İSTANBUL’DA 20 TEMMUZ MUTLU BARIŞ HAREKATI’NIN 41.
YILDÖNÜMÜ MÜNASEBETİYLE RESEPSİYON DÜZENLENDİ
Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi, KKTC
İstanbul Başkonsolosluğu Himayelerinde kutlama etkinliği düzenledi. 20 Temmuz
1974 Mutlu Barış Harekatı’nın 41. Yıldönümü vesilesiyle bu yıl 20 Temmuz 2015
Pazartesi akşamı İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka Sosyal Tesislerinde bir
resepsiyon tertipledi.
Gelen konukları Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul
Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Bilge Eray ile birlikte KKTC İstanbul
Başkonsolosu Fahri Yönlüer karşıladılar.
Etkinliğe başta İstanbul Vali Yardımcısı İsmail
Gültekin, Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz ve III. Kolordu Komutanı
Korg. Salih Ulusoy olmak üzere birçok üst düzey Askeri ve Sivil erkan yanında
Kıbrıs Dernek yöneticileri, Gazilerimiz ve birçok vatandaşımız katıldı.
Resepsiyonun
başında Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Zehra
Bilge Eray ve Başkonsolos Fahri Yönlüer birer konuşma yaptılar.
Zehra
Bilge “20 Temmuz 1974 Mutlu barış Harekatını 41. yıl dönümü Türk Ulusuna kutlu olsun
20
Temmuz 1974 mutlu Barış harekatının neden yapıldığını anlayabilmek için Kıbrıs’ta 1974 öncesi neler yaşandığını
bilmek gerekir.
Kıbrıs
adasında yıllardan beri birlikte yaşadığımız Rumlar Büyük ülküleri Enosisi
gerçekleştirmek uğruna Türklere karşı akla gelebilecek insanlık dışı davranışı
yapmaktan geri durmadılar.1955 yılının 1
nisan günü kanlı terör örgütü Eoka silahlı saldırıları ile Enosis için
faaliyete geçtiğini tüm Kıbrısa, dünyaya ve İngiliz sömürge yönetimine duyurdu.
Başlangıçta saldırıları İngiliz sömürge yönetimine ve İngilizlere karşı idi.
Ancak asıl hedeflerindeki Enosis için en büyük engel olarak gördükleri
Türklerdi. 1960 yılına gelene kadar yaptıkları saldırılarda Kıbrıs Türkleri
yaklaşık 110 şehit verdi. 1960 yılı barış yılı oldu. Tüm taraflar anlaşarak
imza attıkları 1959-1960 Londra ve Zürih anlaşmaları ile Kıbrıs Halkları 82
yıllık İngiliz sömürge yönetiminden kurtulmuştu.
1959-1960 anlaşmalarının getirdiği güvenlik ve hürriyet ortamı ne yazık ki sadece 3 yıl sürdürülebildi. Enosis saplantılarının esiri olan Rumlar Akritas katliam planını yürürlüğe koyarak Kıbrıs Türklerine 21 Aralık 1963 Kanlı Noelini yaşattılar.Kıbrıs Türk Halkı Hükümetten, Meclisten, Devlet dairelerinden silah zoru ile dövülerek,öldürülerek atıldılar.Anlaşmalardan gelen tüm hakları Rumlar tarafından gasp edildi.Türkler 21 Aralık 1963 den 31 Aralık 1963 e kadar 10 günde 134 şehit verdi. Türkler artık bir devlete sahip değildi.Adada savaş istemiyor, insanca yaşamak istiyordu. Rumun Türklerden barış için istediği tek sey teslimiyetti.Bu dönemde Rumlar 103 köyden Türkleri silah zoruyla atıp, köyleri yakıp yıktılar. Türkler adanın %3 ü kadar kantonlara hapsedilmiş ve dünyanın en ağır ambargo ve izolasyonuna maruz bırakılmış, dünya ile olan tüm ilişkileri kesilmişti. 21 Aralık 1963 -18 Temmuz 1974 tarihleri arasında Türkler toplam 401 şehit verdi.
1959-1960 anlaşmalarının getirdiği güvenlik ve hürriyet ortamı ne yazık ki sadece 3 yıl sürdürülebildi. Enosis saplantılarının esiri olan Rumlar Akritas katliam planını yürürlüğe koyarak Kıbrıs Türklerine 21 Aralık 1963 Kanlı Noelini yaşattılar.Kıbrıs Türk Halkı Hükümetten, Meclisten, Devlet dairelerinden silah zoru ile dövülerek,öldürülerek atıldılar.Anlaşmalardan gelen tüm hakları Rumlar tarafından gasp edildi.Türkler 21 Aralık 1963 den 31 Aralık 1963 e kadar 10 günde 134 şehit verdi. Türkler artık bir devlete sahip değildi.Adada savaş istemiyor, insanca yaşamak istiyordu. Rumun Türklerden barış için istediği tek sey teslimiyetti.Bu dönemde Rumlar 103 köyden Türkleri silah zoruyla atıp, köyleri yakıp yıktılar. Türkler adanın %3 ü kadar kantonlara hapsedilmiş ve dünyanın en ağır ambargo ve izolasyonuna maruz bırakılmış, dünya ile olan tüm ilişkileri kesilmişti. 21 Aralık 1963 -18 Temmuz 1974 tarihleri arasında Türkler toplam 401 şehit verdi.
Rum
lider Papadopulos ise 1963-1974 arasında bir tek Türk öldürülmedi iddiasında
bulunabiliyordu. 15 Temmuz 1974 de
Rumlar bir kez daha Enosisi gerçekleştirme sevdasıyla yeni bir katliam planı İFESTOS 1974 üuygulamaya
koydular. Bu plana göre Rumlar süratle
Kıbrıslı Türklere son darbeyi indirecek, Adada Türk varlığı silinecek,
Türkiye müdahale etmeden her şey bitmiş olacaktı. 15 temmuz 1974 de Makariosa
yönelik darbe gerçekleştirdiler. Plan gereği Rum Muhafız birlikleri Türk
köylerini top ateşine tutup saldırılara başladılar. Karşılarına çıkan Türkleri
katlettiler. Bu olaylar sonucunda
20
Temmuz 1974, 41 yıl önce bugün Kıbrıs ta 1963-1974 yılları arasında 11 yıl
boyunca Adada ki Rumlar tarafından,
Dünya devletlerinin ve adadaki barış gücü askerlerinin gözleri önünde her türlü mezalimin
uygulandığı Kıbrıs Türk halkının, Anavatanımızın, 1960 Antlaşmalarından doğan
garantörlük haklarını kullanarak Adaya yaptığı çıkartma harekatı ile gerçek bir
soykırımdan kurtarıldığı, yeniden doğduğu, özgürlüğüne kavuşturulduğu gündür.
15
Temmuz 1974 günü Rumlar bir bomba gibi patlayan en son oyunlarını kendi
aralarında yaptıkları bir darbe ile başlattılar. Oldu bitti ile Kıbrıs’ın
Yunanistan’a bağlandığını ilan etmişlerdi. Darbenin esas yöneticisi Yunan Alayının komutanı idi. Rum ulusal
muhafız gücü ele geçirdikleri Kıbrıs Rum Radyosundan Cumhurbaşkanı Makarios’un
öldürüldüğünü, yeni Cumhurbaşkanının Nikos Samson’un olduğunu ve Kıbrıs’ta bir Helen Cumhuriyeti kurulduğunu ilan
ediyordu. Darbeciler 1960 yılında kurulan Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyetinin
bayraklarını resmi binalardan indirerek yakıyorlardı. Yunan Alayının Lefkoşa
Havalimanını da işgal ettiği haberini
yayıyorlardı.
Kıbrıs
Türk Halkı son derece kötü şartlar altında idi. Bayrak radyosu devamlı olarak
Cumhurbaşkanı yardımcısı Sn. Rauf Denktaş’ın “ Türkler evlerinden dışarı
çıkmasınlar” mesajını duyuruyordu. Kıbrıs’ı Yunan adası yapma ve enosisi
gerçekleştirmek hayal ve arzusu ile Rumlar Türklere karşı saldırıya
geçmişlerdi. Amaçları Büyük idealleri
ENOSİS için uyguladıkları Akridas planı ile Adadaki Türklerin topyekün yok
edilmesi, Enosis’e hayır diyecek tek bir Türkün kalmamasıydı.
Anavatanımıza
Yürekten bağlı olan halkımız 1964 yılında
Erenköy’de gerçekleşen efsane kurtuluşun tekrar edeceğine inanarak büyük
bir azimle direniyordu. Kulaklarımız Ankara’dan gelecek seste,gözlerimiz Girne
dağlarında idi.
Rumlar
Türkiye’nin adaya çıkartma yapamıyacağına
inandırılmıştılar. 20 Temmuz 1974 sabahı Türk paraşütlerinin ve
helikopterlerinin göründüğü Girne sahillerine çıkartma yapılacağı hiç kimsenin
aklına gelmemişti. Türkleri yok olmak üzere olan moralleri bu yıldırım harekatı
ile doruk noktasına erişmişti.Mutluluğumuz sonsuzdu. Türkiye Cumhuriyetinin
Başbakanı Sn.Bülent Ecevit’in heyecan dolu sesi TRT radyolarından Silahlı
kuvvetlerimizin adaya çıkartma harekatının başladığını bildiriyor ve adaya
“savaş için değil barış için ve yalnız Türk halkına değil, Rum halkına’da barış götürmek için gidiyoruz” diyordu.
Türkiye’nin
müdahale edeceğine inanmayan uzun yıllar mevzilerinden Türk mücahitlerine ‘Ne
zaman Geleceksin’ şarkılarını dinleten ve alay eden Rumlar şaşkına dönmüşlerdi.
Her tarafı yakıp yıkmaya başladılar. Temmuz sıcağı da eklenince yeşil ada adeta
cehenneme döndürülmüştü. Hiç kimse bir dakika sonra ne olacağını bilemiyor
Ateşkes
sonrasında kurtarılan Türk bölgelerinde bulunan toplu mezarlar, acımasızca
çocuk genç ihtiyar demeden Rumlar tarafından katledilen Türklerin görüntüleri,
içinde bulunduğumuz durum, yapılan barbarlık, bütün dünyaya yabancı basın
tarafından sergileniyordu. Kurtuluş savaşımızda olduğu gibi Rumlar
Mehmetçiklerin önünden kaçarlarken geride kalan her şeyi yakıp yıkıyor
öldürüyordu.
20
Temmuz günü başlayan harekatla ve yaklaşık bir ay sonra 14 Ağustosta adanın
doğusunda bulunan halkımızı kurtarmak için gerekli görülen ikinci kurtarma
harekatı yapılarak Türk halkının can güvenliği sağlanmıştır.
Türk
ulusunun milli davası olan bu haklı dava hepimizin bildiği gibi yaklaşık yarım
asırdan beri devam etmektedir. Kıbrıs’a
Barış ve ayni zamanda fiili çözüm, 1974 Mutlu barış harekatı ile
gelmiştir. 41 yıldan beri Kıbrıs’ta iki halk arasında hiçbir olay
yaşanmamıştır.
Kıbrıs
meselesi hukuki bir mesele değildir diyerek 1960 antlaşmalarını yok sayarak,
Kıbrıslı Türklerle Türkiye cumhuriyetinin haklarını inkar ederek atılan her
adım Kıbrıs meselesinin çözümüne değil daha fazla halledilemez hale gelmesine
yaramaktadır.
Kıbrıs’ta
arzulanan uzlaşma yıllardan beri yaşananlar göz önüne alınarak, Rum halkı kadar
Türk halkının da eşit egemenlik hakkına sahip olduğunun kabulü ile mümkün olacaktır.
Adada
köklü çözümden kaçan Türkler değil Rumlardır. Türk Halkının isteği yaşanan tüm
zorlukları göğüsleyerek, şehitler vererek canları pahasına 15 Kasım 1983 yılında kurulan Milli benliği
olan Bağımsız Egemen KUZEY KIBRIS TÜRK
CUMHURİYETİ’nin yaşatılması ve Anavatanımızın fiili garantör olarak, Türk
halkının güvenliğini bu gün olduğu gibi her zaman sağlamasıdır.
20
Temmuz 1974 mutlu barış harekatının 41. yıl dönümünde Milli davamıza inanan ve
son nefeslerine kadar çaba gösterecek olan tüm vatandaşlarımız adına, Yüce Türk
Ulusuna, Kahraman ordumuza , mehmetçiklerimize, gazilerimize, mücahitlerimize
şükran ve minnetlerimizi sunar,Başta büyük kurtarıcımız Mustafa kemal Atatürk
olmak üzere ebediyete intikal eden büyüklerimize, Toplum liderimiz Dr. Fazil
küçük’e Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaşa, vatan uğruna canlarını
veren vatanın gerçek sahibi olan tüm şehitlerimize tanrıdan rahmetler dilerim.Sözlerime son
verirken KTKD İstanbul şubesi yönetim kurulu olarak davetimize katılarak bizleri onurlandıran siz değerli
konuklarımıza sonsuz saygı ve sevgilerimizi sunarız. “
yilmazparlar@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder