye ihracat yaptıklarını belirten  Samancı, Anadolu propolisi bir dünya markası yapmayı hedeflediklerini açıkladı.




Tanuğur Samancı, "Şu anda ürünlerimiz, doğrudan satışın tüm avantajlarını online alışveriş keyfiyle birleştiren e-ticaret sitemiz www.beeo.com.tr'de ve Hipermarket zincirler başda olmak üzere 3.000’in üzerinde perakende satış noktasında, ayrıca BEE'O UP markasıyla 25.000 eczanede yer almaktadır.

Amerika'da ise BEE&YOU markamız  e-ticaret sitemiz uygulama ile ürünlerimize  her an, her yerde 7/24 ulaşmalarını kolaylaştıran, www.beeandyou.com üzerinden, Amazon, Wallmart, E-bay'de ve CVS eczane zincirleri ile 3.500 perakende satış noktasında ürünlerimiz satılmaktadır.” Şeklinde satış hakkında bilgileri verdi.
Güney Kore, Almanya, Hollanda, Belçika, İsveç, İngiltere, Fransa, Avusturya, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Dubai, Kıbrıs ve Suudi Arabistan gibi ülkelere de ihraçları olduğu, 7 yıllık firma oluş süreçlerinde, 33 farklı ulusal ve uluslararası ödüle layık görüldüklerini aktardı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından da arı ürünleri konusunda Ar-Ge merkezi olarak tanımlandıklarını, yeni cilt bakımı serisi ürünleri geliştirmek için eczacı, kozmetolog, gıda mühendisi, biyolog ve kimyagerlerden oluşan 15 kişilik bilimsel ekip ile 2 yıl süren Ar-Ge projelerine 3.000.000 TL bütçe ayırdıklarını sözlerine ilave etdi.

İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden mezun Tanuğur Samancı, aktif bileşen içeren benzersiz bir formüle sahip çok amaçlı ürünleri hakkında bilgilendirmede; “Türkiye’de ilk kez propolis ve mineral çinko içeren doğal mineral filtreli, kimyasal filtre içermeyen, tamamen doğal bileşenlerden oluşan, patentli cilt bakım ürünlerimizi geliştirdik. Güneş kremi çeşitleri, nemlendirici vücut losyonu ve bebek pişik kremi ürettik. Arıcılık ve arı ürünleri ile ilgili yatırımlar yapmaya, katma değerli inovatif yeni ürünler geliştirmeye devam ediyoruz.”



BEE’O Apicare Vücut Güneş Kremi


Propolis ve çinko minerali ile güneşin zararlı ışınlarına karşı doğal koruma sağlayan vücut güneş kremimiz her cilt tipine uygun olması ile öne çıkıyor. Kemiklerimiz ve cildimiz güneşten yararlanırken, zararlı UVA ve UVB ışınlarını filtre eden propolis ve mineral çinko ile fark yaratan krem, tamamen doğal formülü ile paraben ve renklendirici madde içermiyor. Ürünümüz SPF 30 koruma özelliği gösteriyor. Üründe etken madde olarak, propolis ve mineral çinkonun yanında, shea yağı ve aleo vera da bulunuyor. Bu doğal bileşimi ile, cilde yumuşaklık kazandırırken, kuru ve hasar görmüş ciltler için aktif, onarıcı ve koruyucu bir rol oynuyor. Aynı zamanda cildin su kaybetmesini önlemeye destek oluyor.’’ diye açıklamada bulundu.


BEE’O Apicare Yüz Güneş Kremi


Tanuğur; ‘‘Artık yaz kış cildimizi güneşten korumamız çok önemli. Cilt kırışıklıklarının ve lekelerinin sebebinin güneş olduğu biliniyor. Doğal içeriği ile güneş lekelerine karşı koruyucu etki sağlaması için özel olarak ürettiğimiz yüz güneş kremimiz, propolis, çinko, B5 vitamini, zeytinyağı, aloe vera ve shea yağı içeriyor ve formülünde paraben ve renklendirici bulunmuyor. Güneşin zararlı UVA ve UVB ışınlarına karşı %100 doğal koruma sağlıyor. İçeriğindeki doğal bitkisel yağlar, vitaminler ve propolis ile cildinizi güneşten korurken beslemenin en doğal yolu.’’ dedi.


BEE’O Apicare Çocuk Güneş Kremi


Tanuğur; ‘‘Çocuk güneş kremimiz, 50 SPF güneş koruma faktörü ile çocukların narin ve hassas ciltleri için gereken ekstra korumayı sağlıyor. Propolis, çinko, B5 vitamini, E vitamini ve shea yağı ile formüle ettiğimiz ürünümüz, tamamen doğal, paraben ve renklendirici içermiyor. Çocuklar için %100 doğal koruma sağlıyor. Doğal bileşimi ile, cilde yumuşaklık kazandırırken, kuru ve hasar görmüş ciltler için aktif, onarıcı ve koruyucu bir rol oynuyor. Aynı zamanda cildin su kaybetmesini önlemeye de destek oluyor. Mineral çinkonun suya dayanıklı özelliği ile ciltte sürekli bir bariyer oluşturan krem, özellikle uzun süre güneşe maruz kalan çocuklarda annelerin yeni tercihi olacak.’’ diye açıkladı.


BEE’O Apicare Güneş Sonrası Losyonu


Tanuğur, güneş sonrası losyonu ile ilgili ‘‘İçeriğindeki E vitamini, aloe vera, shea yağı ve susam yağı ile cilde anında ferahlık ve bakım sağlayan ürünümüz, tamamen doğal bileşenlerden oluşuyor, paraben ve renklendirici içermiyor. Formülünde bulunan propolis ve bitkisel yağlar ile hassas ciltler dahil her cilt yapısına uygun olan losyonumuz, cildin nem dengesini korurken, pürüzsüz ve parlak bir görünüm sağlıyor. Özellikle kuru ciltlerde görülen pullanmayı azaltarak, deri esnekliğinin geri kazanılmasına destek oluyor. Kuru veya hasar görmüş cildin görünümünü̈ de iyileştirirken, kızarıklık ve tahrişi azaltıyor.’’ dedi.


BEE’O Apibaby Pişik Kremi 


Tanuğur, bebek pişik kremi ile ilgili şunları ifade etti; ‘‘Propolis, mineral çinko, B5 vitamini, shea yağı ve jojoba yağı ile formüle edilen ürünümüz, bebeklerin hassas ve narin cildi için, çok özel bir bakım sağlıyor. Tamamen doğal bileşenlerden oluşması annelerin içini rahatlatıyor. Her bez değişiminde kullanıma uygun, kolayca sürülebilir özellikte bu ürün, renklendirici, paraben ve parfüm içermiyor. İçeriğindeki propolis ve mineral çinko ile antibakteriyel, antifungal ve antioksidan özellik göstererek pişik oluşumunu önlemeye ve ciltteki tahrişi gidermeye yardımcı oluyor. B5 Vitamini ve shea yağı ise, cildin nemlendirilmesine ve beslenmesine katkı sağlarken, cilt yüzeyindeki kızarıklara karşı da koruyucu özellik gösteriyor.” dedi.


Modern bir insanın hayatı kozmetik olmadan düşünülemez. Modern tüketici, doğal içeriklere dayalı formülasyonları tercih etmektedir. Kozmetik kavramı sadece kozmetik ürünleri değil, aynı zamanda bazı eksiklikleri gidermeye yönelik prosedürleri de cilt hastalıklarının önlenmesi, cilt yaşlanmasının önlenmesi vb. İçerir.


Bal, modern kozmetikte yaygın olarak kullanılmaktadır. Cildin beslenmesini normalleştirir, kan dolaşımını ve metabolik süreçleri uyarır, hasarlı cildin yenilenmesine yardımcı olur, mikroorganizmalar dahil olmak üzere olumsuz çevresel faktörlerin etkisine karşı direnci artırır.


Lokal bağışıklığı sağlayan hücrelerin potansiyeli artırılarak cilt gençleşir ve hücre yenilenmesi hızlanır. Arı sütünün protein, yağ, çeşitli vitamin ve hormon içeren kozmetik ürünlerde kullanılması cilt hücrelerinin yaşamsal işlevlerinin iyileştirilmesine yardımcı olur.


Polen içeren kremler ve losyonlar oldukça besleyici ve antiinflamatuardır. Cildi erken yaşlanmaya karşı iyi korurlar. Arıcılık ürünleri ve kullanımları tüm insan vücudu üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir, bağışıklık sistemini güçlendirir. Arı sütü, propolis, polen, arı zehiri hemen hemen tüm bilinen vitaminleri ve birçok minerali içerir.


Arının endemik bitkilerde dahil olmak üzere çiçeklerden topladığı içerikler Cildin sıkılığını ve elastikiyetini geri kazandırmak ve yaşa bağlı değişikliklerin neden olduğu yaşlanma ile mücadele etmek için yoğun besleyici kompleks sağlar.Tazelik ve sağlık hissi verir

yilmazparlar@yahoo.com

Çarşamba

Duvar resimlerin turizmde önemi-Yılmaz Parlar

Tuvali Duvar
Duvar resimlerin turizmde önemi…

Araştırmalar; sosyal, kültürel ve turizme ekonomik faydaların yanı sıra pozitif ruh sağlığı ile duvar resimlerini olumlu olarak belirlemiştir. 


Duvar resimleri, bu özellikleri sinerjik bir şekilde eşzamanlı olarak geliştirdikleri anlamına gelen kesişimsellik ek avantajına sahiptir. 




Duvar resimleri, sanata ve yaratıcı ifadeye erişilebilirlik sunar. Sanat eseri, mekanı benzersiz, bireysel hale getirerek, tüm avantajlarını vurgular. Çok eskilere dayanan, duvarları ve tavanları boyama geleneği, Paleolitik dönemden (M.Ö.35-10 yıl) itibaren sanat eserleriyle kayaları süsleyen kültürün izlerinden sonra, mekanın duvarlarını süsleme geleneği Eski Mısır ve Sümer'den gelmiştir

.
Çok sayıda resimler ve uygulamalı sanat eserleri gelecek yüzyıllar boyunca sanatçılar için ilham kaynağı olmuştur.

Görsel estetik aracılığıyla, duvar resimleri bir kimlik, aidiyet, bağlanma, karşılama ve açıklık duygusunu teşvik eder ve topluluk kimliğini güçlendirir.

Duvar resimleri, çevreleriyle fiziksel bütünleşmeleri ve birçok estetik faydaları nedeniyle oldukça etkili araçlardır.

Duvar resimleri, kentsel ortama renk, canlılık ve karakter katarken, beton ve asfaltın ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkileriyle çelişir. 


“Resim, günlük tutmanın başka bir yolu" diyen Pablo Picasso’nun Türkiye Pablo Picasso’su Uluslararası ünlü çok yönlü dev sanatcı İsmet X Bilen, Plastik resim sanatı ile birlikde heykeltıraşlık, mozaik ve duvar resimleri sanatlarınıda beraberinde icra eden sanatcı. Son çalıştığı mekan Sultanahmet Akbıyık turistik fish restaurant. Restaurantın tipik duvarlarını, sanat eseri haline getiriyor. 




Tuval olan her duvar kendi başına bir yolculukdur.


Yerli yabancı ziyaretcilerle derin bağlar kurabilmek için sanata her zaman ihtiyaç duyulur.

Şehrin kalbindeki, turizmin göz bebeği Sultanahmet “de yapım aşamasında olan İsmet X Bilen eserine imza atma fırsatı veren sanatsal zihniyetli Akbıyık restaurant, yapılması planlanan, çevre konseptine uygun, duvarını süsleyecek mozaik için sanatcıya teklif sunması, sanata yaşam zenginliği temel değerler katmıştır. 

Hayattan bir dilim, duvar resimleri, topluluk oluşturma için bir katalizör olabilir.

“Duvarları boyamayı seviyorum, Duvar resimleri kalbime neşe getiriyor. Doğanın güzelliği bana ilham veriyor, kendimi bir halk sanatçısı olarak görüyorum ve başkalarıyla bağlantı kurmanın bir yolu olarak görüyorum.” diyen XBilen bakın samimi duygularını nasıl ifade ediyor; 

“İnsanlar benden kafaların içerisindeki resimleri istiyorlar; bende 5.500 metre kareyi aşan, duvar resim çalışmalarımın son metrekarelerini bu restaurantın yüksek duvarlarına çalıştım. 
Öyle ki; bu büyük şehrin bütün köşelerinde iç mekan duvar resimlerim var. 
Şehrin bir bölgesinden geçerken bir duvar resmi gördüm. Bu resmi kim yapmış diye merak etdim.
Benden daha güzel yapmış ve sanatda beni aşmış diye korktum.

Kim olduğumu söylemeden, kimseye belli etmeden,  yemek siparişi vererek, karşımdaki duvar resmini incelemeye koyuldum.


Resmi yapan ressamı yenemeyeceğimi anlayıp kimin yaptığını merak ederek imzasını aradım. Öyle şaşırıp kaldım ki; Kelimelere sığmaz bu şaşkınlığım…

20 yılı aşkın, önceden yaptığım bir duvar resmiydi bu…

İsmet XBilen yapmış yani…Restaurantda beni tanıyanda çıkmadı, el değiştirmiş ve mekanın sahibiyle sohbet etmeye başladım. Ressam, resmi  ne kadar güzel yapmış, dedim. Mekan sahibi  “Evet biz devraldığımızda silmeye kıyamadık. Çok güzel, yapan ressamda uçuk kaçık deli birisiymiş zaten..” Bende, gerçek sanatçılar öyle olurlar, dedim. Hesabı ödeyerek mekandan  çıkdım. Bu hadiseden sonra yürürken bu işin sarhoşluğu epey devam etdi bende. Birde bir korku düşdü içime, acaba 20 yıl önce daha mı güzel yapıyordum…”


yilmazparlar@yahoo.com


Pazar

EGD Dünya Çevre Günü’ne Özel Panel Düzenledi

EGD Dünya Çevre Günü’ne Özel Panel Düzenledi


Koronavirüs salgını çevre duyarlılığını artırdı


Düzenlediği Küresel Isınma Kurultayları ile çevre sorununu gündemden düşürmeyen ve toplumsal bilinç oluşturma konusunda önemli katkılar sunan Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Zoom üzerinden düzenlediği panelde Dünya’nın geleceğini masaya yatırdı. STK temsilcileri, sanayiciler, akademisyenler ve gazetecilerden oluşan çok sayıda katılımcının katkı verdiği panelin Moderatörlüğünü EGD Başkanı Celal Toprak yaparken ana konuşmacılar Teksan Jeneratör Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Ata Tuncer ve ÇEVKO Genel Sekreteri Mete İmer oldu. Sürdürülebilir enerji kaynakları ve döngüsel ekonomi üzerine görüşlerin paylaşıldığı buluşmada, XI. Küresel Isınma Kurultayı kitabı da tanıtıldı. 


Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını ile mücadele, çevre konusundaki duyarlılığı daha üst noktaya çıkardı. Bu gerçekten hareketle Ekonomi Gazetecileri Derneği,  5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde gelecekte dünyayı nelerin beklediğini Zoom üzerinden düzenlediği panel ile ele aldı. Teksan Jeneratör Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Ata Tuncer ve ÇEVKO Genel Sekreteri Mete İmer’in ana konuşmacı olduğu panel katılımcılardan yoğun ilgi gördü.

Salgın nedeniyle tüm dünyada oluşan “yeni normal”in çevre duyarlılığı noktasında pozitif katkı sağlayacağına inandığını söyleyen Teksan Jeneratör Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Ata Tuncer; “Salgın hepimizi korkutuyor ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı rapora göre dakikada 13 kişi hava kirliliğinden hayatını kaybediyor. Her 10 kişiden 9’u da kirli hava soluyor. Salgın nedeniyle insanlar zorunlu mola verince havanın bir miktar temizlendiğini görüyoruz. Bu noktada bireyden başlayarak şirketlere, kamu otoritelerine sorumluluklar düşüyor. Hepimizin atması gereken adımlar var.  Küresel Isınma ile mücadelede sanayiciler önemli bir rol üstleniyor. Çevreye duyarlılık marka değerinin belirlenmesinde de önemli bir kriter haline gelmiş durumda. Tüketicilerdeki bilinç düzeyi arttıkça şirketlerin üretim gamındaki enerji verimli ürünler de artıyor.  Burada en önemli noktalardan biri de ülkemizde 2018 yılında yürürlüğe giren Enerji Verimliliği Eylem Planı’na göre 2023 yılına kadar birincil elektrik tüketiminin yüzde 14 azaltılması ve böylece 30 milyar dolarlık bir tasarruf elde edilmesi planlanıyor. Yeni normal’de bu hedefe ulaşmanın çok daha kolay olacağını düşünüyoruz” dedi.




Sanayileşme, teknoloji, dijitalleşme gibi etkenlerin enerjiye olan talebi her geçen gün artırdığını vurgulayan Ebru Ata Tuncer, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Hızla artan enerji ihtiyacına karşılık kaynakları sınırlı sektörümüz açısından alternatif çözümler geliştirmek gerekiyor. Enerji olmadan sürdürülebilir bir dünyadan bahsetmek mümkün değil. Çoğumuz birkaç dakikalık elektrik kesintisine bile tahammül edemiyoruz. Bu durumda kaynaklarımız da sınırlı olduğuna göre farklı yakıtlar kullandığımız farklı ürün sistemleri geliştirmeliyiz. Son yıllarda enerjide kendine yetebilme ülkemizde gündemde olan bir konu… Güneş, rüzgar gibi doğal kaynaklardan daha fazla yararlanıldığını biliyoruz. İhtiyacımızın yaklaşık yüzde 18’lik bölümünü yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılıyoruz. Bu oranın daha da artması gerekiyor. Teksan olarak bizim de çalışmalarımızda ‘yenilenebilir enerji çözümleri’ önemli yer tutuyor. Sektörümüzde enerji verimliliği sağlayan pek çok ürünün ilk yerli üreticisi olmaktan gurur duyuyoruz. Yüzde 90’a varan enerji verimliliği sağlarken elektrik, ısıtma ve soğutma ihtiyaçlarını aynı anda karşılayan kojenerasyon ve trijenerasyon sistemlerinin de ülkemizdeki ilk yerli üreticisiyiz. Bu noktada kamu yönetiminin de enerji verimliliği noktasında önemli yasal yaptırımları olduğunu söylemek isterim. 200 yatak kapasitesinden büyük hastanelerde kojenerasyon-trijenerasyon sistemleri kullanılması zorunlu… Geleceğin teknolojisi olarak adlandırılan hibrit çözümler de enerji verimliliğinde etkin bir rol oynuyor. TÜBİTAK işbirliğiyle geliştirdiğimiz Türkiye’nin ilk hibrit jeneratörü ile dünyada bu teknolojiyi kullanabilen sayılı şirketler arasına girmeyi başardık. Hibrit jeneratörlerimiz rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına entegre çalışmaları ile yakıt tüketiminden yüzde 65’e varan tasarruf sağlıyor. Bu da daha az emisyon daha temiz çevre demek. Yine ürün gamımızda önemli bir yeri bulunan yenilenebilir bir enerji kaynağı olarak biyogaz ile çalışan jeneratör setleri en çevreci elektrik üretim sistemlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Biyogaz ile çalışan jeneratör setleri, atıkların doğaya zarar vermesini önlerken enerji üretim maliyetlerini de azaltıyor. Ülkemizde çok güçlü biyogaz potansiyeli olmasına rağmen maalesef çok az sayıda tesis var.”




29 yıldır toplumda geri dönüşüm kültürünü oluşturmak için çalışmalar yürüttüklerini belirten Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO) Genel Sekreteri Mete İmer ise şunları söyledi; “Koronavirüs salgını ambalajlı ürünlerin hijyen için önemini hatırlattı. Bu süreçte ambalajlı ürün kullanımımız arttı. Hijyen açısından çok da iyi oldu. Önemli olan bu ambalajları kullandıktan sonra geri dönüştürmektir. Kesinlikle bu tarz ürünleri kaynağında ayrıştırmalı ve geri dönüşüme kazandırmalıyız. Biz zaten ‘atık’ değil ‘kaynak’ diyoruz. Pandemi döneminde de belediyelerle çalışmalarımız tüm hızıyla sürdü. Bu dönemde ülkemizde de 50 bin tonun üzerinde ambalaj atığı toplanıp geri dönüşüme sevk edildi. Daha az üretimin yapıldığı buna bağlı olarak daha az emisyonun olduğu bu süreç bir nebze olsun havanın temizlenmesini sağladı. Bu geçici bir dönem ve bu iyileşmeyi nasıl kalıcı yapabiliriz konusuna odaklanmalıyız. İklim krizi ile mücadele önümüzde makro bir sorun olarak duruyor. Bundan sonrası için daha etkili önlemler almalıyız. Bu sorunu döngüsel ekonomi modeli ile aşabiliriz. AB bu konuda en iyi yolu almış durumda, bizler de döngüsel ekonomiye geçişi sanayi kuruluşları, STK’lar, belediyeler hep bir birlikte bir planlama halinde hayata geçirmeliyiz. Döngüsel ekonomi sayesinde en az kaynakla en verimli şekilde ekonomileri düzenleyebiliriz. ”



Panelin Moderatörlüğünü yapan Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak, 11 yıldır düzenledikleri Küresel Isınma Kurultayları ile çevre sorunlarını gündemde tuttuklarını belirterek geçen yıl gerçekleştirilen son kurultaya destekleri için Teksan adına Ebru Ata Tuncer’e teşekkür etti. Çevre konusundaki çalışmalarından en yenisi olan “Yenilenebilir Enerjiyi Destekleme Platformu”nu kurduklarını da açıklayan Celal Toprak, en kısa zamanda çalışmalarına start vereceklerini belirtti.

Çetin Ünsalan- EGD Yönetim Kurulu Üyesi, Talip Yılmaz- Ekonomist Dergisi Haber Müdürü ,  Bülent Şen-  Enerji Verimliliği Derneği Yönetim Kurulu ve Muhasip Üyesi, Adnan Serdaroğlu- Birleşik Metal İş Genel Başkanı, Celallettin Aykanat- KETEV Başkanı, Cemal Akar- Tempo Çağrı Merkezi Ceo’su, Mehmet Reis- Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı, İsmail Çapak Askon Enerji Komitesi Başkanı, Ertuğrul Şen- İZODER Başkan Yardımcısı, Prof. Dr. Doğanay Tolunay- İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi ve EGD Küresel Isınma Kurultayı Bilim Kurulu Başkanı, Senur Biçer- Arnica Yönetim Kurulu Başkanı, Nihat Şen- Kentsel Dönüşüm Uzmanı, Bilgin Akbal- TÜSODER Enerji Komisyonu Başkanı, Habibe Tosun- PAGEV Çevre ve Atık Yönetimi Uzmanı, Elif Attepe- Güvenilir Ürün Platformu Genel Sekreteri, Şener Meral- EGD Kartepe Temsilcisi, Gonca Elibol- Yeni Asır Ekonomi Köşe Yazarı, Ahmet Aydın Akarsu- TRT - Gazeteci Köşe Yazarı, Zafer Mutlu- Teksan Pazarlama Direktörü, Mehmet Ali Doğan- Z Raporu Dergisi Muhabiri,  Serap Girgin Baykal- EGD Yüksek İstişare Kurulu Üyesi, Cazibe Ulutaş- EGD Onur Kurulu Üyesi, Sevda Yılgaz- Küresel Isınma Kurultayı Komite üyesi, Esra Eren- Küresel Isınma Kurultayı Komite Üyesi,Tayfun Uçar- İlyada Yönetim Kurulu Başkanı, Gülnur Bayrak- İletişimde Yeni İş Yapış Biçimleri Yürütme Komitesi Üyesi, Hediye Boztemur- EGD Üyesi, Hilal Günay- İlyada İletişim Danışmanlık , Ayşe Sevinç- İlyada İletişim Danışmanlık, Murat Sungur- Küresel Isınma Kurultayı Komite Üyesi, Çiğdem Antlı- TÜHİD, Artin Şirinpınar- EGD Üyesi, Andaç Yakut- Daikin, Fatma Denizci- Şile Ovacık Köyü Kadın Tohum Derneği Kurucusu- Mine İzmirli- Küresel Isınma Komite Üyesi gibi  toplantıya kaatılan isimlerdi.

yilmazparlar@yahoo.com

Çarşamba

Prof. Dr. Uğur Özgöker Devlet Yardımları kitabı çıktı._Yılmaz Parlar


Devlet Yardımları


Devlet Yardımları ,Devlet Yardımları ve Dahilde İşleme Rejiminin Dış Ticaretteki Yeri ve Önemi.


"Rekabet Hukuku Ve Politikası" Uzmanı olan Prof. Dr. Uğur Özgöker Rekabet Hukukunun en önemli unsurlarından biri olan Devlet Yardımları konusunda yazdığı yeni kitabı çıktı.



1980' li yılların başında Rekabet Kanununda  yenilenmesinin görüşüldüğü TBMM  Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu' nun Başkanlığını Prof. Dr. Uğur Özgöker' in babası Yük. Müh. Nuri Özgöker yapmıştı ve Rekabetin Korunması İle Tüketicinin Korunması hususlarının Anayasaya hükmü olmasını sağlamıştı.

Covid 19 Pandemisinin ardından yaklaşık 2 aydır kapalı olan TBMM yeni normale dönüş sürecinde bu hafta yeniden açıldı. Yeniden faaliyetine başlanan TBMM' de ilk görüşülecek kanun tekiiflerinden biri "Rekabet Kanunu" olacak. Kanun TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu' nun gündeminde 1. sırada ve bu hafta Komisyonda kabul edildikten sonra TBMM Genel Kuruluna sevkedilmesi bekleniyor. Bu kapsamda. Prof. Dr. Uğur Özgöker' de 1995 te AB ile Gümrük Birliği Anlaşması müzakere edilirken Gümrüklerden ve Özelleştirme İdaresinden sorumlu Devlet Bakanının Baş Danışmanı olarak 4046 sayılı Özelliştirme Kanunu, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Kanunların çıkartılmasında etkin görev yapmıştır. 


Kitap, 1980'den günümüze uygulanan devlet yardımlarının yani teşvikler ve devlet desteklerinin Türkiye'nin dış ticaret hacmine, dış ticaret dengesine ve genel olarak Türkiye ekonomisine olan etkilerini içermektedir. 


Paris doğumlu Özgöker  Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünü bitirdi.  Avrupa Topluluğu'nun Ekonomik Yapısı alanında yüksek lisans, Uluslararası İlişkiler alanında doktora yaptı. Siyasal Hayat ve Kurumlar alanında Doçent,  Uluslararası İlişkiler alanında Profesör oldu.



İstanbul Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtma Müdürlüğü, Uluslararası İlişkiler Bölümü Araştırma Görevliliği, Avrupa Topluluğu Programı Başkan Yardımcılığı, Uluslararası Üniversiteler İlişkiler Müdürlüğü ve Avrupa Birliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcılığı, Gümrük Müsteşarlığı ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığından Sorumlu Devlet Bakanlığı Danışmanlığı, Rekabet Kurumu Eğitim ve Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü görevlerinde bulundu. Kadir Has Üniversitesi AB Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü ve Uluslararası İlişkiler ve Küreselleşme Yüksek Lisans Programı Başkanlığı, Girne Amerikan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı, İstanbul Arel Üniversitesi İngilizce Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı yaptı. 

Kıbrıs Amerikan Üniversitesi Rektörlüğü, Hukuk Fakültesi Dekanlığı ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı görevlerini ifa etti. Halen Milli Savunma Üniversitesi ve İstanbul Arel Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Kıbrıs Amerikan Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesidir.


 yilmazparlar@yahoo.com

Cumartesi

Dünya SKAL gününde 28 Nisan 2020 SKAL İstanbul Kulübü,Turizmi Değerlendirdi-Yılmaz Parlar

SKAL İstanbul Turizmi Değerlendirdi 

100'den fazla ülkede 14.000'den fazla üyesi olan SKAL Kulüpleri, 28 Nisan Dünya SKAL gününün 86.ncı kutlaması kapsamında SKAL İstanbul Kulübü üyeleri, online toplantı gerçekleştirdi.

İstanbul Kulübü üyeleri, COVID-19 pandemi sürecinde dünya çapında kilitlenme ve seyahat kısıtlamaları nedeniyle ağır darbe alan turizm sektörünü değerlendirdi.




28 Nisan 1934’de Paris’te kurulan Seyahat ve Turizm endüstrisinin tüm sektörlerinin profesyonellerini bünyesinde toplayan tek uluslararası organizasyon olan SKAL International’un stanbul kulubün otel, havayolu ve seyahat acentalarını temsilcileri, SKAL İstanbul Kulübü’nün eski başkanları,The Marmara Türkiye Otelleri COO’su Ata Eremoğlu, Emirates Havayolu Türkiye, Bulgaristan ve Romanya Müdürü Bahar Birinci ve Anadol Turizm Pazarlama ve Anlaşmalar Müdürü Patrice Lepkovsk panelde görüş bildirdiler.


SKAL İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ayşe Önen, TUROB Başkanı Müberra Eresin, SKAL Istanbul Yönetim Kurulu üyeleri Can Arınel, Selma Tatar, Mustafa Yalçın, Merve Kadıoğlu Sönmez, Meltem Tepeler ve Seyhan Ayel’in katıldığı toplantıda, Panelde pandemi sürecinde turizm sektöründe yaşananlar ile ilgili önemli bilgileri paylaştılar..

SKAL VİDEO İZLE



SKAL International Istanbul Başkanı Ayse Önen yaptığı açılış konuşmasında; “Covid-19 salgının etkisini en yoğun hissettirdiği alan  hiç şüphesiz Turizm Endüstrisi. Sektörümüzü sıfır noktasına getiren bu türbülans elbetteki dinecek umudumuzu ve inancımızı yitirmeden , müşterinin tercih ve alışkanlıklarının değişeceğini de göz önünde bulundurararak, bütün enerjimizi yeniyi inşa etmek uzerine odaklanacağız.” dedi.



“Durum 2. Dünya Savaşı sonrasındaki duruma benzetiliyor”

Ekonominin tüm dünyada durduğunu belirten Patrice Lepkovski, “Bu zor günleri yavaş yavaş sonlandırmamız gerekiyor ancak bu iş bittiğinde direkt turizme başlanması gibi bir durum söz konusu olamaz. Her şeyden önce turisti gönderecek ülkelerin sınırlarını da açmaları gerek. Böyle uzun bir travma yaşadıktan sonra insanlar seyahat etmeden önce ekonomik durumlarını düzeltmek isteyeceklerdir. Bu durum birçok insanı işsiz ve gelirsiz bıraktı.” dedi.


Emirates Türkiye Müdürü Bahar Birinci ise, “Şu an dünyanın içinde bulunduğu ekonomik durum, 2. Dünya Savaşı sonrasındaki duruma benzetiliyor. IATA her hafta, hava yollarının son durumu ile ilgili bir rapor yayınlıyor. Geçen haftaki analizinde 2019 ile mukayese edildiğinde 2020’de hava yollarının gelirinin, 310 milyar $ düşeceği söyleniyor. Yurt içi uçuşlar yavaş yavaş geri gelebilir ama uluslararası daha zor olacak. Çünkü uluslararası uçuşlar tamamen iki ülkenin de sınırlarını açıp açmamasına bağlı.” Şeklinde  açıklamalarda bulundu



“Yeni normallerimiz olacak”

IATA verilerine göre dünyada toparlanma sürecinin bir seneyi bulabileceğinin öngörüldüğünü belirten Ata Eremsoy, “Mümkün olduğunca çok sayıda arkadaşımızı işte tutmaya gayret göstereceğiz. Kimseyi işsiz bırakmamak ilk hedefimiz. Bu süreçten sonra artık otelcilikte “yeni normallerimiz” olacak. Yönlendirmeler değişecek, sosyal mesafe uygulanacak, termal kameralar gelecek. Hijyen kurallarında yeni standartlar belirlenecek, bunları uygulamayan oteller tercih edilmeyecek.” Sözleriyle otellere gönderme yaptı.

Yurt dışı pazarlardan gelen verilerin de ışığında yeni dönem için gerekli hijyen sertifikasyon çalışmasının detayları için çok yoğun bir şekilde çalıştıklarını söyleyen TUROB Başkanı Müberra Eresin, “Normalleşmenin ne zaman başlayacağını ve tam anlamıyla normalleşme sürecinin ne kadar zaman alacağını tahmin edebilmek maalesef şu anda mümkün değil. Bu süreci salgının gidişatı ve kontrol altına alınması belirleyecektir. Ancak sektörümüz adına iyimser olmak zorundayız ve tüm çabalarımız iyimser tabloya göre devam ediyor. Haziran ayı ortalarından itibaren normalleşme yolunda ilk adımların geleceğini umut ediyoruz.”  Diyerek umutlu olduğunu vurguladı
Ailece seyahatlerde acentelere ihtiyaç duyulacak

Acenteler ve turizm sektöründeki online platformların durumunu değerlendiren Patrice Lepkovski, insanların değişen satın alma alışkanlıklarına dikkat çekerek, “Ailece seyahat etmek isteyenlerin acentelere daha çok ihtiyaç duyacaklarını hissdiyorum. Bu süreçte insanlar kişiye özel seyahat isteyeceklerdir.” Yeni trend belirledi

Türkiye turizmine baktığımızda en fazla Almanya ve Rusya’dan gelen turistlerin durumu göz önünde tutulduğunda İş yapma zorluğu, belirsizlik ön planda.
Almanya’nın turizm sektörüne darbesi dünya çapındaki seyahatlere karşı uyarısı 14 Haziran'a kadar uzatılması.
Dışişleri Bakanları Almanya'nın salgına karşı mücadelesinin "Kaygısız seyahat önerebileceği" bir aşamada olmadığını söylemişti. Ekonomileri bu yıl rekor düzeyde % 6,3 daralabileceği konusunda uyarmıştı.Tarihinin en kötü resesyonunu yaşayacaklarını bildirdiler.
Turizm AB'nin ekonomik çıktısının % 10'unu oluşturuyor ve 27 üye ülke şimdi hem kendi ülkelerinde hem de ötesinde kamu hareketlerine nasıl devam edileceğine karar vermek zorundalar.
Rus turistlere bakdığımızda; İtalya, Türkiye ve Çin Rusya'nın en popüler üç turistik bölgesi.
Rus Tur Operatörleri Birliği hükümete verdiği açık mektup, Tur satışlarının kısıtlanması ve halihazırda satılan turlar için para iade etme ihtiyacı nedeniyle zarar gören Rusya'daki turizm endüstrisinin istikrarına yönelik içeriyordu.

TÜRSAB Başkanı Firuz B. Bağlıkaya, Rusya’ya ve ülkemizde görev yapan 101 ülkenin büyükelçi ve başkonsolosları ile Dünya Turizm Örgütü (UNWTO), Dünya Ticaret ve Turizm Konseyi (WTTC), Avrupa Tur Operatörleri ve Seyahat Acentaları Birliği (ECTAA) ve diğer yabancı seyahat acentaları birliklerine pandemi süreci ve sonrasına birlik, beraberlik ve temennileri içeren mektup göndermişti.

Birleşmiş Milletlere göre Turizm için zor zamanlar, ancak BM seyahat organizasyonu tatil trafiğinin geri döneceğini tahmin ediyor
BM kurumlarıyla işbirliği yapan Dünya Seyahat Örgütü'nün ( UNWTO ) görüşü Turizm COVID-19 tarafından durma noktasına gelmiş olabilir, ancak küresel GSYİH'nın yüzde 10'unu oluşturan sektör, pandemi ortaya çıktıktan sonra küresel ekonomiyi yeniden ayağa kaldırmaya yardımcı olacak benzersiz bir konumda bulunuyor. Sürdürülebilir ekonomik büyüme alanlarında kaydedilen ilerlemeler geri alınabilir.”

UNWTO turizm endüstrisi ve sektörün daha geniş toparlanma planlarına ve eylemlerine dahil edilmesi için finansal ve politik destek çağrısında bulunuyor.

yilmazparlar@yahoo.com

Aşk Festivali-Yılmaz parlar

Kalpsiz Aşk Festivali

Seç ötekini ve giy onun ayakkabısını. Yürü bakalım. Ne kadar yürüyebiliyorsun, onun ayakkabıları ile kendi doğrularınla?

Sevgiyi tüm ihtişamıyla kutlayın. Aşk Festivali, hayatınızı değiştirecek ve kalbinizi sevginin dönüşümsel gücüne açacak. Sevgi, bir kişiyi tanımanın ötesinde değiştirebilir. Bu harika duygu güven aşılar, güç ve enerji verir, yeni planların ve hayallerin ortaya çıkmasının nedeni olur. 


İstanbul, 360 Dereceden Aşk Festivali ile 12. defa tüm dünyaya bir Kızılderili atasözü ile seslenmeye hazırlanıyor, “Benim ayakkabılarımda yürü”

Küratör Işık Gençoğlu, “Festival Kalp sembolü kullanmıyor. Onun yerine kendi sembolünü, dolayısıyla mesajını dünyaya yaymayı amaçlıyor. Festival; 14 Şubat'ı kutlamıyor. Onun yerine 14 Şubat akşamı Çorbada Tuzun Olsun Derneği ile Taksim'de evsiz dostlarımıza yemek dağıtımına katkıda bulunuyor.


360 Dereceden Aşk Festivali'nin ana mekân destekçisi ve danışma kurulu üyeleri katılımıyla Sultanahmet Şerefiye Sarnıcında basın toplantısı gerçekleştirdi.


Toplantıya,Festival Kurucusu, Küratör Işık Gençoğlu, Şef Francesca Rosa, Pınar Kartal Timer, Festival Koordinatörü Seval Koçak Güven, Festival danışma kurulundan foto  Muhabiri Ali Özlüer katıldı.

Ana teması her daim AŞK ve zamansız  bir kültür, sanat, yaşam festivali olan  360 Dereceden Aşk Festivali; Sergileri, Etkinlikleri, Konferansları, Sinemayı, Gastronomiyi kapsıyor.

Festival Kurucusu, Küratör Işık Gençoğlu Bu yıl 12.si şubat ayında düzenlenecek olan uluslararası “360 Dereceden Aşk” festivali kapsamında; çalışma yaşamları sürecinde tarihe tanıklık eden, olaylara farklı bir göz ile yaklaşarak bizlerin de olayları oradaymışız gibi hissetmemizi sağlayan, başka bir deyişle görünmezi görünür kılan foto muhabirlerinin fotoğraflarının yer alacağı “Walk In Their Shoes” temalı bir sergi ile başlıyor. Festivalin Galası olma özelliğine de sahip bir açılış ile izleyici ile buluşacak Sergi, Şerefiye Sarnıcı’nda İBB Kültür A.Ş. sponsorluğunda gerçekleştirilecek olup, bu sergiyi gezenler olayları yeniden yaşayacak, görmedikleri olayları görmüş olacaklar. Tanıklık etmiş olsalar bile bakış açısından belki de olayları yeniden farklı bir şekilde görecekler.” Dedi





Festival Kurucusu, Küratör Işık Gençoğlu Festival programını açıkladı. Yaptığımız söyleşide Festival Koordinatörü Seval Koçak Güven 12 Şubat  2020 tarihindeki konferansın önemine dikkat çekerek , “Birlikte Olabilmek, Birlikte Düşünebilmek”, çeşitli sanatçıların, tasarımcıların ve konuşmacıların kendi aşklarını yani kahramanlarını anlatacağı, Aşkı Konuşanlar Konferansı, ESA 42 Maslak, 9:00-12:00 ,  13:30-17:00 saatleri arasında gerçekleşeceğini, iki oturumuna katılacakların çok istifade edeceklerini vurguladı. Konferansların ücretsiz olduğunuda ekledi.


Küratör Işık Gençoğlu 12. 360 Dereceden Aşk Festivali'nde bu defa “öteki”ni anlamak üzere çıktık yola. Gerçek hikâyelerin, sebeplerinin ve sonuçlarının peşine düştük. Gören, bilen, anlatmak isteyeni bizimle olmaya davet ettik. Öğrenip, topladığımız her bilgiyi sizinle paylaşmak hedefimiz.” Walk in my shoes! Söyleyecek sözü olan, 2020’ye iyilik ve güzellikle damgasını vurmak isteyenleri aşkın etrafında toplanmaya çağırıyoruz.” Sözleriyle çağrısın altını kalın çizdi.



Küratör Işık Gençoğlu, “29 Mart’a kadar devam edecek olan foto Muhabirlerin Onların Ayakkabılarında yürü isimli sergisi, Şerefiye Sarnıcı. 


Vural Bahadır Bayrıl, Hikmet Barutçugil, Mehmet Genç, Metin Bobaroğlu’nun İlahi Aşk Sohbetleri.


Benim Ayakkabılarımda Yürü isimli 28 Şubat'a kadar devam edecek olan karma sergi, Aynı zamanda alanda STK stantları ve onların geliştirdiği ürünler de olacak.


Genç akademisyenlerin,  Akademisyen hocaları eşliğinde tasarım atölye çalışması.

 Prof. Uğurcan Akyüz sohbeti ve imza günü, Lover's Bazaar Alanı, 42 Maslak, 

12 Şubat Aşkı Konuşanlar Konferansı, ESA 42 Maslak, 9:00-12:00 ,  13:30-17:00 saatleri arasında  iki oturum. Ücretsiz


Aşkın Damakta Kalan Tadı, Gastroshow, 42 Maslak,  Şef Francesca Rosa’nın yorumlarıyla hazırlanan yüzyıllar boyunca alınan göçler, komşuluklar, değiş-tokuşlar sayesinde kazanılmış lezzetler Dost Sofrası’nda

masamıza getiriyor. 

13 Şubat Geleneksel İstanbul Aşktır Kostüm Partisi: İstanbul Aşıkları Bir Arada! Penthouse, 22:00-01:00


Dr. Nursel Gülenaz Rehberliğinde Beyoğlu Aşıklar Gezisi, Taksim'den Pera'ya, tüm gün. Özel paket alternatifleri ile.” 


Gibi festival etkinlerinden bazılarını Açıkladı.


yilmazparlar@yahoo.com


Salı

Can Emre Dağ’ın ‘’Süveyda‘’ Sergisi Tan Evi Kültür Avlusu’nda-Yılmaz Parlar


Süveyda Tan Evinde


Çağdaş sanatın genç ressam ve heykeltıraşlarından olan sanatçı Can Emre Dağ’ın  ‘’Süveyda‘’ Sergisi Tan Evi Kültür Avlusu’nda sanatseverlerle buluştu.


Gönülde Bir Nokta… Tövbe edene kadar kalbindeki siyah nokta





Bir günah işlediğinde, kalbinin üzerinde siyah bir iz görünür. Eğer günahı terk ederse, affetmeye ve tövbe etmeye çalışırsa, kalbi cilalanır. Eğer günaha dönerse, bu nokta artar,  karanlık kalbini bir bütün olarak kaplar. kalbinin üstesinden gelene kadar artacaktır.  Tövbe etmeli ve tekrar yapmama niyetinde olmalıdır. Böylece kalbi açık olur.

Rivayete göre kalpte küçük, siyah bir leke olan Süveyda; insan varlığının hakikat gizlerinin mühürlendiği noktadır.




Can Emre Dağ’ın kişisel sergisi “SÜVEYDA”, sanatseverlerin beğenisiyle karşılandı. Can Emre Dağ’ın, soyut eserlerini sanatseverlerin beğenisine sunduğu sergide, sanatçının özel koleksiyonu göz kamaştırıcı bir etki bıraktı. Bilhassa İstanbul soyutlamaları büyük beğeni topladı.





Yeni ile eskinin birleştiği, doğu ile batının kesiştiği nokta olan Tan Evi Kültür Avlusu, sergi açılışlarına tüm hızıyla devam ediyor. Yeni sanatçılara verdiği destekle beraber, düzenlediği müzayedelerle de çağdaş sanatın en özel eserlerini sanatseverlerle buluşturuyor.  2020’de faaliyetlerine devam eden Tan Evi Kültür Avlusu, muhteşem sergi açılışlarına hız kesmeden devam ediyor.


Avluartspace organizasyonu ile Tan Evi Kültür Avlusu’nda gerçekleşen sergi 15 Ocak tarihine kadar ziyarete açık olacak.


yilmazparlar@yahıı.com

Cumartesi

Toplumcu Gıda Mühendisleri- Gıda Mühendisleri Odasına aday-Yılmaz parlar



Gıda Güvenliği Projelerim


Gıda Mühendisleri Odasının yönetimine aday olan Toplumcu Gıda Mühendisleri listesinde bulunan, Güvenilir Ürün Platformu Genel Sekreteri, Kanal Ekonomi Program Yapımcısı, Gazete ekonomi’nin Gıda Editörü Gıda Müh.Elif Aşlamacı Attepe’nin Gıda Güvenliği ile ilgili çok dikkat çeken Projeleri var.



Gıda hijyeni, yediğimiz gıdaların üretimi ve tüketimi için hijyenik ve sağlıklı koşullar oluşturmak ve sürdürmek için hayati önem taşır.

Hem kamu hem de özel kuruluşlarda güvenliği, kaliteyi ve gıda güvenliği ile ilgi geliştirmeyi amaçlayan program ve projelerin tasarımını, geliştirilmesini destekleyen ve toplumda gıda güvenliği bilincini oluşturan farkındalığı artıran projeleri ile ilgili Gıda Editörü Gıda Müh.Elif Aşlamacı Attepe ile söyleşi gerçekleştirdik.


Gıda kontrolü, gıda denetimi ve gıda hijyeni ve güvenliğine katkıda bulunabilecek destekleyici önlemler hakkında projeleri olan  Gıda Müh.Elif Aşlamacı Attepe öncelikle söylediği “Tüm dünyada insanlar hijyenik olmayan ve güvensiz yiyeceklerin tüketilmesinden kaynaklanan hastalıklardan her gün ciddi şekilde etkilenmektedir.

Gıda kaynaklı hastalıkları önlemek ve kontrol altına almak için iyi hijyenik uygulamalara önem vermeliyiz.  Gıda kaynaklı hastalıklar bulaşıcı veya toksik maddeler içeren gıdaları yemekten kaynaklanır. Yediğimiz yiyeceklerde mikroorganizmalar ve kimyasallar gibi kirletici maddeler bulunmamalıdır.” Şeklinde güvenilir olmayan gıdaların getirdiği zararlara dikkat çekdi.

Gıda Müh.Elif Aşlamacı Attepe “Bu Modülün sağlığın korunması ile ilgili bir dizi uygulamaları hijyen kavramı bunun önemli yönü, gıda kalitesini üretimden tüketime korumak için gereken birçok uygulamaları, ayrıca gıda atıklarının toplanmasını ve bertaraf edilmesini de içerir. Bu olaylar zinciri boyunca, doğrudan veya dolaylı olarak, bilerek veya bilmeyerek, istenmeyen kimyasalların ve mikroorganizmaların gıdayı kirletebileceği birçok nokta vardır.” Tüm gıda güvenirliği ile ilgili projeleri hayata geçirmek için Gıda Mühendisleri Oda seçimlerine aday olan Toplumcu Gıda Mühendisleri listesi içinde yer aldığını söyledi.


TMMOB’a bağlı yaklaşık 5000’e yakın üyesi olan, Gıda Mühendisleri Odasının, 12 Ocak 2020 tarihinde genel kurulu yapılacak.


Gıda sanayi başda olmak üzere birçok sektörde gıdaların güvenliğinden sorumlu gıda mühendislerinin en büyük meslek örgütü Gıda Mühendisleri Odası 12 Ocak 2020 deki seçime, Toplumcu Gıda Mühendisleri Aday Oldular.


Üç ayrı listenin yönetime aday olması beklenen seçimin çekişmeli geçeceği düşünülüyor. Bir önceki dönem seçimleri kazanarak yönetimde görev alan Toplumcu Gıda Mühendisleri, bu dönem içinde yönetime yeniden aday olduklarını duyurdu.





Toplumcu Gıda Mühendisleri adına Zafer Şenyurt, “İki yıldır görevdeyiz, özellikle istihdamın arttırılması ve meslektaşlarımızın özlük haklarının korunması gibi konularda önemli çalışmalar yaptık ayrıca ücretsiz eğitimler ve seminerler düzenledik. Yeni dönem için istihdamın arttırılması, Türkiye’nin gıda datasının oluşturulması, yeni mezun meslektaşlarımız için oryantasyon programı, mentorluk programı ve online eğitim gibi önemli projelerimiz var. Tüm meslektaşlarımızı 12 Ocak’ta Karaköy’de bulunan TMMOB Büyükkent Şubesi’nde oy kullanmaya bekliyoruz”dedi.






Şenyurt İstihdamın önemine dikkat çekerek   “Meslektaşlarımızın en önemli sorunu işsizlik bu yüzden önceliğimiz istihdamın arttırılması ve özlük haklarının korunması olacak. Meslektaşlarımızın yetkin oldukları alanlar başta olmak üzere doğru kişinin doğru yerde istihdamına yardımcı olacak bir data oluşturacağız bu program ile hem istihdamı arttırmayı hem de kamuoyunu doğru bilgilendirmeyi amaçlıyoruz. Üreten toplumlarda bilginin doğru dağıtımı kadar doğru bilgiye ulaşabilmekte çok önemli bu yüzden Basın Bilgilendirme Çalışma Grupları kuruyoruz, bu gruplar kendi alt komiteleri ile çalışarak başta tüketici olmak üzere her kesimi doğru bilgilendirecek yani artık doğru bilgiyi işin uzmanı paylaşacak” şeklinde sağlıklı iş ortamı sağlıyacaklarını açıkladı.


yilmazparlar@yahoo.com

Pazar

Winter Wonderland 2019-Yılmaz Parlar

 Başarı iletişimle Başlar

Günümüzde kişilerarası iletişim, insanlar arasındaki etkileşimlerde çok önemli bir faktördür, çünkü onsuz tek bir psikolojik işlev oluşturmak imkansızdır. 




Konuşma sırasında karşılıklı anlayışı geliştiriyoruz ve karmaşık sistemindeki tüm dinamikleri ile birçok yönden ilişkiler kuruyoruz.


Etkili iletişim psikolojisi için yeteneğini belirleyen birkaç seviye vardır. Yüksek uyumluluk, esneklik ve temas olduğunu varsayarsak, özgürlüktür; cesaret ve onur gösterisi ile aktif liderlik; ortak düzeyinde, fikri dinlemenizi ve en iyi çözümü bulmanızı sağlar. Sosyallik, tanışma ve iletişim kolaylığı ve kolaylığını sağlayan bir kişinin iyi niyetli duygusal durumu ile doğrudan ilgilidir.




Londra merkezli 19 ülke, 23 şehir”de faaliyet gösteren kadın platformu "Global Woman Club”  Türkiye kurucusu İş Kadını Sevda Kaya “Başarı iletişimle Başlar, İletişime sarıl markanı yarat” sloganıyla, kurumsal ve kişisel, özellikle kadın girişimcilerin genç tasarımcıların, markası olan ya da yeni marka yaratmış tasarımcılar icin iletişim stratejisi, marka yönetimi, satış, pr ve network konusunda hizmet veriyor.




Çeşitli iş kollarını bünyesinde bulunduran kurumsal şirketlere kurumsal iletisim, eğitim ve organizasyon, hizmetleri sunan, ayrıca farklı temalar’da butik fuar organizasyonları düzenleyen Blissevent-Pr kurucusu Sevda Kaya, Elif Gönlüm koordinatörlüğünde Winter Wonderland 2019 düzenleyerek Nişantaşı St. Regis Hotelde yerli-yabancı bir çok seçkin ünlü markaların, tasarımcıların ürün ve hizmetini biraraya getirdi.


Her etkinlikde farklı uyguladığı gibi, Winter Wonderland 2019’da sosyal sorumluluk projesi kapsamında, Yaratıcı Çocuklar Derneği’ne çocukların hayal güçlerini ve yeteneklerini sergilemelerine destek verdi.




TAV Passport ana sponsorluğunda, Dünya mutfağının lezzetlerini tattıran DİO Nişantaşı’nın hizmet sponsorluğunu ve Global Gayrimenkul pazarında Ingiliz markası Gred-Knight Frank’ın destek sponsorluğunu üstlendiği etkinlikde özgün, çağdaş, modern koleksiyonların ve aksesuarların sergilendiği elit katılımcılar ve elit ziyaretciler vardı. 


Doğal ve taze ürünleri hijyenik ve sağlıklı ambalajlarda tüketime sunan Mehmet Kemal Yerlioğlu tarafından kurulan Nutta marka kuruyemişler yılbaşına özel gün hazırlık içinde olduklarını söylerken gıda ürünlerinin sergilendiği standları, ilgi çeken yoğunluk gösterenler arasındaydı




Ethica Sağlık Grubu’nun bir parçası olan estethica; Ataşehir, Bakırköy ve Levent lokasyonlarında hizmet veren; gelişmiş teknolojiler, alanında uzman doktorlar ve tecrübesiyle, Türkiye’deki en güvenilir estetik cerrahi hastanesi olduğunu, Estetik ve plastik cerrahi, saç ekimi ve saç sağlığı, sağlıklı yaşam ve beslenme, dermatoloji ve medikal estetik, ağız ve diş sağlığı, varis ve akupunktur kliniklerinde hizmet verdiği bilgilerini iletişim müdürü Gülşah Sadık, Dermatoloji Bölüm yöneticisi Zeynep Akbaş ve misafir ilişkiler müdürü Evrim Eryılmaz’dan alıyoruz.


İngiliz gayrimenkul pazarlama devi Knight Frank ile “Global Vitrin” (The Global Showcase) adı altında inovatif bir işbirliği projesi yapan, Türk yatırımcılara konut ve perakende gayrimenkul konularında danışmanlık ve aracılık hizmeti veren Londra merkezli Türk Girişimi GRED (Global Real Estate Development), kurucusu, ABD’de sürdürülebilirlik üzerine akademik çalışmalar yapmış Türk kadın girişimci Meltem Türker ile şehir planlama ve gayrimenkul geliştirme konularında sohbet ediyoruz. 




Nefes koçluğu,Yaşam koçluğu, NLP Practitioner Master programları konusunda danışmanlık yapan, İletişim becerilerinin önemine dikkat çeken iş kadını Sevda Kaya ile kısa bir söyleşi gerçekleştiriyoruz.


İnsanlarla iletişim kurmanın kurallarını sorduğumuzda; Sevda Kaya “Her şey iletişim ile başlar, eğer iletişim ilginç ise, huzur, memnuniyet ve başarı getirir. Etkili iletişim stratejileri, çalışanları iyi bilgilendirilmiş ve üretken tutabilir. Profesyonel ve yüksek kaliteli iletişimin tek bir tuvali, rahat, kolay bir atmosfer yaratmanıza yardımcı olacak bir dizi basit kurala uymalı İletişimin temellerine hakim olmak için, bir kişinin ilk bakışta bu süreçle ilgisi olmayan becerileri birbirine bağlaması gerekir.” bilgeliğin incilerini  içeren  cevabı alıyoruz.


yilmazparlar@yahoo.com


Büyükelçiler Karadeniz Mutfağında-Yılmaz Parlar

 Büyükelçiler Karadeniz Mutfağında


Brezilya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Çek Cumhuriyeti, Sırbistan, Demokratîk Kongo, Pakistan, İzlanda, Kazakistan Büyükelçileri ve eşleri Ankara Sheraton Hotelde düzenlenen Karadeniz Yemeklerinin yer aldığı “Cooking Class” etkinliğine katıldı. 

Ankara Sheraton Hotel Genel Müdürü Ali Sarı 'nın ev sahipliğinde ve Uluslararası Sağlık Derneği Genel Başkanı Dr. Fulya Sağlık ile Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkanı Zeki Açiköz' ün işbirliğiyle Karadeniz Yemeklerinin yer aldığı Cooking Class gerçekleşti. 




Karadeniz'in geleneksel meşhur lezzetlerinden Kuymak, Hamsi kuş ve hamsili pilav Samsun'dan gelen aşçılar tarafından, Büyükelçi eşlerine demonstre edildi. 


Büyükelçi eşleri şefleri ilgiyle izleyip, onlarla birlikte öğrendiklerini tatbik etti. Daha sonra da bu lezzetleri tatdılar.


Karadeniz'e çıkan hamsiyi çok sevdiklerini, hamsili pilavı ilk kez yediklerini belirten Büyükelçi eşleri, evlerinde de öğrendikleri Karadeniz yemeklerini hazirlayacaklarını ifade etti. 




Samsun Sanayi ve Ticaret Odası'nın destekleri ile gerçekleşen, Sheraton Ankara Hotel & Convention Center' da 15 Aralık 2019 tarihine kadar devam eden Karadeniz Yemekleri Haftasında Uluslararası Sağlık Derneği Genel Başkanı Dr. Fulya Sağlık açıklmada bulundu.  





Türk mutfağının dünyada tanınırlığının artması için diplomatik misyona bu tarz etkinlikler düzenlediklerini belirten Dr. Fulya Sağlık “Dünyada Gastronomide üç ilimiz;  Gaziantep, Hatay ve bu yıl Afyon UNESCO listesinde, bizim bir çok ilimiz bence UNESCO'ya girmeyi hak ediyor. 




Yakın gelecekte Karadeniz yemeklerinin de UNESCO listesine dahil edileceğini ümit ediyorum. Türkiye'de olduğumuz için çok şanslıyız. Ülkemizde zengin, bol, kaliteli ve çok çeşitli sebze ve meyveler, yiyecekler yetişmektedir. 





Bu yiyecekler hijyen kurallarına uygun ortamda ve sağlıklı bir şekilde pişirildiğinde vücut açısından önem teşkil eder. Burada şeflerimizle birlikte hijyen kurallarına uygun mükemmel Sheraton mutfağında lezzetli Karadeniz yemeklerini hep beraber öğrendik, yaptık,tadına baktık. Etkinlik çerçevesi içinde önümüzdeki ay görev süresi dolan ülkemizden ayrılacak olan 





Brezilya Büyükelçi eşi Diva Gradilone, için bir de sürpriz veda partisi gerçekleşti.”dedi


yilmazparlar@yahoo.com