Cumartesi

Tarsus’ta 23 Nisan Coşkusu Zirve Yaptı-Yılmaz Parlar

 Tarsus Atatürk Gösteri Merkezi’nde Unutulmaz Bayram

Dünya Çocuklarına Türkiye’den Örnek Kutlama

Milli Eğitim Müdürü, "Çocuklarımızın Yüzü Gülüyorsa Geleceğe Umutla Bakabiliriz."

23 Nisan Tarsus Çocuk Bayramı Kutlamaları: Muhteşem Bir Coşku ve Gurur Tablosu

Tarsus’ta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, görkemli bir şölen havasında kutlandı. Renkli kortejler, coşkulu marşlar ve birbirinden yaratıcı gösterilerle adeta bir bayram şenliğine dönüşen etkinlikler, büyük küçük herkesi büyüledi.

Miniklerin enerjisi ve heyecanı, Tarsus Atatürk gösteri Merkezi ı neşe ve gururla doldurdu. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Tarsus, Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu özel günü en güzel şekilde taçlandırdı.

Tarsus’ta 23 Nisan Destanı: Çocuklara ve Barışa Adanmış Bir Gün

Mersin’in kültür, tarih ve medeniyetler kenti Tarsus, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı, adeta masalsı bir atmosferde kutladı. Tarsus Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenler, Türkiye’ye örnek olacak nitelikteydi. 27 Aralık 2018 tarihinde Başkanlığını Ali Boltaç’ın yaptığı  Tarsus Belediyesi tarafından halkın hizmetine sunulan bu görkemli Atatürk Gösteri Merkezinde, çocuklar başroldeydi; neşe, umut ve barış her köşeye yayıldı.

Protokol ve Halk El Ele

Etkinlik, Tarsus Kaymakamı Kaymakam Mehmet Ali Akyüz'ün ’nın halkı ve çocukları selamlamasıyla başladı. Garnizon Komutanı ve Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç birlikte Tören alanındaki çocukları ve Tribündeki Tarsus Halkı sevgiyle selamladı.

Törene Mersin milletvekilleri, Tarsus Belediye Başkanı, İlçe Milli Eğitim Müdürü, daire amirleri, öğretmenler, öğrenciler ve binlerce vatandaş katıldı. Protokolün halkla iç içe olması, bayramın ruhuna yaraşır şekilde birlik ve beraberliği gözler önüne serdi.

Sahnede Çocuklar, Gönüllerde Türkiye

Minik yüreklerin sahne performansları ise görülmeye değerdi. Halk oyunlarından şiirlere, tiyatrodan müzik dinletilerine kadar birçok gösteri büyük beğeni topladı. Kültür Merkezi çocukların neşeli sesleriyle yankılanırken, salonda bulunan herkes geleceğe dair umutlarını tazeledi.

Saygu Duruşu ve İstiklal marşının gür sesle söylemi sonrasında Milli Eğitim Müdürü’nden konuşma gerçekleştirildi.

Milli Eğitim Müdürü’nden Duygusal Konuşma

Tarsus İlçe Milli Eğitim Müdürü yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:

“Bugün burada sadece bir bayramı değil, geleceğimizi, barışı ve umudu kutluyoruz. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu anlamlı gün, bizim sorumluluğumuzu da artırmaktadır. Çocuklarımızın yüzü güldüğünde, bizler de geleceğe umutla bakabiliyoruz. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak, her çocuğun potansiyelini ortaya koyabileceği bir sistem inşa etmek boynumuzun borcudur.”

Çocukların yeteneklerini sergilediği danslar, şiirler ve halk oyunları gösterileri izleyenleri kendine hayran bıraktı. Tarsus Belediyesi’nin özenle hazırladığı etkinlik alanları, dev bayraklar, balonlar ve rengarenk süslemelerle adeta bir masal diyarına dönüştü. Bu muhteşem organizasyon, Tarsus’un ne kadar özel bir şehir olduğunu bir kez daha kanıtladı. 23 Nisan coşkusunu Tarsus’ta yaşamak, çocukların saf mutluluğuna tanık olmak gerçekten paha biçilemez bir deneyimdi. Tarsus, 23 Nisan’ı en güzel kutlayan şehirlerden biri olarak bir kez daha tarihe geçti!

23 Nisan Nedir? Neden Önemlidir?

23 Nisan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve egemenliğin halka verildiği tarihtir. Aynı zamanda dünyada çocuklara armağan edilmiş ilk ve tek bayramdır. Atatürk’ün ileri görüşlülüğüyle 23 Nisan, çocuklara ithaf edilerek barışın, kardeşliğin ve geleceğin simgesi haline gelmiştir.

Dünya Çocukları İçin Ne Yapmalı?

Bu özel günün sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada çocukların bayramı olarak kutlanması için şu adımlar atılabilir:

Her ülkede 23 Nisan  çocuk bayramı teşvik edilmeli.

Uluslararası çocuk festivalleri yaygınlaştırılmalı.

Çocuk hakları konusunda küresel farkındalık kampanyaları artırılmalı.

Kültürel değişim programları ve kardeş okul projeleriyle dünya çocukları bir araya getirilmeli.

Tarsus’tan Tüm Dünyaya Mesaj

Tarsus’taki 23 Nisan kutlamaları, sadece bir tören değil; barışa, kardeşliğe ve çocuklara adanmış bir mesajdı. Kültür Merkezi’nde yankılanan alkışlar, geleceğin mimarlarına duyulan güvenin en net göstergesiydi. Bu yıl Tarsus’tan yükselen çocuk neşesi, tüm Türkiye’ye hatta dünyaya umut oldu.

yilmazparlar@yahoo.com


Pazar

Türk Dünyasının Gururu, “Tomris Hatun” Ozoda İslomova-Yılmaz Parlar

  Türk Dünyasının Gururu, “Tomris Hatun” Ozoda İslomova


Özbek Kadın Hakları Derneği  Başkanı Ozoda İslomova Türk Dünyasının Umudu Kadınlar İçin Çalışan  Bir Lider


Özbek Kadın Hakları Derneği 4 Yılda 7000 Kadının Hayatına Dokundu

Demir anlamına gelen Tarihte ilk kadın hükümdar olan “Tomris Hatun” ismiyle çevresinde anılan Kadın Haklarının Güçlü Sesi, Özbek Kadın 

Hakları Derneği Başkanı Ozoda İslomova’dan Uluslararası Başarı Öyküsü



4 Yılda 7.000 Kadına Ulaşan Örnek Çalışmalar

Kadınların sesi, hakkı ve geleceği için bir umut ışığı yakan Özbek Kadın Hakları Derneği, kısa sürede attığı büyük adımlarla yalnızca Özbekistan’da değil, tüm Türk Cumhuriyetleri’nde ve hatta uluslararası arenada yankı uyandıran bir başarı hikayesine dönüştü. Derneğin kurulduğu günden bu yana geçen yalnızca 4 yılda tam 7000 kadının hayatına dokunulması, bu başarının en somut göstergesi…

7.000’den fazla kadına eğitim, istihdam, hukuki destek ve Ramazan erzak yardımı gibi kritik hizmetler sunarak büyük bir sosyal dönüşüme imza attı. Dernek, başkanları Ozoda İslomova öncülüğünde yalnızca Özbekistan’ın değil, tüm Türk cumhuriyetlerindeki kadınların haklarını korumak ve güçlendirmek için çalışıyor.

Uluslararası Boyutta Hizmet
Türk dünyasındaki kadınların sesi olmayı hedefleyen dernek, sponsorların desteğiyle daha büyük projelere imza atmayı planlıyor.

Eğitim, İstihdam ve Hukuki Destek Kadınlara Umut Olan Dernek

Eğitimden ekonomiye, hukuki danışmanlıktan acil yardıma kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren Özbek Kadın Hakları Derneği, kadınların toplumsal ve ekonomik hayatta aktif rol alması için mücadele ediyor.

Ramazan aylarında da binlerce aileye erzak yardımı ulaştırarak sosyal dayanışmanın örnek adresi haline geldi.

Bu başarıların arkasında ise vizyoner bir lider duruyor:

Ozoda İslomova, Cesaret ve Özverinin Lideri
Derneğin başkanı Ozoda İslomova, kadın hakları konusundaki kararlı duruşu ve vizyoner liderliğiyle takdir topluyor.



Bir Liderden Fazlası, Ozoda İslomova

Sadece güçlü bir kadın hakları savunucusu değil; aynı zamanda toplumun her kesimine umut ve cesaret veren ilham verici bir figür. Onun önderliğinde şekillenen bu yolculuk, kadınların sesini daha gür çıkarmasını, haklarını bilmesini ve yaşamlarını kendi ayakları üzerinde inşa etmelerini mümkün kıldı.

İslomova’nın samimiyeti, kararlılığı ve kapsayıcı vizyonu, derneği kısa sürede uluslararası düzeye taşıdı. Artık dernek sadece Özbekistan’da değil, Tüm Türk Cumhuriyetleri’nden kadınların haklarını koruma misyonuyla faaliyetlerini sürdürüyor.

Uluslararası arenada da ses getiren projelere imza atıyor. İslomova’nın azmi ve kadın dayanışmasına inancı, Özbek kadınlarının geleceği için umut olmaya devam ediyor.

Gönüllü Destek ve Sponsorlarla Daha Güçlü Projelere Doğru

Bugüne kadar gönüllülerin ve destekçilerin katkılarıyla yürütülen çalışmalar, sponsorların da desteğiyle daha büyük ve kalıcı projelere dönüşmek üzere. Eğitim merkezleri, kadın sığınma evleri, mesleki gelişim atölyeleri ve çok daha fazlası artık hayal değil.

Kadınlar için daha adil bir gelecek hedefiyle yola çıkan Özbek Kadın Hakları Derneği ve Başkan Ozoda İslomova, destekçileri sayesinde çok daha güçlü projelere imza atacak.

Daha fazla kadına ulaşmayı ve toplumsal cinsiyet eşitliği için yeni adımlar atmayı hedefliyor.

Türk Dünyasının Kadınlarına Umut Oluyorlar
Tüm Türk cumhuriyetlerindeki kadınların haklarını savunan, 
Mecidiyeköy Kerven Geçmez Sokak Keskin İş merkezindeki dernek, kardeş ülkeler arasında dayanışmayı güçlendiriyor. Özbek Kadın Hakları Derneği ve Başkanı Ozoda İslomova, yaptıkları örnek çalışmalarla takdir topluyor, kadınların hayatına dokunmaya devam ediyor.

yilmazparlar@yahoo.com

Çarşamba

EKAV’dan Sanatın Büyüleyici Dünyasına Yolculuk-Yılmaz Parlar

 EKAV’dan Sanatın Büyüleyici Dünyasına Yolculuk

İçsel Yansımalar’ Sergisi ile Ruhun Derinliklerine Yolculuk

"İnci Aksoy’un Vizyonuyla 34 Yıldır Sanata Işık Tutan EKAV, Türkiye ve İngiltere’den Sanatçıları Bir Araya Getirdi"

Türkiye’nin kültür ve sanat dünyasında ilham verici bir figür olarak öne çıkan, aynı zamanda iş dünyasının en güçlü kadınlarından biri olan İnci Aksoy’un kuruculuğunu üstlendiği EKAV / Eğitim, Kültür ve Araştırma Vakfı, bir kez daha sanatseverleri büyüleyen bir sergiye ev sahipliği yapıyor.

EKAVART Gallery’de açılışı gerçekleşen “İçsel Yansımalar (Inner Psyche)” isimli uluslararası karma sergi, sanatın ruhu iyileştiren ve dönüştüren gücünü bir kez daha ortaya koyuyor.

Sergi, insan ruhunun derinliklerine uzanan, psikoloji, duygusal dışavurumculuk ve sembolizm akımlarını harmanlayan bir anlatım sunuyor.

Türkiye’nin öncü kültür ve sanat kurumlarından Eğitim, Kültür ve Araştırma Vakfı (EKAV), kurucusu İnci Aksoy’un öncülüğünde, 34 yıldır sanatın dönüştürücü gücünü toplumun her kesimine ulaştırıyor.

Türkiye’nin en başarılı iş kadınlarından biri olan ve sanata olan tutkusuyla tanınan Aksoy, EKAV’ı “Sanat Geliştirir, Sanat İyileştirir, Sanat Birleştirir” vizyonuyla bir marka haline getirdi.

Sanatın Gücüyle İyileşmek ve Birleşmek

EKAV’ın Büyüleyici Mirası

“İçsel Yansımalar (Inner Psyche)”, Ruhun Labirentlerinde Yolculuk



Sezin Aksoy’un küratörlüğünde düzenlenen “İçsel Yansımalar” karma sergisi, Türkiye ve Birleşik Krallık’tan 16 sanatçıyı bir araya getirdi.

Sergi, psikoloji, duygusal dışavurumculuk ve sembolizm  akımlarından beslenerek, insan bilinçaltının derinliklerine ışık tutuyor.

Sanatçılar, sosyal kimliklerin yarattığı baskıları, insan psikolojisindeki kırılmaları ve duygusal dönüşümleri farklı tekniklerle ele alıyor. Sergide, ışık ve rengin insan ruhundaki yansımaları adeta bir şölene dönüşüyor.

Her bir eser; bilinçaltının sessiz çığlıklarını, toplumsal rollerin birey üzerindeki baskısını ve ruhsal dönüşümü izleyiciyle buluşturuyor. Farklı teknikler ve disiplinlerin bir araya geldiği bu özel sergi, sanat aracılığıyla içsel keşfin kapılarını aralıyor.

“İçsel Yansımalar”8 Mayıs 2025’e kadar Ekavart Gallery’de sanatseverlerle buluşmaya devam edecek.



Yasemin Vardarlılar’ın Büyüleyici Seramik Evreni “Başka Neler Mümkün?”

Sergide yer alan dikkat çeken isimlerinden ressam ve seramik sanatçısı Yasemin Vardarlılar.

Eserlerinde izleyiciyi gerçeklikten koparıp hayali bir yolculuğa çıkarıyor.

Gerçekliğin dışına çıkaran “Bu fiziksel yaşamın ötesinde başka hangi sihirler var?”

“Başka neler var?” gibi soruların peşinde koşan Vardarlılar, son serisinde beden ve ruhun uyumunu sorguluyor.

“Ya bedeniniz ruhunuzla birlikte genişleyebilseydi?” sorusunu yönelten sanatçı, çalışmalarında insan bedeninin ve kimliğinin metamorfozunu şiirsel bir dille yansıtıyor. Eserlerindeki çok katmanlı yapı, ruh ve bedenin farklı evrenlerdeki dansını gözler önüne seriyor.

EKAV,  Sanatın İyileştirici Gücüne İnanan Bir Çatı

Adı sanata, eğitime ve toplumsal duyarlılığa adanmış bir yaşamla özdeşleşen İnci Aksoy, EKAV’ı 1991 yılında sadece bir vakıf olarak değil, geleceğin sanatçılarına umut veren bir vizyon merkezi olarak kurdu.

Sanatı herkes için erişilebilir kılma hedefiyle yola çıkan Aksoy, bu süreçte sadece Türkiye’de değil, uluslararası arenada da büyük saygı kazandı.

İnci Aksoy’un liderliğinde EKAV, sanatla büyümek, gelişmek ve iyileşmek isteyen herkes için bir yuva oldu. Onun vizyonu ve emeği sayesinde, "Sanat Geliştirir, Sanat İyileştirir, Sanat Birleştirir" mottosu sadece bir söz değil, EKAV’ın hayata geçirdiği her projede hissedilen bir gerçeğe dönüştü.

Sanatı toplumla buluşturma misyonuyla hareket ediyor. Bağış makbuzu ile çalışan vakıf, düzenlediği etkinliklerden elde ettiği gelirleri genç sanatçıların eğitimine aktarıyor.

Ekavart Gallery, her geçen gün büyüyen programıyla, Türkiye’nin kültür sanat hayatına yön veriyor.

“Sanat, sınırları olmayan bir dildir. EKAV ise bu dilin en güçlü temsilcilerinden biri.”

Süzer Plaza’da Ritz Carlton Oteli altında bulunan Ekavart Gallery, kar amacı gütmeyen bir sanat merkezi olarak, genç yeteneklere burs desteği sağlıyor ve sanatseverlere unutulmaz sergiler sunuyor.

Galerinin yalnızca bir sergi mekânı değil, aynı zamanda bir kültür platformu olarak büyümesi, EKAV’ın sanata olan tutkusunun ve vizyoner duruşunun en büyük kanıtı.

“İçsel Yansımalar” sergisi, 8 Mayıs 2025’e kadar sanatseverleri Ekavart Gallery’de bekliyor.

yilmazparlar@yahoo.com.

Cuma

Şule Gökırmak, “Yılın Kadını” Ödülü-Yılmaz Parlar

 Şule Gökırmak, “Yılın Kadını” Ödülü

Turizmden Spora, Sosyal Sorumluluktan Ödüllere Uzanan Bir Liderlik Hikayesi

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Yabancı Basın Ajansı'ndan “Yılın Kadını” Ödülünü Alan Şule Gökırmak, Beşiktaş'ta ve Turizm Sektöründe İz Bırakmaya Devam Ediyor.

Şule Gökırmak, yaptığı işte iz bırakan, toplumun lideri olmayan ve kadınların gücünü platformunda temsil eden bir lider. Onun hikayesi, sadece başarı değil, aynı zamanda ilham ve umut vaat ediyor.



Şule Gökırmak, turizm sektöründeki başarılı kariyeri, sosyal sorumluluk projelerindeki lider rolü ve Beşiktaş Spor Kulübü'ndeki yönetimiyle piyasadan sürekli söz ettiren bir isim.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında Yabancı Basın Ajansı tarafından “Yılın Kadını” ödülüne layık görülen Gökırmak, kadınların toplumdaki en çok bir kez daha gözlerinin önünde serdi.

Turizm sektörünün gözde isimlerinden biri olan Şule Gökırmak, birçok otel yöneticiliği görevinde bulunarak sektöre önemli katkılar sağladı.

Van kahvaltısının operasyonunu yürüten Van'ı Guinness Rekorlar Kitabı'na taşıyan Gökırmak, turizm alanında yaratıcı ve etkili çalışmalarıyla dikkat çekti.

Ancak onun başarı hikayesi sadece turizmle sınırlı değil. Beşiktaş Spor Kulübü'ne dönerek icra kurulu olan Gökırmak, kulübün tüm sosyal sorumluluk yönetimine liderlik ediyor.



Bölgedeki çocukların deprem için hazırladığı “Bu Oyuncak Sana Arkadaşım” etkinliği, Felis Ödülleri'nde yedi ödül kazanarak, yaratıcı ve duyarlı korumasını bir kez daha kanıtladı.

Şule Gökırmak, engelli bireylerden kanser hastalarına, ihtiyaç sahibinden depremzede parçalara kadar toplumun her kesimine dokunmayı başaran bir lider.

Kurucu'nun genel başkanı olduğu Değer Otizm Yardımlaşma Derneği ile otizmli hayata dokunan projelere imza atarken, Turoyd (Turizm Otel Yöneticileri Derneği) yönetim kurulu üyesi olarak da sektöre katkıda bulunuyor.

Şule Gökırmak, sadece bir turizmci ya da spor yöneticisi değil; aynı zamanda toplumsal gelişme, gelişmişlik ve gelişmiş bakış açısıyla bir rol modeli. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde aldığı “Yılın Kadını” ödülü, bu özelliğiyle bir kez daha taçlandırıldı. Şule Gökırmak, kadınların toplumdaki gücü ve gücü en güzel şekilde temsil eden isimlerden biri olarak, geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor.

Şule Gökırmak, turizm ve sporun buluşmasında gelişmiş bir bakış açısıyla “mecburi turizm” güncellemesini taşıyor.

Beşiktaş Spor Kulübü’nün küresel taraftar kitlesini harekete geçirerek, Türkiye’ye daha fazla ziyaretçi çekmeyi amaçlayan projeler geliştiriyor.

Taraftarların sadece maçlar için değil, ülkenin kültürel ve doğal güzelliklerini ayırmak amacıyla da Türkiye’ye gelmelerini teşvik eden bu projeler, turizme yeni bir soluklanma getiriyor.

Gökırmak, Beşiktaş'ın marka değerini kullanarak, taraftarlarını Türkiye'nin farklı bölgelerine yönlendiriyor ve bu sayede hem spor turizmini canlandırıyor hem de ülke ekonomisine katkı sağlıyor.

Bu yaklaşım, turizmin sınırlarını genişleterek, sporun birleştirici gücünü turizmle buluşturuyor.

yılmazparlar@yahoo.com

Kara Elmasın İzinde Bir Ömür-Yılmaz Parlar

  Kara Elmasın İzinde Bir Ömür,

Hüseyin Akarçeşme'nin Eseri Hafızalara Kazınıyor

Kömür, sadece bir yakıt değil; kimi zaman bir mücadele, kimi zaman da bir hayat tarzı olarak karşımıza çıkar. İşte bu mücadeleyi yıllar boyunca yaşamış ve deneyimlerini bir kitaba dökmüş bir isim: Hüseyin Akarçeşme. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclis Üyesi olan Akarçeşme’nin kaleme aldığı Kömür Peşinde Bir Ömür adlı kitap, okuyucularını kömürle yoğrulmuş bir hayat hikâyesine ve Türkiye’nin ekonomik dönüşümüne tanıklık etmeye davet ediyor.

Anadolu’dan İstanbul’a uzanan ekonomik ve sosyal mücadelenin izlerini süren eser, kömür sektöründe yaşanan değişimleri gözler önüne sererken, anekdotlarla süslenmiş yaşam öyküsünü de paylaşıyor. ArkeoPera Kitabevi tarafından yayımlanan bu eser, iş dünyasının gelişim sürecine ışık tutarken, aynı zamanda bireysel bir başarı hikâyesini de okurlarıyla buluşturuyor.

Kömür Tozundan Satırlara Uzanan Yolculuk

320 sayfalık bu kapsamlı eser, dört ana bölümden oluşuyor. "Taşı toprağı altın şehirde, köy çocuklarının gecekondularda başlayan mücadelesinin öyküsü" alt başlığıyla okuyucularına seslenen kitap, yazarın kendi yaşamını merkeze alarak, sektörün dünü ve bugünü arasında bir köprü kuruyor. Kömür madenciliği ve ticaretindeki zorlukların yanı sıra, İstanbul’un sanayileşme sürecindeki evrimini de anlatan kitap, hem sektöre ilgi duyanlar hem de yaşam mücadelesinin gerçek örneklerini görmek isteyen okuyucular için önemli bir rehber niteliğinde.

Sadece Ekonomi Değil, Kültürel Bir Miras

Kitap yalnızca ekonomik dönüşümle sınırlı kalmıyor; aynı zamanda geçmişte sıkça kullanılan, ancak günümüzde unutulmaya yüz tutmuş halk deyişlerini, şoförlerin yol hikâyelerinden süzülen nükteli tekerlemeleri ve kahvehane kültüründen doğan müşteri-esnaf atışmalarını da içeriyor. Bu yönüyle eser, Türkiye'nin sosyokültürel tarihine de önemli bir katkı sunuyor.

İstanbul’un modern yapısı ile Anadolu’nun köklü kültürü arasında bir köprü kuran Akarçeşme ailesinin hikâyesi, İstanbul’a göç eden binlerce insanın yaşadığı serüvenin bir yansıması niteliğinde.



İş Dünyasına Dair Önemli Tespitler

Hüseyin Akarçeşme, kömür sektörünün değişen dinamiklerini kendi gözlemleriyle aktarmanın yanı sıra, Türkiye'nin iş dünyasındaki değişimi de kitap boyunca irdeliyor. 1980'lerden günümüze kadar olan süreçte, ticaret hayatının nasıl dönüştüğünü ve yerel işletmelerin küresel rekabet ortamına nasıl adapte olduğunu çarpıcı örneklerle anlatıyor. Özellikle İTO Meclis Üyesi olarak edindiği deneyimler, iş dünyasının ekonomik politikalarla şekillenme sürecine dair önemli ipuçları sunuyor.

Bir Vefa Borcu: Geliri Hayır İçin Kullanılacak

Kitabın belki de en anlamlı yanlarından biri, satış gelirinin tamamının Giresun’un Çamoluk ilçesi Dolundas Mahallesi'nde yer alan Ali Dede Türbesi ve Mesire Alanı’nın restorasyonuna bağışlanacak olması. Doğup büyüdüğü topraklara duyduğu vefayı her fırsatta dile getiren Akarçeşme, bu adımıyla memleketine olan bağlılığını bir kez daha gösteriyor.

Bir Babadan İlham Alan Bir Hayat

Akarçeşme’nin hayata bakışını şekillendiren en büyük isimlerden biri de hiç kuşkusuz babası Ali Akarçeşme. Onun azmi, çalışkanlığı ve paylaşma kültürü, yazarın tüm hayatına yön veren değerler arasında yer alıyor. Babasının kendilerine kazandırdığı disiplinle büyüdüğünü anlatan Hüseyin Akarçeşme, onun yokluktan varlığa uzanan serüvenini kitabında samimi bir dille işliyor.

İstanbul’un varoşlarından iş dünyasına uzanan bu zorlu yolculuk, sadece bir bireyin değil, bir neslin ve hatta bir ülkenin dönüşümünü anlatıyor. Babası Ali Akarçeşme’nin İstanbul’a göçü, burada hamallıkla başlayıp şoförlüğe ve ardından ticarete adım atması, azmin ve çalışkanlığın en güzel örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Onun, "Hazır ol- rahat- esas duruş-selâm dur" komutlarıyla güne başlayan çocuklarına kazandırdığı disiplin, bugünün başarılı iş insanlarının temel taşlarından biri olarak kitabın sayfalarında yer buluyor.

İTO Başkanı Şekib Avdagiç’ten Övgü Dolu Sözler

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, Akarçeşme'nin kitabına yazdığı takdim yazısında onun vizyonunu ve iş dünyasına kattığı değeri şu sözlerle anlatıyor:

“Bir insanın kıymetini anlamak, onun ortaya koyduğu eserleri, karakterini ve toplum için yaptığı katkıları görmekle mümkündür. Hüseyin Akarçeşme’nin kaleme aldığı bu eser, sadece onun değil, Anadolu insanının İstanbul'daki başarı hikâyesinin bir özeti niteliğinde. Akıcı üslubu ve samimi anlatımıyla, okuyanları bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.”

Avdagiç, Akarçeşme'nin yalnızca ticari başarılarıyla değil, hayata bakış açısıyla da örnek bir insan olduğunun altını çizerek, onun dostluklarını, iş dünyasındaki ilkelerini ve topluma olan katkılarını takdirle anıyor.

Kara Elmasın Hikâyesi, Türkiye’nin Hikâyesi

Kömür Peşinde Bir Ömür, yalnızca bir iş insanının anıları değil, aynı zamanda Türkiye’nin sanayileşme sürecine, ticaretin dönüşümüne ve iş dünyasının dinamiklerine ışık tutan kıymetli bir eser. Hüseyin Akarçeşme, satır aralarına sakladığı anıları, gözlemleri ve yaşanmışlıklarıyla, kömür tozuna bulanmış bir yaşamın içinden geçen bir başarı hikâyesini bizlere sunuyor.

Bu kitap, hem geçmişi hatırlamak hem de geleceğe dair dersler çıkarmak isteyen herkes için kaçırılmayacak bir eser niteliğinde.

yilmazparlar@yahoo.com

Pazartesi

ANA Dergisi, 2025 Yılında Kültürel Sanatın Zirve Noktası Olacak-Yılmaz Parlar

 ANA Dergisi, 2025 Yılında Kültürel Sanatın Zirve Noktası Olacak

Kültürel sanat dünyasında derinlemesine bir yolculuğa çıkmak isteyenler için, adeta bir rehber niteliği taşıyan, Sanatın her alanına dair titizlikle hazırlanmış içerikleriyle, okuyucularını estetik bir deneyimin içine çeken ANA Dergisi, yazarları danışmanları, bir araya geldi. 2025 projeleri için çalışmalarını sürdürdü.



Sanatseverlerin kalplerinde özel bir yer edinmeyi başaran Dergi Sahibi Şaheste Günday açılış konuşmasında; Sanatın büyüleyici evrenine dair yenilikçi bakış açılarıyla okurlarını bilgilendirmeyi hedeflendirdiklerini, edebiyat, resim, müzik ve daha birçok sanat dalında öne çıkan isimleri ve eserleri derinlemesine analiz etmeyi sürdürme isteğinde olduklarını dile getirdi.



Özgün röportajlarla sanatçıların düşünce dünyalarına ve yaratım süreçlerine ışık tutmak,  okuyucularına sıra dışı bir sanat deneyimi yaşatmak için konularında başarılı olan isimleri dergide bulundurduklarını ifade etti.



Konuk konuşmacı, Emekli  Büyükelçi Önder Özar’ı mikrofona davet etti.

Özar Dış politika hakkında bilgiler paylaşırken öngörülerinide ekledi.



Entelektüel birikimi artırmayı amaçlıyan, her sayısında kültürel doyum sağlayan makaleleri ve  görsel estetiğiyle de dikkat çeken dergi yazarları aynı zamanda canlı performans sergilediler. Şiirler okundu, Sanat müziğinden sevilen şarkıları icra ettiler.



ANA Dergisi, günümüz sanat dünyasındaki trendleri takip ederek, yenilikçi projelere de kapı aralıyor. Genç sanatçılara destek olmayı misyon edinen dergi, onların eserlerini tanıtarak sanatsal üretime katkıda bulunuyor. Böylece yalnızca geçmişin izlerini taşımakla kalmıyor, aynı zamanda geleceğin sanat yıldızlarını da okuyucularıyla buluşturuyor.



Toplantıya Dergi yazarları; Yazar-Seramik San.-Spiker Özcan Atamert, Aktör Engin Çağlar, Mısır Bilimci Perihan Sadıkoğlu, Çevre Derneği Başkanı sivil toplum konfederasyon Yönetim . Kurul üyesi Emekli Eğitimci Gültekin Taşpınar, Ana dergisi sanat danışmanı Bestekar Radyo Sanatcısı Vedat Çetinkaya, Dr.Tezernur Gücükoğlu, Udi Ahmet Gülcüoğlu, ABD Atatürk düşünce derneği  2.Başkan Prof. İlknur Boray, Ressam Serdar Samancıoğlu,  Emlak. Müş.Der. Yönetim Kurul Başkanı Şair-Yazar Adnan Yeşiltaş, Tiyatro Sanatçısı spiker Altan Akışık, Şair Müjgan Özgürel, Gülşen Şenderin, Şair Hüseyin Kuzucan, Şair Enver Hergüler, Şair Ertan Uzunyol şiirleri ile Şişli Eski Dostlar Koro Şefi Şeyda sevinçli , Hasan Sevinçli, Ressam Tülay Güzeldere, Ressam Ayşe Ümit Sahilyol, Ressam Nilüfer Spiker Suat Demirok, Elif  Durmuşoğlu, Şişli musiki koro mensupları Zehra Dirim Doğan Dirim Seçil Tekelioğlu  Nuri Külekçi  Nevin Zanona Özden Derviş Eczacı Sevil Pasin Muazzez  Aksakal. Zeliha Tevruz Yonca,  Nafi Özgürel, Kemal Kurt,  Zehra Çetinkaya Dirim gibi isimler katıldı.



Ana Dergisi, yalnızca bir dergi değil, aynı zamanda bir kültürel ürünün taşıyıcısıdır. Güncel sanat olaylarını, sanatçı röportajlarını ve yaratıcı projelerin parçalarını takip ederek, sanat dünyasında oluşan dinamikleri ustalıkla yansıtıyor. Derginin sayfaları, yaratıcılığın ve estetik ifadenin her rüzgarını hissettirirken, okuyucularına ilham veren derinlikli yazılar sunuyor.

yilmazparlar@yahoo.com



Pazar

Azarnegari Art House-Yılmaz Parlar

 Azarnegari Art House

Azarnegari Sanatı Yeni Bir Çağa Kapı Açtı, 

Sanatın Gücünü Keşfedin

Ahad Saadi’nin Büyüleyici Sanat Yolculuğu,

Sanat dünyasının efsanevi ismi Ahad Saadi’nin yarattığı Azarnegari sanatı, şaşırtıcı bir şölenle İstanbul Maçka’da sanata boyut kazandırarak, yeni bir döneme damga vurdu.

Ahad Saadi tarafından kurulan “Azarnegari Art House”, 14 Aralık 2024 Cumartesi günü, Parisa Karamnezhad, Javad Süleymanpur, Mehmet Najafzadeh ve Gökçe Akay gibi sanatçıların etkileyici eserleriyle kapılarını açtı.



Yalnızca bir açılış değil, aynı zamanda sanatın ve sanatçının toplum üzerindeki etkisini vurgulayan anlamlı bir buluşma oldu.

Bu özel sergi, sanatçının yenilikçi yaklaşımını ve Azarnegari'nin büyüleyici estetiğini, sanatseverleri bir araya getirerek muhteşem bir deneyim sundu. Sanatseverler, gün boyu devam eden bu eşsiz atmosferde, sanatın insanının gücü üzerindeki gücü bir kez daha deneyimlediler



Sanat merkezi Sanat Evinin açılışına, Başta Cem Yıldırımer’in Başkanlığını yaptığı Tek Hedefimiz Eğitim Derneği olmak üzere, sanat eğitim dernekleri, üniversite temsilcileri, değerli akademisyenler, ünlü sanat koleksiyonerleri, alanında yetkin başarılı sanatçılar ve sanat sever elit bir topluluk katıldı.

Modern sanat anlayışına öncülük eden bir buluşma noktalarından biri oldu. Ahad Saadi’nin, ateşle sanata anlam katan Azarnegari teknikleri, sanatı yeni bir boyuta taşıyarak estetik algıyı tamamen yeniden tanımladı.



Konukların samimi sohbetleri ve eserler üzerine yaptıkları derinlemesine tartışmalarla renklendi. Sanatın evrensel bir dil olduğunu bir kez daha hissettiren bu etkinlik, sanatın sadece bireyler için değil, toplumlar için de ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi.

Ahad Saadi’nin çocukluk yıllarından beri ateşle yanan bir tutku olarak geliştirip dünya çapında bir fenomene dönüşen Azarnegari, sanatseverleri şaşkın, hayran ve düşünceye dalmış bir halde bırakıyor. Kumaşların ışıkla dansı, izleyiciye her bir eserin kendi hikayesini fısıldamasına olanak tanıyor. Kumaşın üzerindeki ışık oyunları ve renklerin ahengi, sanatçının derin felsefi düşüncelerinin bir yansıması olarak hayat buluyor.



Sanat dünyasında yeni bir deha olarak kabul edilen Ahad Saadi, Azarnegari sanatıyla evrensel değerlere ışık tutuyor. Onun çalışmaları, estetik ve güzelliği kutsayarak olumlu düşüncenin gücünü öne çıkarıyor. Saadi’nin eserlerinde çiçeklerin canlılığı, doğanın büyüleyici estetiği ve ışıkla uyumlu bir dönüşüm öne çıkarken, izleyiciler bu eserlerde kendi iç dünyalarına derin bir yolculuk yapma fırsatı buluyor.

Saadi’nin özünde bulunan sevgi, şefkat ve naziklik değerleri, onun Azarnegari ile sanatı evrensel bir dile dönüştürmesini sağlıyor. Modern çağın kaosunda bir huzur adası yaratan sanatçı, eserlerinde bu bütünleşmeyi başarıyla sergiliyor. Tebriz’de doğan Saadi, kültürel zenginlikten beslenen bu sanatsal yaklaşımıyla sadece kendi köklerinden değil, aynı zamanda tüm insanlığın ortak değerlerinden ilham alıyor.



“Azarnegari Art House” sergisi, Ahad Saadi’nin benzersiz sanat anlayışının bir başka boyutunu ortaya koyarken, sanatseverleri unutulmaz bir yolculuğa davet ediyor. Modern sanatın büyük ustalarından biri olan Saadi, eserleriyle hem bugünü hem de geleceği etkiliyor. Onun yarattığı bu sanat evreni, sürekli bir yenilik ve ilham kaynağı olarak, tüm insanlığı daha iyi bir geleceğe davet ediyor.

Ahad Sadi’nin öncülüğünde yükselen bu mekân, sanatın ve sanatçının geleceğine ışık tutma misyonunu sürdürüyor.

Sanat Evi'nin Göz kamaştıran sanat eserlerinin sergilendiği bu özel sergisi, sanatın birliği ve beraberliğin simgesi olma misyonunu bir kez daha gözler önüne serdi. Her sanatçının kendine özgü tarzını ve bakış açısını yansıtmakla kalmayıp, ziyaretçilere derin düşüncelere dalma fırsatı sundu.

 

yilmazparlar@yahoo.com


Salı

Kadın Dayanışmasıyla Taçlanan Görkemli Düğün-Yılmaz Parlar

 Kadın Dayanışmasıyla Taçlanan Görkemli Düğün

Batıkan Zorbey Kondu ve Tuğçegül Bayramoğlu Dünya Evine Girdi. Batıkan Zorbey Kondu ile Tuğçegül Bayramoğlu'nun hayatını birleştirme vesilesiyle düğün adeta bir kadın dayanışması şölenine dönüştü

Elim Sende Vizyoner Kadınlar Platformu Başkanı Fazilet Patır'ın Oğlunun Düğünü, Seçkin Konukların Katılımıyla Baler Garden İskele'de Gerçekleşti



Baler Garden İskele, unutulmaz bir düğüne ev sahipliği yaptı. Narin Gümrük Müşavirliği şirketi Genel Müdür Yardımcısı ve Elim Sende Vizyoner Kadınlar Platformu Başkanı Fazilet Patır'ın oğlu Batıkan Zorbey Kondu ile girişimci ve fizyoterapist Tuğçegül Bayramoğlu, muhteşem bir törenle dünya evine girdi.

Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde Polis Memuru olarak görev yapan Batıkan Zorbey Kondu ve zarif gelini Tuğçegül Bayramoğlu'nun düğünü, hem kadın dayanışması hem de nezih konuklarıyla dikkat çekti.

Düğünde çiftin şahitliğini, iş dünyasının önemli isimlerinden Narin Gümrük & Elsan Global Lojistik ve TABA Amcham Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Ecevit Sanlı, Emekli Rektör Prof. Dr. Sıddıka Semahat Demir ve damadın devre arkadaşı Yunus Emre Karadoğan üstlendi.

Ayrıca davetliler arasında Turktrade Genel Sekreteri İlfeta Aksoy, Özüm 10000 Derneği Başkanı Sevim Erengil, Saitabat Köyü Kadınları Dayanışma Derneği Başkanı Sermin Cakalıoğlu, Kastamonu Kadın Derneği Başkanı Emine Çelik, belgesel yapımcısı, yazar ve akademisyen Doç. Dr. Nurdan Tümbek Tekeoğlu gibi güçlü kadın liderler yer aldı.



Kadın Dayanışması Düğüne Damga Vurdu

Düğünde göz kamaştıran bir diğer detay ise kadın dayanışmasıydı. Çeşitli kadın derneklerinin başkanları ve üyeleri, Elim Sende Vizyoner Kadınlar Platformu Başkanı Fazilet Patır'ı ve yeni evlenen çifti bu özel günde yalnız bırakmadı. Kadın derneklerinin başkanları, düğün boyunca birbirleriyle dayanışma ve sevgi örnekleri sergileyerek hem güçlü bir topluluk oluşturduklarını hem de kadınların toplum içindeki önemini vurguladılar.

Bu muhteşem düğün, sadece iki kişinin evlenmesi değildi; aynı zamanda kadın güçlenmesinin ve dayanışmasının da bir kutlamasıydı



Göz Kamaştıran Bir Atmosfer

Türk Sanat Müziği sanatçısı, besteci ve söz yazarı Nevra Günay, ses sanatçısı ve aktivist Zeliha Sunal da düğüne katılarak, geceye sanatsal bir hava kattılar.

Aile ve Dostlar Yanında

Damadın Amsterdam'da Calvin Klein CRM Kampanya Yönetimi Uzmanı olarak görev yapan ağabeyi Doğukan Buğra Kondu da düğüne katılanlar arasındaydı. Ayrıca anneanne ve dede Emine & Alaettin Patır, teyzeleri Mukaddes Turhal, Mukadder Patır, Mürüvvet Stelfox, Belkıs Patır ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nden devre arkadaşları da genç çifti bu özel günde yalnız bırakmadı. Duygusal anlar ve güler yüzlü sohbetlerle doluydu. Batıkan ve Tuğçegül'ün mutluluğu adeta salonu sevgi gölüne çevirdi. Ailelerinin ve dostlarının çevresinde yoğun bir sevgi sıcaklığıyla, bu özel gün daha da anlamlı hale geldi. Düğün, göz alıcı bir atmosferin yanı sıra samimi bir aile buluşmasına dönüştü. Damat ve gelin, danslarıyla tüm misafirlere unutulmaz anlar yaşattı.



Kadın Liderler Bir Arada

Elim Sende Vizyoner Kadınlar Platformu'nun Başkanı olan Fazilet Patır’ın bu özel gününde, kadın dernekleri başkanlarının bir arada olması, kadın dayanışmasının gücünü bir kez daha gösterdi. Özellikle topluma katkı sağlayan projeler yürüten bu liderler, düğün boyunca birlik ve beraberlik mesajları verdiler.

Düğün, sadece bir evlilik töreni olmanın ötesinde, iş ve sanat dünyasından, sivil toplum kuruluşlarından kadın liderlerin de bir araya geldiği, dayanışmanın ön planda olduğu görkemli bir kutlama oldu. Bu unutulmaz gece, Batıkan Zorbey Kondu ve Tuğçegül Bayramoğlu çiftinin hayatlarını birleştirdiği bu özel anı daha da anlamlı kıldı.

yilmazparlar@yahoo.com

Pazar

Kazakistan Bağımsızlığının 33. Yılı-Yılmaz Parlar

  Kazakistan Bağımsızlığının 33. Yılı

Almatı’nın Alatau İlçesinden Gelen Efsanevi Müzik Topluluğu 33 Yıl Sonra Yeniden Sahnede

Müzik ve Birlikteliğin Buluşması

Almati'nin Alatau ilçesinden gelen müzik topluluğu, Kazakistan'ın bağımsızlık kutlamaları çerçevesinde Topkapı Türk Dünyası Kültür Mahallesi'nde unutulmaz bir konsere imza attı. 33 yıl önce, aynı grup, bağımsızlık günü konseriyle gönülleri fethetmişti. 33 yıl önce Kazakistan’ın bağımsızlık günü kutlamalarında verdiği ilk konserin coşkusunu yeniden canlandırdı. Bu yıl ise Türk-Kazak dostluğunu pekiştiren bir etkinlik olarak adını duyurdu.





Kazakistan-Türkiye İlişkilerinin 33. Yılı: Bağların Güçlenmesi ve Ortak Kültürel Miras

Kazakistan ile Türkiye arasında dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin 33. yılını kutlamak amacıyla düzenlenen program, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti. Zeytinburnu Belediye Başkanı, Kazakistan'ın bağımsızlığının 33. yılına vurgu yaparak, Türkiye’nin Kazakistan ve diğer Türk devletleriyle olan tarihi ve kültürel bağlarının ne kadar derin olduğunu ifade etti.



Başkan, Malazgirt Zaferi'nden bu yana Anadolu'ya göç eden Oğuz Türklerinin ata yurdunu geride bıraktığını, 1991 yılında Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Azerbaycan gibi Türk devletlerinin bağımsızlıklarını kazanmalarının Anadolu Türkleri için büyük bir mutluluk ve gurur kaynağı olduğunu belirtti. Türk dünyası, Altaylardan Tuna'ya, Adriyatik'ten Çin Seddi'ne uzanan geniş coğrafyada 250 milyonluk bir kardeşlik zinciri oluşturmaktadır.



Başkan, Kazakistan ve Türkiye arasındaki ilişkilerin bağımsızlıkla birlikte başladığını, 1992 yılında Türkiye’ye gelen 10 bin Kazak öğrencisinin Türk-Kazak ilişkilerinin güçlenmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Bu öğrencilerden bazıları, ülkelerine döndüklerinde Türkiye ile Kazakistan arasında gönül elçileri olmuşlardır. Kazakistan’ın ekonomik ve diplomatik başarıları, özellikle enerji, teknoloji ve eğitim alanında, dünya çapında takdir edilmektedir.



Zeytinburnu Belediye Başkanı, Kazakistan'ın kültürel mirasına da değinerek, Hoca Ahmet Yesevi, El Farabi gibi önemli düşünürlerin Türk dünyası ve insanlık için birer rehber olduklarını belirtti. Başkan, Kazakistan’ın 33 yıllık başarı hikâyesinin, gelecekte de devam edeceğini dile getirerek, kardeş Kazak halkının bağımsızlık bayramını kutladı.

Bu etkinlik, Kazakistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin daha da güçlenmesine katkı sağlarken, Türk dünyasının ortak kültürel ve tarihi mirasının önemine de vurgu yaptı.



Ritimler ve Gelenekler

Konser, Kazak ve Türk halkları arasındaki güçlü dostluk bağlarını vurgulayan anlamlı bir etkinlik olarak dikkat çekti.

Yüzlerce müzikseverin katıldığı bu özel gecede, geleneksel Kazak müzikleri ve modern eserler sahnelendi. Türk dinleyiciler, Kazak müziğinin büyüleyici ezgileriyle adeta geçmişe yolculuk yaptı.



Konserde, Kazak müziğinin etkileyici melodileri ve zengin folklorik dansları sergilendi. Katılımcılar, müzik topluluğunun geleneksel çalgılarındaki ustalığını ve sahnedeki coşkusunu hayranlıkla izledi. Dinleyiciler, nostaljik anıların canlandığı bu etkinlikte hem eğlendi hem de kültürel mirasa tanıklık etti.



 Birlikte Daha Güçlüyüz

Etkinlik, Türk ve Kazak halkları arasındaki dostluğu sembolize ederken, geleceğe dair yeni umutlar ve işbirlikleri için bir platform oluşturdu. “Birlikte daha güçlüyüz!” sloganıyla sahne alan sanatçılar, her nota ile bu bağı güçlendirdi. Kazakistan'ın bağımsızlık coşkusunu paylaşan herkes, bu büyülü gecede tarih yazdı. Kazakistan Bağımsızlığının 33. Yılında Almatı’dan Gelen Müzik Topluluğu İstanbul’da Türk-Kazak Dostluğunu PekiştirdiTürk-Kazak Dostluğu Müzikle Taçlandı



33 Yılın Anıları Canlandı

Alatau’dan gelen bu müzik topluluğu, Kazakistan’ın bağımsızlık mücadelesiyle simgeleşmiş, ülkenin kültürel mirasının bir parçası haline gelmişti. 33 yıl önce bağımsızlık gününde sahneye çıkan aynı grup, bu kez Türk-Kazak dostluğunu pekiştirmek için İstanbul’da performans sergiledi. Hem tarihî bir bağ hem de geleceğe yönelik umutlarla dolu olan bu etkinlik, dostluk köprülerinin sağlam temeller üzerine inşa edildiğini bir kez daha gözler önüne serdi.



Etkinlikte Kültürel Paylaşım Öne Çıktı

Topkapı Türk Dünyası Kültür Mahallesi’nde gerçekleşen bu konser, sadece müzikal bir şölen olmanın ötesinde, iki ülke arasında kültürel alışverişin ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. Türk izleyiciler, Kazak müziği ve danslarıyla Kazakistan’ın ruhunu hissetti, Kazak misafirler de Türk kültürüne olan yakınlıklarını bir kez daha vurguladı.



Gelecek Nesiller İçin İlham Verici Bir Performans

Bu anlamlı etkinlik, iki milletin sanat yoluyla nasıl bir araya gelebileceğini, sınırları aşarak kültürlerin nasıl paylaşılabileceğini bir kez daha ortaya koydu. Kazak müzik topluluğu, performansıyla sadece bugünün izleyicilerini değil, gelecekteki kuşaklara da ilham verecek bir miras bıraktı.

Konser sonunda, katılımcılar hem Kazakistan’ın bağımsızlık gününü hem de Türk-Kazak dostluğunu coşkuyla kutladı.

yilmazparlar@yahoo.com

KAYNAK